Yeni Yaris ve motorları .....

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Japonlarin bulasmamasinin tek sebebi var sorunsuzluk. Evet eski tip denebilir o bambaska bir konu ama neredeyse her japonda sorunsuzluk on plandadir farazi de konusmuyorum bir cok kez farkli yerlerde mecralarda kanitlanmis bir durum.bildigim kadariyla sadece honda turbo ya gecis yapti.hatirladigim kadariyla 1 serisinde engin bilginiz vardi foruma kronik sorunlarla gelen arkadaslara yardimci olmustunuz ve sanirim bmw forumlarindada aktif yer aliyordunuz siz daha iyi bilirsiniz ben uzun sure bmw kullanmadim.ama yer yer kronik sorunlariyla cebellesen arkadaslar gordum ki bu premium c segmenti bmw 1 serisinde var ise can sıkıcı bir durum sonucta onca para verilen araclar. Dedigim sadece bmw icin degil vag grubu icinde konusabiliriz yag yagma dsg vs. Iste bahsettigim tum bu kronik sorunlarin neredeyse hicbiri japonlarda yok o yuzdende forumda bir tane subaru mazda honda toyota vb marka kullanicisinin su sorunla karsilastim cozumu nedir basligi yok.
O sorunları yaşayanların (yani motor ve turbo bazlı) çoğu yazılımdan, yazılım yoksa sürekli yüksek performanslı kullanmaktan, bakım sayacına riayet etmemekten, araç arıza verdiği zaman sallamamaktan kaynaklanan sorunlar.

Geçtiğimiz haftalarda bir tane 320i gördüm. 156.000 km de, servise -3000 km'de gelmiş, sürekli basa basa kullanılmış, yağı zamanında değiştirilmemiş, araç hararet uyarısı vermesine rağmen üstünde durulmamış. Özetle adam kombo yapmış. Sonra neden sorun çıkartıyor oluyor.

Sonuç: Motorun çoğu ana bileşeninin değişimi ve tekrar toplanması. Sanayi de çıkan rakam 18.000 ₺. Bu da üst kapat takılmadan önceki son hali.

rJLmya.jpg


O yüzden diyorum, bu işin turbolusu, atmosferiği yok. Sürekli yüksek performans kullanıldığında, servise zamanında gidilmediğinde, yazılım yaptırıp motoru sürekli kırbaçlamak motor farketmeksizin benzer sorunları doğurur. M3 M5'in V8 V10 atmosferik motorları da arızanın dibini veriyor. Bizim zihniyetimiz "motorum turbolu, basıyorum ve uçuyorum." dan ibaret. Efendi gibi kullanıldığında (mesela benim ki 77800 küsür km'de) daha kronik(!) denilen turbo su ve yağ O-Ring contaları bile değişmedi. Neden? Efendi gibi kullanıyorum, periyodik bakımına servis sayacının belirlediği km'den daha önce götürüyorum. Arada elbette basıyorum ama 1 - 2 km sürüyor bu. Önüme gelen aynı segment, benzer motorlu aracı görünce ego tatmin etmek için kıçlarına yapışmıyorum. Öyle komplekslerim yok çünkü.

Sonuç: Saat gibi işleyen bir motor.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: sputnik ve Sailor
@sputnik

Ben atmosferiği bıraksın turbo motora geçsin demedim!

"Turbo motor üretmek bu kadar zor mu?" dedim. Sizin düşünceniz, benim düşüncem diye bir şey yok. B segmenti araç alan kaç insan turbolu ya da atmosferik diye bakıyor? Ben bakarım, sen bakarsın, otomobillerle ve otomotiv sektörüyle ilgilenen yakından takip eden insanlar dikkat eder.

Müşteri kitlesine bakınca bizim gibi noktası virgülüne kadar dikkat eden adam sayısı %5 - 10 civarıdır. Bu yüzde ile ne marka müşteri kaybeder, ne de köşeyi döner. Turbo motorun faydaları eğer motor "insan gibi" kullanılırsa gayet net. Otomobil daha istekli gider, daha az yakar. EcoTSI'ın olayı da buradan geliyor zaten.

Ayrıca 500cc hacim farkı ile bir zahmet hemen hemen aynı değerleri yakalasın. B segmentinin yeri belli, ekonomik temelli, şehir içinde pratik olsun, sağa sola kolay gireyim çıkayım dan ibaret.

Çoğu Japon markasının benzinli turbo motorlara bulaşmamasına anlam veremiyorum demek istiyorum özetle. Yoksa ne yaparsa yapsın beni ilgilendirmiyor, tercih edeceğim bir marka ve model değil. VW ve VAG Grubu fanlığı da yapmıyorum. Param buna yetti deyip 1.0 EcoTSI alan, aldıktan sonra manyak gibi yazılım araştırmasına girip alt tarafı 1 - 2 saniye fark için o motoru eze eze kullananda zaten beyin yoktur. O konu da hem fikiriz.

Ben siz öyle bir şey yazdınız demedim, sinirlenecek bir şey yok ortada.
TSI'dan örnek verince siz bende o örnek üzerinden gittim. Onlar atmosferiği bitirip tamamen turboya geçti, bence öyle yapacaklarsa hiç yapmasınlar daha iyi.

Bugün okuduğum yazıya göre yorum yapacak olursam, Toyota bu turbo işine bir süre daha çok sokulmadan bir kaç motor üzerinde devam edecekmiş. Stratejileri ilk olarak atmosferik motoru en verimli hâle getirmek (Mazda'nın gittiği yoldalar yani). Ondan sonra gereken araçlara o motoru aşırı beslemeli yaparak koymak. İlerleyen süreçte bu 1.5'in aşırı beslemeli hâle getirilmiş şeklini Avensis, Verso gibi arabalarda görebiliriz, ama şuan değil.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Sailor
O sorunları yaşayanların (yani motor ve turbo bazlı) çoğu yazılımdan, yazılım yoksa sürekli yüksek performanslı kullanmaktan, bakım sayacına riayet etmemekten, araç arıza verdiği zaman sallamamaktan kaynaklanan sorunlar.

Geçtiğimiz haftalarda bir tane 320i gördüm. 156.000 km de, servise -3000 km'de gelmiş, sürekli basa basa kullanılmış, yağı zamanında değiştirilmemiş, araç hararet uyarısı vermesine rağmen üstünde durulmamış. Özetle adam kombo yapmış. Sonra neden sorun çıkartıyor oluyor.

Sonuç: Motorun çoğu ana bileşeninin değişimi ve tekrar toplanması. Sanayi de çıkan rakam 18.000 ₺. Bu da üst kapat takılmadan önceki son hali.

rJLmya.jpg


O yüzden diyorum, bu işin turbolusu, atmosferiği yok. Sürekli yüksek performans kullanıldığında, servise zamanında gidilmediğinde, yazılım yaptırıp motoru sürekli kırbaçlamak motor farketmeksizin benzer sorunları doğurur. M3 M5'in V8 V10 atmosferik motorları da arızanın dibini veriyor. Bizim zihniyetimiz "motorum turbolu, basıyorum ve uçuyorum." dan ibaret. Efendi gibi kullanıldığında (mesela benim ki 77800 küsür km'de) daha kronik(!) denilen turbo su ve yağ O-Ring contaları bile değişmedi. Neden? Efendi gibi kullanıyorum, periyodik bakımına servis sayacının belirlediği km'den daha önce götürüyorum. Arada elbette basıyorum ama 1 - 2 km sürüyor bu. Önüme gelen aynı segment, benzer motorlu aracı görünce ego tatmin etmek için kıçlarına yapışmıyorum. Öyle komplekslerim yok çünkü.

Sonuç: Saat gibi işleyen bir motor.
Iste dedikleriniz sizin bilincli kullanici olmanizdan keza genel olarak japonlarin uzerine binildigi zaman veya bakimsiz olmalarina ragmen ben bugune kadar cok cok nadir gordum paylastiginiz resimdeki gibi arizalari.(lpg takilma sonrasi haric ) sunu net soyleyebilirim japonlar harici uzun omurlu motorlar varmidir vardir ama narin kullanmasaniz bile sorun yaratmaz genelde japonlar arada servise ugrayin yeterli
 
Ben siz öyle bir şey yazdınız demedim, sinirlenecek bir şey yok ortada.
TSI'dan örnek verince siz bende o örnek üzerinden gittim. Onlar atmosferiği bitirip tamamen turboya geçti, bence öyle yapacaklarsa hiç yapmasınlar daha iyi.

Bugün okuduğum yazıya göre yorum yapacak olursam, Toyota bu turbo işine bir süre daha çok sokulmadan bir kaç motor üzerinde devam edecekmiş. Stratejileri ilk olarak atmosferik motoru en verimli hâle getirmek (Mazda'nın gittiği yoldalar yani). Ondan sonra gereken araçlara o motoru aşırı beslemeli yaparak koymak. İlerleyen süreçte bu 1.5'in aşırı beslemeli hâle getirilmiş şeklini Avensis, Verso gibi arabalarda görebiliriz, ama şuan değil.
Sinirlendiğimi nereden çıkarttın ki?

Seat tamamı turbo motora geçmedi. 1.0 75bg manuel atmosferik motoru hala satıyorlar Ibiza'da, yeni kasada da var. O da tercih ediliyor zaten. Ama ana amaç aşırı beslemenin doğru kullanılmasıdır. Motorun daha istekli hareket etmesi, gaz pedalını daha az kullandırır insana. Ekonomik yönü bu. Bu da düşük devirlerde istediğin hızı yakalayınca ya da gücü alınca efendi gibi devam edebilmeni sağlar. Tabii bunu yapan kaç kişi var? Ağır tartışılır.

Ben 1.0 EcoTSI'lı bir otomobil alsam VAG grubundan, direk katalog değerlerini tuttururum. Arada da zevk olsun diye 15 20 saniye basarım o kadar. Ama turbolu aldım diye yazılım yaptırıp hamster gibi milletin peşine düşmem. Sonra sorun çıkınca, motor yağ yakınca, turbonun palini kırınca vs vs forumlarda, orada burada gelip şu sorunu yaşıyorum, bu motor dandik, sorun çıkartıyor, yağ yakıyor diye ağlamam.

İnsan verdiği para ne olursa olsun, satın aldığı ürünün neye hizmet ettiğini "anlamak" zorunda, bunun dışındaki her şey bilinçsizlik örneğidir.

Atmosferiğe gelince, gücünü hep üst devirlerde verdiği için daha fazla ve uzun süreli gaz pedalı kullanımı = daha çok yakıt tüketimidir. Dünyanın akaryakıt konusunda geldiği noktayı düşünecek olursak, insanların her şeyde ekonomi peşinde koştuğunu görebiliyorsak bu devirde hala atmosferik motor üretmek mantıksızlıktır. Ha "atmosferik motor aldım, amacım A noktasından B noktasına efendi bir şekilde gitmek, başka amacım yok" ise tercih edilebilir. Yoksa anamızın karnından turbo motorla doğmadık. Bundan, çok değil, 15 sene önce "sollamaya çıkınca tedirgin eder mi?" sorusu sorulurdu bayilerde. O yüzden atmosferik motorun pek bir mantığı yok bu devirde.
 
Son düzenleme:
Sinirlendiğimi nereden çıkarttın ki?

Seat tamamı turbo motora geçmedi. 1.0 75bg manuel atmosferik motoru hala satıyorlar Ibiza'da, yeni kasada da var. O da tercih ediliyor zaten. Ama ana amaç aşırı beslemenin doğru kullanılmasıdır. Motorun daha istekli hareket etmesi, gaz pedalını daha az kullandırır insana. Ekonomik yönü bu. Bu da düşük devirlerde istediğin hızı yakalayınca ya da gücü alınca efendi gibi devam edebilmeni sağlar. Tabii bunu yapan kaç kişi var? Ağır tartışılır.

Ben 1.0 EcoTSI'lı bir otomobil alsam VAG grubundan, direk katalog değerlerini tuttururum. Arada da zevk olsun diye 15 20 saniye basarım o kadar. Ama turbolu aldım diye yazılım yaptırıp hamster gibi milletin peşine düşmem. Sonra sorun çıkınca, motor yağ yakınca, turbonun palini kırınca vs vs forumlarda, orada burada gelip şu sorunu yaşıyorum, bu motor dandik, sorun çıkartıyor, yağ yakıyor diye ağlamam.

İnsan verdiği para ne olursa olsun, satın aldığı ürünün neye hizmet ettiğini "anlamak" zorunda, bunun dışındaki her şey bilinçsizlik örneğidir.

Atmosferiğe gelince, gücünü hep üst devirlerde verdiği için daha fazla ve uzun süreli gaz pedalı kullanımı = daha çok yakıt tüketimidir. Dünyanın akaryakıt konusunda geldiği noktayı düşünecek olursak, insanların her şeyde ekonomi peşinde koştuğunu görebiliyorsak bu devirde hala atmosferik motor üretmek mantıksızlıktır. Ha "atmosferik motor aldım, amacım A noktasından B noktasına efendi bir şekilde gitmek, başka amacım yok" ise tercih edilebilir. Yoksa anamızın karnından turbo motorla doğmadık. Bundan, çok değil, 15 sene önce "sollamaya çıkınca tedirgin eder mi?" sorusu sorulurdu bayilerde. O yüzden atmosferik motorun pek bir mantığı yok bu devirde.
Ünlem koyunca sinirlendiniz sandım.
Sadece bu mesaj değil, konudaki tüm mesajlarınıza bir kaç nokta dışında katılıyorum.
Turbolular Türkiye'de yazdığınız şekilde kullanılmıyor maalesef o da bir gerçek.
Turbo motora karşıda değilim yanlış anlaşılmayayım. Ancak B sınıfında tercih edebileceğim turbolu otomatik bir araç yok. DSG, EDC gibi şanzımanlara güvenmiyorum. Her önüne gelen arabaya onların konulmasını da anlamıyorum. 0.5sn geç vites atması benim için sorun değil, ancak olası bir şanzıman problemi benim açımdan büyük sorun.
 
  • Beğeni
Tepkiler: HAKANBURSA
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...