Şimdi temelden başlayarak sizi biraz bilgilendirmeye çalışacağım. Belki de bu söyleyeceklerimi biliyor olabilirsiniz ama temelde birşey kaçırmanızı istemem. Ayrıca daha çok psikoloji ve pdr-psikoloji arasındaki farklara değineyim. Çünkü pdr hakkında kendimi yeterli görmüyorum yanlış bir bilgi vermek istemem.
Öncelikle PDR bölümü genelde üniversitelerin eğitim fakültelerinde bulunurken Psikoloji bölümü Fen-Edebiyat yada Sosyal Bilmler fakültelerinde bulunur. Buradan da anlaşılacağı gibi PDR işin eğitim yanıyken psikoloji tıpkı fizik, kimya, sosyoloji gibi bir bilim dalıdır. Bahsettiğiniz üniversitelerde de bir bilim eğitimi alırısınız (günümüzde yeni çıkan özel üni.ler artık bilimden daha çok psikolojiyi ticarete dönüştürme eğiliminde). Temel olarak PDR'de devlet veya özel okullarda, aile danışmanlıklarında çalışabilirsiniz. terapi vs yapmanız için hangi terapiyi yapacak iseniz onun eğitimini sonradan özel bir kurum-dernek vs yada yüksek lisans programınızda aalmanız gerekir (etik olan budur). Psikolojide de yine devlette(hastaneler, toplum sağlığı merkezleri, hapishane ve ıslahevleri vb), özel kurumlarda (aklınıza gelebilecek her türlü kurumda) çalışabilirsiniz. Benzer şekilde terapi uygulamak için klinik psikoloji yüksek lisansı yapmalı ve bu yl sürecinde yapacağınız terapiye yönelik görüşmeler yapıp süpervizyon almalısınız ve ya dernek vs gibi kurumlardan terapi eğitimi almalısınız (bu kurumlar da işi ticarete dökmeye başladı hangisi iyi yada hangisinin sertifikası geçerli,hangisi kapsamlı vs denetlemek imkansız bu yüzden bence yapılması gereken klinik psikoloji alanında yl) -etik olan bunlar-.
Ayrıca psikoloji okursanız bilindiği gibi bir danışma-terapi merkezi açamıyorsunuz. Bunun için de ya klinik psikoloji yüksek lisansı yapmalı, ya aile danışmanlığı eğitimi almalı ya da pdr'den yüksek lisans yapmalısınız.
Benim görüşüme gelirsek yukarıda da belirtildiği gibi psikoloji temel olarak bir bilim dalıdır ve PDR2de insan duygu, düşünce ve davranışlarında dair göreceğiniz derslerden daha kapsamlıdır. PDr ise (bunlar lisans düzeyinde ve bazen okula göre değişmekte) eğitim, danışmanlık, görüşme gibi alanlarda daha kapsamlıdır. Ancak günümüzde PDR mezunları daha çok kişisel gelişim, akademik kariyer ve aile danışmanlığı ile ilgili görüşmeler düzenlemekteyken, psikologlar kişisel gelişim, aile danışmanlığı, aile ve bireyse terapiler, bilişsel davranışçı terapiler, psikodinamik yaklaşımlı terapiler veya varolşçu yaklaşımdai terapileri düzenlemektedirler (yanlış anlaşılmasın psikologlar bunları yapar bunları yapamaz demiyorum herkes hepsini yapabilekte ama genel eğilim bu çerçevede).
Psikolojiye başlarken yada tercih ederken ben de dahil çoğunluğun gözünde klinik psikolog olmak vardır. Tabii bu görüşmeleri, terapileri klinik psikoloğun yaptığı bunu da yapmak için illaki yl yapılması gerektiğini bilmeden seçim yapılır. Çünkü herkesin aklına psikoloji denince bu gelir. Ancak psikolojinin bugün dünyada tanımlanmış 100'ü aşkın alt alanı vardır. bunlardan ilginç olan bir örnek vermek gerekirse "Uzay Psikolojisi". Ülkemizde ise yaygın olan alt alanlar şunlardır: Klinik psikoloji, gelişim psikolıjisi, sosyal psikoloji, deneysel-bilişsel psikoloji, endüstri ve örgüt psikolojisi ve trafik psikolojisi. Bu alanlar tabiki de yüksek lisansta ayrılmaktadır. Lisans eğitiminde bu bahsettiğim alanların neredeyse hepsinden derler alınsa da okuyanlar bilir ki bu dersler aslında sadece bir giriş niteliğindedir. Aslında bana kalırsa psikoloji lisans eğitimi giriş niteliğindedir. bu sebeple doktora sonrasında bile alanla ilgili öğrenme süreci bitmez ki bir de bilim yaptığımız için yeni bilgiler-değişen bilgiler sürekli olacaktır.
Gelelim dil mevzusuna -kısaca geçeceğim- bu alnın %90 dan fazlası ingilizcedir. Lisansta odtü boğaziçi hariç dersler türkçe olsa da hangi alt alandan olursa olsun iyi bir yl programına girerseniz sadece makaleler değil okuyacağınız kitaplar da ingilizce olacaktır.(bu pdr Türkçe anlamına gelmesin ben psikolojiyi biliyorum).
Bana soracak olursanız ODTÜ psikolojiyi seçerdim( farklı illerde olması dışında bildiğim kadarıyla da ödtü ve boğaziçi eğitim ekolü olarak farklı değildir) Ancak herkesin keyif aldığı şeyler farklı olabilr. Kimsenin yaptığı iş bir diğerinden üstün değildir, kişiyi üstün kılan yaptığı işte iyi olmasıdır. Sizin yapmanız gereken gerçekten bu bölümler nedir bunu anlamaya çalışmak ve ileride ne yapmak istiyorsanız ona göre karr vermek olacaktır. ben de terapi uygulayım insanlarla görüşeyim sorunları çözeyim diye seçtim ki yine de kendi çvremde bilinçli seçenlerdendim ancak görüdm ki psikoloji benim bildiğim şey değilmiş bir çok alan varmış.Bu alanları tanıyınca klinik psikolojji değil bilişsel psikolojiye daha eğilimli olduğumu onun beni daha mutlu ettiğini gördüm.
Kendi bilgilerim ve tecrübelerim dahlinde size aktarmaya çalıştım. Lütfen karar verirken yanılma payım olduğunu da düşünün. Umarım uzun yazımla sıkmamışımdır. Burada yazdıklarım PDR de var psikolojide yok yada tam tersi olarak anlaşılmasın. Ben genel eğilimleri ve bildiğim kadarını kendi bakış açımdan anlattım. Belki bir PDR2ci arkadaş da çıkıp kendi alanını tanıtır. Yanlışım var ise de beni düzeltir.
.Ayrıca Psikoloji bölüm olarak daha geneldir.PDR okuyanlar eğitim fakültesi ağırlıklı dersler görürler tıpkı öğretmenler gibi ama Psikoloji bölümünde okuyanlar için durum daha farklıdır.Kısacası Psikoloji okuyan kişi bilim okur, PDR okuyanlar ise öğretmenlik.
Çok iyi bir sıralama yapmışsın, Ankara'ya beklerim.
.Üniversite döneminde aileye yakın olmak kimisi için nimetken kimisi içinse eziyettir önemli olan sen bu çizginin neresindesin.
