OTOPARKCOM v2

Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç

Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç

Cihâna bir daha gelmek hayâl edilse bile

Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle

Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan

Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan

Geçince başlayacak, bitmeyen sükûnlu gece

Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince

Ya şevk içinde harap ol, ya aşk içinde gönül

Ya lale açmalıdır göğsümüzde, yahut gül

Yahya Kemal muhtemelen bir internet sitesi için yazmamıştı bu dizeleri, ama bizlerin OTOPARK ile olan mevcut münasebetini fevkalade betimler.

“Kurumsallaşma”ya adım attığımız Ocak ayından beri birtakım değişimler yaşandı. Her şeyin bir sebebi olduğu gibi bunun da sebepleri vardı:

• Başta Sinan’ı istihdam etmek ve daha kaliteli çekimler yapmak gibi bazı kritik ihtiyaçları karşılayamıyorduk,
• ‘İş yapmaya’ müsait bir formata sahip değildik,
• Test aracı bulamıyorduk,
• Proje alamıyorduk,
• Açıkçası pek ciddiye de alınmıyorduk, vb.

Başarının anahtarı nedir bilmiyorum ama başarısızlığın anahtarı herkesi memnun etmeye çalışmaktır. Bu zorunlu dönüşüm de kimilerini memnun, kimilerini rahatsız etti.

Verdiğimiz kararların başarısını tamamen rakamlara bakarak değerlendiriyoruz. Yani, eğer bu dönem içinde videolarımız eskisinden daha fazla izlenmiş, daha fazla beğenilmiş, daha fazla abone getirmişse, bu bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Ana sayfa için de aynı şekilde; eskisinden daha fazla ziyaretçi geliyor, daha çok sayfa geziyor, daha uzun süre vakit geçiriyorsa, sitede yaptığımız değişikliklerin yerinde olduğu sonucunu çıkarıyoruz. Topyekûn eğer şirket daha fazla ciro yapıyorsa, başarılı kabul ediliyor.

Elbette tüm bunlar, öz değerlerimizden ödün vermediğimiz müddetçe geçerli – milyon izlenen videolar çekebilir ya da herkesin çılgınca paylaştığı haberler girebiliriz ama ertesi gün kepenkleri indirmemiz gerekebilir. Neticede yaptığımız şey öncelikle bizi mutlu ediyorsa, ardından doğru geliyorsa, sorun yok demektir.

Bir diğer hakikat, içeriklerimize yorum yapan kitlenin bizi takip eden kitleyi birebir yansıtmadığı. Genç internet kullanıcıları daha fazla etkileşimde bulunmaya yatkın; yetişkinler genelde “beğen” düğmesine tıklamayı kâfi görürken, misal öğrenciler üşenmiyor ve düşüncelerini yazarak iletmekten çekinmiyorlar – ki bizim istediğimiz de bu. Tam bu noktada gene rakamlar devreye giriyor: Ziyaretçilerimizin %44’ü 25-34, %39’uysa 18-24 yaş aralığında.

Karne

Peki, bu dönemde başarılı olduk mu? Büyük oranda evet.

EVO, Autocar, Auto Express gibi bu işi uluslararası düzeyde yapan kanallar ayda 4-5 bin abone artışıyla ilerlerken biz her ay yaklaşık 10 bin abone kazandık. Geçen yıl toplam 15,7 milyon video görüntülenmemizi, bu sene ilk 7 ayda 17,5 milyona çıkardık. Dört kurumsal proje, iki sponsorluk aldık, bir sponsorluk da verdik (87.7 Kent FM’de yol durumu başlıyor atatatattatt!). Tüm enerjimizi YouTube tarafına yöneltmiş olmamıza ve teknik sorunlar yaşamamıza rağmen, web sitesinde düşüş yaşamadık: Sene başından beri OTOPARK.COM’u 1,3 milyon kişi ziyaret etti.

Peki, bunlar yeterli mi? Büyük oranda hayır.

YouTube

Hem içerik hem de görsellik olarak, dünya standartlarında işler çıkartıyoruz. Herkes gibi bizim de etkinliğimiz yaz aylarında azalmış olsa da, genel ortalamaya baktığımızda bu seviyedeki tüm kanallardan daha sık içerik ürettik.

Sorun şu ki, YouTube tek başına böylesi bir emeğin karşılığını vermekten çok uzakta. 4,2 milyon aboneli ve 1,1 milyar görüntülenmeli Motor Trend bile, tee Amerika’da, fıldır fıldır milleti kendi sitesine çekmeye çalışıyorsa, varın gerisini siz düşünün. Mevcut içeriğinizin yanında her hafta en az 1 sponsorlu video çekeceksiniz ki o videolar sizin, çalışanlarınızın ve şirketinizin masraflarını karşılasın. Henüz Türkiye’de böyle bir dijital atılım yok; pastanın bu en küçük dilimi de, genelde nitelikten ziyade niceliğe oynayan ajanslar aracılığıyla zilyon takipçili “fenomenlere” yediriliyor.

Ayrıca hepimiz biliyoruz ki bu ülkede hak verilmez, alınır.

Alternatifler

Durumun “YouTuber”lar arasında en yaygın tercih edilen çözümü, oyunu kuralına göre oynayıp daha sık, daha basit videolar yüklemek: Vlog.

Geleneksel bir OTOPARK test videosu;

• İç-dış çekimlerle başlıyor: Geldiği ilk gün, sabahtan akşama kadar, üç farklı kamera ve dört farklı ekipmanla araba didik didik çekiliyor.
• Son gün camlara 3 kamera sabitlenip, telefona mikrofon bağlanıp, anlatımı yapılıyor.
• Bu adımı kişi tek başına yapabilir ama eğer ayrıyeten sunum da çekilecekse bunun için mutlaka 2 ek kamera ve 1 kişi daha gerekiyor.
• Ardından çekilen tüm bu videolarla ses dosyaları Utku’ya teslim ediliyor.
• Ortalama 50-60 GB’lık projenin son halini alması kurguda 2 gün daha sürüyor.

Standart bir “Vlog” ise tek kamerayla çekiliyor, tek kişi yetiyor, gerekiyorsa mikrofon kullanılıyor ve kurgusu en fazla 1 gün sürüyor. Yalnız bu, bizim Vlog’larımız için geçerli; güncel YouTuber videolarının çoğu “cut montaj”dan ibaret: Yani müzik yok, efekt yok, araya dış görüntü serpiştirmek yok, mikrofon yoksa eşitleme de yok – sadece kesip biçme var. O nedenle onların kurgusu bazen saat değil dakikalar sürüyor.

Şimdi… Her şeyden evvel, sözünü ettiğim arkadaşlara giydirmiş gibi görünsem de yaptıkları işe yönelik hiçbir yergim yok. Başta da belirttiğim gibi, rakamlara inanan mühendis bir adamım ve bu şekilde milyonlarca insan tarafından sevilip sayılıyorlarsa, bize yalnızca yaptıkları işe saygı duymak düşer.

Fakat konumuz OTOPARK ve bir şeylerin (gene) değişmesi gerektiği çok açık. Bu paragrafları, alınan kesin kararlardan ziyade tartışmaya açtığım öneriler olarak da okuyabilirsiniz:

Dış prodüksiyon

İlerleyen günlerde yayınlayacağımız bir videoyla, dışarıya prodüksiyon yapmaya başladığımızı duyuracağız. Yani bugüne kadar tanık olduğunuz çekim/kurgu kalitesini ve daha fazlasını, size sunacağız – elbette bir bedel karşılığında (adımı verirseniz Utku bir güzellik yapacaktır). Çok büyük yatırımlar yaparak bir araya getirdiğimiz ekipmanları ve Utku’nun yeteneğini daha fazla değerlendirmek adına girişeceğimiz bu ‘ek iş’, aynı zamanda çekilecek videonuzun YouTube kanalımızda, ayrı bir oynatma listesi altında yayınlanma opsiyonunu da içerecek.

Peki, kendi videolarımızın görsel kalitesi nasıl etkilenecek? Doğası gereği bir OTOPARK testinin bütünüyle Vlog formatında çekilmesi zor, ancak imkânsız değil. İlerleyen günlerde bazı denemeler izleyeceksiniz. Mevcut prosedürü sürdürüp haftalık yayını 1-2 videoyla sınırlamak da bir diğer seçenek ama bu tempo, hem gelecek arabalarla gidilecek lansmanlara, hem de sizlere yetmeyecektir.

Prodüksiyon kapasitemizi saklayacağımız bir başka platform daha var, ama o şimdilik sır olarak kalsın.

Videolar neden kısaldı?

Çoğu 20 dakikayı geçen, kimi 1 saati bulan yüzlerce ‘detaylı’ videomuzun 2011’den bu yana ortalama izlenme süresi: 5 dk 41 sn.

2015’te bu süre 5:38 idi, videoları kısaltmaya başladığımız bu sene 5:49’a çıktı.

Emin olun daha da kısaltırsak daha da fazla izlenecekler.

Azami detay sunan 30+ dakikalık videolar sınırlı bir kesimi (gerçekten o otomobili almayı düşünen olası müşteriler ya da hardcore tutkunlar) tatmin etse de, OTOPARK’a yabancı çoğu kullanıcıyı daha içeri adım atmadan uzaklaştırıyor – uzun videoların kurgusunun da aynı oranda uzadığını belirtmeye gerek yoktur.

Bir yandan da XC90 testi gibi çok ekstra koşullarda çekilen videolar söz konusu. Zaman zaman aynı anda 2+ araba geliyor ve bunları tanıyıp anlatmak için elimizde yalnızca 2-3 gün oluyor. Toplantı, lansman vb. başka meşgalelerle de çakışınca işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu tür ‘eksik’ testler için sizlerden özür dileriz.

Neticede, OTOPARK’ın sürdürülebilirliğini sağlamak adına mümkün olan en geniş kitleye ulaşmaya çalışıyor ve videoları – halen standartların üstünde olan – 20 dakika bandına oturtmaya gayret ediyoruz.

Aslı Şehirli

Kadın Gözüyle gücüne sonuna kadar inandığımız ve sürdürmek istediğimiz bir konsept. Ancak Aslı bir yandan kendi şirketinde, çok yoğun bir tempoda çalıştığı için ve genelde arabalar hafta içi geldiği için şimdilik bu seriye ara verdik.

Aslı’yı önümüzdeki aylarda, Karadeniz Turu gibi markalara özel projelerde yahut Ferman Akgül’le yaptığımız gibi ‘ünlülerle sohbet’ tadında videolarda izlemeniz daha olası görünüyor.

TopGear

Geçen hafta akışa da yazdığım gibi, OTOPARK’ın TopGear Türkiye’den hiçbir maddi kazanımı yok. Altında ben ile Sinan’ın imzası bulunan test yazıları ve OTOPARK.COM sayfaları hariç, içeriğine de herhangi bir müdahalemiz bulunmuyor.

Kişiliği ve tecrübesiyle Doğan Kabak bizim için önemli bir isim, TopGear da önemli bir marka. Test aracı temini ve içeriğin zenginleşmesi konularında ne denli katkıda bulundukları hepimizin malumu. OTOPARK ailesi olarak TopGear Türkiye’ye olan desteğimizi sürdüreceğiz.

Şeffaflık

Her ne kadar eşine zor rastlanan bir samimiyetle işimizi yapıyor olsak ve hemen her gelişmeden sizi haberdar ediyor olsak da, paylaş(a)madıklarımız paylaştıklarımızdan çok daha fazla.

Kamera karşısında gördükleriniz, OTOPARK.COM mutfağının yalnızca musluğundan akanlar.

• Kurulduğu günden beri şirketin gelirlerinden cebime hiçbir şey girmedi.
• Tüm kazandığımız para ya ekipmanlara, ya maaşlara ya da Clio Cup gibi organizasyonlara gitti.
• İhtiyaçlarımı halen özel ders vererek karşılıyorum ve şu sıralar o da olmadığı için ailemden borç alıyorum.

Bunlar bilinmeyenlere yalnızca birkaç örnek; ama aranızda yalnızca surat ifademden bile bunları anlayabilen, evladım olarak gördüğüm takipçiler var (ya da ağabeyim). Aslında durum uzun zamandır böyle; artıya geçmeye başladığımız 2016 başında zaten gözümü karartıp şirket açtım. Bunu daha ne kadar sürdürebilirim bilmiyorum, fakat bilin ki artık yalnız değilim ve bu oluşuma benim kadar inanıp destek çıkan başkaları da var.

Arkadaşlar;

Kim, neden, nasıl ayrılmış? Hepsi teferruattır. Aslolan, OTOPARK namına gösterilen çabadır. OTOPARK insan harcamaz; kendisini harcamaya kalkanları ayırır. OTOPARK’ın kişilere kattığı, onların OTOPARK’a kazandırdıklarının her zaman üstünde olmuştur. Dolayısıyla kimseye borcumuz yok, ancak alacağımız olabilir.

Reklamlar

Fark ettiğiniz gibi bir süredir sitede reklam yok. Bu kasıtlı yapıldı: AdSense reklamlarıyla tüm siteyi nizami bir şekilde doldursanız bile Google’ın size ay sonunda ödediği para, herhangi bir markadan direkt aldığınız tek bir banner kadar etmiyor. Üstüne bazı ajanslar size “ben zaten AdWords aracılığıyla sitenize reklam veriyorum” diyebiliyor. Teşekkürler Google.

Önümüzdeki haftalarda reklam alımını profesyonel bir dijital ajansa devredeceğiz. Öte yandan YouTube reklam gelirlerimizin de %30’u MCN’imize, gerisi Can Tangüner’in dondurmalarına gitmekte. Bu sırada reklamlarla zengin olduğumuzu düşünen arkadaşları hayal kırıklığına uğrattığımız için özür dileriz.

Web sitesi

Bana nihai amacımı sorduğunuzda verdiğim cevap hep aynı: Otomobil severler için aynı Facebook, Twitter yahut Instagram gibi alışkanlık haline gelen, aynı zamanda otomotive dair her türlü alışverişin yapılabildiği bir web sitesi ve mobil uygulama.

Uzun zamandır bunun nasıl yapılacağına dair kitaplar okuyor, araştırmalar yapıyorum. Geçen sene katıldığım ve yüzlerce proje arasından ilk 20’ye kaldığım, Finansbank ile Koç Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği Geleceğin Patronları yarışmasında da, bir hafta boyunca paha biçilmez bir eğitim aldım. Yani teoride her şey hazır.

Gel gelelim bu, 6-7 yazılımcının koordine çalışmasını gerektiren bir proje. Henüz böyle bir ekibi istihdam edecek gücümüz olmadığı için de ‘yeni site’ devamlı erteleniyor.

İlla bu kadar kapsamlı mı olmalı? Belki de hayır; belki de mevcut kullanıcıların çoğu sunulacak hizmetlerin büyük kısmını kullanmayacak bile. Ancak misyonumuz da tam olarak burada devreye giriyor: OTOPARK.COM yepyeni bir kitleye ulaşmalı ve ziyaretçileri tarafından “kullanılmalı”.

Yalnızca yeni yayınlanacak videolara endeksli olmayıp, bu videoların, içinde geçirdiğiniz süreye renk kattığı bir site; yalnızca editörlerin içerikleriyle değil, takipçilerin paylaşımları ve etkileşimiyle zenginleşen sosyal bir OTOPARK.COM hayalimiz. Tıkır tıkır işleyen bir e-ticaret bölümü de, ayakta durmak için mütemadiyen video üretmek zorunda kalmamamız adına; gerçek anlamda kurumsallaşmamız ve yepyeni ufuklara yelken açabilmemiz adına zaruri.

Peki, bu illa kendi bünyemizde mi gerçekleşmeli; dışarıdan bir ajansa yaptırılamaz mı? Yakın takipçilerimiz bu konuda başımızdan geçen acı tecrübeleri hatırlayacaktır; şu an burun kıvırdığımız ancak yazılım namına cebimizden beş kuruş çıkartmayan Wordpress öncesi, OTOPARK bu tür yerlere hem maddi hem manevi çok büyük kayıplar verdi – sözümüz meclisten dışarı. Dolayısıyla, bu vakitten sonra bu konuda kontrolü harici bir kuruma bırakmayı düşünmüyoruz. Elbette zaman ne gösterir bilinmez.

Her gün ve her gece bu projeyi nasıl hayata geçirebileceğimizi düşünüyorum. Gerekli finansmanı sağlamak için bazı fikirlerim var ama, diğer çoğu fikrim gibi, çok mantıklı olduklarını söyleyemem.

Ama imkânsız olmadıklarını söyleyebilirim.

Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç

Geldiğimiz noktanın geri dönüşü yok: Ya başaracağız, ya da başarmaya çalışırken elden ayaktan düşeceğiz.

Şu asla unutulmasın: OTOPARK harici her mecra, bizim için amaç değil araçtır. YouTube de (da değil de, dünyada Türkler hariç herkes yuğtüüb diye okur) bir araçtır: Siz oraya gün aşırı video yükleyip abone kastığınızda kendinizden çok oraya değer katıyorsunuz, oraya çalışıyorsunuz; hakkınız olanı siz değil orası kazanıyor.

Sıfırdan marka yaratmak, mevcut düzenin çarklarına paçayı kaptırmamak, kapitalizme yem olmamak… Bizim böyle bir inadımız var ve sizlere, bu kitleye, bizi yalnız bırakmayacağınıza sonuna kadar inanıyoruz.

Sevgiler,

And