hothatch kullanirken geceleri tampona dayanip taciz edenler, kirmizi isikta yarisalim diyenler oluyordu, burada geceleri illegal sokak yarislari oluyor, ama gunduz sehirici trafik cok medeni, korna sesi duyamazsiniz, serit degistirirken herkes sinyal kullanir, sinyal verirseniz yaninizdaki seritteki arac %90 olasilikta size yol verir, trafikte gunduzu ve gecesi iki ayri dunya
-
Foruma kayıt olmak için tıklayın !
Trafik.
- Konuyu başlatan At
- Başlangıç tarihi
oyle taciz eden olursa hiz limitinde gidiyorum trafigin akisina degil kurallara uyuyorum isterse buyursun carpsin rubicona
Bir rubiconcu daha varmış Ön , arka , yan her yer demir isteyen çarpabilir 
Akşam-Gece saatlerinde taşkınlık yapanları da ledlerle göz doktoruna yollayabiliyoruz
Bu döner kavşağın en güzel örneklerinden biri İzlanda’nın Reykjavik şehrinde var. Şehrin giriş ve çıkışlarında belki 10 tane döner kavşak var her bir semtin giriş çıkış ve anayol bağlantısı bu şekilde yapılmış. Bu sayede trafik lambası koymamışlar ve gereksiz bekletmiyorlar insanları soğukta. Aynı şekilde lamba bakımı yok, elektrik yok, lambaların, direklerin zamanla eskimesi yok. Maddi manevi bir sürü yükten kurtulmuşlar. Zaten amaç da bu. Harika işlemiş. Bizde adama yol veriyorsun adam döner kavşakta durup sana yol veriyor. Yaya geçidi yine aynı şekilde. Geçen sene bir sürü para harcandı önce yaya yazdılar, bir sürü reklam yaptılar, göstermelik cezalar yazdılar hatta yaya geçitlerinde (zebralarda). Ne değişti? Değişmez çünkü insanlar göstermelik olduğunu biliyor. İhlali yapan herkese kameralarla ceza gelmiyor. Şanssızsan o an ekip otosu oradaysa ancak ceza yiyorsun. Bu durumda kim sallar senin yola yazdığın yazıyı.
Her şey birbiriyle bağlantılı olduğu gibi yol ve güzergahların trafiği daha fazla rahatlatacak şekilde dizayn edilmesi mevzusu şehir planlamasıyla, yani bizim illerimizin hemen hemen çoğunda olmayan, olsa da sadece ismen var olan bir iş koluyla doğrudan alakalı. Çarpık yapılaşma, nüfus yaygınlığı gibi konular da tuzu biberi oluyor trafikte hayatın akışını rahatlatıcı tedbirlerin alınıp dizaynın yapılması konusunda.
Benim memlekette yaya geçitlerinin başına dönem dönem polis dikiyorlar. Artık daha fazla araç yayaya yol veriyor görüyorum ama yayalar da birikip toplu halde geçelim mantığından uzak, istedikleri zaman teker teker geçme davranışında. Tam geçti kalkayım artık diyorsun başkası atlıyor. Trafik de resmen felç oluyor ki zaten yayaların büyük kısmı yolun istedikleri yerinden karşıya geçmek gibi bir hakkı kendinde görüyor.
Şimdi bana söyleyin lütfen, şu manzarada yaya + sürücü fark etmez, kime ne diyeceksin, ne tedbir alacaksın ? Dünyanın neresinde karınca sürüsü gibi yayaların arabaların etrafında dolandığı bir trafik vardır ? 2020'de şu manzarayı x2 ile hesaplayabilirsiniz.
Dönem dönem polis dikmek, EDS’nin fotoğraf değil de video çekip başındaki polisin o anki dikkatine kalmak bence devletin olaya bakışının göstergesi. 40 yıldır Avrupa’da kırmızıda geçersen fotoğraf çeken radarlar var. Herkes biliyor ki affı yok. Dolayısıyla ona göre gidiyor. Bizde Loto gibi. Ceza gele de bilir gelmeye de bilir. Emniyet nasıl isterse ya da ne zaman paraya ihtiyaç duyarsa. Hal böyle olunca arabadaki adam en güçlü adam oluyor. Yaya da gücü bulduğu an böyle karınca gibi sarıyor o yolu. Onlar da düzen bilmemeye başlıyor. Şehir planlamasında çok geç kalmış olsak da hala yapabileceğimiz şeyler var. Türkiye çoğunlukla güneşli, havası güzel bir ülke. Kalabalık şehirlerde özellikle yolları daraltmak, park yerlerinin ücretlerini artırmak yani insanları park+ride ya da bisiklete yönlendirmek lazım. Böyle olduğunda sadece ihtiyacı olan şehrin ana caddelerine girer, karbon salınımı azalır, trafik azalır, ses ve görüntü kirliliği azalır. Bunun için de altı üstü iki otobüs seferi fazla koyarsın, biraz bisiklet, elektrikli scooter koyarsın olur biter. Videodaki örnekteki Zonguldak’ta hemen her yere elektrikli scooter ya da bisikletle rahatlıkla gidilir. Saati 5 TL olsa emin olun o araçların yarısı o caddeden geçmiyor olur. Dolayısıyla yaya da sorun olmaktan çıkar, düzen gelir. Bu Avrupa’nın araba icat edilmeden 500 yıl önce kurulmuş şehirlerinde yapılabiliyorsa Türkiye’de şehirlerde hayli hayli yapılır. Ancak bakış asla bu olmuyor. Çünkü o yolun 2 senede bir ihale edilmesi lazım, arabadan ÖTV alınması lazım, yakıttan vergi toplanması lazım, gerektiğinde ceza yazılması lazım. İnsanlar trafikte ömrünü çürütmüş, hava kirlenmiş, ses olmuş kimin umurunda? Üreticiler baskılardan dizel model çıkarmamaya başladı Türkiye’de hala dizel en pahalı mesela. Bu kadar vurdumduymaz ve çevreyle alakası olmayan yasalar var. Halk da bu düzende gücü yeten yetene şeklinde takılıyor. Maalesef halktan gelen hareket olabilecek bir düzey de olmayınca bu şekilde devam ediyor.
Son düzenleme:
Ya yıllardır bir kesim toplu taşıma, bisiklete yönelenim tarzı konuşmalar yapıyor, yanlış anlamayın ama bu çok saçmalık geliyor bana. Bisiklet sürmeyi severim ama sadece spor amaçlı, çok terliyorum çünkü. Toplu taşıma ayrı dert her bindiğimde sövüyorum ve sürekli ayakta oluyorum.
Mevzu trafiğin yoğunlu değil de insanlar biraz daha yol verse birbirine bireysel düşünmese vs daha iyi olacak başka yolu yok bu işin.
Bizim insanımız arabayı bir ulaşım aracı olarak görmüyor ki ? Adam Mercedes almış, illa gittiği yerin kapısına çekip şekil yapacak. Sen o adama dersen ki arabayı park et tramvaya bin, bir sonraki seçimde bak bakalım belediye sana kalıyor mu kalmıyor mu ? Demokrasinin, baltayı taşa vurduğu yer burası işte.
Estağfurullah yanlış anlamam ama bu bakış açısını son derece yanlış buluyorum. Terliyorsanız elektrikli bisiklet ya da elektrikli scooter kullanabilirsiniz. Ya da kondisyonunuz iyiyse nabzınızı sabit tutmayı bilir ve terlemezsiniz. Ancak alışkan değilseniz, yanlış yerde yanlış tip bisiklet kullanırsanız terlersiniz tabii. Gidip bir ferrariye binin bakın nasıl kanter içinde kalıyorsunuz. Kaldı ki onun motoru var. Çünkü alışkın değilsiniz, yarış kondisyonunuz yok vs. Zaten dediğim gibi sefer sayısının artması lazım ki otobüsler, tramvaylar vs. nispeten boş gidebilsin. Türkiye’de şöyle bir sorun var: Yerleşimler kırsalda da kentlerde de çok sıkışık. Köyde bile otopark sorunu olur mu bir ülkede? Herkes birbirinin dibine yerleşmiş adeta aralar bomboş. Hal böyle olunca en ufak şehirlerde bile toplu taşıma balık istifi. Ancak yollar düzgün olsa emin olun o insanların çoğu bunu çekeceğime gider bir elektrikli bisiklet alır püfür püfür gezerim diyecektir. Bisiklet bir spor değil ulaşım aracıdır. Motorun da arabanın da sporları var ancak asıl amacı ulaşımdır.
Mercedes’in yıllık satış rakamı 10bin bile değil. Yani Türkiye’nin %0,1’i. Kaldı ki çoğu satış da filo ve A ve B serisi gibi giriş modeller. Onları çıkarsak %0,03 falan ancak var. Tüm premium araçları toplasak %1 etmiyor Türkiye’de. Dolayısıyla oy potansiyeli tahmin ettiğinizden düşük
Hava atmak için Mercedes alan kitle ise kimsenin pahalı olduğundan park edemediği bir yere mersosunu çekip daha da göze sokabilir, hava atabilir. Dolayısıyla win-win durumu
Mercedes burada örnek olarak verilmiştir. Türkiye'de her türlü araç, bu ve bunun gibi durumlara alet edilmeye çalışılabilir. Adam aynısını civic ies'le de yapar, hatta tofaşla bile yapanlar var.Mercedes’in yıllık satış rakamı 10bin bile değil. Yani Türkiye’nin %0,1’i. Kaldı ki çoğu satış da filo ve A ve B serisi gibi giriş modeller. Onları çıkarsak %0,03 falan ancak var. Tüm premium araçları toplasak %1 etmiyor Türkiye’de. Dolayısıyla oy potansiyeli tahmin ettiğinizden düşük
Hava atmak için Mercedes alan kitle ise kimsenin pahalı olduğundan park edemediği bir yere mersosunu çekip daha da göze sokabilir, hava atabilir. Dolayısıyla win-win durumu
Valla bir anket düzenleyip bunu insanlara açın, yüzde kaçının şiddetle reddettiğini izleyin ondan sonra
Mercedes burada örnek olarak verilmiştir. Türkiye'de her türlü araç, bu ve bunun gibi durumlara alet edilmeye çalışılabilir. Adam aynısını civic ies'le de yapar, hatta tofaşla bile yapanlar var.
Valla bir anket düzenleyip bunu insanlara açın, yüzde kaçının şiddetle reddettiğini izleyin ondan sonra
En son Isparta’da olmuştu. Bir tane zaten çarşı caddesi var. Bisiklet yolu yapmışlar. Esnaf imza toplayıp belediyeye başvurmuştu yolu kaldırın arabalarımızı koyamıyoruz diye, belediye de oy korkusuyla kaldırdı
Ancak böyle her konuda milleti dinlersek EDS kalksın da derler, hız sınırı kalksın da derler. Bunun sonu yok ki. Aynı şey Bozcaada’da çok güzel uygulanıyor mesela. Şehir içine aracını park etmen yasak. Belediye 4-5 tane ücretsiz otopark yapmış, arabanı oraya çekip yürüyorsun şehre. Kimse de mekanın önüne araba çekip hava atamıyor, yayalar güven içinde yürüyor vs. Dolayısıyla patladı gitti Bozcaada. Yani istenince yapılıyor. O kadar otel, bar, meyhane emin olun ne itirazlar etmiştir bu duruma zamanında.Benim Mercedes örneğini devam ettirmemin sebebi gelir durumu iyi olanlar açısından sorun teşkil etmeyecek olmasını vurgulamaktı. Takdir edersiniz ki Türkiye’de en muktedir kısım da bu. Diğer kesime gelecek olursak sigarada bile bir şey dememiş oy oranları etkilenmemiş kesim bu. Dolayısıyla hiçbir şey olmaz. 3-5 ay itiraz edilir sonra alışılır. Türkiye gelir adaletsizliğinin son derece büyük olduğu bir ülke olduğundan insanlar hava atmak istiyor tabii ama bir yere kadar. Sonuçta hayat kaliten mi hava atmak mı? Yararları görüldüğü an iyi ki olmuş denecektir. Konfora çabuk alışılır. Avrupa’da da bir gün uyanmışlar ve aydınlandık dememişler neticede. Şehirler sanayi devrimi sonrası o kadar kirlenmiş ki böyle çözümlere yönelmişler. Halk inanılmaz itiraz etmiş, gösteriler yapılmış vs. ama yönetimler vazgeçmemiş. Sonuç ortada. Biraz cesaret yeterli.
Trabzonda bisikleti ulaşım olarak kullanan sayılı insanlardanım. Hem spor hem de sevdiğim için kullanıyorum. Böyle yerlerde nabız kontrolüyle terlememek diye bir şey yok. Eğim çok fazla. Siz yurtdışında kalıyordunuz sanırım. Yaşadığınız şehir düzse böyle düşünmeniz normal.
Nabzı sabit tutmayı yaşanılan yer düzlük ise söylemiştim. Benim olduğum yer de eğimi yüksek bir bölge. Bu nedenle herkes elektrikli bisikleti ulaşım için, yol bisikletini spor için kullanıyor. Doğru yerde doğru bisiklet kullanımı ve doğru kıyafet ile bu sorunlar aşılmayacak sorunlar değil. Hatta öyle ki şirketler duş bile yapıyor bisikletle gelen çalışanlar için. Çünkü devlet desteği üst düzeyde. Bu derece konfor sunulunca insanlar da bisiklete yöneliyor elbette. Aynı şekilde büyük şehirlere gittiğinizde ortalık kiralık elektrikli scooter ve bisikletten geçilmiyor. Bu sayede trafik bir sorun olmaktan çıkıyor, daha temiz ve daha gürültüsüz bir havaya erişiliyor.
Son düzenleme:
Ben bisiklete karşı değilim. Ama sizde belirtmişsiniz yurt dışında olanaklar çok yüksek. Duş felan diyorsunuz daha ne olsun. Ama Türkiye'de öyle bir şey yok. Yurtdışında iyi bir elektrikli bisiklet 1-2 asgari ücret, peki ya Türkiyede kaç asgari ücret?
Ön arka, yanlara koruma demiri spec bi cherokee sahibi olabilirsem yol üzerine park edenlere, sinyalsiz şeridime geçenlere, kavşakta geçiş üstünlüğü tanımayanlara, sağ şeritten sola dönmeye çalışanlara bam güm girmeyi düşünüyorum. Eğlenceli, eğitici, öğretici bir çalışma olur
Olanakların yüksek olması tamamen politik. Vergi düşürebildiği için şirket böyle bir hizmet sunuyor. Aynı şekilde öğlen yemeğine arabayla gitme diye şirket bisikletler oluyor. Kaldı ki her restoranın otoparkı olmak zorunda. Elektrikli bisikletler haklısınız sahip olması biraz pahalı bir de adı bisiklet olunca kimse ciddi para vermek istemiyor. Ancak elektrikli scooterlar 2500 liralardan bulunuyor. Bir de amaç zaten arabası olanı trafikten çekmek. Araba alan adam elektrikli bisiklete para bulamıyorum derse komik olur
dikkat edin birçok sayfiye yerinde yaşlılar, bakkallar elektrikli motorlara döndü ve tamamen yakıt ekonomisinden oldu bu. Bir de devletin desteği olsa neler olur.
hahahahahahahahahahahahaha çok iyi ya
Efsane gazipaşa. demir bariyer koydular bi bölümüne, üstünden atlayıp yola atlıyolardı Baktılar baş edemiyorlar kaldırdılar zaten. Şimdi arabanın etrafında sürü gibi geziniyorlar. Es kaza birine tampon değdirsen üste çıkıyorlar bir de yüzsüzlerhahahahahahahahahahahahaha çok iyi ya