-
Foruma kayıt olmak için tıklayın !
İlginç batıl inançlar! Sizin batıl inancınız var mı ? Yazalım gelsin.
- Konuyu başlatan alfhonso
- Başlangıç tarihi
- Durum
İncir ağacına dalarsak akşam kabus görürmüşüz
Arkadaşlar yıllarca evin arkasında kuytuda incir ağacıyla büyüdüm. Bahçe hali, yeri geldi insani ihtiyaçlardan incir ağacı konusunda günün türlü türlü vaktinde bir sürü şey denedim, bu yaşıma kadar yapraklarındaki sütün elleri tahriş etmesi dışında insan üzerinde bir etkisi olmadığını bizzat deneyimledim. Tedirgin olmayı gerektirecek bir durum yokmuş. En son ilk baharda kestik, hala yakıyoruz odun olarakEvet böyle bi şey de vardı
Hepsini ilk defa duyuyorumBenim pek batıl inancım yoktur fakat yeni doğan bebeklerle ilgili pekçok inanç varmış onları duunca şaşırdım..
40 günlük olana kadar anneyle bebek yalnız bırakılmazmış( bunu çoğu kişi duymuştur zaren)
Bebeğe ait hiçbirşey akşam ezanından sonra evden dışarı çıkarılmazmış.eğer yapılırsa çocuğa dadanırmışlar... Mesela çocuğun çamaşırı yıkandı balkona, bahçeye asılmazmış, çocuk yıkandı; suyu dökülmezmiş, kirli bezleri dışarı atılmazmış( bu sonuncuda herkesi düşünmeye sevk etmiştim. E belediye çöpleri akşam 9dan sonra çıkarın diyo bebeğin bezi akşam çıkarılmazsa sonsuza kadar bu bezler evdemi kalacak demiştim
. Doğruysa sadece ben bile yeğenimin başına ne çoraplar örmüşümdür. Anası danası daha neler yapmıştır bilemiyorum 
Bende yeğen olunca öğrendim böyle inançlar olduğunu tek inanılır olanı da anneyle yenidoğanın yalnız bırakılmaması ( sonuçta hastanelerde doğum sonrası kalınan odaların camlarının açılamayacak şekilde kapalı olduğu farkedilmiştir belki; anne nin psikolojisi depresyon sonucu kendini camdan atması da, çocuğunu öldürmesi de görülmemiş şeyler değil.. tabi zamanında bu durum musallat olmalara yorulmuş bu yüzden yalnız bırakılmazış.. fakat diğerlerinin nekadar saçma geldiğini söylememe gerek yok sanırımHepsini ilk defa duyuyorum
)))
Son düzenleme:
Çocuğun bezleri dışarı atılmaz, yıkandığı su dökülmez, çamaşırı balkona asılmaz gibi şeyler batıldır doğru. Hamilelik dönemiyle beraber çocuk ve anne fiziksel ve ruhsal anlamda savunmasız haldedir. Özellikle lohusa olan hanımefendiler daha da savunmasızdır psikolojik açıdan. Yeni doğan çocuklar ve lohusa anneler için isimlerine sübyan denilen kötü varlıklar vardır. Bu varlıklar, sadece o çocuk ve annesiyle uğraşırlar. Henüz yeni doğmuş bebeklerin gözlerinde tıpkı hayvanlarda olduğu gibi perde yoktur, bu bebekler kötü ve iyi varlıkların hepsini yetişkin insanlardan farklı olarak görürler. Zaten belli yaşa kadar bu çocuklarda insan olmalarına rağmen bilinç ve hafıza olmaması da bunun göstergesidir. Yalnızken ve boş bir yere bakarken sebepsiz yere gülen yahut çok ciddi şekilde ağlayan bebeklerin de çoğu zaman iyi ve kötü varlıkları görebilmeleri gibi durumları vardır. İşin özeti, yeni doğan bebekler ve özellikle lohusa hanımlar her daim tehdit altında olabilir.Bende yeğen olunca öğrendim böyle inançlar olduğunu tek inanılır olanı da anneyle yenidoğanın yalnız bırakılmaması ( sonuçta hastanelerde doğum sonrası kalınan odaların camlarının açılamayacak şekilde kapalı olduğu farkedilmiştir belki; anne nin psikolojisi depresyon sonucu kendini camdan atması da, çocuğunu öldürmesi de görülmemiş şeyler değil.. tabi zamanında bu durum musallat olmalara yorulmuş bu yüzden yalnız bırakılmazış.. fakat diğerlerinin nekadar saçma geldiğini söylememe gerek yok sanırım
Özellikle köşelere bakakalıyor bebekler evet . Hatta uurken bile gülmeye hatta bi zamandan donra kıkırdamaya bile başlıyorlar. Melekler güldürdü derler..
Benim aklımı kurcalayan ve saçma gelen bebeğin bezini ya da yıkama suyu evden dışarı çıksa ne olur.... saçma geliyo bana.. hadi gece vakti çamaşırların açıkhavada kalmaması mikropları çekmemesi için olabilir. Ama bez ya ne bileyim saçma geliyor bana.. kesin o da köy gibi yerlerde dışarıya atılan çöplerin dağlardan yırtıcı hayvanları çekmesiyle bi bağlantısı vardır.
Tabii, yukarıda bahsettiğim gözlerinde perde olmaması, bilinç ve hafıza düzeylerinin henüz dünya hayatına göre gelişmemiş olması sebebiyle melekler de dahil iyi ve diğer yaratılmış kötü varlıkların tamamını görebilme yetileri vardır. Bahsettiğim koşullarda her zaman olmasa da bazı zamanlar gülmeleri kıkırdamaları veya çok fazla korkup ağlamaları bundan dolayıdır.
Diğer bahsettiğiniz eşyalara gelince, bir mevzu gerçek olsa da insanlar bazen abartarak bunu devam ettirebiliyorlar. Ben daha önce bebeğin bezinin dışarı atılmaması gibi gerçek olan bir şey duymadım bu konuda. Yürütebileceğim tek mantık, bu kötü varlıklar pis olan her şeye yaklaşırlar ve ilgilidirler. Bebeğe ait pis bir şeyin dışarı atılması bu varlıkların o pis eşya üzerinden bebekten haberdar olmaları, bebeğe karşı ilgi duymaya başlamaları gibi bir mantıkla söylenmiş olabilir. Ama dediğim gibi benim bildiğim üzere bu davranış ve düşünce batıldır.
Son düzenleme:
Batıl inancın sözlük anlamı " Gerçek bir sonucu olmayan, tepkisi kanıtlanamayan davranışlarda bulunmak, sözler söylemek, veya inançlara inanmaktır"satranç haramdır!
Senin bahsettiğin söz peyhgamberimizin (s.a.v.) hadislerine dayanarak söylenmiştir siz bunu inkar ederek kafir olursunuz peygamberimizin sözlerini yalanlamak münafıklık alametidir siz şaka amaçlı söylemişsinizdir bilemem ama dikkat edelim
baştan sona okumaya başladım ortalara gelince psikolojim bozuldu yemin ediyorum ancak aklımda kalanlardan birkaç tanede ben ekleyeyim.
1.mezarlıktaki yazıları okumak insanda zeka geriliğine yol açıyormuş.
2.yıldız kayarken dilek tutarsak mutlaka tutarmış.
3.siyah kedi uğursuzluk getirirmiş.
4.terlik ters dönerse hastalığa sebep olurmuş.
5.kuşların üstümüze pisletmesi şansımızın artacağına işaret ediyormuş.
1.mezarlıktaki yazıları okumak insanda zeka geriliğine yol açıyormuş.
2.yıldız kayarken dilek tutarsak mutlaka tutarmış.
3.siyah kedi uğursuzluk getirirmiş.
4.terlik ters dönerse hastalığa sebep olurmuş.
5.kuşların üstümüze pisletmesi şansımızın artacağına işaret ediyormuş.
Maalesef inananların en fazla yanıldığı noktalardan biridir hadisler. Hadislerin hiç biri haram-helal koyma yetkisine sahip değildir. Hadislerin sahibi olan Peygamber efendimizin de haram-helal koyma yetkisi yoktur. Hadisler, insanların hak yolunda ilerleyebilmeleri için peygamber efendimiz tarafından verilmiş tavsiye ve öğütlerdir.
Yalnız, hadislerin zaman içinde yozlaşmayacağı, şekil değiştirmeyeceği, farklı anlamlara gelecek şekilde insanlara beyan edilmeyeceği garanti edilmemiştir. Yani herhangi bir hoca, dini bir söz yazıp sonuna hadis yazıp ekleyebilir. Peygamber efendimizin santranç ile ilgili bir hadis söylemiş olmama ihtimali, söylemiş olma ihtimalinden daha yüksektir. Hadislerin, Kuran ile çelişmediği, Kuran'ın mantığına ters düşmediği sürece ancak gerçek bir hadis olup olmadığı anlaşılır. Bir insan hadisi inkar ederse kafir olmaz çünkü hadislerin hiç biri dini hüküm değildir, öldüğümüzde bizden sorulacak olan sözler sadece Kuran ayetleridir. Bu bağlamda santrancın haram olduğunu öne süren hacı, hoca, şıh tayfasının peygamberimize iftira ederek hadisi vardır, haramdır demelerine karşın ben size bu konuyla ilgili ( haram-helal hükmü vermek ) ayeti direkt yazayım;
De ki: “Ne oldu size de, Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram bir de helâl yaptınız?” De ki: “Allah mı size izin verdi? Yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?” (Kur'an 10;59)
Görüldüğü üzere hiç bir peygamberin hadislerle helaldir yahut haramdır hükmü koymaya yetecek izni yoktur. Haramı-helali belirleyen sadece Allah ve kitabında yazanlardır. Kaldı ki santrancın haram olduğunu belirten hadislerin peygamber efendimize ait olup olmadığı da belli değildir. Allah'ın ayetinde bahsettiği gibi sözleri ve anlamları değiştirilemeyecek kelimeler, cümleler ve tek kitap sadece Kuran'dır. Onun haricinde peygamber sözleri (hadisler) de dahil tüm sözler hiç söylenmemiş yahut söylendiği şekilden çok daha başka hallere sokulmuş olabilir.
Allah'ın Kuran'da insanlara hitap ederken kullandığı en sık kelimeler arasında ' Ey akıl sahipleri ' vardır. Keza Allah Kuran'da sıkça akıl etmez misiniz, düşünmez misiniz diye insanları düşünmeye de sevk ediyor. Bu bağlamda bakıldığında insanlar Kuran'ı aklıyla değil, boş şekilde okumayı tercih ediyor. Allah'ın dediği gibi Kuran'da yazanları düşünmüyor.
Bir şey her zaman haram ya da helal olmayabilir. Dövme meselesi için insanların illa hadis aramasına, gidip de bir hacı hocaya sormasına gerek yok. Aklıyla Kuran'ı okuyan her insan dövmenin dinde ne anlama gelebileceğini bilir pek tabii ki. Dövme için Kuran'ın geneline baktığımızda iki temel unsur vardır; Allah'ın yarattığını değiştirmeye çalışmak, Allah'ın dünya hayatı için bize verdiği bu bedene yani emanete iyi bakmamak, zulmetmek..
Bu iki unsur Kuran'da geçer ve dövme dahil bir çok konunun temelini bir mantığa dayandırmak ve insanların sorularına cevap bulmalarına yardımcı olmaktadır. Söylediğim gibi Kuran'ı aklıyla okuyabilen ve düşünen her mümin sorularının cevabını çok rahat bulacaktır. Bu sebepledir ki Allah, Kuran size yeter der.
Son düzenleme:
Asıl üzücü olan 2017 yılında hala Müslümanlıkla mağruf olanların Hoca'ya soru soruyor, hocam bu helal mi bu haram diyor olmalarıdır.
Kur'an'ı açın kardeşler, elde telefon da var kitap da. Size de insin vahiy.
Kur'an'ı açın kardeşler, elde telefon da var kitap da. Size de insin vahiy.
% 100 katılıyorum. Allah'la kulun arasına girilmez.....
Kesinlikle öyle. Ben zaten hadislerin toptan inkar edilmesine karşıyım. Lakin buradaki en önemli nüans şudur; inananların bir çoğunun herhangi bir mevzunun haram veya helal olması noktasında direkt olarak kriter aldıkları şey hadis olabiliyor. Bu öyle tehlikelidir ki insanı haktan batıla sürükleyebilir. Hadisler hiç bir zaman dini hüküm niteliğinde değildir, tavsiye ve öğüt içeriklidir. Hadisler her zaman dezenformasyona en açık dini kaynaklardır. O sebepledir ki hadislerin Allah tarafından korunacağı garantisi verilmemiştir, o sebepledir ki dünya hayatında ahiret adına muvaffak olmaya yetecek kaynak olarak Kuran gösterilmiştir Allah tarafından ve yine o sebepledir ki sorguya çekileceğimiz tek kitap ve sözler yine Kuran ve içindeki ayetlerdir.
İnsanlar aslolanın Kuran olduğunu unutup hadisleri dini yasak ve kuralları belirlemede birinci sıraya koymaya başladı. Bunu gören yobaz ve fırsatçı hoca hacı tayfası hadisleri istedikleri gibi değiştirerek insanların imanıyla oynadı, oynamaya devam ediyor. Hadisler her daim hayatımızda olmalı ama bizim davranışlarımızın, eylemlerimizin temeli her daim Kuran ayetleri olmalıdır.
Son düzenleme:
Radikal İslam hareketlerin zihniyet olarak kuvvetli olduğu ülkelerden Pakistan.
Amin amin inşaallah. Rabbim peygamberimizi ve tüm peygamberlerini sizin de dediğiniz gibi güzel ahlak, iman ve amellere dair bir örnek olsun diye göndermiştir. Bizim her daim peygamberimiz ve peygamberler adına düşünmemiz, davranışlarımıza uygulamamız gereken şey sizin de söylediğiniz bu güzel özelliklerdir. Haddimizi aşıp ne bizi yaradana iftira atalım ne de peygamber efendimize..zaten şahsi olarak Peygamberimizin haram helalden ziyade kendisiyle daha çok ilgileniyorum
Hocam zaten haram ve helaller belirtilmiştir bunu istinaden insan kendi akıl ve mantığı ile karar veriyor örneğin domuz eti yasaklanmıştır bir yemeğin içinde oldğunda biz o yemeği haram olduğunu biliriz hadis doğrultusunda da biz haram şüheli helal deriz şimdi birde mezhep meselesi var türkiyenin çoğunluğu hanefi ise alıntı yapıyorum ''Hanefî ve Malikilere göre satranç tahrimen mekruhtur yani harama yakındır. (el-Bâci, el-Münteka, VII, 278; İbn Abidin Haşiyesi, VI, 394).'' satranç ile ilgili hadiste vardır amma ve lakin zayıf ve sahih olma ihtimali düşüktür
- Durum