Neden En Önemli Volvo, Volvo XC60 ?
Volvo ilk jenerasyon XC60’ı tanıttığında belki de tarihinin en önemli otomobil tanıtımını yapıyordu. Bu yazımda yeni XC60’ı anlatmakla kalmayacak; XC60’ın Volvo için ne kadar önemli olduğunu, yakın Volvo geçmişini de inceleyerek gözler önüne sermeye çalışacağım.
XC60’ın tanıtılmasından önceki seneler Volvo için çok önemli bir dönemdi. Ford’un geliştirdiği kalkınma planı Volvo’ya yepyeni, modern bir yüz verecek; Volvo, Alman premium markalarına rakip olacaktı. Senelerdir lüks binek araç üreten premium Almanlara karşı durmak kolay iş değildi. Volvo’nun yepyeni binek bir araçla Alman rakipleri karşısında durma şansı yok denecek kadar azdı. Bu durumun farkında olan Volvo, onları en zayıf halkalarından vurmaya karar verdi. “Şehirli SUV” piyasası her geçen gün büyümekteydi ve Volvo bu konuda rakipleri kadar tecrübeli sayılırdı. Bmw, X3 ile senelerdir kompakt premium SUV sınıfında tekel konumundaydı ve Volvo XC60 ile işte tam da bu sınıfa saldırmayı planlıyordu. 2007 yılında tanıtılan XC60 konsepti büyük ilgi ve beğeniyle karşılanınca Volvo elini çabuk tuttu ve 2008 yılında, Cenevre otomobil fuarında XC60’ın yola çıkacak versiyonu tanıtıldı.
2009 yılında yollara çıkan XC60, kendini beklediğinden çok daha zor bir piyasada buldu. Audi ve Mercedes de kompakt premium sınıfına göz dikmiş, Q5 ve GLK modelleri tanıtılmış; Bmw cephesinde de yepyeni bir X3 hazırlıklarına başlanmıştı. Volvo bu noktada piyasayı alman rakiplerinden daha iyi okuyarak XC60’ı tamamen şehirli bir araç olarak tanıttı. Volvo’ya göre bu araçların tercih edilme sebebi arazi yetenekleri değildi. İnsanlar şehir içinde, otoyollarda rahatlıkla kullanabilecekleri yerden yüksek araçlar istiyordu. Bunu da göz önünde bulundurarak Volvo, XC60’ın önden çekişli uygun fiyatlı modellerini öne çıkarmaya başladı. XC60, müşterilere gelişmiş bir 4×4 sistemi yerine City Safety gibi gelişmiş şehir içi güvenlik donanımlarını standart sunuyordu. Bu stratejinin doğruluğu gelecek zamanlarda Avrupa satış rakamlarında kendini gösterdi. Volvo Avrupa’da Alman rakiplerinin satış rakamlarına erişiyor, hatta onları geride bırakıyordu.
Bu anlattıklarımdan yola çıkarak 2009 senesinin Ford-Volvo ikilisi için harika geçtiğini düşünüyor olabilirsiniz. Ancak gerçekler bundan çok uzak. 2009 yılında dünyayı vuran ekonomik kriz zaten iyi durumda olmayan Ford’u daha da zor bir duruma soktu ve Ford’a Volvo’yu satmaktan başka çare bırakmadı. 2009’da başlanılan görüşmeler 2010’da sonuçlandı ve Volvo artık Geely’nin yönetimine geçti.
Geely Yönetimi Altında Volvo
Volvo’nun Çinli firma altında nasıl yönetileceği büyük bir soru işaretiydi. Premium sınıf atağına başlayarak büyük bir değişimden geçen Volvo, Ford ile bağlantılarını da kaybedince kendini çok kritik bir durumda buldu. Geely yönetimi altında S60, V60 ve V40 gibi başarılı modeller tanıtan Volvo, C70 gibi başarısız modellerin üretimini durdurarak yoluna devam etti. Kısaca, Geely doğru hamleler ile Volvo’nun XC60 ile yakaladığı başarıyı devam ettirdi
Geely’nin bir sonraki büyük adımı, ikinci nesil XC90’ı ve beraberinde getirdiği yeni marka imajını yaratmak oldu. Volvo XC60 ile Almanlara rakip olabileceğini bütün dünyaya zaten kanıtlamıştı fakat XC60’ın başarası bir çeşit ideolojik başarıydı. XC60 insanlara istediklerini sunuyordu ancak teknik anlamda rakiplerinden gerideydi. Rakipleri 7 ileri 8 ileri viteslerini, senelerdir revize edilen 4 ve 6 silindirli motorlarla sunarken. Volvo’nun sunduğu en küçük dizel motor, 5 silindir iki litrelik bir üniteydi ve 6 ileri rakiplerine göre hantal kalan bir vitesle birlikte sunuluyordu(makyaj öncesi). Sert süspansiyonlarıyla sürüş konforunda da Alman rakiplerinin gerisinde olan Volvo; yeni XC90 ile aynı hataları tekrar yapmamalı zamanın gerisinde kalmamalıydı. Bunun farkında olan Volvo varını yoğunu XC90’ı geliştirmeye harcadı.
Volvo, XC90’a yapılan “Ar-Ge” yatırımını, firmanın gelecek modellerinde de kullanmaya uygun şekilde planlayarak çok akıllıca bir işe imza attı. XC90 için hazırlanan her yenilik firmanın gelecek modellerinde de kullanıma hazırdı. Bu strateji harcanan kaynakların en verimli şekilde kullanımına yardımcı oldu. Aynı zamanda Volvo’nun gelecekte yapacağı Ar-Ge araştırmalarını farklı yönlere doğrultmasına olanak sağlayan bu strateji, Volvo’nun eksik kalan firma imajına da katkıda bulundu. Kısacası Volvo, yeni XC90 ile gelecek Volvo’lara da yatırım yapıyordu.
Volvo için geleceğin temsilcisi statüsüne kavuşan XC90, aldığı ödüller ve olumlu geri dönüşle gelecek Volvo modelleri konusunda biz otomobilseverleri heyecanlandırmaya devam etti. İlk meyvesini S90/V90 ikilisiyle veren yatırım, XC90’ın başarısını firmanın diğer modellerine de aktarabileceğini kanıtlamış oldu. Volvo üst sınıfta emin adımlarla yoluna devam ederken sıra, Volvo tarihinin en başarılı otomobili XC60’ı yenilemeye geldi.
9 Sene Sonra Tekrar Cenevre’de
Yeni XC60; 9 sene boyunca dünya genelinde neredeyse bir milyon adet satan ve bu süre boyunca “Avrupa’nın en çok tercih edilen premium kompakt SUV’u” tahtını kaybetmeyen, ilk jenerasyon XC60’ın yerine geçiyor. Bu kadar başarılı bir modelin yerine geçmek yeni XC60’ın omuzlarına çok büyük bir sorumluluk yüklüyor gibi görünse de Volvo son dönemde kullandığı formülün başarısından hoşnut olmalı ki yeni XC60 adeta küçük bir XC90’a dönüştürülmüş. Fakat yeni XC60’ı sadece “küçük bir XC90” olarak nitelendirirsek ona haksızlık yapmış oluruz. Yeni XC60 da her yeni Volvo da olduğu gibi beraberinde birçok yenilikle geliyor.
Güvenlik ve konfor donanımlarıyla öne çıkan yeni XC60’ta “Steer Assist” adı verilen ve ayrıntılarını bu haberimizde açıkladığımız güvenlik sistemini “City Safety” güvenlik donanım paketine eklemiş. Aynı zamanda S90’da sunulan yarı-otonom sürüş özellikleri sunan “Pilot Assist” de XC60’da sunulan opsiyonlar arasında bulunuyor.
90 serilerinde kullanılan “SPA” platformu üzerinde tasarlanan XC60, motor seçenekleri olarak 90 serilerinde sunulan motor seçeneklerini XC60’da da sunuyor. Bu sınıfta görmeye alışık olmadığımız bir diğer yenilik ise 407 beygir gücündeki T8 Hibrit motor seçeneğinin XC60’da da sunulması oldu. T8 motor ile donatılmış XC60 0-100km/h hızlanmasını 5.3 saniyede gerçekleştirerek performans konusunda da Alman rakipleriyle mücadele etmeye hazırlanıyor.
Dış Tasarım
Normalde bu bölümde aracın tasarımında yapılan değişikliklerden bahseder, bu değişiklikleri beğenip beğenmediğimi söylerdim. Ancak XC60’ın görsellerini incelerken buna gerek olmadığına karar verdim. Birçok otomotiv gazetecesinin de dile getirdiği gibi XC60 Cenevre Otomobil Fuarı’nın en yakışıklı SUV’u olmaya aday.
Yeni Volvo imajı ile özdeşleşen “Thor’un çekici” olarak adlandırılan gündüz farlarının abisi XC90’dan farklı olarak ızgaraya kadar uzadığını görüyoruz. Arka stoplarda ise V90’dan esinlenilmiş bir tasarım göze çarpıyor.
Özetlemek gerekirse Volvo tasarımcıları, ilk jenerasyon XC60’ın belli başlı tasarım hatlarını, 90 serilerinden alışık olduğumuz yeni Volvo tasarım çizgisiyle birleştirmiş ve belki de abisi XC90’dan da başarılı bir dış tasarıma imza atmış.
İç Tasarım
İç tasarımda da şaşırtmayan Volvo XC60, S90/V90 ikilisinin iç mekanının neredeyse aynısını XC60’da sunuyor. Bir nevi üst sınıfa ait iç mekanı kendi sınıfına taşımış olan XC60 iç mekan kalitesinde Alman rakiplerine zor anlar yaşatacak gibi duruyor.
Yeni XC60 eski modele göre 12 milimetre daha genişlemiş ve dingil mesafesi de 91 milimetre uzamış. Bu da XC60’ın iç mekanının eskiye göre çok daha geniş olacağına işaret ediyor.
Diğer Görseller :
Sonuç:
Volvo yeni XC60 ile premium kompakt SUV sınıfındaki liderliğini korumak için büyük bir adım atıyor. Müşterilerin olduğu kadar Volvo’nun da XC60’tan beklentileri büyük. XC60’ın bu beklentileri karşılayıp karşılayamayacağını bizlere zaman gösterecek. Sizler de Volvo’nun yeni XC60’ı hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın.
Kim Kardashian kıçını saymazsak her tarafından estetik aktığını söylemeliyim. Güzellik konusunda kesinlikle F-Pace ile yarışır
Volvolar güzel oldular her zaman. Nadir özgün markalardan biri.
Mükemmel bir yazı olmuş. Ellerine sağlık.
Teşekkürler!
Yazı için teşekkürler güzel olmuş. Yalnız yönetim kelimesi yanlış olmuş. Volvo’nun sahibi olan geely’nin üretime argeye ve yönetime herhangi bir etkisi yok. Geely’nin yaptığı, Volvo’ya finansman sağlıyor ve karını cebine koyuyor. Asıl önemli olanda kendi üreteceği araçlar için Volvo’nun arge, teknoloji ve tecrübelerinden faydalanıyor. Hint Tata’nın satın aldığı premium markalar da Land Rover Jaguar da aynı şekilde. Bu bilgi olmasa bile mantıken de knowhowı zayıf bu markaların yönetmesi çok büyük risk olacaktır.
Teşekkürler. Yönetim kelimesi geniş anlamlı bir kelime haklısınız. Birçok farklı seviyede yönetim olabileceği gibi, Volvo’nun XC90 ile yaptığı atak eğer Geely yönetimi altında olmasaydı gerçekleşir miydi bilemiyorum. Sadece finansal açıdan değil, şirketin geleceğine yönelik planlarının da Geely yönetiminin denetiminde olduğunu düşünüyorum. Tabi bu konuda net bir kaynak bulmadığımı da belirtmeliyim. Volvo’yu sıkı takip eden biri olarak bu konuda bir kaynağa erişen okurumuz varsa ben de seve seve okumak isterim. Yorumunuz için teşekkürler.
Geely zannetiğiniz kadar küçük değil.
https://www.media.volvocars.com/tr/tr-tr/corporate/board-of-directors
Yönetim kuruluna etkisini başkan seviyesinde görüyoruz.
bence beklentileri fazlasıyla karşılayan bir araç olmuş
Fazlasıyla güzel. SUV alacak olsam hiç düşünmem ya X5 yada XC60 ve yahut XC90 Volvo başarılı iş çıkarmış. Yalnız şunu da belirteyim XC90 arazi testlerinde iyi değildi inşallah ilerleyen yıllarda en çok oraya kasarlar. Arazi ve Konfor hariç araç zaten tamam o da iyileşirse 10 numara. Türkiye fiyati 70.000 dolar seviyesinde olursa ne güzel aksi halde anlamsız olur XC90 alınır o zaman. Dolar cinsinden yazma sebebim şu eğer dolar 2 tl olursa otomobil alırım aksi halde şu kurla hicbirsey almam beklerim gerekirse kullanmam yada 2010 model falan araçlar alırım. Cidden şu kurla otomobil alanları anlayamıyorum çok bir ihtiyaç yoksa harbi ingilizce tabirle “stupid” yada “bullshit” .
Volvo’nun yeni nesil tasarım anlayışını çok beğeniyorum yeni XC60 da “bebek XC90” olmuş. S90/V90, XC90 ile başlayan tasarım anlayışı XC60’da da devam ediyor. Volvo çok yakında dünya çapında marka olarak hakettiği konuma geri gelecektir
Her şeyden öte muazzam bir yazı olmuş And Mehmet Çetin kalitesinde. Böyle bir şey sunduğunuz için teşekkürler.
Açıkcası hep Otopark.com için söylediğim içerik editörlerinin Türkçe konusundaki zayıflığı ve yavanlığı tamamen ortadan kalkmış. Artık daha rafine!
Yazıdaki görseller yerli yerinde, paragraflar olması gerektiği gibi!
Yazının sunumu aslında uğraşıldığı ve değer verildiğini gösterse de yapılan bazı yorumlar arabaya işaret etse de böylesine kaliteli bir içerik için teşekkür borcu olmalı size.
Hasılı bazı markalara karşı yakın duruşunuz sonrası, yayınladığınız içerikler tutarlı, girift ve yaratıcı olmakla beraber, XC60 hakkındaki bu yazı da ufuk açıcı olmuş.
Peki ya başlık şöyle olsaydı: “Volvo’nun Amiral Gemisi: XC60”
Varolun.
Saygılar,
Alt.
Nazik yorumunuz icin tesekkur ederim. Baslik konusunda haklisiniz. Yazi uzadikca uzadigindan sonlara dogru yorgun dustum (Sonlara dogru dusen kaliteden de anlasilacaktir. Idare eder ve dikkat ceker diye dusundugumden bu basligi koydum. Kesinlikle gelistirmeye acik 🙂
Eger bu yazim hosunuza gittiyse ismime tiklayarak eski yazilarima da ulasabilirsiniz. Baska yazilarda gorusmek uzere…
Aynı yıl içinde neden iki farklı xc60 var önceki 2017 model için fikriniz nedir şimdiki ile kıyaslarsanız. 4*4 olması dışında 🙂 Sizin görüşleriniz önemli benim için şimdiden yorumlar için teşekkür ederim.