Bir anı da benden olsun;
Saat 22:30-23:00 suları, trafiğin yoğun olmadığı saatlerde, çarşıda kırmızı ışıkta duruyordum. Kırmızı yandığı halde kornaya basan yaşlı amca (buradan selam olsun), ışık yeşile dönünce beni geçmeye vs. çalıştı, yol vermedim, ileride yine kırmızı yanıyordu. 2. Kırmızı ışıkta yine peş peşe durduk, analiz yapıyordum iç aynadan, yanında eşi vardı, arabası kiralıktı. Yine başladı korna basmaya, ben de trafik yoğun olmadığı için, yeşil yanınca sağa çekildim, önüme geçti, yoluma devam edeyim diye, peşine takıldım. 10-20 metre sonra aniden fren yaptı, az kalsın vuruyordum, durdu öyle, gitmedi, gözünü almasın diye selektör yapmadım, yanımda oturan bir abi, selektör at şuna dedi, "abi yok, gözünü alır" dedim, "ne güzel işte" dedi. Amcaya selektör attım, devam etti. Yol, tek yön olduğu için, sağ veya soldan geçme şansım yoktu, yol kenarlarında da arabalar park ediliydi. Amca, gitti, gitti, ileride trafik polislerinin yanında durdu (uygulama yoktu), "arkadaki beni taciz ediyor" dedi, trafik polisi, beni göstererek "bu mu?" dedi, yaşlı moruk da evet dedi, polis onu gönderdi, beni sağa çektirdi. O an, trafik polisinin gözünde $ işareti gördüm. Sağa çekemezdim, üstüne sürdüm. O yaşlı moruğu gönderip, beni suçsuz yere çektiği için, çok sinirlendim. Camı indirip, kapıların kitli olduğundan emin oldum, "o beni taciz etti, ben onu değil, yol boyu bana korna bastı, niye onu gönderdin, yüzleşelim" dedim. Trafik polisi, "yanında eşi vardı, tedirgin olmuşlar" dedi. Abi, ne yapmışım ki tedirgin olmuşlar, beni yol boyu sıkıştırdılar, sağa çekmem dedim. Gel, sadece promil üfleyeceksin deyince, gafil avlandım, boş bulundum. İndim arabadan, promil üfledim, ehliyet istedi, kimlik verdim. (19 yıldır kimlik taşımam, o gün taşıyasım gelmiş) Daha sonra, kimlikten ehliyet sorgulaması yapacağı aklıma geldi, telefon görüşmesi yapıcam dedim, yaptım, geldim, çoktan cezayı yazmışlardı. Aramızda halledelim vs. dedim, yanımda ehliyetli birisi var dedim, "yok, olmaz" dediler. Uzun lafın kısası, yıllardır gezmediğim yer kalmadı, girmediğim uygulama, kafaya almadığım polis (aile ilişkileri sayesinde) kalmadı, bir yaşlı ... yüzünden durduk yere "4036 TL" ceza yedim. Ehliyetim yoktu, almama 1 ay kalmıştı.
O gün, kendimi çok çaresiz, yalnız hissettim. Ne yapacağımı bilemedim, aileme de söyleyemedim. Nerede, nasıl ceza yedin diye sorarlar diye, kimseye söyleyemedim. Daha sonra öğrendi ailem, ödedik hemen cezayı.
O günden beri, yeşil reflektörlü kıyafet görünce, kan beynime sıçrar. Trafik polislerinden nefret ettim neredeyse. 200-300 TL prim için, haksız yere, anlamadan, dinlemeden ceza yazdılar. Arabanın, güya muayenesi yokmuş, ruhsata bakma gereği bile duymadı. Ruhsatta, muayeneye daha 4 ay var gösteriyordu, ama muayene yok diye ceza kesti. Hem ehliyet, hem muayene cezası yedim kısacası.
Hayırlısı böyleymiş dedim, vardır bir hayır dedim, ancak; vasıfsız, inisiyatifsiz, devletin, bizlerin verdiği güce dayanarak, halka ahkâm kesmeye çalışan polislerden nefret ettim. Bu fobimi, önyargımı da yenmek istemiyorum. Şu saatten sonra, ben onlara kıllık yapıcam.