70 ve 80'li yıllarda Türkiye'de yeni nesillerden fazla otomobil markası yoktu. O yıllarda büyük şehirleri saymazsak sokaklar ve caddeler boştu. En ilginci ise murat 124 almak için adınızı bir kaç ay önceden yazdırıp, ancak yine bir kaç ay hatta 1 yıl sonra falan teslim alabiliyordunuz. O zaman arabalar da direkt olarak bir ev parası yahut bir ev parasına yakındı. Hatta ev mi alayım, araba mı alayım diye eş, dost, akraba diyalogları dönerdi. Yıl olmuş 2016, bazılarının ileri gidiyor diye tabir ettiği şu ülkede döndük yine 70'li, 80'li yıllara.. İlla büyük şehirlerdeki 500 ile 1 milyon lira arasındaki ev fiyatlarını kıstas almaya gerek yok, Anadolu'nun herhangi bir ilinde, büyük şehir olmayan bir ilde, yer yer dolu bir c segment, direkt d segment, hatta rahat rahat da d+ segment fiyat skalasındaki otomobillerin pahasıyla bir ev alınabiliyor. Bizim bir adım öteye gittiğimiz yok. Ağzımıza bir parmak bal çalıp, bizden kepçeyle geriye alıyorlar olay budur.