Merhaba, sayın Otopark üyeleri. Yakın zamanda bir konu açıp 350 bin lira civarında otomatik araç tavsiyesi istemiştim. Üzerine bir 100 bin daha ayarlafım hasbelkader ve 430 bin liraya İzmir Gaziemir'deki Renault Yetkili Servisi'nde çalışan bir abimizin oğlunun kullandığı 130 bin kilometredeki 2004 model değişensiz boyasız ancak bir miktar kozmetik bakım isteyen Otomatik Accent Admire 1.3'ü satın aldım. Alırım bir hayırlı olsun.
Önce diğer aracım Elantra'dan ve işlerin buraya evrilme sürecinden bahsedeyim. Uzunca bir yazı olacak, okuyanları sıkıp baymam umarım. Eylül'ün ikinci haftası yaptığım düğün sürecinde benim Elantra, bizim hanımı kıskandığından olacak ki, garip garip hareketler yapmaya başladı. Alt devirlerde hem benzinde hem LPG'de silkelemeler, LPG'de biraz sıkıştırınca patlamalar, bozulan kadranlar, yukarı aşağı ayarı çalışmayan elektrikli aynalar, sağdan soldan gelen gıcırtılar, geçmeyen vitesler, yağ yakan motorlar, çalışmayan klimalar vesaire derken yine beni kara kara düşündürmeye başladı. Eşim de tanıştığımız günden bu yana para yiyen bu arkadaştan sıkıldı ve "Sat şunu"lar başladı. Koydum ilana, epey de ucuza koydum, bir askeri personel müşteri oldu. Dedi bunun lpgde patlama var. Yine bir düşüneyim deyince arkadaşı otobüse bindirip gittim sanayiye. Kırıkkale'de işinin ehli bir LPG ustamız var, baktı bilgisayara bağladı ateşlemede sıkıntı olduğunu, sorunun muhtemelen bujide veya buji kablosunda olduğunu ve bir motor ustasına gitmemi söyledi. Gittim. Buji kabloları söküldü değiştirildi, değişen bir şey yok. Bujiler değişti, hâlâ aynı. Bobini farklı bobin denediler sorun aynı. Bunda sıkıntı yok gazcıya geri git ayar yaptır dedi benim usta. Gittim gazcı ayar yaptı yaptı çözemedi. Araçla bir tur atınca sıkıntı benzinde dedi. Aracı ben götürürken sorunu fark ettim. Arabam artık 3 bin deviri geçmiyordu ve basınca benzinde de patlama yapıyordu. Benim motor ustam da bu iş karışık bi ara arabanı getir hem yağ yakmasına hem de buna bakalım deyince kapıdan 50 60 bin lira baktı gözümün içine. Zaten eşim de otomatik araç arıyordu, dedim bunu bir ara yaptırırız şimdilik gidip iyi temiz acemi dostu bir otomatik alalım. Bugüne kadar geldik
Artık bir miktar para elime geçince Elantra toplamaya devam edeceğiz nasipse 
Bu uzun girizgahın ardından eldeki meseleye gelelim, Accent Admire'yi nasıl bulduğuma ve başıma gelenlere. Sorunsuz, ucuz ve otomatik bir araç ararken burada da bir arkadaşın verdiği tavsiye de aklıma yatınca, daha önce 1.6'sını kullanıp hayran kalınca Accent Admire bakmaya başladım babamla. İzmir'den de bir tane 1.3 otomatik bulduk. Aracın sahibi mühendis bir kardeşimizdi babası da Gaziemir'de Renault yetkili servis personeliydi. İlk sahibi İstanbul'da bir öğretmenmiş, 104 binde satın almışlar ve 130 bine kadar kullanmışlar. Araçta ufak tefek kozmetik hatalar olsa da içi tertemizdi alt takımı da sapasağlamdı, maşallah diyelim. Baktık denedik anlaştık. İzmir'in içinde biraz turladık notere giderken ve herhangi bir sıkıntı yoktu. Aracı aldıktan sonra saat 12 gibi yola koyulduk hemen Kırıkkale'ye düşelim dedik.
Olaylar burada gelişti işte. Otobanda 120 130 giderken bir baktım ki araç hararet yapıyor! Çektim sağa dörtlüleri yaktım kaputu açtım ve aracın su kaynattığını gördüm. Muhtemelen çeşme suyu kullandıkları içindir, antifriz koyarım düzelir diye düşünürken otoyol jandarması sağ olsun geldi biraz su ekledik devam ettik yola. Saruhan'a dönüp oto sanayiye uğradığımda herhangi bir sıkıntı olmadığını söylediler, para da almayıp gönderdiler. Tabi ki yine çeşme suyu koydular arabaya. Koyulduk yola tekrardan. Ara yollardan Kula'ya doğru başladık ilerlemeye. Düz yollarda hafif dalgalanmalar dışında bir sıkıntı yok, biraz Kula'ya yaklaşınca rampalar başladı ve hararet yine zirveye yaklaştı. Sağa çektik, biraz bekledik. Radyatörün hortumları kemik gibiydi artık. Bir risk aldım radyatör kapağını az bir şey gevşettim içindeki musluk suyunu basınçla tahliye etti. Bagajdaki su ve 2 şişe 1 litrelik antifrizi doldurdum araca. Kula'ya kadar dura dura ilerledik. Kula'da küçük sanayi sitesinin girişinde yaşlı bir usta termostatın iç kapağını değiştirdi, biraz yağ ekledi, suyu tamamladı ve tekrardan yola koyulduk. Yemek molasına girince de uykusuzluktan bayılmak üzere olduğumdan babama bıraktım direksiyonu. Kırıkkale'ye kadar çok hararet yükselmeden devam ettik ve günü bitirdik bol şükürler eşliğinde
Saat 12.00'da başlayan yolculuğumuz ertesi gün sabah 02.40'ta son buldu.
Sabah uyanıp endişeli bir şekilde, bu da mı gol değil bee, eşliğinde sanayiye çıktım ve kendi ustama gittim. Durumu anlattım. Radyatörü söktü, radyatörcüye gittik. Ustamız radyatörü açtı ve manzara şu; sadece 11 tane kanal açık, diğerleri ağzına kadar pasla dolu. Adamlar araca çeşme suyuyla binmiş. Antifriz hak getire. Sağ olsunlar temiz kullanmışlar iyi bakmışlar ama bu hararet ve su konusunu çok sallamamışlar belli ki.
Radyatörün içini çekemedim ama kapağın durumu buydu. Radyatörü tertemiz ettik, suyunu antfrizini koyduk, yağını değiştirdik, bujilerini değiştirdik ve Yozgat'a doğru çıktım yola. Aracın sesi soluğu gidişi tamamen değişti. Hararet yapmadı ve 110 120 rahatlıkla getirdi beni. 1.3 G4EA Alpha motor, saf benzinli olmasının da etkisiyle gayet güzel getirdi beni. Bu işin bir de sabahı var tabi ki
Sabah soğuk havada aracı çalıştırdım ilk sürprizini yaptı araba, arka rezistans çalışmıyor. Az ilerledik, arkadaş bu sefer de motor ısınmıyor, 30 kilometre yol yaptık hala soğuk üflüyor, hararet çeyreğin altında. Havalandırma yüz ve ayaklarda yüze üflemiyor ne kadar açarsam açayım. Sadece yüz ve sadece ayakta sıkıntı yok ama. Diğer modlar da sağlam. Dersi bitirip tekrar yola çıkınca hararet 5 dakikada olması gereken yere geldi. Sıcağı açınca fırın gibi de üfledi ama yüz ayak bozuk yine
Velhasıl-ı kelam, benim fikrimce Accent'lerin zirvesi Accent Admire. 4 teker bağımsız süspansiyon olsun, W124 misali yaylanması olsun sessiz sakin oluşu olsun çok tatlı bir araç. Birer maşallahınızı alırım. Artık uğraşacak 2 aracım var, dualarınızı da alırım
Önce diğer aracım Elantra'dan ve işlerin buraya evrilme sürecinden bahsedeyim. Uzunca bir yazı olacak, okuyanları sıkıp baymam umarım. Eylül'ün ikinci haftası yaptığım düğün sürecinde benim Elantra, bizim hanımı kıskandığından olacak ki, garip garip hareketler yapmaya başladı. Alt devirlerde hem benzinde hem LPG'de silkelemeler, LPG'de biraz sıkıştırınca patlamalar, bozulan kadranlar, yukarı aşağı ayarı çalışmayan elektrikli aynalar, sağdan soldan gelen gıcırtılar, geçmeyen vitesler, yağ yakan motorlar, çalışmayan klimalar vesaire derken yine beni kara kara düşündürmeye başladı. Eşim de tanıştığımız günden bu yana para yiyen bu arkadaştan sıkıldı ve "Sat şunu"lar başladı. Koydum ilana, epey de ucuza koydum, bir askeri personel müşteri oldu. Dedi bunun lpgde patlama var. Yine bir düşüneyim deyince arkadaşı otobüse bindirip gittim sanayiye. Kırıkkale'de işinin ehli bir LPG ustamız var, baktı bilgisayara bağladı ateşlemede sıkıntı olduğunu, sorunun muhtemelen bujide veya buji kablosunda olduğunu ve bir motor ustasına gitmemi söyledi. Gittim. Buji kabloları söküldü değiştirildi, değişen bir şey yok. Bujiler değişti, hâlâ aynı. Bobini farklı bobin denediler sorun aynı. Bunda sıkıntı yok gazcıya geri git ayar yaptır dedi benim usta. Gittim gazcı ayar yaptı yaptı çözemedi. Araçla bir tur atınca sıkıntı benzinde dedi. Aracı ben götürürken sorunu fark ettim. Arabam artık 3 bin deviri geçmiyordu ve basınca benzinde de patlama yapıyordu. Benim motor ustam da bu iş karışık bi ara arabanı getir hem yağ yakmasına hem de buna bakalım deyince kapıdan 50 60 bin lira baktı gözümün içine. Zaten eşim de otomatik araç arıyordu, dedim bunu bir ara yaptırırız şimdilik gidip iyi temiz acemi dostu bir otomatik alalım. Bugüne kadar geldik


Bu uzun girizgahın ardından eldeki meseleye gelelim, Accent Admire'yi nasıl bulduğuma ve başıma gelenlere. Sorunsuz, ucuz ve otomatik bir araç ararken burada da bir arkadaşın verdiği tavsiye de aklıma yatınca, daha önce 1.6'sını kullanıp hayran kalınca Accent Admire bakmaya başladım babamla. İzmir'den de bir tane 1.3 otomatik bulduk. Aracın sahibi mühendis bir kardeşimizdi babası da Gaziemir'de Renault yetkili servis personeliydi. İlk sahibi İstanbul'da bir öğretmenmiş, 104 binde satın almışlar ve 130 bine kadar kullanmışlar. Araçta ufak tefek kozmetik hatalar olsa da içi tertemizdi alt takımı da sapasağlamdı, maşallah diyelim. Baktık denedik anlaştık. İzmir'in içinde biraz turladık notere giderken ve herhangi bir sıkıntı yoktu. Aracı aldıktan sonra saat 12 gibi yola koyulduk hemen Kırıkkale'ye düşelim dedik.
Olaylar burada gelişti işte. Otobanda 120 130 giderken bir baktım ki araç hararet yapıyor! Çektim sağa dörtlüleri yaktım kaputu açtım ve aracın su kaynattığını gördüm. Muhtemelen çeşme suyu kullandıkları içindir, antifriz koyarım düzelir diye düşünürken otoyol jandarması sağ olsun geldi biraz su ekledik devam ettik yola. Saruhan'a dönüp oto sanayiye uğradığımda herhangi bir sıkıntı olmadığını söylediler, para da almayıp gönderdiler. Tabi ki yine çeşme suyu koydular arabaya. Koyulduk yola tekrardan. Ara yollardan Kula'ya doğru başladık ilerlemeye. Düz yollarda hafif dalgalanmalar dışında bir sıkıntı yok, biraz Kula'ya yaklaşınca rampalar başladı ve hararet yine zirveye yaklaştı. Sağa çektik, biraz bekledik. Radyatörün hortumları kemik gibiydi artık. Bir risk aldım radyatör kapağını az bir şey gevşettim içindeki musluk suyunu basınçla tahliye etti. Bagajdaki su ve 2 şişe 1 litrelik antifrizi doldurdum araca. Kula'ya kadar dura dura ilerledik. Kula'da küçük sanayi sitesinin girişinde yaşlı bir usta termostatın iç kapağını değiştirdi, biraz yağ ekledi, suyu tamamladı ve tekrardan yola koyulduk. Yemek molasına girince de uykusuzluktan bayılmak üzere olduğumdan babama bıraktım direksiyonu. Kırıkkale'ye kadar çok hararet yükselmeden devam ettik ve günü bitirdik bol şükürler eşliğinde

Sabah uyanıp endişeli bir şekilde, bu da mı gol değil bee, eşliğinde sanayiye çıktım ve kendi ustama gittim. Durumu anlattım. Radyatörü söktü, radyatörcüye gittik. Ustamız radyatörü açtı ve manzara şu; sadece 11 tane kanal açık, diğerleri ağzına kadar pasla dolu. Adamlar araca çeşme suyuyla binmiş. Antifriz hak getire. Sağ olsunlar temiz kullanmışlar iyi bakmışlar ama bu hararet ve su konusunu çok sallamamışlar belli ki.

Radyatörün içini çekemedim ama kapağın durumu buydu. Radyatörü tertemiz ettik, suyunu antfrizini koyduk, yağını değiştirdik, bujilerini değiştirdik ve Yozgat'a doğru çıktım yola. Aracın sesi soluğu gidişi tamamen değişti. Hararet yapmadı ve 110 120 rahatlıkla getirdi beni. 1.3 G4EA Alpha motor, saf benzinli olmasının da etkisiyle gayet güzel getirdi beni. Bu işin bir de sabahı var tabi ki

Sabah soğuk havada aracı çalıştırdım ilk sürprizini yaptı araba, arka rezistans çalışmıyor. Az ilerledik, arkadaş bu sefer de motor ısınmıyor, 30 kilometre yol yaptık hala soğuk üflüyor, hararet çeyreğin altında. Havalandırma yüz ve ayaklarda yüze üflemiyor ne kadar açarsam açayım. Sadece yüz ve sadece ayakta sıkıntı yok ama. Diğer modlar da sağlam. Dersi bitirip tekrar yola çıkınca hararet 5 dakikada olması gereken yere geldi. Sıcağı açınca fırın gibi de üfledi ama yüz ayak bozuk yine

Velhasıl-ı kelam, benim fikrimce Accent'lerin zirvesi Accent Admire. 4 teker bağımsız süspansiyon olsun, W124 misali yaylanması olsun sessiz sakin oluşu olsun çok tatlı bir araç. Birer maşallahınızı alırım. Artık uğraşacak 2 aracım var, dualarınızı da alırım







Ekli dosyalar
Son düzenleme: