1. Direksiyonlar: Genel olarak direksiyonların üzerindeki düğme kalabalığından rahatsızım, hele bazı markalar dokunmatik düğmeler de koyuyor, işe iyice karmaşıklık katıyorlar. Bence bunun ideali direksiyonda kulakçık ve cruise kontrol kumandaları için ayrı bir kolun haricinde hiçbirşey koymamak. Porsche GT3 RS(991) direksiyonu buna güzel bir örnek mesela.
2. Elektronik destekli direksiyon: Evdeki playstation direksiyonum bile şuan satıştaki çoğu araçtan daha hisli. Sonuna kadar hidrolikçiyim.


3.Ekranlar: Ya da daha doğrusu ekran fazlalığı ve bunların yerleştirilme biçimi. Hele bazı markalar var ki, o iki ekranı inatla yanyana aynı çerçeveye oturtuyorlar ya, çıkardıkları her yeni modelde bir daha hayal kırıklığına uğruyorum. Direksiyon başına değil de oyuncu bilgisayarının başına oturmuş gibi hissediyorum.
4. Anahtarsız giriş ve çalıştırma: Tamam bunun ciddi faydalarını kendimde gördüm ancak ne yalan söyliyim, anahtarı takıp çevirerek çalıştırmayı tercih ederim.
5. Adaptif cruise control, Şerit takip sistemi, Otomatik park: Bence sürücülerin işini gereksiz fazla kolaylaştıran donanımlar. Elini ayağını çekiyosun araba kendi kendine gidiyor, bi düğmeye basıyosun kendi kendine park ediyor sende hiç bir efor sarfetmeden oturup izliyosun. Sürücülerin araç kontrol kabiliyetlerini ciddi anlamda körelttiğini düşünüyorum. Teknolojik sistemlerin sürüş deneyimin bir parçası olmasına kesinlikle karşı değilim (abs, espyi geçtim, mesela çarpışma önleme sistemi gibi aktif güvenlik sistemleri her araçta standart olmalı bence) ancak, birçok alanda olduğu gibi teknolojinin orantısız kullanımının insanları tembelleştirdiğini düşünüyorum. Gerçi ben araba kullanmayı seven biri olduğum için bu konuda hiç objektif olamıyorum.
6. Tasarımlar: Daha doğrusu tasarım, çünkü hemen hemen her marka tek bir tasarım yapıp bunu tüm modellerine uyguluyor. Ondan sonra ortaya aynı tişörtün small, medium, large ı gibi aynı tipte farklı boyutta arabalar çıkıyor...