Pandemi Döneminde Avusturya - Türkiye Araba Yolculuğu

[cingoz debriyaj]

Bugün PCR Testimizi yaptırdık, sonrasında arabayı gittim yıkadım ve yol için hazırım. Sabah heyecanla çıkacağız yola. Çok uzun sürelerde gidemeyince heyecan daha fazla oluyor

Arabanın dışını aldığımdan beri ilk kez yıkıyorum. Tamı tamına 2,5 ay olmuş ama hala kirli görünmüyordu. Bu anlamda bir daha araba alırken ilk bakacağım renk koyu gri tonları oldu artık

Arabanın önce jantlarını kuruyken Meguiar’s jant temizleyicisiyle temizledim. Bu AMG jantlar temizliği inanılmak kolay jantlar. Yıldız desen bu anlamda çok işe yarıyor. Tertemiz görünen janttan acayip kir çıktı

Ekli dosyayı görüntüle 35341

Jantlardan sonra köpük şampuanı ile arabaya köpük sıktım. Burada KochChemie markasının Gsf ürününü kullandım. Püskürtme şişem de Gloria marka. @MTZ sormuştun şişeyi. İnanılmaz işe yaradığını söyleyebilirim. Şampuanı ve suyu koyup çalkalayıp pompa yapıyor ve püskürtüyorsun. 1litrelik şişe benim arabaya ucu ucuna yetti. Şişe küçük olduğundan bence harika oldu. Çok rahat kullanımı ancak 10-15 kere pompa yapıp püskürtmek gerekiyor.

Ekli dosyayı görüntüle 35344

Ekli dosyayı görüntüle 35345

Araba köpükle kalırken ben biraz da kauçuk papaslara köpük sıkıp fırçayla temizledim.

Sonra bir duruladım. İki kovaya su koydum. Birine şampuan döktüm. Yıkama eldiveni ile şampuanı alıp arabanın her yerini yıkadım. Arada sadece su olan kovada eldiveni yıkadım.

Ekli dosyayı görüntüle 35346

En son bir daha duruladım, kuruladım, camları camsille sildim ve jantları ve lastikleri bezle kuruladım. Sonra Meguiar’s’ın çok övülen lastik parlatıcısını süngerle sürdüm. Şimdilik çok güzel ama bakalım ne kadar kalıcı olacak, meraktayım. Son olarak Sonax’ın detailer’ı ile bir cila çektim ve işlem tamam.

Ekli dosyayı görüntüle 35347
Sonrasında lastik havalarına baktım, her şey iyi görünüyordu. Silece suyunu doldurayım dedim. Bunu yaparken hep içindeki suyu tamamen bitirip öyle doldururum. İçindeki karışımdan farklı bir şey eklenince bazen sensörler sıkıntı yapıyor. Bir defa başıma gelmişti önceki araçlarından birinde. O gün bu gündür hep sonuna kadar bitirip öyle koyarım. Bu araçta depo çok büyük sık sık bitmedi. 2,5 aydır kullandığım halde hem de. Sonra zaten 4 litre civarı su aldı Mazot doldurdum. Bu ara mazot fiyatları çok arttı. Korona zamanı 1 Euro’nun altındaydı hep. Bugün 1,214 Euro / Litre’den doldurdum. Yol boyu bakalım fiyatlar nasıl olacak? Benzinlikte bir de sürpriz oldu. Durduğum benzinlik gişesinin yanındaki araba benim arabanın siyahıydı ama bir farkla. Kendisi E63s AMG Çıkarken fotoğrafını çektim ama bulanıktı.

Ekli dosyayı görüntüle 35349

Buralarda böyle araçlar alanlar genelde gösterişi sevmiyor. Yüksek motorlularda genelde arkada model adı yazmıyor. Benim araçta da öyle arkada hiçbir yazı yok. Bu AMG’de de yoktu ama difüzörden, sesten vs anlamamak mümkün değil En son gelip eve bavulları da yükledim. Yarın artık yol

Kazasız belasız yolculuklar diliyorum

 

[babayimben]

İyi yolculuklar hocam,
Kazasız belasız olsun inşallah

 

[MTZ]

Bugün PCR Testimizi yaptırdık, sonrasında arabayı gittim yıkadım ve yol için hazırım. Sabah heyecanla çıkacağız yola. Çok uzun sürelerde gidemeyince heyecan daha fazla oluyor

Arabanın dışını aldığımdan beri ilk kez yıkıyorum. Tamı tamına 2,5 ay olmuş ama hala kirli görünmüyordu. Bu anlamda bir daha araba alırken ilk bakacağım renk koyu gri tonları oldu artık

Arabanın önce jantlarını kuruyken Meguiar’s jant temizleyicisiyle temizledim. Bu AMG jantlar temizliği inanılmak kolay jantlar. Yıldız desen bu anlamda çok işe yarıyor. Tertemiz görünen janttan acayip kir çıktı

Ekli dosyayı görüntüle 35341

Jantlardan sonra köpük şampuanı ile arabaya köpük sıktım. Burada KochChemie markasının Gsf ürününü kullandım. Püskürtme şişem de Gloria marka. @MTZ sormuştun şişeyi. İnanılmaz işe yaradığını söyleyebilirim. Şampuanı ve suyu koyup çalkalayıp pompa yapıyor ve püskürtüyorsun. 1litrelik şişe benim arabaya ucu ucuna yetti. Şişe küçük olduğundan bence harika oldu. Çok rahat kullanımı ancak 10-15 kere pompa yapıp püskürtmek gerekiyor.

Ekli dosyayı görüntüle 35344

Ekli dosyayı görüntüle 35345

Araba köpükle kalırken ben biraz da kauçuk papaslara köpük sıkıp fırçayla temizledim.

Sonra bir duruladım. İki kovaya su koydum. Birine şampuan döktüm. Yıkama eldiveni ile şampuanı alıp arabanın her yerini yıkadım. Arada sadece su olan kovada eldiveni yıkadım.

Ekli dosyayı görüntüle 35346

En son bir daha duruladım, kuruladım, camları camsille sildim ve jantları ve lastikleri bezle kuruladım. Sonra Meguiar’s’ın çok övülen lastik parlatıcısını süngerle sürdüm. Şimdilik çok güzel ama bakalım ne kadar kalıcı olacak, meraktayım. Son olarak Sonax’ın detailer’ı ile bir cila çektim ve işlem tamam.

Ekli dosyayı görüntüle 35347
Sonrasında lastik havalarına baktım, her şey iyi görünüyordu. Silece suyunu doldurayım dedim. Bunu yaparken hep içindeki suyu tamamen bitirip öyle doldururum. İçindeki karışımdan farklı bir şey eklenince bazen sensörler sıkıntı yapıyor. Bir defa başıma gelmişti önceki araçlarından birinde. O gün bu gündür hep sonuna kadar bitirip öyle koyarım. Bu araçta depo çok büyük sık sık bitmedi. 2,5 aydır kullandığım halde hem de. Sonra zaten 4 litre civarı su aldı Mazot doldurdum. Bu ara mazot fiyatları çok arttı. Korona zamanı 1 Euro’nun altındaydı hep. Bugün 1,214 Euro / Litre’den doldurdum. Yol boyu bakalım fiyatlar nasıl olacak? Benzinlikte bir de sürpriz oldu. Durduğum benzinlik gişesinin yanındaki araba benim arabanın siyahıydı ama bir farkla. Kendisi E63s AMG Çıkarken fotoğrafını çektim ama bulanıktı.

Ekli dosyayı görüntüle 35349

Buralarda böyle araçlar alanlar genelde gösterişi sevmiyor. Yüksek motorlularda genelde arkada model adı yazmıyor. Benim araçta da öyle arkada hiçbir yazı yok. Bu AMG’de de yoktu ama difüzörden, sesten vs anlamamak mümkün değil En son gelip eve bavulları da yükledim. Yarın artık yol

Hayırlı yolculuklar

 

[mcb]

Teşekkürler hepinize

 

[mcb]

İlk gün sonu Belgrad’da mutlu son. Darısı yarına

 

[mcb]

İlk gün raporu:

Sabah sandviç, kahve, simit(Türkiye’den daha iyi simiti Avusturya’da yedim, yiyorum ) vs. alıp sabah 7 gibi yola koyulduk. Avusturya’da Almanya sınırında yaşadığımızdan evden çıkıp 6-7km sonra Almanya sınırına vardık. Dün Bavyera eyaleti sürpriz bir karar alarak bizim sınır kapısındaki kontrolleri kaldırdığını açıkladı. Bu nedenle direkt Almanya’ya geçtik.

Almanya

Almanya’da bugün dini bayram. Bavyera da Almanya’nın en tutucu yeri. Dolayısıyla yollar bomboştu. O kadar ki normalde 2.5 saat süren Münih 1 saat 15 dakika sürdü. Münih’te normalde çevre yolundan giderim, Google bu kez şehir içini önerdi boş diye. Arabayı da ilk kez deneme fırsatı buldum. 180’de 8. Viteste kaldığı oldu. Daha 9’u var bunun Araba gerçekten gitmek istiyor, çok güven veriyor yüksek hızlarda. C’den sonra bu kadar etkileneceğimi tahmin etmiyordum. 210-220 allah ne verdiyse gittim. Ortalama hızım Avusturya sınırına geldiğimde 150 civarındaydı ki bunun Münih şehir içi var, birçok şehir geçişinde 100’e 120’ye düşüşü var Araba ses ve konfor olarak da çok iyiydi 160 civarında rüzgar sesi gelmeye başlıyor, motoru duymak mümkün değil zaten. Hal böyle olunca çok keyifliydi ve hız sabitleyici bile kullanmadım. Almanya bu arada hala bedava otoban ücreti olarak. Sürücüler genel olarak saygılı ve dikkatli. Bazen öndekini sollamak için sola atlayan tipler olmuyor değil. Maalesef onlar hızınızı baltalıyor ama genel olarak çok rahat.

Avusturya

Hırvatistan, Sırbistan, Bulgaristan gibi sınırlarda bekler miyiz diye düşünürken kötü bir sürpriz oldu ve Almanya’dan Avusturya’ya tekrar geçerken (Salzburg’da) deli bir sınır kontrolü yapmaya karar vermiş Avusturya tatil tatil. Neyse ki biz Avusturya plaka olduğumuzdan direkt geç dediler ama yarım saat bekledik. Avusturya onun dışında çok rahattı. Yollar boştu ama çok tünel geçtik ve çok yağmur yağdı. Avusturya’da hız sınırı 130 ama tünellerde 100. Bu nedenle burada hızımız düştü. Burada da sürücüler Almanya gibi. Yollar daha da iyi. Hız sınırı ve radar çokluğundan hız sabitleyici ile yorulmadan gitmek mümkün.

Slovenya

Burada sınırda kimse yoktu. Geçer geçmez aylık otoban vinyetimizi aldık 30 Euro’ya ve devam ettik. Aylık almamızdaki sebep dönüşte de burayı kullanacak olmamız. Slovenya’da da yine 130km/h hız sınırı var. Maksimum 135-36 ile seyrettik. Burada yalnız deli bir yağmura yakalandık. Çoğu yerde görüş mesafesi sıfıra indi. Çoğunlukla otonom sürüşte gittik. Bu havada inanılmaz işe yaradı. Başka türlü gitmemiz imkansızdı neredeyse. Bu havada bu kadar iyi çalışan sisteme güvenim artık tam diyebilirim Yollar bayağı güzeldi Slovenya’da. Sürücüler de Avusturya ve Almanya’dan bir tık agresifti. Burada Hırvatistan’a geçmeden bir mazot doldurdum. 55€ civarında yakmıştık yaklaşık 650km’de. Bunda Almanya’nın etkisi büyük sonrasında yakıt tüketimi çok düştü çünkü.

Hırvatistan

Burası AB olduğu halde pasaport kontrollü sınır geçişi var. Hiçbir şey sormadan geç dediler ve 10 dk bile beklemedik. Yolda otoban ücretleri gişeden ödeniyor. Klasik bilet al, gişeye öde şeklinde. 18,5€ tutuyor toplamda. Ancak bu paranın karşılığı kesinlikle yok. Tüm yolu sol şeritten gitmek zorunda kaldım. Sağ rezaletti. Sürücüler de daha agresif. Allahtan yol boştu. 3 saat gibi bir süre sonunda Sırp sınırına ulaştık.

Sırbistan

Sırbistan yol üstünde tek AB ülkesi olmayan ülke. Bu nedenle burada kontroller sıkı normalde. Sırbistan girişi ve sonrasında Sırbistan’dan çöküp Bulgaristan’a girerken kontrol uzun sürüyor. Bu kez 5dk bile beklemedik. Direkt pasaportları taratıp geç dediler. Nereye gidiyorsun, arabada vergiye tabi bir şey var mı bile demediler. Sırbistan otobanı yeni bir otoban. Bu nedenle düzgün gayet. Sistem de Hırvatistan gibi gişe yöntemi. Toplam 16,5 Euro tutuyor ancak Hırvatistan’dan daha uzun bir yol. Sürücüler de Belgrad civarı dışında gayet iyi. Belgrad tam bir küçük İstanbul. Emniyet şeridinden giden mi dersin, sinyal alışkanlığı olmaması mı dersin, üstüne süren mi dersin, motorla, apaçi arabalarla makas atan mı dersin ne ararsan var. Bu nedenle Belgrad’a kadar yine çok rahat geldik. Otelimiz Belgrad’da. Orada şehir içine girdik. Zincirleme bir kaza olmuş ve trafikte kaldık. İstanbul gibiydi trafik her şeyiyle. Bayağı gıcık olduk ama yapacak bir şey yok. Neyse ki 6buçuk gibi 1150km civarında yol yapıp otele vardık. Yarın nispeten kolay bir gün ve yol bizi bekleyecek.

Son olarak PCR test sonuçlarımız da biz yoldayken ulaştı. Negatif çıktık ve karantinadan yırttık şükür

 

[mtb_rider]

İlk gün sonu Belgrad’da mutlu son. Darısı yarına

Ekli dosyayı görüntüle 35364

Erik gibi maşallah. Kütür kütür

Bu enfes yollardan bize getirdikleriniz iki fotoğraf mı ?

Durumunuz mümkün veriyorsa vakum aparatı ve gopro cihazı ile şu tarz kayıtlar alsanız ne şahane olur ! Fotoğraf, video, timelapse. Hem bizi beslersiniz. Hem kendiniz için enfes bir arşiv olur.

 

[mcb]

Erik gibi maşallah. Kütür kütür

Bu enfes yollardan bize getirdikleriniz iki fotoğraf mı ?

Durumunuz mümkün veriyorsa vakum aparatı ve gopro cihazı ile şu tarz kayıtlar alsanız ne şahane olur ! Fotoğraf, video, timelapse. Hem bizi beslersiniz. Hem kendiniz için enfes bir arşiv olur.

Eyvallah teşekkür ederim

Valla aslında gopro da vakum da var ama birkaç kez bu timelapse’leri yaptım sonra sıkıcı geldi görüntü olarak. Onun yerine güzel yerleri normal video çekeyim diyorum dönüşte. Maalesef sürekli yolda olduğumdan da bu kez çok az fotoğraf çektim. Dönüşe inşallah daha çok çekeceğim. Bugün inanılmaz boş yollar ve sınırlarla geldik ailemizin yanına. Hikayesi sonraya, Kapıkule’den mutlu son fotoğrafı şimdiye

 

[mcb]

İkinci Gün Sırbistan, Bulgaristan, Türkiye

Sırbistan

Otelde sabah kahvaltı yapıp biraz geç yola çıktık. Normalde 7buçukta çıkarız derken 9’u buldu yol. Yine sabah Belgrad trafiğinde kaldık. Sonrasında çıkışında Belgrad’a çevre yolu yapılıyor bu nedenle bir yerde tek şeride düşmüş yol, rahat bir 20dakikamızı daha yedi orası. Neyse Belgrad’ı geçince yol rahatladı. Yine Bayburt Tesisleri, Helal Yemek tabelaları görülmeye başladı. Bu otoyolda bilenler bilir bir Bosphorus Otel var Türklerin. Otobandaki dinlenme tesisleri girişinde Rest Area tabelaları oluyor otoban işletmesinin koyduğu. Buradaki tabelaya Türk bayrağı koymuş adamlar Sırbistan’da Türkiye etkisi çok belli oluyor. Belgrad’da Türkiye Sırbistan bayraklı devletin afişleri vs. var.

Yol yine boş ve güzeldi. Sınıra kadar 135’e sabitleyip geldik. Tam sınırı geçmeden bir ÖMV var. Yol üstünde en iyi benzinlikler hep bu Avusturya şirketinin. Oradan fulledik depoyu. Bu kez Sırbistan çok pahalı değildi. 1.33 Euro civarındaydı litresi ve yaklaşık 60Euroluk mazot aldık. Sınıra kadarki otobana da 15.5Euro ödedik. Sınıra geldiğimize kimse yoktu resmen yine ve direkt geç dediler. Normalde Sırbistan’da maksimum 12 saat kalınabiliyor transit geçişte. Biz otelde kaldık ve 12 saati tabii ki geçti ama hiç soran olmadı.

Bulgaristan

Bulgaristan’a da sorunsuz girdik. Yeşil kart sigortası bile sormadı kimse o derece rahattı. Pasaport, ruhsat gösterip geçiyorduk. Tek sordukları iki kişi misiniz, gümrüklük bir şey var mı? 2dk ancak sürmüştür geçiş. Bulgaristan otobanı için Vinyet gerekiyor. Ben önceden online olarak aldığım için durmama gerek kalmadı. Shell’de mazot burada 2.10Leva yani yaklaşık 1.10Euro.

Bulgaristan’a girdiğimiz yerden Sofya’ya yaklaşık 45-50km bir yol var ve otoban değil henüz. Şu an yapılıyor. Yolun bir kısmında servis yoluna veriyorlar sizi ve orası rezalet bir yol. Neyse ki 2km bir şey. Şansımıza biz gelene kadar biraz düzelmişti. Bazı çukurları doldurmuşlar en azından. Buna rağmen sizi arabaları geçmeye çalışan tipler var. Orayı geçince bir 20km kadar otoban ve sonrasında çift gidiş çift geliş bir yol var ama düzgün. Orada çok radar olduğunu tahmin ediyordum. Direkt rüşvet istiyorlar her yere radar koymuşlar. Beni hiç çevirmediler neyse ki.

Sofya’yı geçtikten sonra yine bir 100-150km kadar her üst geçitte kamera vardı, her 20km’de bir polis duruyordu ve bunlar haricinde de radarlar bulunuyordu. Buraya kadar bir A6 Avant ve bir Focus SW ile birlikte geldik desem yeridir. Hız sınırı 140, %10 toleransla birlikte 154km/h. 154’e sabitledim gittim. Bir süre sonra Focus bana müsade dedi ve yavaşladı. Audi de ondan bir süre sonra aynını yaptı. Ben tek kaldım Yol son 150km’de acayip ıssızlaştı. Ne polis ne araç görür olduk. Sınıra geldik, yine bir şey soran olmadı ve Türkiye’ye geçtik.

Türkiye

Hemen OGS’mi taktım. Sınırda ilk olarak araç dezenfekte yapılıyor. Dünyanın en saçma şeyi ve bir tek Türkiye ve Bulgaristan’da var. Arabaya bir şey sıkıyorlar ve 30TL alıyorlar. Arabalar birbirine korona geçirmesin diye herhalde bu uygulama Sonrasında normalde pasaport kontrol, PCR Testi onaylatıp Hes kodu alma ve araç kayıt şeklinde geçmesi lazım. En son da bagaja bakıp geçirmeleri lazım. Biz pasaportu verdik, geç dediler, aracı ben önden kayıt ettirmiştim, orada da geç dediler, bagaja baktı bir şey var mı dedi? Bir viskim var sadece dedim geç dedi. Sonra dank etti: Memur bey biz testleri nereye göstereceğiz, tam kapanmada ne göstereceğiz dedim? Sağlıkçıların yeri ayrıymış, polisin aslında oraya yönlendirmesi lazımmış. Ama ben sınırı geçtim yani artık. Neyse ben yine çektim kenara götürdüm testleri. Dedim bunları alın, hes kodumuza işleyin, turist statüsünde olduğumuzu belirtin vs. Kadın siz geçmişsiniz sınırı ne işiniz var burada dedi bana. Hes kodu da bunla bağlantılı değil dedi. Yani ben testsiz gelsem, Hes kodumu alıp istediğim gibi gezebilirim. Polis beni sağlıkçılara yönlendirse ve onlar da testim olmadığından karantina yazsa bile Hes kodumda görünmüyor. Aracı dezenfekte eden devlet ülkeye girene bakmıyor bile. Avusturya’dan yanımda onlarca hızlı test getirdim. Şirket bedava dağıtıyor, eczaneler bedava dağıtıyor. Yeter ki sık sık test ol milleti hasta etme diye. Burada adamlar bakmıyor bile. İki hafta önce Türkiye’ye uçakla giden bir arkadaşıma da yine sormadılar. Bir de sınırı geçmişsin ne geliyorsun geç gönlünce gez diyor bana. Bunu sınırdaki sağlıkçı yaparsa giren adam neler yapmaz, kimi umursar o saatten sonra? Neyse uzatmayayım geçtim sınırı. Caddeler gerçekten bomboştu. Çanakkale yolu özel pistim gibiydi. Tabii hal böyle olunca bayağı bastım yalnız bir yandan da köy geçişlerinde çok yavaşladım çünkü sokaklar köpeklere ve kuşlara kalmış. Gönüllerince geziyor ve arabaya dikkat etmiyorlar. Bir iki tane ölen köpek gördüm zaten bir yerde bir kuş da camın üstüne çarptı. Çok yavaşlamıştım ama bir anda arabaya doğru alçalıp dokundu maalesef. Durdum baktım ne kuş var ne arabada bir iz. Umarım kurtulmuştur Biraz tatsız bir ülkeye giriş yapsak da bir yılın sonunda yazlıktaki ailemizin yanına ulaştık

Ortalama 6.4Litre yaktım her 100km’de ve 97km/h ortalama hızla gelmiş olduk. Önceki aracımdan 1.2-1.3Litre daha fazla yaktı ama değer kesinlikle

 

[mcb]

Yolculuğun benim için en güzel karesi: Avusturya’daki evimden Türkiye’deki evime geldiğim, yolun kirinin pisinin olduğu kare

 

[DKB34]

Silivri cezaevi yolunda denk geldik bir kaç saat önce, aracınızın Maşallahı var, İyi yolculuklar.

 

[mcb]

Silivri cezaevi yolunda denk geldik bir kaç saat önce, aracınızın Maşallahı var, İyi yolculuklar.

Ekli dosyayı görüntüle 35661

Güzel tesadüf olmuş gerçekten Yazlık yolculuğunda araç çok yüklü olduğundan sakin gittiğim bir sürüştü. Ben de hatırladım sizi Marmara Ereğlisi’ne kadar beraber gittik neredeyse

 

[DKB34]

Güzel tesadüf olmuş gerçekten Yazlık yolculuğunda araç çok yüklü olduğundan sakin gittiğim bir sürüştü. Ben de hatırladım sizi Marmara Ereğlisi’ne kadar beraber gittik neredeyse

Gayet güzel gittiniz o düzlükte ama baya yüklüydü aracınız. Evet bende Ereğli merkeze döndüm ışıklardan.

 

[mcb]

Uzuuunn bir tatilin sonuna geldik. Geri dönüş başladı. Yine iki günlük bir plan ve yine aynı oteli tuttum Belgrad'da. Bu kez mesajlar uzun olmasın diye her ülkeyi ayrı bir mesajla anlatacağım.

1.Gün Türkiye (Yaklaşık 220km)

İlk gün Tekirdağ'dan çıktık yola. Yola çıkmadan son bir bakış attık Marmara Adası'na.

Ve bomboş bir yol ile vardık Kapıkule sınır kapısına. Toplamda 221km yol (otoban değil ama bölünmüş 110km/h hız sınırlı yol) 2 saat civarında sürdü. Kapıkule'ye gelmeden son benzinlik olan Shell'den depoyu doldurdum. 396TL tuttu. Burada mazot alırken hemen arkama Fransa plakalı bir abi geldi. Direkt yanıma gelip sorular sormaya başladı. Normandiya'da yaşıyormuş. Her sene İtalya üzerinden gemiyle Yunanistan ve sonra İpsala'ya geliyormuş. İpsala kapalı olduğundan bu sene bu yoldan gideceğim dedi. Tek olduğumdan biraz endişelendim nasıl yollar falan diye sordu. Nerde konaklanır, nerede benzin alınır vs. her şeyi sordu. Dedim abi her yer otoban sıkıntı yok yollarda ancak Sırbistan'a kadar benzin almaya dahi durma (Bu konuda sonra haklı çıktım). Sırbistan'a girince OMV markadan al. Benzinlikte yatayım dersen yine OMV'da yat çünkü onlarda güvenlik görevlisi var. Amca yalnız biraz fazla plansızdı çünkü vinyet alıp almaması gerektiğini bile bilmiyordu. Bu kadar uzun yola bu kadar plansız çıktığı için kendisini kutlarım. Umarım sıkıntısız gitmiştir evine Bu arada Bulgaristan'a girdikten 9km kadar sonra aslında Yunanistan'a geçiş var. Yani oradan da gidip yine gemiyle gidebilirdi ama dediğim gibi hiçbir şeyi araştırmamıştı. Son bir bakışla Sırbistan'a kadar arka arkaya düşsek gitsek olur mu diye sordu, sonra bir arabaya baktı, bir bana baktı, neyse sen basarsın kesin dedi Aynen abi kusura bakma yolum uzun deyip geçtim.

Kapıkule'de hiç araç yoktu neredeyse. 5 dakika falan sürdü çıkmamız sınırdan. Sınır geçişini yaptıktan sonra Tax Free ve Duty Free gibi işlemlerle bir yarım saat kadar kaybettik. Burada da bir amca ve teyze geldi yanımıza. Hatlarını değiştireceklermiş iğne yokmuş. Var bizde dedik yardım ettik. Ancak anlaşıldı ki hatlarını Almanya'da unutmuşlar 1 senedir Türkiye'delermiş ve gitmeleri gereken son gün pazar günüymüş aslında. Yasak var diye pazartesine bırakmışlar ve ceza yemişler. Dedim siz Alman vatandaşısınız, turist kapsamındasınız niye beklediniz pazar çıksaydınız aaaaa diye bir feryat geldi. İnsanımız sanırım herhangi bir şeyi araştırmayı sevmiyor. Kapıkule'de şöyle bir şey var. Kimse hiçbir şey bilmiyor. Gelirken de böyleydi çıkarken de. Mesela TaxFree ofisini 4-5 ayrı polise sorduktan sonra ancak bulabildik. Gittiğimiz ofiste vergi iademizin nereye yapılacağı, ne zaman yapılacağı dahi bilinmiyordu. Aldığımız ürünlere zaten bakılmadı. Gerçekten sınırlarımızda çalışan personelin donanımı (mutlaka çok donanımlılar vardır, onları tenzih ederim) çok düşük. Bu gerçi havalimanlarında da böyle. Neyse en azından hiç sıra beklemeden geçtik Bulgar tarafına.

Bu da sınırdan son bir fotoğraf olsun

 

[mcb]

1.Gün Bulgaristan (Yaklaşık 360km)

Bulgaristan'a giriş yaptık. Türkiye'ye gidişte Türkiye'nin yaptığı gibi kime ne yararı olduğu belli olmayan ve ücreti 3 Euro olan araç dezenfeksiyonunu yaptırdık Ben boyaya zarar vermesin diye hızlı geçiyorum bu istasyonu özellikle. Sonra pasaportlara bakıldı geç dendi. Başka bir polis bagajı aç dedi, açtık tamam devam dedi. Biz de haliyle devam ettik. Geçen sene buradan çıkarken bizden beyaz bir kağıt istemişlerdi biz de bize vermediler demiştik neyse tamam deyip geçirmişlerdi. Oysa o beyaz kağıt gümrük kontrol kağıdıymış. Bu sene de istediler ve bizde yine yoktu Burada resmen bir tuzak kuruyorlar. Bir kere bu kağıt meselesi başka hiçbir ülkede yok. Sen bagajına da bakıldı deyip geçiyorsun ama orada oturan bazı amcalar var ve senin yüzüne bile bakmıyorlar. Gidip onlara da beni kontrol edin deyip o kağıdı alman lazımmış. Bir de Bulgar sınırında ne işe yaradığı belli olmayan ve derin sohbetlere düşmüş o kadar çok çalışan var ki. Yani bu uygulamayı bilseniz dahi nerede duracağınızı bilmeniz imkansız. Neyse geri geldik 3-4 kişiye sorup kontrol etmesi gerekenleri bulduk, kontrol edin dedik. Alkol var mı sigara var mı falan diye soruyorlar. Yok bir şey dedik (bir karton aldığımız puro tarzı bir şey vardı sadece onu da alelade atmıştık bagaja) puroları gördü. Neymiş efendim Bulgaristan'a sigara sokmak yasakmış. Dedim biz transit geçiyoruz Bulgaristan'a sokmuyoruz. İnanılmaz bir tiyatro başladı sonra. Bu güzel mi, ilk kez böyle bir puro görüyorum bilmem ne. Bu şekilde ama sizi salamam vs. Dedim istersen tüm bagajı indir, illegal bir çöp bile bulamazsın. Ha merak ettiysen al bir tanesini hediyem olsun sal beni. Tamam anlaştık dedi verdi kağıdı. Beyefendi bizden bir puro rüşvet alsın diye yarım saat kaybettik yani. Bana kalırsa sınırlar ve polisler gerçekten ülkeye dair ilk izlenim açısından çok etkileyici yerler. Bulgaristan, Sırbistan ve Türkiye bu anlamda çok hayal kırıklığı. Neyse en azından çivilerle tuzak kurulan yollardan otobana geçtiler buna da şükür deyip geçip gittik.

Bulgaristan Vinyetimiz bir aylıktı. O nedenle direkt bastık gittik. Filibe(Plovdiv)'ye kadar sadece iki yerde kamera var. Bir yerde de polis olabiliyor. Bu üç nokta haricinde bastım160-170'den aşağı inmedim. normalde toleransla birlikte 154km/h'ya kadar sorun yok Bulgaristan'da. Ancak 1km/h bile hızlı gitseniz sizden rüşvet almak için ellerinden geleni yaparlar. Bu nedenle Sırbistan ve Bulgaristan'da dikkatli olmak lazım basarken. Yol bayağı boştu. Türk tırları dışında kimse yoktu diyebilirim. Birkaç tane de 34 plakalı Türk vardı. Sofya çevreyolundaki kameralı radarları Google Maps göstermeye başlamış. Gerçekten hepsi doğru yerdeydi. Sofya'dan sınıra kadar çok kontrol ve polis oluyor. Ceza yiyen oldukça fazla oluyor oralarda. Kalotina civarında otobanın son kısmı yapılıyor ve 2 ay öncesine kadar çok kötü yollardı. Bir tık düzelmiş diyebilirim. Bu bölümü de sorunsuz geçtik. Yine tam sınırda burada da bir Shell var. Orada kahve/wc molası verdik. Bu kez Türkiye'ye gitmekte olan bir amca içeride bağırış çağırış sinirden patlıyordu. Adam benzin almış tam 30 euro fazla parasını almışlar. Yolda fark edip inat etmiş ve dönmüş paramı verin diye ortalığı yıkıyordu. Neyse ki sonunda aldı parasını. 30 euro sorun değil enayi yerine konmaya dayanamıyorum diye söyleniyordu. Bu da aslında neden Sırbistan'a kadar benzin almaya dahi durma dediğimi kanıtlamış oldu Fransa'lı dayıya Bu adamların bu halde AB'ye girmeleri ise Avrupa ikiyüzlülüğünün resmiydi bir bakıma. Neyse 3 saatlik bir yol ile geldik sınıra. Önce vinyet ve radar cezası var mı kontrolü yapılıyor. Geçtik oradan, daha sonra sınırda sıfır sorun ile geçtik Sırbistan'a. Bu kez bagaja bakmadılar bile.

 

[mcb]

1.Gün Sırbistan (Yaklaşık 340km)

Sınırı geçtiğimizde saat daha öğlen 12'ydi. Zagreb'e kadar gitsek gidermişiz yani ilk gün. Neyse ilk gün güzel dinleniriz biz de deyip Belgrad'daki otelimize doğru düştük yola. Sınırda yine sıfır kontrol oldu. Geçen sene oturduğu kulübeye tüküren Sırp polisi gördüğümüz için bu senekiler inanılmaz medeni ve güleryüzlü geldi bize Yol bomboştu diyebilirim yine. Burada otoyol gişeleri var ve ödeme orada yapılıyor. Belgrad'a kadar 15.5 Euro civarında tutuyor. Belgrad'a da güzel bir saatte geldiğimizden iş çıkışı trafiğine kalmadık. Rahat bir biçimde erkenden otelimize vardık. Burada kayda değer pek bir şey olmadığından anlatılacak bir şey de yok burada pek fazla. Zaten full otoban. Türkiye'den bir tık daha bakımlı yollar (çünkü yeniler). Belgrad bu kez çok sıcaktı, aşılamalar çok iyi gittiğinden korona çok azalmıştı. Bu nedenle her yer cıvıl cıvıldı. Belgrad'ı ben Ankara'ya çok benzetiyorum. Tüm Yugoslavya'nın eski başkenti olduğundan diğer balkan şehirlerine göre çok daha büyük ve canlı. Üsküp, Saraybosna, Ljubljana falan buraya göre köy gibi kalıyor Canlı olsa da maalesef çok yıkık dökük binalar var, yollar vs. bakımsız, altyapı dökülüyor. Bunun yanında bence bayağı Türkiye'nin 10 sene önceki halleri gibi her yerde AVM'ler ve yeni binalar yükseliyor, şehir modernleşiyor ancak trafik sorunu artıyor, yeşil azalıyor. Hemen her AVM'de kocaman LC Waikiki başta olmak üzere Türk markaları görmek mümkün.

Belgrad Caddeleri

Otelin önünde aynı poz

 

[mcb]

2.Gün Sırbistan (Yaklaşık 340km)

İkinci gün aslında çok erken çıkmak istedik yola ancak Avusturya'ya girişlerde covid testi soruluyor. Negatif testle gelip 5 gün ev karantinasında kalıyor ve tekrar bir test yaptırıp hayatınıza devam ediyorsunuz. Aşılıysanız ya da daha önce covid olup iyileştiyseniz karantina sorumluluğunuz yok, sadece test yetiyor. Testlerde 3 model var. Birincisi Türkiye'deki gibi PCR Testi (ağız ve burundan alınan sürüntünün laboratuvara gönderildiği yöntem), ikincisi antijen testi (sadece ağız ya da sadece burundan alınan sürüntünün test kitinde bakılması), üçüncüsü ise self test (kendi test kitiniz ile kendinizi test edip sonucunu girdiğiniz yöntem). Avusturya'da self testler bedava dağıtılıyor şirketler ve eczanelerde. Eczaneler ayda 5 tane kişi başı veriyor. Şirket haftada minimum 2 tane veriyor. yani ayda 13-14 testiniz oluyor kesin. Avusturya karantinanın 5. gününde kesinlikle self test'i kabul etmiyor. Antijen testi de bedava olduğundan randevu alıp gitmeniz gerekiyor. Girişteki test için ise bir şey yazmamışlardı. Bu nedenle otelde self test yapıp çıktık yola. Bu da 20dakika bekleme süresi olduğundan biraz sürdü ve 7buçukta ancak çıktık yola. Normalde Sırbistan da ülkede 12 saatten fazla kalışlarda PCR Testi istiyor ancak kimsenin sorduğu yok. Biz de yaptırmadık. Otelden sorunsuz çıktık, sabah Belgrad trafiğini atlattık ve çıktık Hırvatistan'a doğru yola. yaklaşık 1 saat sonra sınıra gelmeden OMV'da durduk ve depoyu doldurduk. Kapıkule'den Hırvatistan'a kadar yani depo bitmemişti Toplamda 77 Euro tuttu depo. Buradan sınıra geçtik. Bu yol da yaklaşık 4.5 Euro tutuyor. Sınırda polis siz ne zaman geldiniz dedi Sırbistan'a. Dün dedik. Gecelediniz mi diye sordu. Dedim yandık 12 saat muhabbeti patladı sanırım bize. Dedik yorulduk uzun yolda ve Belgrad'da bir gece kaldık. Giriş kaydınızı göremiyorum da 1 ay önce girmişsiniz görünüyor bendeki sistemde dedi. Sonra giriş çıkış damgalarını görünce ha tamam sıkıntı yok deyip geçirdi. PCR Testi aklına bile gelmemiş yani

 

[mcb]

2.Gün Hırvatistan (Yaklaşık 320km)

Hırvatlar sınırda nereye gidiyorsunuz diye bile sormadı. Bu noktada artık AB'ye giriyorduk. Ancak Hırvatistan da Bulgaristan ve Romanya gibi Schengen bölgesine dahil değil, bu nedenle sınır kontrolleri devam ediyor. Hırvatistan'a girdik ve direkt otobana bağlandık. Hırvatistan'da otobanın sağ şeridi çok bozuk. Yolda küçük küçük bozukluklar var ve burada sürekli soldan gitmek en temizi. Para aldıkları ve dümdüz bir bölgede olan bu otoban niye böyle anlamak güç doğrusu. Yol dümdüz ve bomboştu yine. Zagreb'e kadar bir 18 Euro tutuyor. Zagreb sınıra çok yakın ve oradan Slovenya'ya kadar 95cent kadar bir para alıyorlar. Rahat bir yolculuk sonrasında 3 saat kadar gidip Slovenya sınırına vardık. Hırvatistan'da Sırbistan ve Bulgaristan'a göre sürücü davranışları fark edilir ölçüde düzeliyor.

 

[mcb]

2.Gün Slovenya (Yaklaşık 190km)

Sloven sınırında da yine hiç beklemedik desem yeridir. Sadece belgeleri tarayıp soru bile sormadan yolladılar bizi. Slovenya için de yine vinyetimiz vardı bir aylık aldığımız. Slovenya diğer eski Yugoslav ülkelerinden çok farklı. Asfalt kalitesi inanılmaz artmış oldu. Bu belki küçücük ülkede aylık vinyetin 30 euro olmasını açıklar Yine her yer Balkanlardan ziyade Avusturya/İsviçre gibi oldu. Çok da temiz ve düzenli görünüyordu. Sürücüler zaten saygılıydı. Burada ciddi ciddi otopilotta gidilir ki bayağı bir bölümde öyle gittim zaten. 2 saat kadar sürenin sonunda artık Avusturya sınırına yaklaşmıştık. Burada cama yapışan sineklerden silecek suyu sürekli kullandım ve 1 ayın sonunda silecek suyu ikazı aldım Hem silecek suyunu doldurayım hem de depomu doldurayım dedim çünkü Slovenya'da mazot yol boyunca en ucuz Türkiye hariç. Mazotun litresi mesela Avusturya otobanlarında 1.56 iken Slovenya'da 1.29'du. Burada 42 Euroluk mazot alıp doldurdum depoyu. Tercih yine tabii ki OMV oldu Yine silecek suyu alıp doldurdum. Tam bu noktada bir yağmur indirdi yine, Türkiye'ye dönerkenki gibi oldu. Aşırı bir yağış çok kısa sürede indi. Ben de biraz uzunca kaldım benzinlikte bu nedenle.

Slovenya ve Avusturya'yı dağlar ayırıyor ve Karawanken Tüneli birbirine bağlıyor. Bu tünelin bir yönü şu an bakımda. Bakımı kim yapıyor dersiniz? Cengiz İnşaat Dağa taşa yazmışlar Cengiz İnşaat diye de. Slovenya çıkışında polis yoktu ve direkt Avusturya'ya geçtik.

 

[mcb]

2.Gün Avusturya (Yaklaşık 200km)

Avusturya sınırında askerler vardı. Maalesef karantinada kalmanız lazım dediler. Biliyoruz dedik ve formu bizim için asker doldurdu. Fazlasıyla iyi davranıyorlardı burada. Sonra maaelsef self test geçmiyor dediler. Ertesi güne bir antijen testi ayarladılar (ücretsiz olarak). Yine pazar günü de bir test yapınca tamamsınız dediler. Avusturyada yollar Slovenya'dan da iyi. Sürücüler de aynı şekilde. Bu nedenle bayağı otonomda gittim yine. Burası çok dağlık ve sürekli tünellerden geçiliyor, bu nedenle biraz hızımız düşmüş oldu. Acısını Almanya'da çıkarırım nasılsa diyerek devam ettim 2 saat kadar sonra artık Almanya'daydık.