ford markasının gözümde bitişi

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan hoodie54
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
galiba otosan'da mülakata girip de elendiniz, böyle manasız bir başlık açıp, bunu sebep gösterip, gözümde bitmiş demek çok komik çünkü. zaten bunun doğrudan ford ile de alakası yok, koç grubunun genel olarak şirketlerde uygulamaya çalıştığı bir projedir.

Koç grup şirketlerinde bir pozisyon için 2 aday var ise ve eşit nitelikteyse, kadın bir adım öne çıkar. ama erkek doğrudan öne çıkabilecek kadar yetkin ise hak onundur. tamamına baktığınızda nitelikli personel kısmını değerlendirelim, ayrıca tartışalım o ayrı ama, koç grubunda ben bu zamana kadar "bu kadın yarın öbür gün evlenir, çocuk yapar, doğum izni alır, erkeği alalım biz" kafasında hiç görmedim. tam tersi evli olanların da eşinin ford grubu veya koç bünyesinde işe girmesinde teşvik ederler, izinlerinde hiç problem yaşanmaz.
yaşınız küçük daha, bunları idrak edememiş olmanız ile böyle saçma bir düşünceye düşmenizi kısmen anlayabiliyorum ama vazgeçin bu kafadan. yarın öbür gün evlendiğinde, eşin de iş bulamadığında, firma patronları tarafından böyle gözlerle bakıldığında düşüncen değişir. çoğu şirkette kadınlar sırf evlenir, çocuk yapar, çocuk için izinler ister vs diye alınmaz ve istenmez. otomotiv montaj hattı gibi, kısmen ağır bir iş kolu olan bir fabrikad dahi, hat içerisinde çalışan yüzlerce, binlerce kadın görürsünüz ki bu bence çok olumlu bir durum.
 
Afedersiniz ama "Ford markasının gözümde bitişi" cümlesi, tavşan dağa sürtünmüş hikayesi..
Ayrıca kadınların iş hayatında yaşadığı zorlukları tahmin bile edemezsiniz.
Kesinlikle pozitif ayrımcılık olmalı iş hayatında.
Maalesef ataerkil bir toplumuz.
Keşke isteyen tüm kadınlar iş gücüne katılabilse.
Keşke saçma sapan, kör düşüncelerimiz olmasa...
 
pozitif ayrımcılık yapılıyor diye olumsuz eleştiride bulunmak vicdana sığmaz. Ayrımcılık yapmadığını ispatlaması için 6-1, 6-0 falan mı yapsınlar eleman seçimini ? Kadın eleman işe alacağım diye erkek elemanı işten çıkarma mevzusunda ise işini doğru yapan, o işe uygun olan birini gidip de salt kadın eleman alacağım diye kimse işinden atmaz. O işi ondan daha iyi yapan bir kadın eleman varsa da zaten çıkarsınlar o kadını alsınlar işe. 3.sınıf işletmecinin
Basvuru formunda cinsiyet hanesini kaldirirsiniz ve isim soyisim kismini sansurlersiniz, yonetici kim oldugunu bilemeden performans verilerine gore terfi eder, yapilan sinav(mulakat) sonuclarina bakarak ise alimina karar verir, bunlarin matematiksel formullere bagli olmasini sacma buluyorum. IT'de illa kadin olacak diye bastiran bir yonetimin bunyesinde calistigim zamanlar oldu, cok kaliteli bir ekibe o isi gercekten haketmeyen bir kadini sirf cinsel organinin farkli oldugu icin ise aldik, ve is yapmamasina! ragmen isten cikaramadik, cunku orani korumak gerekiyordu. Performans yerle bir, kadin yuzunden isi birakan degerli elemanlar oldu ekip icinde uyumsuzdu v.s.

Insanlari cinsel organlarina gore siniflandirmadigimiz surece esitiz. Birilerine ayricalik verilerek esitlik yapilamaz, Ayrica esitlik adaleti yok etmemeli. Ekibimde calisan yuzden fazla hintli isarkadasim var, isimlerinden cinsiyetlerini anlamama imkan yok ve performans verilerine ve diger arkadaslarinin o kisi hakkindaki yorumlarina gore terfilerine, maas zamlarina karar veriyorum, cinsiyetlerini bilmedigim icin hepsi esit firsattalar.
 
Basvuru formunda cinsiyet hanesini kaldirirsiniz ve isim soyisim kismini sansurlersiniz, yonetici kim oldugunu bilemeden performans verilerine gore terfi eder, yapilan sinav(mulakat) sonuclarina bakarak ise alimina karar verir, bunlarin matematiksel formullere bagli olmasini sacma buluyorum. IT'de illa kadin olacak diye bastiran bir yonetimin bunyesinde calistigim zamanlar oldu, cok kaliteli bir ekibe o isi gercekten haketmeyen bir kadini sirf cinsel organinin farkli oldugu icin ise aldik, ve is yapmamasina! ragmen isten cikaramadik, cunku orani korumak gerekiyordu. Performans yerle bir, kadin yuzunden isi birakan degerli elemanlar oldu ekip icinde uyumsuzdu v.s.

Insanlari cinsel organlarina gore siniflandirmadigimiz surece esitiz. Birilerine ayricalik verilerek esitlik yapilamaz, Ayrica esitlik adaleti yok etmemeli. Ekibimde calisan yuzden fazla hintli isarkadasim var, isimlerinden cinsiyetlerini anlamama imkan yok ve performans verilerine ve diger arkadaslarinin o kisi hakkindaki yorumlarina gore terfilerine, maas zamlarina karar veriyorum, cinsiyetlerini bilmedigim icin hepsi esit firsattalar.
Bu durum bir cok sirkette gorulebiliyor hocam. Ama ford gibi cok buyuk kurumsal firmalarda sirf kadin oldugu icin ise alma, hak etmedigi halde is verme falan olmaz mumkun degil. Ben Ford'un bu konuda nasil is yaptigini az cok bildigimden bu hususta eminim.

Zaten kadinlar bu tarz desteklerle is hayatinin icinde daha fazla var oldukca kendilerini de gelistirecekler. Haliyle bir yerden sonra kalifiye kadin calisan bulma orani da artacak. Kisisel gelisimi yukselmis kadinin cocuklari da ayni sekilde yetisecek. Yani kadinin bu gelisimi zincirleme halde toplumu hem ekonomik hem sosyal hem bir cok yonden de gelistirecektir.

İsim bakmadan emege gore, liyakata gore calisan secme guzel fikir. İnsanlar, sirketler yeter ki art niyetli davranmasinlar. O zaman bu destek yobazlasan, yozlasan bizim gibi toplumlarda ciddi iyilesme saglayacaktir.

Kadinin cinsel kimligine gore degerlendirilip is verilmesi mevzusunda zaten kadina is hayatinda destek sloganiyla yardim edilmesine gerek bile yok. Uckurunu dusunerek is yapanlar, kadina destek projesi olmadan bile zaten gidip kadin eleman agirlikli secim yapiyorlar. O sebeple bu proje kapsaminda secimin buna gore yapilmasi konusunun korkulacak bir sey olmadigini dusunuyorum.
 
  • Beğeni
Tepkiler: inzfatih
Ben şimdi neden şikayet edildiğini tam anlayamadım. Ofis için 2'ye 1, üretim için 4'e 1 şeklinde kadın istihdamı oranı belirlemişler. Yani baktığında 6 personelden sadece 2 tanesinin kadın olacağını söylemişler. Kadınların böyle bir sektörde istihdam edilebilmesi için gayet güzel bir adım olsa da şu oranlara bakarak kadına pozitif ayrımcılık yapılıyor diye olumsuz eleştiride bulunmak vicdana sığmaz. Ayrımcılık yapmadığını ispatlaması için 6-1, 6-0 falan mı yapsınlar eleman seçimini ? Kadın eleman işe alacağım diye erkek elemanı işten çıkarma mevzusunda ise işini doğru yapan, o işe uygun olan birini gidip de salt kadın eleman alacağım diye kimse işinden atmaz. O işi ondan daha iyi yapan bir kadın eleman varsa da zaten çıkarsınlar o kadını alsınlar işe. 3.sınıf işletmecinin sağda solda sıkıştıracağım diye bürosuna eleman seçmesi mantığıyla hareket etmiyor neticede bu şirketler.

Bana kalırsa otomotiv sektöründe cinsiyetin iş tanımını ve seçimini direkt olarak belirlediği tek departman showroom'lar da ki satış elemanları bölümüdür. Oraya koyduğun mini etekli, dekolteli, çıtı pıtı genç bir kız, kendisinden çok daha bilgili ve donanımlı bir erkek satış elemanından daha fazla iş yapabilir. Açıkçası bu sektörde sadece cinsiyetin iş kazandıracağı tek alan olarak bu kısmı görüyorum.
Yorumum sizin özelinizde değil, genel olacak.

Valla güzel kavram yedirdiler millete : "Pozitif ayrımcılık".

Ayrımcılığın, pozitifi negatifi olmaz. Ayrımcılık, ayrımcılıktır. Eşitlik değildir. Bir sektörde kadına iş vermeyen ne ise, kadına iş vereceğim diye öncelik veren, erkek adayı iten de odur. Bunun osu busu yok. Birileri eşitliği kadın lehine bozmaya çalışıyorsa, o zaman erkek lehine bozmaya çalışana da ses çıkartmayacak. Aynısının tam tersi çünkü. Eşitliği savunuyorsa, eşitliği savunmalı ayrımcılığı değil.

Madem eleman alınırken cinsiyete göre bakılacak, o zaman liyakat vs bunları koyalım bir kenara. Bu tarz şeylere gerek yok mu diyelim ? Burada "işi yapabilme kabiliyeti" önemli, cinsiyeti değil. Bir kadın, donanımlı bir erkek satış elemanından daha çok satış yapabilir, doğrudur. O zaman işi kadına verirsin. (Gerçi o zaman da bizi kullanıyorlar oluyor mevzu. O da ayrı konu.)

Verilen örneğin zıttını vereyim. Madem bir kadın satış elemanı daha çok iş yapabilecek, "satış elemanı sektöründe niye erkek yok kardeşim" diye dayatıp satışları düşürmek çok mu mantıklı ? Kız gelmiş görüşmeye, otomotiv sektörünün O'sundan anlamıyor ve işe alınıyor. Neden ? "Kadınların sayısını arttıralım." Teşbihte hata olmaz. Kurbanlık mı bu da baş hesabına göre iş yapıyorlar ? Bunu yapanlar da "profesyonelim" diye gezinen tipler. Kale alan da onlar kadar profesyoneldir :)

Yukarıdaki öneri güzel. İşe alınacak cv incelenecekse, isim ve cinsiyet gizlenir. Sadece kabiliyetler ölçülür. O zaman kim o işi alabilir net şekilde görülür.
 
galiba otosan'da mülakata girip de elendiniz, böyle manasız bir başlık açıp, bunu sebep gösterip, gözümde bitmiş demek çok komik çünkü. zaten bunun doğrudan ford ile de alakası yok, koç grubunun genel olarak şirketlerde uygulamaya çalıştığı bir projedir.

Koç grup şirketlerinde bir pozisyon için 2 aday var ise ve eşit nitelikteyse, kadın bir adım öne çıkar. ama erkek doğrudan öne çıkabilecek kadar yetkin ise hak onundur. tamamına baktığınızda nitelikli personel kısmını değerlendirelim, ayrıca tartışalım o ayrı ama, koç grubunda ben bu zamana kadar "bu kadın yarın öbür gün evlenir, çocuk yapar, doğum izni alır, erkeği alalım biz" kafasında hiç görmedim. tam tersi evli olanların da eşinin ford grubu veya koç bünyesinde işe girmesinde teşvik ederler, izinlerinde hiç problem yaşanmaz.
yaşınız küçük daha, bunları idrak edememiş olmanız ile böyle saçma bir düşünceye düşmenizi kısmen anlayabiliyorum ama vazgeçin bu kafadan. yarın öbür gün evlendiğinde, eşin de iş bulamadığında, firma patronları tarafından böyle gözlerle bakıldığında düşüncen değişir. çoğu şirkette kadınlar sırf evlenir, çocuk yapar, çocuk için izinler ister vs diye alınmaz ve istenmez. otomotiv montaj hattı gibi, kısmen ağır bir iş kolu olan bir fabrikad dahi, hat içerisinde çalışan yüzlerce, binlerce kadın görürsünüz ki bu bence çok olumlu bir durum.
Otosan'ın içerisi, genel olarak cinsiyetine göre işe alınmış, otomotiv sektörünün o'sundan anlamayan bir sürü kadın personel dolu. Öyle ki çoğu teknik bölümde, kızların gösterdiği performansın erkekten düşük olduğu gün gibi ortada. (İstisnalar elbette ki var) Baş hesabıyla insan alırsan olacağı bu.

Şoförün aracında, personelin yaptığı işle de alakalı bir arıza var, bir şey biliyordur diye mühendise soruyor. Mühendis hiçbir yorum yapamadan yetkili servise yönlendiriyor. "Bu işi bilmiyorum"un farklı bir dildeki versiyonu. Çünkü bir kısmı "memur". Mühendis değil.

Zaten "İngilizce bilsin, güzel bir okuldan mezun olsun, gerisi çok önemli değil" mantığında işe alım olan bir kurumdan bahsediyoruz. Teknik mülakatlarında öyle aman aman bir zorlama yok. Gerek de yok. (Hatta çok bileni sevmezler, yarın öbürgün yürüyen işe "bu böyle olmaz" diye taş koyma potansiyeli vardır) Zaten içeride yapılan işin büyük kısmı, Ford'un kendi çıkardığı prosedürlerle boğuşmaktan ibaret. Bir sürü anlamsız kısaltma, aşırı lüzumu olmayan ama kimsenin ses çıkaramadığı popülist toplantılar vs vs.

Bir de devlet kurumlarını şikayet ederler ağır diye. :) Bir malzeme , şirketin bir lokasyonundan diğerine geçerken 7-8 tane farklı onay istiyorsa, o sistem çökmüştür de ayakta tutulmaya çalışıyordur. İçerideki herkes, prosedürlerin etrafından dolanmanın yolunu arıyor zaten. Personelinin %30'unu bugün işten çıkarıp prosedürü sadeleştirse, gene de işlerini yürütecek bir kurum.
 
Son düzenleme:
Yorumum sizin özelinizde değil, genel olacak.

Valla güzel kavram yedirdiler millete : "Pozitif ayrımcılık".

Ayrımcılığın, pozitifi negatifi olmaz. Ayrımcılık, ayrımcılıktır. Eşitlik değildir. Bir sektörde kadına iş vermeyen ne ise, kadına iş vereceğim diye öncelik veren, erkek adayı iten de odur. Bunun osu busu yok. Birileri eşitliği kadın lehine bozmaya çalışıyorsa, o zaman erkek lehine bozmaya çalışana da ses çıkartmayacak. Aynısının tam tersi çünkü. Eşitliği savunuyorsa, eşitliği savunmalı ayrımcılığı değil.

Madem eleman alınırken cinsiyete göre bakılacak, o zaman liyakat vs bunları koyalım bir kenara. Bu tarz şeylere gerek yok mu diyelim ? Burada "işi yapabilme kabiliyeti" önemli, cinsiyeti değil. Bir kadın, donanımlı bir erkek satış elemanından daha çok satış yapabilir, doğrudur. O zaman işi kadına verirsin. (Gerçi o zaman da bizi kullanıyorlar oluyor mevzu. O da ayrı konu.)

Verilen örneğin zıttını vereyim. Madem bir kadın satış elemanı daha çok iş yapabilecek, "satış elemanı sektöründe niye erkek yok kardeşim" diye dayatıp satışları düşürmek çok mu mantıklı ? Kız gelmiş görüşmeye, otomotiv sektörünün O'sundan anlamıyor ve işe alınıyor. Neden ? "Kadınların sayısını arttıralım." Teşbihte hata olmaz. Kurbanlık mı bu da baş hesabına göre iş yapıyorlar ? Bunu yapanlar da "profesyonelim" diye gezinen tipler. Kale alan da onlar kadar profesyoneldir :)

Yukarıdaki öneri güzel. İşe alınacak cv incelenecekse, isim ve cinsiyet gizlenir. Sadece kabiliyetler ölçülür. O zaman kim o işi alabilir net şekilde görülür.
Bence yazılan metni hala okumuyoruz. Yahut okuduğumuzdan anladığımız farklı. Bu sektör zaten kadının pek kabul edilmediği bir sektör. Kafadan buradan erkeklere bir pozitif ayrımcılık var. Bu sektöre öyle ya da böyle kabul edilen kadınların erkek egemen bir sektörde yaşama potansiyeli yüksek olan baskılar erkekler için ikinci bir pozitif ayrımcılıktır. Erkek için üçüncü pozitif ayrımcılık ise toplam 6 kişi işe alıyorsan onun sadece 2 tanesinin kadın olması, sayısal rakamın çoğunun erkek olmasıdır. Kadın işi bilmiyor. Erkek biliyor mu ? Otomotiv sektöründe ustasından yönetimine kaç erkek işi biliyor ? Üstelik erkek çalışan sayısının bu kadar fazla olmasına rağmen Türkiye'de otomotiv sektörünün işleyişi yerlerde. Bunda tabi şirket politikaları da etkili ama o ayrı bir konu. Neticede sektörel bazda düşünüldüğünde evet, kadın - erkek eşitliğini söylemek mümkün değil. Çünkü kadınlar bu sektörün içinde oldukça az. Eşitlik söz konusu değil gerçekten.

Yani bu başlık altında defalarca kadına pozitif ayrımcılık yapılıyor denmesine rağmen işe alınması ön görülen eleman sayılarında bile erkeklere pozitif ayrımcılık yapıldığını görmek zor olmamalı. İş bilmemek, işi becerememek, işi savsaklamak, başından şutlamak gibi beceriksizlik ve tecrübesizlikler sadece kadına değil, erkeğe de özel bu sektörde.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: kaanc5
Otosan'ın içerisi, genel olarak cinsiyetine göre işe alınmış, otomotiv sektörünün o'sundan anlamayan bir sürü kadın personel dolu. Öyle ki çoğu teknik bölümde, kızların gösterdiği performansın erkekten düşük olduğu gün gibi ortada. (İstisnalar elbette ki var) Baş hesabıyla insan alırsan olacağı bu.

Şoförün aracında, personelin yaptığı işle de alakalı bir arıza var, bir şey biliyordur diye mühendise soruyor. Mühendis hiçbir yorum yapamadan yetkili servise yönlendiriyor. "Bu işi bilmiyorum"un farklı bir dildeki versiyonu. Çünkü bir kısmı "memur". Mühendis değil.

Zaten "İngilizce bilsin, güzel bir okuldan mezun olsun, gerisi çok önemli değil" mantığında işe alım olan bir kurumdan bahsediyoruz. Teknik mülakatlarında öyle aman aman bir zorlama yok. Gerek de yok. (Hatta çok bileni sevmezler, yarın öbürgün yürüyen işe "bu böyle olmaz" diye taş koyma potansiyeli vardır) Zaten içeride yapılan işin büyük kısmı, Ford'un kendi çıkardığı prosedürlerle boğuşmaktan ibaret. Bir sürü anlamsız kısaltma, aşırı lüzumu olmayan ama kimsenin ses çıkaramadığı popülist toplantılar vs vs.

Bir de devlet kurumlarını şikayet ederler ağır diye. :) Bir malzeme , şirketin bir lokasyonundan diğerine geçerken 7-8 tane farklı onay istiyorsa, o sistem çökmüştür de ayakta tutulmaya çalışıyordur. İçerideki herkes, prosedürlerin etrafından dolanmanın yolunu arıyor zaten. Personelinin %30'unu bugün işten çıkarıp prosedürü sadeleştirse, gene de işlerini yürütecek bir kurum.

Bunların bir çoğuna katılıyorum. Ancak yine de böyle bir pozitif ayrımcılığı da olumsuz görüp, gözde bitirmek anlamsız. Türkiye'de zaten global olmayan markalarda veya alakasız şirketlerde dahi biraz bu hiyerarşi mevcut. Üsttekiler karar alır, alttakiler nasıl yapacağız diye debelenir. Memur zihniyetinde sabah 8 akşam 6 mesaisini bitirmeye çalışır.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Otto Çevrimi
Bence Kadına pozitif ayrımcılık yada Erkeğe pozitif ayrımcılık üzerinden tartışmak başlı başına hata. Ne şu sektörde erkek fazla kadına pozitif yaklaşalım tarzı ne de tersi konuşulmamalı bu kavramı kullanmamalıyız. Kullanmamız gereken tek bir Kelime var Liyakat. İşe alırken İsmi kapatıp Cinsiyeti kapatıp alacaksın bitti. Mülakat mı yapıyorsun objektif bir performans değerlendirme kriteri koyar birkaç kişiye ayrı ayrı puanlatır alırsın. Yok sayıyı şuraya çıkardık yok buraya indirdik şeklinde rakamsal bakmak başlı başına bir hata.
Gelecekte en büyük sorunumuz bu olacak. İstanbul Sözleşmesiydi .....Kadın Derneğiydi derken Adaletin kalmadığı bu sefer sistemin Kadına hizmet ettiği yere doğru evrileceğiz.
Halbuki çok basit Adalet Liyakat. Bunun harici herhangi bir kavrama kapıyı kapattığımız gün çözüme ulaşacağız
 
Bence Kadına pozitif ayrımcılık yada Erkeğe pozitif ayrımcılık üzerinden tartışmak başlı başına hata. Ne şu sektörde erkek fazla kadına pozitif yaklaşalım tarzı ne de tersi konuşulmamalı bu kavramı kullanmamalıyız. Kullanmamız gereken tek bir Kelime var Liyakat. İşe alırken İsmi kapatıp Cinsiyeti kapatıp alacaksın bitti. Mülakat mı yapıyorsun objektif bir performans değerlendirme kriteri koyar birkaç kişiye ayrı ayrı puanlatır alırsın. Yok sayıyı şuraya çıkardık yok buraya indirdik şeklinde rakamsal bakmak başlı başına bir hata.
Gelecekte en büyük sorunumuz bu olacak. İstanbul Sözleşmesiydi .....Kadın Derneğiydi derken Adaletin kalmadığı bu sefer sistemin Kadına hizmet ettiği yere doğru evrileceğiz.
Halbuki çok basit Adalet Liyakat. Bunun harici herhangi bir kavrama kapıyı kapattığımız gün çözüme ulaşacağız
Normalde ben de, hatta mantıklı her insan liyakat usulüne inanır, güvenir. Olması gereken zaten budur. Lakin liyakat sorunu sadece bizim değil, tüm insanlığın tarih boyunca her alanda ortak sorunu olmuştur. Çünkü liyakat adaleti ve eğitimi gerektirir. Adaleti tesis etmek ise insanların en zorlandığı iştir.

Ne Osmanlı'da, ne Türkiye Cumhuriyeti'nde hiç bir zaman, hayatın hiç bir alanında liyakat esas alınmadı. Hele erkek egemen bir toplumda, kadının çoğu alanda 2.sınıfa itildiği bir ortamda liyakati sağlamak imkansızdır. Çünkü güçlü olan bir taraf varsa öbürünü ezecektir. Tam tersi kadının egemen olduğu bir toplumda da erkekler ezilecektir. Liyakatin hemen her alanda sağlanabilmesi ancak toplumda ki her iki cinsin güçlenmesiyle, eğitiminin arttırılmasıyla, hayatın içinde daha fazla aktif rol oynamasıyla mümkündür. Zaten bu şartları yerine getiremeyen bir toplum olduğumuz için cinsiyetler arası pozitif ayrımcılığa az ya da çok mecbur kalınıyor. Bu bir tercihten ziyade mecburiyet gibi bir şey baktığımızda.
 
Normalde ben de, hatta mantıklı her insan liyakat usulüne inanır, güvenir. Olması gereken zaten budur. Lakin liyakat sorunu sadece bizim değil, tüm insanlığın tarih boyunca her alanda ortak sorunu olmuştur. Çünkü liyakat adaleti ve eğitimi gerektirir. Adaleti tesis etmek ise insanların en zorlandığı iştir.

Ne Osmanlı'da, ne Türkiye Cumhuriyeti'nde hiç bir zaman, hayatın hiç bir alanında liyakat esas alınmadı. Hele erkek egemen bir toplumda, kadının çoğu alanda 2.sınıfa itildiği bir ortamda liyakati sağlamak imkansızdır. Çünkü güçlü olan bir taraf varsa öbürünü ezecektir. Tam tersi kadının egemen olduğu bir toplumda da erkekler ezilecektir. Liyakatin hemen her alanda sağlanabilmesi ancak toplumda ki her iki cinsin güçlenmesiyle, eğitiminin arttırılmasıyla, hayatın içinde daha fazla aktif rol oynamasıyla mümkündür. Zaten bu şartları yerine getiremeyen bir toplum olduğumuz için cinsiyetler arası pozitif ayrımcılığa az ya da çok mecbur kalınıyor. Bu bir tercihten ziyade mecburiyet gibi bir şey baktığımızda.
Haklısınız Osmanlı kısmı hariç katılıyorum ki zaten o kısımda konuştuğumuz konudan ziyade bakış açısı farklılığı. Lakin işte demek istediğim kokan bir çöplüğe kolaya kaçıp hangi spreyi alsak diye bakmaktansa daha zor fakat kesin çözüm olan Adaleti tesis etmeye çalışmalıyız. Zor mu kesinlikle zor tepeden tırnağa değişim gerektirir fakat gittiğimiz nokta daha da kötüye gidiyor. Kadının sözünü ispat yükümlülüğü sunmadan doğru kabul eden erkeği evinden anında uzaklaştıran Yasal olarak erkeğin elini komple bağlayan bir sözleşme önümüzde duruyor aile bitiyor.

Osmanlı konusunda ise açıkçası ben Kadının asıl değerinin evinde olduğunu düşünen biri olarak katılmıyorum. Dünyada İnsan yetiştirmekten daha üstün bir meslek yok. Kadının çocuğu varken çalışma hayatında olmamasını doğal buluyorum. O günki hayat tarzı kapitalizmle sanayinin merkezlerde toplanması yokken bunlar doğaldı. Hatalar var mı Var. Özellikle kadına istişare hakkı vermemek en büyük hata. Kadına yönetimde yer vermemek ise bence fıtrata uygun. Kadınların hormonları gereği karar verme konusunda dalgalı olduklarına inanıyorum tabi benim fikrim bu bir başkası böyle düşünmeyebilir. Ben kadınların Eskiden bugüne nazaran daha mutlu olduğuna asıl kıymetini gördüğüne inanıyorum. Bugün daha da aşağılanıyorlar gibi geliyor ve üzülüyorum. Kadın Anne tüm kavramların üzerinde değere sahip onlara ne yapsak az
 
Otosan'ın içerisi, genel olarak cinsiyetine göre işe alınmış, otomotiv sektörünün o'sundan anlamayan bir sürü kadın personel dolu. Öyle ki çoğu teknik bölümde, kızların gösterdiği performansın erkekten düşük olduğu gün gibi ortada. (İstisnalar elbette ki var) Baş hesabıyla insan alırsan olacağı bu.

Şoförün aracında, personelin yaptığı işle de alakalı bir arıza var, bir şey biliyordur diye mühendise soruyor. Mühendis hiçbir yorum yapamadan yetkili servise yönlendiriyor. "Bu işi bilmiyorum"un farklı bir dildeki versiyonu. Çünkü bir kısmı "memur". Mühendis değil.

Zaten "İngilizce bilsin, güzel bir okuldan mezun olsun, gerisi çok önemli değil" mantığında işe alım olan bir kurumdan bahsediyoruz. Teknik mülakatlarında öyle aman aman bir zorlama yok. Gerek de yok. (Hatta çok bileni sevmezler, yarın öbürgün yürüyen işe "bu böyle olmaz" diye taş koyma potansiyeli vardır) Zaten içeride yapılan işin büyük kısmı, Ford'un kendi çıkardığı prosedürlerle boğuşmaktan ibaret. Bir sürü anlamsız kısaltma, aşırı lüzumu olmayan ama kimsenin ses çıkaramadığı popülist toplantılar vs vs.

Bir de devlet kurumlarını şikayet ederler ağır diye. :) Bir malzeme , şirketin bir lokasyonundan diğerine geçerken 7-8 tane farklı onay istiyorsa, o sistem çökmüştür de ayakta tutulmaya çalışıyordur. İçerideki herkes, prosedürlerin etrafından dolanmanın yolunu arıyor zaten. Personelinin %30'unu bugün işten çıkarıp prosedürü sadeleştirse, gene de işlerini yürütecek bir kurum.
Sadece Otosan'da değil, Koç grubunun çoğu şirketinde niteliği çok düşük seviyede personel olduğu konusunda en az 15 yıldır hemfikirim. Fakat bu durumun cinsiyetle hiçbir alakası olmadığını da biliyorum. Düşük maaş skalasının karşılığı düşük nitelik oluyor. Meseleyi kadın personellerin performansı olarak değerlendirmek yanlış olur. Erkeklerde de seviye çok düşük. Bu sorun mavi yaka seviyede daha fazla. Beyaz yakalı personelde ise nitelikli insan gördüğümde aza tamah ettiğinden emin olurum =)