Fiat 500L Cross Plus 1.6 MultiJet | TEST

Can Tangüner2 Aralık 2017

0 4 dakika okuma süresi

İkonik şehir otomobili 500’ün başarısından sonra Fiat, Mini-vari bir yol izleyerek aileyi genişletmişti. Hayatına küçük bir crossover/MPV kırması olarak başlayan 500L, yapılan güncellemeyle artık üç farklı otomobil olarak pazarlanıyor: 500L hala 500’e sığamayan küçük ailelere hitap ederken, yedi kişilik 500L Wagon’u ise genişleyen ailelerin seçmesi bekleniyor. 500L Cross Plus ise adının da işaret ettiği gibi, işin iyice “crossover” tarafına meylediyor.

Türkiye’de bir benzinli iki dizel motor ve iki de şanzıman seçeneğiyle satılan 500L ailesinin Cross Plus versiyonunu 1.6 litrelik dizel motoru ve manuel şanzımanıyla kullandık.

İç mekan

“Kabarık” bir 500’e benzeyen 500L’nin içi, dışarıdan bakınca da tahmin edebildiğiniz gibi geniş ve havadar. Hatta kimi noktalarda o kadar geniş ki, güneşlikler güneşi engellemekte başarısız olabiliyor! Sütunların inceliği ve cam yüzeylerin geniş olması sayesinde, modern çoğu otomobilde rastlayabildiğiniz görüş açısı problemleri burada yok. A sütununun cam ile bölünmüş olması özellikle dar sokaklarda işinizi kolaylaştırıyor.

Yeniden tasarlanan iç mekan, otomobilin dışarıdaki karakterini içeride de devam ettiriyor. Farklı dokuya sahip orta bölüm, orta konsolu tekdüze olmaktan kurtarıyor. Fakat geri kalan kısımlarda plastiklerin hissiyatı hemen hiç bir noktada tatmin edemiyor. Konsoldaki düğmeler ve klima kontrolleri de, malzemeler gibi ucuz bir hissiyata sahip. Direksiyondaki deri kaplamanın deri olduğunu dokunarak değil, dikişleri görerek fark edebiliyorsunuz. Otomobil B segmentine mensup, dolayısıyla bunlar normal karşılanabilirdi; fakat Polo’nun eskisini bile hatırlamak bu detayların göze batmasına sebep oluyor.

Konsolun ortasındaki 7 inçlik dokunmatik ekran geniş ön bölümde biraz küçük kalıyor, fakat yerleşimi ergonomik. Apple CarPlay ve AndroidAuto’ya sahip olan yeni sistem modern ihtiyaçları kolaylıkla karşılıyor. Ekranın dokunma hassasiyeti başarılı, çözünürlük problemi de yok. Sadece geri görüş kamerası güneş battıktan sonra ekrana biraz “karlı” bir görüntü iletiyor.

Kabinde günlük eşyalarınızı koyabileceğiniz birçok eşya gözü ve bardaklık bulunuyor. Kapı cepleri geniş, ayrıca iki tane torpido gözü seçeneğiniz var.

Panoramik sunroof’lu yüksek tavan içeriyi bol bol aydınlatıyor, arka tarafı da ferahlatıyor. Arkadaki yolcular hacimsel bir problem yaşamıyorlar, ayrıca önlerinde katlanır masaları bile var. Arka koltuklar ileri-geri kaydırılabiliyor, yani bagaj hacmi ile arka yaşam alanını duruma göre değiştirebiliyorsunuz. Zemininde gizli bir bölmeye de sahip olan bagaj, arka koltuklar gerideyken bile yeterli.

Otomobilin uzun yapısı arka taraf kadar önü de ferahlatıyor ama sürüş pozisyonunu olumsuz etkiliyor. Ayar aralığı geniş olmasına rağmen direksiyonun duruşu da biraz garip, ticari gibi.

Konfor ve sürüş

Otomobilin “sürüş” odaklı olmadığı aşikar, zaten bu otomobilden öyle olmasını beklemek doğru da değil. Dolayısıyla sürüş pozisyonunu çoğu kişi kafasına takmayacaktır, ancak koltukların rahatsızlığı biraz göze batıyor.

Uzun boylu 500L büyük jantlara ve yükseltilmiş bir şasiye sahip. Fakat yola koyulduğunuzda hissettikleriniz, bulmayı umduklarınızdan farklı. Otomobilin gidişatı bulutların üzerindeymiş gibi değil, ama beklediğimizden konforlu. Süspansiyon, üzerinden geçtiğiniz çukur ya da tümseklerden aldığı dürtüleri zaman zaman içeriye yansıtsa da otomobil bozuk yollarda sakinliğini koruyabiliyor. Alt takımdaki tek sorun, süspansiyonun çıkardığı seslerin kabinde duyulması.

Rafinelik, 500L’nin başarısız olduğu bir konu. Süratiniz 100 km/s civarına henüz gelmişken yol gürültüsünü ve dik camın etrafından dolaşan rüzgarın sesini alıyorsunuz. Dizel motor, ısındığı zaman bile gürültülü çalışıyor ve otomobilin izolasyonu bu sesi kabinden uzaklaştıramıyor. Daha kötüsü, motorun titreşimleri pedallara kadar gelebiliyor.

Direksiyon sistemi o kadar hafif ve konforlu ki, Fiat’ın “City” moduna neden yer verdiğini sorgulayabilirsiniz. City moduyla birlikte otomobili ara sokaklarda ve dar park yerlerinde idare etmek çok basit. Fakat sistem süratle birlikte pek sıkılaşmıyor, ayrıca iletişim anlamında da size pek bir şey sunmuyor.

Otomobilin keskin bir sürüşe sahip olmadığını anlamak için kullanmanıza neredeyse gerek yok; yola çıkıp temponuzu arttırdığınızda da 500L tahmin ettiğiniz gibi davranıyor. Otomobil virajlarda yüksek gövdesinden beklediğiniz kadar olmasa da yatıyor. Yola tutunma kabiliyeti de yine bu otomobilden umduğunuz gibi: Güvenlik sınırları dahilinde ve şaşırtıcı bir tarafı yok. Keyifli bir MPV isteyenler B-Max’e bakmalılar.

Motor ve şanzıman

Otomobilimizdeki 120 beygirlik 1.6 litre MultiJet motor, devir saati 2000’i göstermeden 320 Nm torkunu ön tekerleklere göndermeye başlıyor. Otomobil bu motorla hiç bir noktada hantal kalmıyor ancak tabii ki hızlı da değil. Motor tipik turbo dizel karakterini az da olsa yaşatıyor; devir bandının en alt ve en üst bölümlerinden pek bir tepki beklememelisiniz. Ayrıca sesli ve titreşimli karakteri de göze batıyor.

6 ileri manuel şanzıman, tek kavramalı Dualogic’ten kesinlikle daha iyi bir tercih. Yolları çok net, geçişleri sıkı ve rahat, hatta bilardo topuna benzeyen kocaman topuzu kullanmak keyifli. Oranları motorun karakterine uygun bir biçimde dağıtılmış ve yüksek süratlerde en üst viteste motorun düşük devirlerde çalışmasını sağlıyor.

500L’ye bu ikiliyle şehir içinde 7.5 litrenin altında yaktırmak pek mümkün değil. Otoyol sürüşlerinde görebildiğimiz 5.5 litrelik tüketim için de gerçekten sabırlı olmanız ve bomboş bir yol bulmanız gerekiyor.

Sonuç

Kullandığımız otomobil, Cross Plus kostümü, 1.6 MultiJet motoru ve sahip olduğu büyük ekran, arka görüş kamerası ve cam tavan gibi ekstralarıyla birlikte 120.000 TL civarında bir fiyata alıcı bekliyor (bu yazı yazılırken fiat.com.tr’de fiyatlar güncelleniyordu).

500L Cross Plus, retro tarzını MINI gibi lüks ya da şehirli kardeşi kadar yoğun bir şekilde yaşatamıyor ama kesinlikle rakiplerinden daha ilginç bir otomobil. Kabini küçük kardeşinden çok daha kullanışlı ve rahat, konfor düzeyi segmentinin ortalamasından yüksek. Ruhsuz sürüş karakteri de hitap ettiği kesim düşünülünce belki affedilebilir.

Ancak İtalyanların 500 ailesini X ile çıkarabildikleri noktayı gördükten sonra, L’de tembellik yaptıklarını fark etmek zor değil.