Modern arabalardaki en kötü trendler

Bizim 200 bindeki Mondeo’nun direksiyon aşınmaktan alcantara’ya dönüştü. Ben yine de seviyorum deri. Düzgün kullanılırsa 300 bine kadar sağlam gider. Önceki Mondeomuz da 200 bin civarıydı, o hala sağlamdı mesela.
250 binden sonra pul pul elime geliyordu benim mondeoda.Hele park ederken (mondeoyu park etmek bilen bilir :rolleyes:) yapılan hamlelerde elimde 100 gr direksiyon derisi kalıyordu.Yinede bir zımpara ve boyayla halledilebilir gibime geliyordu.Çünkü büyük kopmalar vs olmuyordu.Yakından bakınca dışı aşınmış tamam ama direksiyonun bütünlüğünde, şeklinde hiçbir zaman sıkıntı yoktu o yüzdendir ki bana baya kilometreler boyunca daha çok sırıtmadan iş görür gibi geliyor hep.
 
Deri kirlenince parlar, bu olağan bir şey. M paket direksiyonları da desensiz deri olduğu için çok göze batıyor. Kullanan insanın eli çok terliyor, çok ürün (nemlendirici vb.) kullanıyorsa falan kirlenme işi de hızlanıyor haliyle. Üstüne bir de direksiyona hiç temizlik malzemesi değmeyince ayna gibi oluyor doğal olarak.
Parlamasını normal fakat parlama süresini anormal buluyorum. Zaten sıfır km yi incelediğinizde deri aşırı yumuşak. Belli ediyor o narinliğini. M olmayan direksiyon nedense çok daha dayanıklı parlamaya
 
trim kalitesi ve şu ekranın iğrenç şekilde tablet gibi durması.Direk satın almama sebebi yeni arabalarda
 
1. Direksiyonlar: Genel olarak direksiyonların üzerindeki düğme kalabalığından rahatsızım, hele bazı markalar dokunmatik düğmeler de koyuyor, işe iyice karmaşıklık katıyorlar. Bence bunun ideali direksiyonda kulakçık ve cruise kontrol kumandaları için ayrı bir kolun haricinde hiçbirşey koymamak. Porsche GT3 RS(991) direksiyonu buna güzel bir örnek mesela.
search

2. Elektronik destekli direksiyon: Evdeki playstation direksiyonum bile şuan satıştaki çoğu araçtan daha hisli. Sonuna kadar hidrolikçiyim.:D:D
3.Ekranlar: Ya da daha doğrusu ekran fazlalığı ve bunların yerleştirilme biçimi. Hele bazı markalar var ki, o iki ekranı inatla yanyana aynı çerçeveye oturtuyorlar ya, çıkardıkları her yeni modelde bir daha hayal kırıklığına uğruyorum. Direksiyon başına değil de oyuncu bilgisayarının başına oturmuş gibi hissediyorum.
4. Anahtarsız giriş ve çalıştırma: Tamam bunun ciddi faydalarını kendimde gördüm ancak ne yalan söyliyim, anahtarı takıp çevirerek çalıştırmayı tercih ederim.
5. Adaptif cruise control, Şerit takip sistemi, Otomatik park: Bence sürücülerin işini gereksiz fazla kolaylaştıran donanımlar. Elini ayağını çekiyosun araba kendi kendine gidiyor, bi düğmeye basıyosun kendi kendine park ediyor sende hiç bir efor sarfetmeden oturup izliyosun. Sürücülerin araç kontrol kabiliyetlerini ciddi anlamda körelttiğini düşünüyorum. Teknolojik sistemlerin sürüş deneyimin bir parçası olmasına kesinlikle karşı değilim (abs, espyi geçtim, mesela çarpışma önleme sistemi gibi aktif güvenlik sistemleri her araçta standart olmalı bence) ancak, birçok alanda olduğu gibi teknolojinin orantısız kullanımının insanları tembelleştirdiğini düşünüyorum. Gerçi ben araba kullanmayı seven biri olduğum için bu konuda hiç objektif olamıyorum.
6. Tasarımlar: Daha doğrusu tasarım, çünkü hemen hemen her marka tek bir tasarım yapıp bunu tüm modellerine uyguluyor. Ondan sonra ortaya aynı tişörtün small, medium, large ı gibi aynı tipte farklı boyutta arabalar çıkıyor...
 
1. Direksiyonlar: Genel olarak direksiyonların üzerindeki düğme kalabalığından rahatsızım, hele bazı markalar dokunmatik düğmeler de koyuyor, işe iyice karmaşıklık katıyorlar. Bence bunun ideali direksiyonda kulakçık ve cruise kontrol kumandaları için ayrı bir kolun haricinde hiçbirşey koymamak. Porsche GT3 RS(991) direksiyonu buna güzel bir örnek mesela.
search

2. Elektronik destekli direksiyon: Evdeki playstation direksiyonum bile şuan satıştaki çoğu araçtan daha hisli. Sonuna kadar hidrolikçiyim.:D:D
3.Ekranlar: Ya da daha doğrusu ekran fazlalığı ve bunların yerleştirilme biçimi. Hele bazı markalar var ki, o iki ekranı inatla yanyana aynı çerçeveye oturtuyorlar ya, çıkardıkları her yeni modelde bir daha hayal kırıklığına uğruyorum. Direksiyon başına değil de oyuncu bilgisayarının başına oturmuş gibi hissediyorum.
4. Anahtarsız giriş ve çalıştırma: Tamam bunun ciddi faydalarını kendimde gördüm ancak ne yalan söyliyim, anahtarı takıp çevirerek çalıştırmayı tercih ederim.
5. Adaptif cruise control, Şerit takip sistemi, Otomatik park: Bence sürücülerin işini gereksiz fazla kolaylaştıran donanımlar. Elini ayağını çekiyosun araba kendi kendine gidiyor, bi düğmeye basıyosun kendi kendine park ediyor sende hiç bir efor sarfetmeden oturup izliyosun. Sürücülerin araç kontrol kabiliyetlerini ciddi anlamda körelttiğini düşünüyorum. Teknolojik sistemlerin sürüş deneyimin bir parçası olmasına kesinlikle karşı değilim (abs, espyi geçtim, mesela çarpışma önleme sistemi gibi aktif güvenlik sistemleri her araçta standart olmalı bence) ancak, birçok alanda olduğu gibi teknolojinin orantısız kullanımının insanları tembelleştirdiğini düşünüyorum. Gerçi ben araba kullanmayı seven biri olduğum için bu konuda hiç objektif olamıyorum.
6. Tasarımlar: Daha doğrusu tasarım, çünkü hemen hemen her marka tek bir tasarım yapıp bunu tüm modellerine uyguluyor. Ondan sonra ortaya aynı tişörtün small, medium, large ı gibi aynı tipte farklı boyutta arabalar çıkıyor...

Uc bir ornek olacak fakat Ferrarilerin 458’den itibaren tum kontrolleri direksiyon ustunde mesela (Silecek ve sinyal dahil)
Hic Ferrari kullanmadim fakat kullanissiz oldugunu dusunmuyorum :)
 
  • Beğeni
Tepkiler: cansensoy
Uc bir ornek olacak fakat Ferrarilerin 458’den itibaren tum kontrolleri direksiyon ustunde mesela (Silecek ve sinyal dahil)
Hic Ferrari kullanmadim fakat kullanissiz oldugunu dusunmuyorum :)
Biliyorum aslında ondanda bahsedicektim ama kimsenin bam teline basmak istemedim:D:D Valla bende hiç Ferrari kullanmadım, o kontroller yerleştirilirken illaki olabildiğince kullanışlı olucak şekilde tasarlanmıştır, ama sade tasarımlar bana daha çok hitap ediyor :)