Kagan

Driver
Panpa
8 Eyl 2016
1,263
2,245
2,570
Ankara
Orası ayrı keyifse pist günlerinde de zevk verir, eğer kondisyonuna güveniyorsan.

Ben rallileri koşacağını anladım yazından ondan dolayı düşündüğümden illaki kaza olur diye düşünmüştüm.

Bineceksen sormak istediğin ne varsa yardımcı olmaya çalışırım, dediğim gibi kendi ihtiyaçlarıma ve bütçeme göre en iyisini bulduğumu düşünüyorum kendi adıma, başlıktada elimden geldiğince objektif olmaya çalıştım.Ama herkesin ihtiyaçları ve bütçesi farklı muhakkak.
ya açıkçası bi eniştemle konuştum, dedi güçlü ve eğlenceli ama sana gideceğini sanmıyorum şasi sana ağır gelir demişti.
Denemekten zarar gelmeyebilir sigorta bitmeye yakın belki düzgün bir tane bulabilirim sonuçta ben mokka da kullanıyorum ne kadar ağır olabilir ki tek başımayken, palioya 2 kişi binmek gibi olur muhtemelen.
Bide arkadan itiş ya, yarış sektöründe baba arabaların hepsinde arkada diferansiyel var sonuçta.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: Mt.Akina

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
ya açıkçası bi eniştemle konuştum, dedi güçlü ve eğlenceli ama sana gideceğini sanmıyorum şasi sana ağır gelir demişti.
Denemekten zarar gelmeyebilir sigorta bitmeye yakın belki düzgün bir tane bulabilirim sonuçta ben mokka da kullanıyorum ne kadar ağır olabilir ki tek başımayken palioya 2 kişi binmek gibi olur muhtemelen.
Bide arkadan itiş ya, yarış sektöründe baba arabaların hepsinde arkada diferansiyel var sonuçta.
Hep derim yine diyorum belki kızılıyor, dışarıdan antipatik görünüyor olabilirim ama önden çekerin bir limiti var.

Otomobille haşır neşir olup ön yargılı davranmayan herkes bu kanıya varabilir.Dolayısıyla keşke herkes arkadan tahrikli kullanabilseydi diyorum.

Enişten muhtemelen daha evvel sahibi olmuş herhalde hakkında konuştuğuna göre, araba ağır değil, görüntüsü öyle gözüküyor olabilir ama ağır değil 1100kg şu an bakıldığında güncel sıfır bir B segmentinin ağırlığında.Döneminde dahi ağır olan bir araç değildi, Fiat 131 1000kg- Sierra 1115 kg :) ki biri C segmenti diğeri D segmenti.

Sadece ufak bir warmhatch sahibi olan biri için yeterince çevik olmaz düşük süratli virajlarda fiziksel olarak hiç bir D segmenti araçta bu mümkün değil zaten :) Dingilin kısa olması lazım :).Bahsettiğim virajlar keskin Touge cinsinden olanlar.

Tek kişi kullanım için-öğrenci için- fazla büyük, kabul ederim ama bu benim kabul edebileceğim bir nokta.

İmkan olsa da kullansan ona göre karar versen, kullanan arkadaşlarımdan keyif aldıktan sonra araçtan alanlar var.Arabaya yaklaşırken her şeyini anlatıyorum gerekiyorsa alma başka araba bakarız diyorum, kullandıktan sonra fikri değişiyor :)

Yalnız iyi kondisyonlusunu alman gerekir can sıkıntısına onlarca probleme gelecek bir araba değil :)
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: Kursad ve Kagan

Kagan

Driver
Panpa
8 Eyl 2016
1,263
2,245
2,570
Ankara
Hep derim yine diyorum belki kızılıyor, dışarıdan antipatik görünüyor olabilirim ama önden çekerin bir limiti var.

Otomobille haşır neşir olup ön yargılı davranmayan herkes bu kanıya varabilir.Dolayısıyla keşke herkes arkadan tahrikli kullanabilseydi diyorum.

Enişten muhtemelen daha evvel sahibi olmuş herhalde hakkında konuştuğuna göre, araba ağır değil, görüntüsü öyle gözüküyor olabilir ama ağır değil 1100kg şu an bakıldığında güncel sıfır bir B segmentinin ağırlığında.Döneminde dahi ağır olan bir araç değildi, Fiat 131 1000kg- Sierra 1115 kg :) ki biri C segmenti diğeri D segmenti.

Sadece ufak bir warmhatch sahibi olan biri için yeterince çevik olmaz düşük süratli virajlarda fiziksel olarak hiç bir D segmenti araçta bu mümkün değil zaten :) Dingilin kısa olması lazım :).Bahsettiğim virajlar keskin Touge cinsinden olanlar.

Tek kişi kullanım için-öğrenci için- fazla büyük, kabul ederim ama bu benim kabul edebileceğim bir nokta.

İmkan olsa da kullansan ona göre karar versen, kullanan arkadaşlarımdan keyif alıp alanlar var.Arabaya yaklaşırken her şeyini anlatıyorum gerekiyorsa alma başka araba bakarız diyorum, kullandıktan sonra fikri değişiyor :)

Yalnız iyi kondisyonlusunu alman gerekir can sıkıntısına onlarca probleme gelecek bir araba değil :)

Hep derim yine diyorum belki kızılıyor, dışarıdan antipatik görünüyor olabilirim ama önden çekerin bir limiti var.

Otomobille haşır neşir olup ön yargılı davranmayan herkes bu kanıya varabilir.Dolayısıyla keşke herkes arkadan tahrikli kullanabilseydi diyorum.

Enişten muhtemelen daha evvel sahibi olmuş herhalde hakkında konuştuğuna göre, araba ağır değil, görüntüsü öyle gözüküyor olabilir ama ağır değil 1100kg şu an bakıldığında güncel sıfır bir B segmentinin ağırlığında.Döneminde dahi ağır olan bir araç değildi, Fiat 131 1000kg- Sierra 1115 kg :) ki biri C segmenti diğeri D segmenti.

Sadece ufak bir warmhatch sahibi olan biri için yeterince çevik olmaz düşük süratli virajlarda fiziksel olarak hiç bir D segmenti araçta bu mümkün değil zaten :) Dingilin kısa olması lazım :).Bahsettiğim virajlar keskin Touge cinsinden olanlar.

Tek kişi kullanım için-öğrenci için- fazla büyük, kabul ederim ama bu benim kabul edebileceğim bir nokta.

İmkan olsa da kullansan ona göre karar versen, kullanan arkadaşlarımdan keyif aldıktan sonra araçtan alanlar var.Arabaya yaklaşırken her şeyini anlatıyorum gerekiyorsa alma başka araba bakarız diyorum, kullandıktan sonra fikri değişiyor :)

Yalnız iyi kondisyonlusunu alman gerekir can sıkıntısına onlarca probleme gelecek bir araba değil :)
Kullanmak isterim ya, 2. Viteste istediğim yön değiştirme olmayacağını kabıl ettim ama hamur da değildir yeter bana her türlü 😅
Eniştem de ben daha yokken flash s sahibiymiş, dereceli egzantrik egzoz vs varmış. O yüzden ben o dönemler ilgilendiğini ve kullandığını düşünüyorum hatta bir de 2.0 hacime japon alternatif diye honda accord önermişti o dönemler kullanmıştır eminim.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: Mt.Akina

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Kullanmak isterim ya, 2. Viteste istediğim yön değiştirme olmayacağını kabıl ettim ama hamur da değildir yeter bana her türlü 😅
Eniştem de ben daha yokken flash s sahibiymiş, dereceli egzantrik egzoz vs varmış. O yüzden ben o dönemler ilgilendiğini ve kullandığını düşünüyorum hatta bir de 2.0 hacime japon alternatif diye honda accord önermişti o dönemler kullanmıştır eminim.
Müsait olduğunda halledelim o işi, yalnız sınırlarım var abartmadıkça oldumuşimdi gel kullan forumda kullanan arkadaşlar var :). :D Yön değiştirme olayı şöyle bende kilit yok, eğer kaynaklarsan düşük tutuş, yağmurlu vb gibi bir zeminde 2.viteste yön değiştirirsin.

Kaynaksız olarak benimki karda çok rahat yön değiştiriyordu, elimde videoları var ama malum biliyorsun ;)

Kaynak işlerine de girmek istemiyorum, fazla açı verene yön değiştirene madalya takmıyorlar ayrıca pist süresi bakımından baktığında da fonksiyonel bir iş değil, dolayısıyla yeri geliyor çizgi kasmak istiyorsun, bu durumlarda yağmurda yaşta dezavantajlı olmak istemem her şey ölçüsünde güzel :)


Sırf 2.0 diye Accord-Primera-Mondeo tarzı araçları almak istemem, hem yeterli zevki vermeyecek hem de D segmentinin sunacağı o kadar lükse, konfora, donanıma son olarak da ağırlığına ihtiyacım yok.Eğer sen de böyle düşünüyorsan onların seni mutlu edeceğini sanmıyorum.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Kagan

Kagan

Driver
Panpa
8 Eyl 2016
1,263
2,245
2,570
Ankara
Müsait olduğunda halledelim o işi, yalnız sınırlarım var abartmadıkça oldumuşimdi gel kullan forumda kullanan arkadaşlar var :). :D Yön değiştirme olayı şöyle bende kilit yok, eğer kaynaklarsan düşük tutuş, yağmurlu vb gibi bir zeminde 2.viteste yön değiştirirsin.

Kaynaksız olarak benimki karda çok rahat yön değiştiriyordu, elimde videoları var ama malum biliyorsun ;)

Kaynak işlerine de girmek istemiyorum, fazla açı verene yön değiştirene madalya takmıyorlar ayrıca pist süresi bakımından baktığında da fonksiyonel bir iş değil, dolayısıyla yeri geliyor çizgi kasmak istiyorsun, bu durumlarda yağmurda yaşta dezavantajlı olmak istemem her şey ölçüsünde güzel :)


Sırf 2.0 diye Accord-Primera-Mondeo tarzı araçları almak istemem, hem yeterli zevki vermeyecek hem de D segmentinin sunacağı o kadar lükse, konfora, donanıma son olarak da ağırlığına ihtiyacım yok.Eğer sen de böyle düşünüyorsan onların seni mutlu edeceğini sanmıyorum.
Kaynak işi kartingte güzel, argeli parça değilse o işe ben de girmem sağda solda 60 70 derece yanlayacak değilim kafasını soksa yeter bana.

Kullanmak konusunda da uyumluyumdur ya, ben direksiyondayken arabayı yanımdaki bile kullanabilir mecazen o yüzden sorun olmaz 😅
 
  • Haha
Tepkiler: Mt.Akina

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Kaynak işi kartingte güzel, argeli parça değilse o işe ben de girmem sağda solda 60 70 derece yanlayacak değilim kafasını soksa yeter bana.

Kullanmak konusunda da uyumluyumdur ya, ben direksiyondayken arabayı yanımdaki bile kullanabilir mecazen o yüzden sorun olmaz 😅
Aynen öyle aşırı açılarla poposuna pil takmış oyuncak gibi bir oraya bir dönmesini ben de pek sevmiyorum, mantıklı gelmiyor(show business)

Belki sevseydim girerdim o işe bana çok dediler çünkü kaynat diye de :)

Kafa sokma durumu da şöyle ilk sayfalarda da yazdım düşük süratlerde 0-40 civarı araç sert davranıyor dolayısıyla ağırlık transferine çok fazla cevap vermiyor, ama hız arttıkça araç daha esnek bir şekilde ağırlık transferine cevap veriyor.

İlk aldığım zamanlar biraz önden kayıyordum zamanla alıştım, şimdi nerede nasıl davranacağını az çok kestirebiliyorum.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Kagan

yakkocan

Yakup ÖZER
Profesör
2 May 2020
462
387
1,345
22
Ankara
Marka
Yok
Araç Hakkında Ufak Bilgiler
Aracı 2.Sahiplerinden bizzat aldık, araca hiç LPG takılmamış bu zamana kadar hep benzinde binilmiş. Aldığımız sahipleri 2003 yılından beri kullanıyorlarmış, aracı çokça üzülerek verdiler. Eee bizde iyi bakacağımız sözünü verdik tabii ki.Hatta daha ilk etapta üstündeki iğrenç jantlardan kurtulup orijinal 14'' Ford Sierra Pepperpot jantlarını giydirmekle olaya başladık, sonradan bulduğum orijinal jantlar, nasıl buldum ben de bilmiyorum, 1990 yılına kadar üretilmiş ve XR4i modellerinde ve Mark I'da(Birinci Nesil) Sierra'da sıklıkla kullanılmış, kışlıklar ise CMS'nin Ford'lar için çıkarılmış bir eski bir retro jantı.Zaman geçtikçe kışlıklar daha çok hoşuma gider oldu.:)

Kışlıklarla yazlıklar ayrı ayrıdır, fotoğrafların bazıları kışın bazıları yazın çekilmiştir. :D

Ha bu arada unutmadan aslında 29 yaşında olan bir arkadaşımızın tanıtımını yapıyoruz, Aralık 1991 üretim tarihi mevcut 29 yıl dile kolay vay be diyesi geliyor insanın.

Araç sıfır olarak geldiği zaman kişiselliğe aşağıdaki donanımlarla vurgu yapmışlar.

*3 Kollu Spor Direksiyon

*''Self-Adhesive Red Mouldings''

*''Tasman Blue''

*''Bluestone Interior''

Bu sayılan detaylar, tazmanya mavisi dış rengi, mavi iç mekan (göğüs, kapı panelleri) ve kırmızı şeritler. Her Sierra 2.0i' de böyle değil o dönem paketmiş anladığım ve araştırdığım kadarıyla. Örneğin spor olmayan direksiyon, mavi olmayan göğüs ve siyah renkteki şeritli olan versiyonları da mevcut.




IMG-1735.jpg




DSC-0310-Kopya.jpg


Edit:Sis farları ilerleyen zamanlarda çıkartıldı.En yakın zamanda değiştirilmesi planlanıyor.Jantların ortasına Ford kapakları takıldı.


DSC-0315.jpg


DSC-0306.jpg

Rengimizin paneldeki ibaresi.
DSC-0356.jpg

Test Yazısı

Direksiyon


Direksiyon oldukça sezgisel bir hidrolik direksiyon, direksiyon turunun gerçekten kısa tutulmuş bu sebepten dolayı yanlarken ya da gazlarken kısa kontralarla aracı kontrol edebiliyorsunuz, diğer araçlarda olduğu gibi aracı düzeltmek için direksiyonla saatlerce cebelleşmek zorunda kalmıyorsunuz.Hisli bir direksiyonu var, tipik Ford direksiyonu.Modelindeki araçları düşünürsek göre direksiyonda boşluk yok fakat lastiğin yanakları geniş olduğu için tepki hızı biraz yavaş.Fakat bu bazen avantaja dönüyor çünkü ne yapacağına daha rahat karar verebiliyorsunuz o aradaki zamanda.

DSC-0338.jpg


IMG-1715.jpg

Frenler

Frenler şehir içinde yeterli iken şehir dışı otoban süratlerinde günümüz yolları ve trafiği için ani frenlerde biraz laçka kalıyor açıkcası. Normal kullanıcı için yeterli olsa da performanslı kullanımlarda çok dikkatli olmayı gerektiriyor. Önlerde 240 mm hava soğutmalı arkalarda ise 229 mm kampana frenleri mevcut. Frenlerin zayıflığını kış şartlarında yağmur kar gibi sürtünmesiz zeminlerle birlikte daha fazla tadar oldum, aracın gücüne oranla frenlerinin daha güçlü olması gerektiğini düşünüyorum. Belki abs'li ve arkada disk frenli olan modellerinde muhtemelen bu saydıklarım çok daha iyi olacaktır.

IMG-1322.jpg


Tasarım ve İç Mekan

Boyutlarından bahsetmişken aslında fotoğraflarda ve dışarıdan bakıldığında sanki döneminin E segmenti büyüklüğünde gösteren Sierra aslında neredeyse 4.5m uzunluğunda tabii ki bunun avantajını benim kullandığım makyajlı GLSi nin hidrolik direksiyonu da katıldığında park manevraların Sedan araçtan beklendiği kadar zor değil.Her eski model araç gibi sutunlar ince her yer gözüküyor. :)

DSC-0314-Kopya.jpg


Tasarımı ise yuvarlatılmış Sierra birinci nesilin(Mark I) tekrar geri sertleştirilmeye çalışılması sonucunda böyle bir makyajlı Sierra(Mark II) tasarımı çıkmış bana sorarsanız eski nesil de yeni nesil de başarılı tasarımlar. Fakat hem eski nesil de hem de yeni nesilde o yıllardan alışık olduğumuz dikdörtgen stoplar daha çok hoşumuza gidiyor, yeni nesilde yani bu araçta arka stopları karartmışlar yerinde bir hamle olduğunu söylemeliyim. Aracın arkasının tasarımı gerçekten insanın hoşuna giderken yakınken öne yaklaştıkça biraz sıradanlaşıyor diyebilirim.Bunun sebebini de zamanında 1985'de çıkan Scorpio'nun önünden esinlendiklerini düşünmekteyim. Konsept olarak 1981 Ford Probe III konseptinden çıktığı için özellikle Mark I Sierra için Ford'un aerodinamik dizaynla tanışmasının ilk adımları olarak yorumlayabiliriz :D .Birinci nesil de nasıl oluyor diyenler biraz sabretmeli, aşağıda onlarında fotoğraflarını örneklerle açıkladım.:)


DSC-0317-Kopya.jpg



Özellikle iç kısımda aynaların büyüklüğü ve görüş açısı oldukça yeterli.
DSC-0352.jpg



Aracın iç kısmında BMW'den esinlemiş sürücüye dönük kokpit dizaynı mevcut ve bunu gerçekten kullanırken de hissediyorsunuz her şey elinizin altında vites ile direksiyon arasındaki yol BMW kokpitlerinden bile daha kısa halde. Hatta benim kullandığım ve sahibi olduğum GLSi modelinin direksiyon ayar donanımı sayesinde direksiyonu isterseniz kucağınıza kadar alabiliyorsunuz ki bu benim gibi direksiyonun 12'sine yetişmekte zorlanan yer cüceleri için bu kocaman görünümlü aracı nispeten rahatlıkla kullanabiliyorsunuz . Ayrıca araçta koltuk yükseklik ayarı, pnömatik-el ile şişirmeli- bel desteği mevcut. Araç kesinlikle bindiğim eski araçlar içerisinde sürüş pozisyonu konusunda en çok rahat ettiğim araçlardan biri özellikle hemen her koşulda direksiyona müdahale sağlayabiliyorsunuz, hamleleriniz kolay ve içgüdüsel gerçekleşiyor.

Whats-App-Image-2019-10-29-at-18-06-51.jpg




IMG-1745.jpg


Edit:Vites topuzu ilerleyen sayfalarda orijinaliyle değiştirdik.Bazı fotoğraflarda orijinal topuzlu halini görebilirsiniz.

Malzeme kalitesi olarak bakıldığında bir takım parçaların kalitesi zamanının ortalamasında iken başka bir takım parçaların ise zamanının kalite ortalamasının altında kalmakta. Bu durumdan daha da bahsedecek olursam ucuz plastik olan parçalar aracın genellikle sökülebilir kompakt kısımlarında(Örneğin:Gösterge plastik trimi, kapı tutamaçları) gibi yerlerinde olduğunu görüyorsunuz. Göğüs, kapı döşemeleri gibi ana parçalardaki malzeme kalitesi ise dönemine göre oldukça yeterli bir kalitede.İncik boncuk plastikler canınızı sıkarken dayanıklı olması gereken parçalar sağlam ve kaliteli yapılmış.

DSC-0335.jpg



Bu arada şöfor kapı kolu veya diğer kapı kollarındaki açma mandallarını ileriye doğru itildiğinde araç 4 kapının 4'ünü de kilitliyor, bir nevi gizli merkezi kilit komutu olarak düşünülebilir.Bunu o yıllarda yapması güzel bir ayrıntı.:)
DSC-0336.jpg



Onun haricinde koltukları çok konforlu, diz mesafesi baş mesafesi özellikle arka koltuklarda çok iyi, sırt destekleri dik bir açıyla gelmiyor dolayısıyla arkadaki kişi kol dayama fonksiyonuyla birlikte uzun yolculuklarda rahat ediyor.Belki de döneminde çıkan D segmenti otomobillerin arasında en geniş arka yaşam alanına sahip araç denilebilir.
DSC-0334.jpg





380-400 küsür litrelik büyük görünen bir bagajı mevcut. Amerikanların o meşhur bagaj-ceset muhabbetine acaba mı diyorsunuz…Koltuklar yatınca dümdüz nurtopu gibi 1200L lik bir hacim elde ediyorsunuz.LPG'de olmadığı için göze bir hayli fazla geliyor.Bagaj eşiği yukarıda, malzemelerinizi yukarı kaldırıp bagaj havuzunun içine yerleştiriyorsunuz.




DSC-0328.jpg





DSC-0324.jpg


Bagajdan açılan benzin depo kapağının, bagajdaki açma yeri, çok ilginç daha önce karşılaşmamıştım.Bagaj içerisinden çekince benzin depo kapağı açılıyor.:)

DSC-0326.jpg




Yol Tutuş-Konfor

Diğer rakiplerinden farklı olarak Sierra arkadan tahriğe devam etmiş bunu yaparken Cortina'da/Taunus'da kullanılan eski nesil arka süspansiyon dizaynını bir kenara bırakarak, kendisi yeni süspansiyon sistemini kullanmış. Bu süspansiyon sistemini yolda kullanırken kesinlikle deneyimlemeniz gerekiyor. Daha evvelden dönemin D segmenti otomobillerine bindim ama makyajlı versiyon sedan(Sapphire diye de geçer) yani Mark II 2.0 GLSi modelinde kesinlikle daha sert ve yola daha iyi oturan bir süspansiyon sistemi mevcut. Virajlarda onlar kadar esneme yapmıyor ama tabii ki onlar kadar konfor odaklı olmadığı içinde şehir içi süratlerinde-evet şaşırtıcı- şehir içi süratlerinde araç biraz sertleşiyor. İlginçtir özellikle 60 üstü şehir dışı süratlerinde araç daha fazla yaylanıyor ve şehir içindeki sert süspansiyon eşiğini daha bir açarak daha konforlu bir sürüş sunuyor, tahminimce mühendisler bu durumu bilerek böyle ayarlamışlar demekten başka bir şey gelmiyor aklıma.

images


Dağ yollarında araç siz tahrik etmedikçe arkasını açmıyor fakat nerede tahrik ettiysem de üzmeyip yaşlı bedenine rağmen şu delikanlıyı heyecanlandıralım hadi kurt diyip, 29 yaşındaki beygirlerle bol bol arkasını getirebiliyorsunuz..Daha önceden de bahsetmiştim şimdi daha iyi anlıyorum, araba yanlamak için yapılmamış bir araba daha çok çizgisinde ilerlemek istiyor siz arabayı bozacak hareketlerde bulunmadıkça, teknikler kullanmadıkça 4 tekerden ufak ufak açılıyor ama yine de arkadan zart diye kopayım demiyor.(Kuru zeminde).Islak zeminde ise tam tersi ne zaman şunu koparsam ne zaman koparabilirim diye uğraşıyor :)Islak ve sürtünmesi az olan zeminde hassasiyet göstermekte fayda var.




DSC-0318.jpg


Virajlarda, araç hafif orta yumuşaklıkta süspansiyonun da verdiği hafif salınım hissiyatıyla zorlandığını hissettiriyor fakat lunaparktaymışsınız gibi de gövde salınımı ile korkutmuyor bence ideal ayarda olduğunu belirtmeliyim özellikle hafif sert sürüşü seven Fordseverler bu aracın sürüşünü de seveceklerdir.Bu arada bu Sedan-Sapphire'ların oturma pozisyonları oldukça alçak dolayısıyla, yolda olup biteni hissetmeniz çok zor olmuyor. Yağmurda ise ani tutuş kayıpları yaşama ihtimalimiz oluyor fakat bu durum siz araç kaysın diye uğraştığınız zaman başınıza geliyor aksi takdirde beklediğinizden daha az etkileniyorsunuz. ağırlık transferi yapmak istediğinizde eğer düşük süratteyseniz aracın düşük süratte sert davranması sebebiyle kafadan açıyor ağırlığı arkaya vermenize çok fazla müsaade etmiyor. Fakat bu bahsettiğim olayı çok düşük 0-50 km/h gibi süratlerde deneyimledim, yüksek süratlerde süspansiyon yumuşamasıyla birlikte ağırlık transferine müsaade ediyor ve ağırlığını gerekirse arkaya yönlendirebiliyor.Kısacası düşük süratlerde 0-40 civarı araç sert davranıyor dolayısıyla ağırlık transferine çok fazla cevap vermiyor, ama hız arttıkça araç daha esnek bir şekilde ağırlık transferlerine cevap veriyor.



Araca alışma aşamasında en çok sevdiğim olaylardan biri de gaz hareketlerinizle aracın arkasını oynatabiliyor olmanız, her şey olması gerektiği gibi direksiyon ve ön tekerlekler sizde, gaz ise genellikle aracın arkasına hükmediyor. Ayağındaki 14 lastikler küçük gibi dursa da işlerini yapıyorlar ama araç daha sportif ve limit gerektiren sürüşlerde daha geniş tabana ve daha büyük profili istediğini sinyal veriyor.



DSC-0419.jpg


IMG-1687.jpg


Süspansiyonun yumuşaklığı ise 80'lere göre oldukça sert olsa da 90'lardaki araçlara göre ortalama yumuşaklıkta olduğunu söyleyebilirim.İki arada bir derede anlayacağınız 90'lar kadar sert ve yol tutan bir yapı fakat 80'ler kadar çiğ yalıtım seviyesi.hatatatBenzetmek icap ederse BMW E36 ayarında süspansiyonu var ama onun kadar yalıtımı başarılı değil.Ama E30 kadar da yumuşak yapıda da değil.Yalıtım seviyesi olarak E30'lara daha yakın.



Yabancı bir müzayede sitesinden alıntıdır.Yani GLS'lerde kullanılan süspansiyonun GL'lerdekinden daha sportif tam bağımsız süspansiyonları olduğunu belirtiyor.

''...is in rare surviving GLS trim, and as part of Ford’s genius marketing strategy of producing a model for every taste, it features fully independent sports suspension to offer buyers a mid-range sports model over the standard GL...''


Motor


Araçta 2.0 DOCH 8v(Evet, yanlış duymadınız ben de ilk duyduğumda şaşırmıştım hem çift egzantrik hem de 8V motor olur mu diye ama varmış), var. 5600 d/dk 'da 125 DIN bg vermekte, 2500 d/dk ise araç 174 nm tork vermekte, düşük devir torku olsun sesi olsun 4 silindirli eski karbüratörlü 2.0 araçların hissiyatlarına benziyor hem ses olarak hem de devir bandı karakteristiği olarak çok benzerler fakat karbüratörlü Taunus motorundan 25 bg fazlası ile araç 1.-2. hatta eğer devrini ve yerini bulursa 3. viteste dahi arkasını bırakabiliyor. Tabii bu bahsettiğim olay hemen arkasını bırakıyor yol tutmuyor gibi bir durum değil. Atmosferik 2.0 DOCH N9C, arkadan itişli araçlarda beklenileceği gibi hem ağırlık dağılımındaki dengeyi sağlamak için hem de bu RWD düzene daha elverişli olduğu için ''Longitudinal'' uzunlamasına yerleştirilmiş motorumuz.

39184_8e053a2880718e7d95a6690d883eee39.jpeg


Atmosferik 2.0'dan düşük hacimlerle kıyaslanmayacak seviyede gücü var, diğer manuel 2.0 atmosferik bir araçlara göre ise çekişi olarak çok iyi ve gerçekten de 2.0 ihtiyar delikanlı :).Hatta geçenlerde eve dönerken dur şu otobanda az bir sıkayım dedikten sonra ufak bir hız denemesi yaptım 5 bin devir 200 km/h den sonra hem araba için hem de benim için iyi olmayacağına karar verip sağ sinyaliyle yavaşladım :). Ama 6700 de elektrik kesiyormuş,(ben girmedim Sierra grubundaki arkadaşlar söylediler) müsait bir yol bulunursa muhtemelen 220’yi devireceğini düşünüyorum(Grupta 240'ı devirenler varmış) :) benim öyle son hız deneme gibi bir huyum yok ama eğer müsait bir yol bulursam yaptığımın bir tık daha üstüne çıkabilirim.

Uygun bütçede EMS Beyin+Bobinin üstüne tipik egzoz hava filtresi vs gibi uygulamalarla gücünü daha da arttıran arkadaşlar var.Daha da yetmezse swaplar başlıyor, ama şahsen şu haliyle beni oldukça memnun ediyor ve yeterli geliyor.:) Yapmak istediğim çoğu şeyi güç sınırına takılmadan yapabiliyorum.


Şanzıman

Aracın ağırlığı 1100 (Donanıma göre 1115-1160) kg civarında 125bg'lik bir aracı çok rahatlıkla yürütüyor, fabrika verisi olarak 0-100 9.7-9.8 gösteriyor, doğruluğunu denemedim ama gerçekçi olarak 10 sn civarlarında olduğunu söyleyebiliriz, bu kasa ağırlığı ve bu güçle ileride proje aracına döndürebilir miyim acaba diye düşünmeden edemiyorsunuz. Aracın 1.vitesi çok çok kısa, trafik içinde rahatça(hararetten uzak bir şekilde) ve ekonomik olarak dur kalk odaklı böyle ayarlandığını düşünüyorum, fakat aksine 2. vites ise çoğu zaman sizinle çok düşük süratlerden nispeten yüksek süratlere kadar uzuyor. Maksimum torkunu düşük devirde vermesi sayesinde araç çoğu zaman 2.viteste canlanıyor, 2.viteste ardı arkası gelmeyen kontralar ile arkasını çok rahat bırakabiliyorum hatta belki abartıyor dersiniz ama ikinci viteste araç ani gaz tepkilerinde kafanızı geriye atabiliyor, tabii ki bu bahsettiğim aşırı bir durum değil ama istem dışı bir geriye gitme oluyor.Birinci viteslerde ani kalkışlarda ise o Amerikan araçlarında olan popo dalgalanması oluyor, acayip hoşuma gittiğini söylemeliyim.


863ca1e1d6224733931041e24b464f7c.gif




Mevzu şanzıman oranlarına geldiğinde ise araç tipik olarak 3 bin d/dk 120 km/h gibi bir süratte gidiyorsunuz, uzun yol için ve dönemin araçları da düşünüldüğünde yeterli bir hız, vites yolları nispeten uzun fakat vites geçişleri ise oldukça yumuşak hatta modern araçlarda daha sert olan araçlar deneyimledim.



Yakıt Ekonomisi

Aracın motoru özellikle 2.viteste çok güzel bir homurtuyla yürüyor, maksimum torkunu düşük devirde verdiği için araç çeyrek gazda dahi yolda akarak gidiyor, uzun yolda bu durum sizi daha az yorarak ekonomi yapmanıza sebebiyet veriyor. Çokça sorulan yakıt tüketiminin fabrika verisi ş.içi 9.2l/100km-Üstüne en fazla 2 litre koyarak hesap edebilirsiniz gerçekten fazla yakmıyor, gözünüz korkmasın. Gazlama harici sakin kullanımda ise araç alt devirlerde-2500 d/dk 174 nm tork verdiği için çeyrek gazla trafikte ilerliyorsunuz, diğer araçların ıkına ıkına çıktığı yokuşları siz hiç zorlanmadan çeyrek-yarım gazla 2-3 bin devir arasında tırmanıyorsunuz. Bunun böyle olmasında kasanın ağırlığının 1100 kg olması çok etkili, hatta biraz iddialı konuşayım araç istendiği takdirde çok ekonomik olarak motoru yormadan kullanılabilir. Araçla dip gaz yaptığınız ya da yapmak istediğiniz anlar çok sınırlı.

394D0102-EF53-4572-B0DC-A36C22E761F3fc683d1eed851955.jpg


78AA59AF-2ACA-449C-AFD1-E0D635DA6B1B45d97b56928f4b85.jpg





IMG-1698.jpg



Sierra Mark I ve Mark II Hakkında Genel Bilgiler-Almayı Düşünenler için

Merak eden arkadaşlarımız veya almayı düşünen arkadaşlarımız için Sierra'da bulunan motorları(TR'de bulabileceğiniz motorları ''bold'' ile belirttim) ve kaç ayrı kasa çıkmış yazayım istedim.Aracı merak eden ve soran arkadaşlar bir hayli oluyor.

-Ülkemizde en yaygın fakat çok yakmasıyla ünlü Taunus motorları olarak bilinen Pinto motorlar, Sierra'ların üstünde ülkemizde sık sık göreceğiniz motorlardır, verimsiz ve çok yakmalarına karşın ülkemizde Taunus'un yerli olarak üretilmesinden dolayı bol bol parça ağı bulunur. Sierra'nın genellikle boş modellerinde bulunur.(CL-GL)
1.3 OHC Pinto-60PS
1.6 OHC Pinto-75PS
1.8 OHC Pinto-90PS
2.0 OHC Pinto-101PS
2.0 OHC Pinto EFi-113PS

sierra_engine.jpg




-DOCH motorlar daha düşük hacimde daha yüksek performanslar sunmak ve modası geçmiş eski motorlarını banttan alıp yeni nesil verimli motorlarını Avrupa piyasasında rekabet için sunduğu bir kombinasyon ülkemizde EFi olarak CLX-GLS-Ghia karbüratörlü olarak ise bazı CL ve GL modellerinin altında görebilirsiniz.Hurdacılarda bol bol parça stoğu olmasına rağmen Pinto motorlar kadar ülkemizde yaygın değildir.Diğer yazılan motorlara oranla daha performanslı ve daha ekonomiklerdir.(Test yazısının motor bölümünde fotoğrafı verilen DOCH motor bulunmaktadır oradan bakabilirsiniz)
2.0 DOCH EFi-125PS
2.0 DOCH-109PS


Cosworth
motorudur, .Pinto blok üzerine Cosworth ün 16v kapak geliştirmesi ve Garret turboyla kombinlemesi sonucu oluşan Escort Cosworthlerde de bulunan bir motordur, rallilerde boy gösteren motor bu motordur.
2.0 DOCH 16v Turbo-222 PS
488004909_47ee38d64d_z.jpg




-Cologne motorlar adından da anlaşılacağı gibi Almanya'da Köln fabrikasında dizaynlanmış tasarlanmış eski nesil Taunus/Granada gibi araçlarda bulunan motorlardır.Bunların bazılarını enjeksiyon sistemiyle bazılarını ise karbüratörlü olarak geliştirerek Sierra'larda görebilirsiniz bu motorlar TR'de genellikle Mark I Scorpiolar'da geliştirilmiş EFi-Enjeksiyonlu yakıt püskürtme sistemiyle sunulurlar.
2.0 V6 Cologne-90PS
2.3 V6 Cologne-113PS
2.3 V6 Cologne EFi-129(?)PS
2.8 V6 Cologne EFi-148PS
2.9 V6 Cologne EFi-150PS

ebay_251943623086_12.jpg




-Dizel motorlardan ilk yazılanı (2.3) Ford-Peugeot ortaklığında turbosuz olarak ilk nesil Sierralara sunuldu daha sonra Ford kendi turbodizel ünitesini 1.8 TD olarak çıkardı.
2.3 D-66PS
1.8 TD-75PS

v1bsj4dwkee3q3mbzyx3.jpg


-
5.0 V8 OHV-Güney Amerika modelleri için çıkmış nadir bir kombinasyon, ama bu kombinasyon en azından bu aracın motor havuzuna Ford V8 konulabileceği açısından değerli bir bilgi veriyor.Proje olarak ülkemizde V8 302'' örnekleri mevcut, galiba TR'de tek olarak swaplandı.

images


Ülkemizde var mıdır bilmiyorum ama bir de 1.8 CVH motorlar mevcut bunu da Ford eski tip motorlarına karşı geliştirmiş daha sonra Zetec adı altında Focus-Mondeo ve diğer Ford modellerinde göreceğimiz motorların atasıdır.






Sierra toplamda 2 kere kasa değiştirmiş olmasına rağmen 87-89 arası ufak bir panjur değişikliği görmüştür o sebepten 3 ayrı kasa görünüm halinde çıkmış demek doğru olur.

İlk Kasa-Mark I-(1982-1987) -İç aksamı makyajlı Sierra ile çok fazla farklılaşmasa da Süspansiyonları daha yumuşak bir sürüş sağlar, sürüş karakteristikleri genellikle 4 vites bazen 5 vites kombinasyonlarla Pinto motor üstünde görmeniz ülkemizde muhtemeldir.Kaporta parçaları olarak makyajlılara oranla daha zor bulunur, çünkü ülkemizde daha nadir bulunan kasa Mark I'lerdir.-3 kapılı, Estate ve 5 kapılı hatchback olarak piyasada bulunurlar.
Ford_Sierra_MK1_1982.jpg


3 Kapılı XR4i Mark I


Mark II-(1987-1989)-Bu yeni çıkan kasa ile birlikte daha sert ve sürüş odaklı süspansiyonlar gelmiş, iç aksamda büyük değişiklikler olmamıştır.Panjurlarının düz olmasıyla ayırt edilebilir.Ülkemizde Mark I'lara oranla birlikte daha çok rastlanır.


31917665144_a21d061de0_b.jpg



Mark II(Facelifted)-(1989-1993)-En son hamledir panjurda ve aracın içinde ufak tefek farklılıklar görülür.Yüksek donanımlı versiyonlarında boş modellerine oranla spor süspansiyon bulunur, daha serttir.Bu kasadan sonra yerini Mondeo'ya bırakmıştır, ülkemizde genellikle bu kasalara rastlarsınız.Mark I'dan farklı olarak Sapphire adıyla bilinen Sedan kasaları bulunur.


ford-sierra-5-door-front-side-2-290694.jpg



Diğer Ek Bilgiler




Ford Sierra aslında Ford için çok da yeni bir model değil Britanya için Cortina, Almanlar için Taunus/Granada'dan sonraki 1982 yılında piyasaya çıkmış döneminin D segmenti bir aracı .İlk çıktığı yıllardaki kasası yani 1982-1987 yılları arasında tasarımını aerodinamik yapmak için çok fazla uğraşılmış ve o dönemde çok mükemmel olan bir sayı olan 0.34 cd katsayısına ulaşabilmiş bu günümüz 2x li değerleri için komik gözükse de dönemin kutusal-boxy-tasarımlı araçları düşünüldüğünde devrim niteliğinde olmuş.Fakat her yiğidin bir yoğurt yiğişi vardır derler, araç bunu yapabilmek için döneminin tasarım tabularını yıkmak zorunda kalmış, ve yumurtaya benzer hal almış tabii bu durum, kutusal dizaynlarla hoşbeş olan pazardaki tüketiciyi memnun etmemiş dolayısıyla çok eleştirilmiş fakat buna rağmen zamanla kendini sevdirmiş ve ciddi bir satış adedine ulaşmış.Hatta o yıllarda bir alt segment olan Escort'un satış rakamlarını geçtiği söyleniyor ki bu D segmenti olan bir araç için çok iyi bir başarı. 1981 Ford Probe III Concept aracının tasarımından etkilenilmiş ve döneminin en aerodinamik ve uçuk tasarımlarından biri olarak ortaya çıkmıştır.

cautofotoFord-Sierra-Concept-9-800x445.jpg





Sierra Britanya'da toplamda 1m299bin araç satarak 10.popüler araç statüsüne ulaşmış.O dönem de her yerde olan Sierralar, Britanya'da oldukça popülerken ülkemizde ise aynı senaryoyu Tofaş ve Oyak-Renault araçlarında bir benzerini de bizler ya da bizim dedelerimiz babalarımız yaşıyordu.Dönelim konumuza başarılı bir satış adedi yakalayan ilk nesil Sierra, sonraları fazla yuvarlak tasarımdan kaynaklanan eleştiriden ders almış görünecekler ki eski nesilde olan 5 kapılı Hatchback, Station Wagon, 3 Kapılı Hatchback gibi karoser çeşitlerini hem daha kutusal bir hale getirmişler hem de Sedan yani Britanya'da söylenen adıyla ''Sapphire'' isimle anılan sedan kasası çıkmıştır.

Mark II'nin(1987-1993) arka tarafı yukarıda yazdığım gibi çok hoş olsa da ön tarafında sıradanlaşıyor demiştim.Bunun mimarını kendi adıma 1985 Scorpio tasarımı olarak görüyorum.

5dda14f734e90_0_big.jpg


Yukarıdaki fotoğrafı görünce siz de anlayacaksınız, halbuki Ford ön tarafta Scorpio tasarım dilini seçerek makyajladığı için Mark II'nin ön tarafı sıradanlaştırmış açıkçası.Keşke aşağıdaki fotoğraftaki üretime geçmiş Ford Probe'un(1989-1997) tasarım dilini seçseydi o zaman kesinlikle çok daha başarılı olurdu diye iç geçirdiğim zamanlar oluyor.:confused:

images



D segmentinde bu dönemde tabii ki de dişli rakipler mevcuttu örneği premiumlarda Merc. 190-BMW E30, Audi 80 varken, Premium olmayan seçeneklerde ise Renault 21, Peugeot 405, Alfa 75, Citröen BX, Opel Vectra A gibi rakipleri vardı. Sierra döneminde genellikle önden çeker seçeneklere karşı segmentinde mücadele vermiştir.O dönemler önden çeker araçların yol tutuşunun daha iyi olduğu düşünülüyor ve pazara öyle empoze ediliyordu.Kış şartları için çok da yanlış sayılmazdı. Sonuç olarak zamanın şartlarına ayak uyduramadığından yerini birinci nesil 1993'te çıkan Ford Mondeo'ya yerini bıraktı.Fakat Sierra özellikle U.K yani Birleşik Krallık'ta ününü daha hala koruyor ve halkın içinden bir çok kişinin tıpkı bizdeki R12-Tofaş'ta anısı olduğu gibi onlarında anıları bu araçlarda geçiyor.


B2774220-A130-4624-8698-F029114697-CF.jpg




Bu arada Yunus Ertaş @ynsrts arkadaşımızın yazdığı kıymetli bilgileri de buraya ekliyorum.Uğraştım ama atılan fotoğrafları ekleyemedim, onları incelemek isteyenler sayfa 5 e bakabilirler.



‘’MK1 kasa olarak adlandırabileceğimiz 82-89 arası üretilen kasa coupe ve 4 kapı hatchback olarak üretildi sadece. Motor seçeneği olarak 1.6/1.8/2.0 tamamı karbüratörlü ve 8 valf. 2.0 efi (2.0 karbüratörlü motor ile aynı üst kapak ve alt blok) 8 valf olarak üretildi. MK1 kasada bunlar dışında 2.8 v6 12valf olarak gelen xr4x4 olarak da mevcut. Bu donanımda cosworth alt düzen ve 4x4 sistemi bulunmakta ve motor tamamen enjeksiyonlu olarak sunulmakta.bunlarla birlikte ülkemizde bulunmayan fakat 5.0L v8 amerikan versiyonlu xr8(avusturalya) ve amerikada mercury olarak satılmış 2.3 turbo(intercoolersız) xr4ti versiyonu da mevcut. Son olarak ülkemizde 2.3 düz dizel olarakta sunulmuş olup enterasan şekilde bu motor 4 kapı ve coupede de mevcut.



Ülkemizdeki 2.0 karbüratör ve 2.0 sohc efi motorlara gelecek olursak taunus 2.0 ve 1.6 larından farklı olarak türkiyede bu blok sierra için asla üretilmedi. Tamamı yurt dışında araçların üzerinde geldi. Döküm kalitesi,kullanılan segmanlar subaplar, kol ve krank yatakları türkiyede üretilen blokların tamamından daha kaliteli olduğu için sierradan alınan 2.0 pinto motor hala escort mk1 ve mk2 lerde hem atmosferik hemde turbolanarak kullanılmakta. Motoru bu denli önemli kılan şey üzerindeki parçaların dayanıklı olması ve stres altında uzun süre aşınmadan yoluna devam edebilmesi. Yurt dışında halihazırda 8k devirleri stock krank,yatak ve piston kollarıyla dönen pinto araçlar mevcut.



Cosworth motor bu kasada coupe versiyon olarak kullanıldı. Motor kodu YB olarak adlandırılan bu motor aslen 2.0 pinto alt bloğu üzerine inşa edilmiş durumdadır. Pinto bloğun değerli olma sebeplerinden biri de budur. Elbette alt yapılar benzer olsada cosworth blok içerisinde kullanılan krank,piston kolu ve pistonlar,yataklar farklıydı. Üst kapak 16 valf çift egzantrik düzeninde kullanılmış ve bu blokta t3 turbo ile beraber ralli versiyon araç için homologasyon olarak üretilmiştir.

Genel toparlayacak olursak eğer kabaca mk1 sierra böyle geniş güçlerde ve motor seçeneklerinde sunulmuş bir araç. Bunun yanında Yurt dışından taunusun devamı ülkemizde ize taunusla parelel zamanlarda yeralmış bir araç olması rağmen. Arkada tam bağımsız süspansiyonu,hidrolik direksiyonu,elektrikli camları ve elektrikli ısıtmalı aynaları mevcuttu. Sunroof ise sadece manuel olarak sunuldu. Şimdilik mk1 adına diyebileceklerim bunlar, unuttuğum yada yazmadığım pekçok detay var elbette. Türkiye için asıl önemli karakter olan mk2 sierrayı daha sonra boş kaldığım bir zamanda mk1 den daha detaylı yazmaya çalışacağım. Bundan önce soru yada öneri olursa elbette seve seve okur ve cevaplarım.



Ara çok vermeden MK2 sierra içinde bir gönderi oluşturmak iyi olacak sanırım.

MK2 sierra 89 ila aslen 92 seneleri arası üretilip türkiyede ise 93 model olarak da 92 üretimlileri satılmış bir modeldir. Daha sonra bu model sonlandırılıp yerini aslında pek selefi olarak görülemeyecek olan mondeo modeline bırakmış ve önden çekişle hayatına devam etmiştir.MK2 sierra 2 faza ayrılan kasa tipine sahiptir. Faz bir olarak adlandırabileceğimiz 90 yılına kadar üretilen sierralar Önde panjur olmayışı,ön cam sileceklerinin bulunduğu ızgaranın yapısının farklı oluşu ve donanım seviyelerindeki gelen özelliklerin farklılığı ile faz 2 ile ayrışmaktadır. Mk2 sierra ülkemizde 1.6 dan 2.0 a kadar benzinli ve 1.8 td ile 2.3 düz dizel olarak sunulmuştur. İlk defa mk1 in aksine sedan 4 kapı olarakta sunulmuş bu modelde 4 kapı hatch ve hatch coupede bulunmakta.



Faz 1 sierralarda türkiye içerisinde cl/clx/gl/gls/ghia donanımları mevcut. Her donanım seviyesine ayrı ayrı değinemeyecek olsamda belli başlı olarak cl ve clx en boş donanım seviyesidir. 4 camın da manuel oluşu, yan aynaların elektrikli olmayışı gibi eksikleri vardır diğer donanım seviyelerinden. Ancak ford klasiği olarak bu donanımlarda bile manuel sunroof sunulmuş modeller mevcuttur. gl ve gls yi orta donanım seviyesi olarak adlandırabiliriz. Bu donanım seviyesinde ön camlar elektrikli,yan aynalar elektrikli bel destek şişirmeli koltuklar,klima gibi donanımlar sunulduğu görülmekte. Ancak bu donanımları gl yada gls olması önemsiz şekilde farklılıklar gösterebilir. Ghia donanımda ise manuel sunroof,elektirkli yan aynalar, elektrikli ön camlar bulunmaktadır. Aslen bu modelde ghia ile gls arasındaki en bariz fark sadece sunroofdur.

Motor seçeneği olarak 1.6/1.8/2.0 olarak benzinli ve 2.3 dizel versiyonları var. Çok nadir olarak ise faz2 de daha detaylı bahsedeceğim üstten çift egzantrikli N9 kodlu motorda bulunmakta. Bu kasada 1.6 ve 1.8 sadece karbüratörlü olarak sunulurken. 2.0 versiyonda ise hem karbüratörlü pinto hemde enjeksiyonlu pinto sunulmuştur. Motor gücü olaraksa 2.0 karbüratörlü versiyon 100hp iken 2.0 efi versiyon 115 beygirdir.



Faz 2 sierrada ise ön panjurun geldiği,cam önünde sileceklerin bulunduğu ızgaranın yapısının değiştiği ve bazı donanım seviyelerinde arka stop lambalarının karartılmış geldiği görülüyor. Bunun dışında faz birde sunulan donanım seviyeleri bu fazda bir miktar farklılık göstermekte. en bariz olan farklar ise ghiada görülüyor. Faz 1 in aksine faz2 sierrada ghia donanım seviyesinde arka frenlerde de disk frenlerin bulunması,aracın abs sistemi ile frenlemesinin dahada iyileştirilmiş olması. Faz1 deki manuel sunroofun bu donanımda elektrikli hale gelmesi. Faz1 de ghia donanımda bile klimanın bulunmama durumları olabilirken faz2 de klimanın ghia donanım için standart haline gelmiş olması gibi farklar var. Bunun yanında gls donanımda klimanında bulunduğu otomobiller var,sunroof ise sadece ghia dışında cl donanımda bulunmakta.

Faz2 sierranın faz1 den motor olarak farkları ise bu kasada sadece 1.6 ve 1.8 karbüratörlü olarak pinto motorun kullanılması, 2.0 da ise artık sadece N9 kodlu üstten çift egzantrik ve 8 valfli motora geçilmiş olmasıdır. Bu motor ilerleyen dönemlerde kullanılan zeteclerin atası niteliğindedir. Bu motorda tam enjeksiyonlu ve karbüratörlü olarak 2 seçenek bulunmakta. Karbüratörlü versiyonun motor gücü 101 beygir iken benzinli versiyon 125hp 5500 d/d ve 177 tork 2500d/d güç üretmektedir. Distribitör ateşlemeye sahip olmakla birlikte katalizörlü ve katalizörsüz versiyonları ile piyasaya sürülmüştür. Aynı motorun E segmenti ağabeyi scorpioda kullanıldığı modellerde vardır. Bunun yanında 1.8 turbo dizel(intercoolersız) ve 2.3 düz dizel versiyonlarıda bulunur.



Faz 2 sierranın faz1 den öne çıkan en büyük özelliği ise faz1 kasada cosworth versiyonun asla üretilmemiş oluşu. Bu kasada üretilen cosworh ise sadece 4 kapı olarak üretilmiş ve coupe olarak sunulmamıştır. Bunun dışında geneli 4x4 olarak üretilmek ile birlikte sadece 88-89 yılları arasında 1 yıl arkadan itiş olarak üretilmiştir.Bunun dışında cosworth sahipleri genellikle yavru differansiyeli ve aktarma kutusnu sökerek arakdan itişe çevirmektedir genellikle. Mk1 sierra rs500 cosworth ve rs cosworth olarak adlandırılsada mk2 sierrada sapphire cosworth ismi kullanılmıştır. Motor versiyonu olarak mk1 kasadaki aynı yb kodlu motoru kullansada 89 yılından sonraki modellerde bu motordada iyileştirmeler yapılmış ve gücü 204 beygirden 220 beygire yükseltilmiştir.

Kaba taslak ve aklıma gelen genek mk2 özellikleride bu şekildeydi. Bir önceki yazıda olduğu gibi bahsetmediğim yada bahsetmeyi unuttuğum birsürü detay mevcut. Kronik sorunlar, yapılabilecek iyileştirmeler vb konulara ise hiç değinmedim. Bunlarla ilgili detaylı sorularada seve seve cevap vermek isterim. Sierranın türkiye için değeri bilinememiş araçlar arasında olduğunu düşünüyorum. Şuan için satın alınabildiği fiyat aralıklarını düşünecek olursak piyasada bulunan pek çok modelden daha dayanıklı,daha hızlı,ve daha konforludur. Şimdilik aktarabileceklerim kabaca bukadar. Sierra seven yada yeni yeni tanıyan herkese elimden gelen yardımı yapmak isterim.’’



Motorsporları Geçmişi

Özellikle Group B'nin ölümcül kazalar nedeniyle 1987 de yasaklanması yeni Group A araçlarını insanların kullandığı makinelere daha da yaklaştıran bir hamle olmuştu, dolayısıyla o dönemde yarış ve sportiflik iddiasında bulunmak isteyen firmaların bulduğu stratejide tam anlamıyla ''Win on Sunday, sell on Monday'' idi yani Pazarları kazan, Pazartesileri sat :) . Bu strateji sayesinde o dönemdeki her araç gibi Ford Sierra'nın da motorsporlarına adı geçti.Yalnız hem WRC'ye hem de Touring Car Championship'lere geçmesi o yıllarda çok nadir otomobillerin sahip olduğu türden bir ayrıcalıktı.

6909853267_c3e5ee3147_b.jpg







Ford Sierra RS Cosworth Mark I WRC ve Mark II RS Cosworth(Sapphire) Group A-WRC Dönemleri

1987
-Aynı yıl J.Kankkunen Lancia Delta ile 1.ci oldu.

1000 Göller Rallisi-Finlandiya
Ari Vatanen 2.cilik, Stig Blomqvist 3.cülük elde etti.

CBkQlByW4AA0pfm.jpg


RAC Rally
Stig Blomqvist 2.cilik, J.McRae 3.cülük

Group B'nin sonlandırılıp, Group A standartlarına geçilmesiyle Lancia bir sonraki sezonlarda olacağı gibi genellikle bu 5-6 yıl boyunca hep birincilikler elde etmiştir.Ford Sierra, Toyota Celica, Nissan Sunny GTi-R, Mitsubishi Galant, Subaru Legacy, BMW M3 ve benzeri gibi Group A WRC araçları onların gerisinde kalmakla birlikte Lancia ile en ciddi savaşı veren Toyota Celica olmuştur.



1988-Aynı yıl Miki Biasion Delta ile 1.ci oldu.

İsveç Rallisi
S.Blomqvist 2.cilik

Stig Blomqvist'in 88 Bingöller Rallisinden müthiş kokpit içi sahneleri...


Tour de Corse
D.Auriol 1.cilik

f304c31cb6e2b68e49470110c99c175b.jpg


1000 Göller Rallisi
D.Auriol 3.cülük

Markalar Şampiyonası
2.cilik Ford Motor Company

87-88-89 yıllarını takip eden bu 3 yıl içinde Mark I Sierra Cosworth'un içinde daha sonra şampiyon olup efsaneleşecek C.McRae, C.Sainz, D.Auriol gibi dönemin genç yıldızlarının yanında Group B'de minimum 500 beygirlik canavarları zaptetmiş S.Blomqvist, A.Vatanen gibi pilot gibi pilotlar da direksiyonlarda terlemiştir.

1991-Aynı yıl J.Kankkunen L.Delta ile 1.ci oldu.Bu yıldan itibaren Mark II (Sapphire-Sedan)RS Cosworth'larla yarışılmıştır.

Rallye Monte Carlo 3.Cülük F.Delecour



Video'nun 3.06 lik yerindeki viraj alışa bir bakmanızı istiyorum keza böyle bir açıda Scan Flick ile viraj alışı daha da görmedim.

Tour de Corse 3.Cülük G.Cunico

Rally Catalunya 3.cülük F.Delecour

sorgente_151381.d1520419709.jpg



Durgun geçen bu sezonda asfalt pilotu olan F.Delecour'u daha sonraki yıllarda ismi anılacak derecede ünlü yapan bu sezondur.Henüz WRC tecrübesi bakımından yeni olan Delecour, Co-Pilotu kız arkadaşı Anne Pauwell'le daha sonraki yıllarda rallilerin tozunu attıracaktır.Monte Carlo Ralli'sinde kaybettikleri 1.'clik sonrası duygu patlaması ve gözyaşları sizleri de duygulandıracak ve Ralli dünyasına bağlayacak cinsten.







1992
-Aynı C.Sainz Lancia Delta ile 1.ci oldu.
Rallye de Portugal 2.cilik Miki Biasion

Tour de Corse 2.cilik F.Delecour

Acropolis Rally 3.cülük Miki Biasion

Rallye San Remo 3.cülük F.Delecour


Markalar Şampiyonası
3.cülük Ford Motor Company




DSC_4075.JPG


Bu yılda iyiden iyiye Ford'un sahiden WRC başarısı istediği bir dönemdir.En fazla maaşla M.Biasion'la anlaşan FoMoCo bu yıllarda umduğu başarıyı alamaması karşın markalar klasmanın da 3.cülük elde etmiştir.Fakat bu dönem de en ilginç olan durumlardan birisi Mitsubishi Galant, Subaru Legacy, Ford Sierra gibi uzun şasili D sınıfı Sedan araç kupasında bulunan canavarlar, Lancia Delta ve Toyota Celica'ya oranla yeterince çevik olmamakla suçlanıyordu.Hatta M.Biasion o yıllarda sık sık günah keçisi olarak topu Sierra'nın uzun gövdesine atfetmiştir.Zaten daha sonraki yıllarda firmalar bu durumu çözmeye çalışıp 1993'te Escort Cosworth, Sierra yerine, yine 1993'te Mitsubishi Galant VR-4 yerine Evo I, tekrar 1993'te Legacy RS yerine Subaru Impreza 555 almaya başlamıştır.Böylelikle WRC dünyasında D Segmenti araçların katılımı son bulacak ve kompakt C sınıflarından araçlar etkili olacaktır. Zaten 1993 yılında da bu durum ilk meyvelerini vermiş ve Ford Escort RS Cosworth ile 2. olarak WRC'yi tamamlamıştır.Bu arada Ford Escort RS Cosworth’un aslında kısaltılmış bir Sierra Cosworth olduğu sonradan kısaltılan gövdeye Escort gövde panelleri yerleştirildiğini @Sirius arkadaşımızdan da öğrenmiş olduk. :)


”Ford developed the car around the chassis and mechanicals of the Sierra Cosworth, to accommodate the larger Cosworth engine and transmission, while clothing it in Escort body panels to make it resemble the standard Mk 5 Ford Escort.”...


Sierra’lar rallileri zamanında asfaltta oldukça başarılılardı, az sürtünmeli alanlarda o kadar başarılı olamıyorlardı.Zamanın rallilerini seyrederseniz toprak etapları olduğu yerde bile yere çok yakındır diğer Group A araçlarından farklı olarak.Dolayısıyla engebeli çukurlu toprak-çakıl arazide şasisi huysuzlanıyordu sanki.Ama asfaltta San Remo, Tour de Corse gibi gibi asfalt etaplarında rakiplerine oranla iyi sonuçlar çıkarıyordu.Kısacası asfalt aracıydı bunu gösteren en önemli ibare ise RS500'ler BTTC ve diğer Touring Car Şampiyonalarında üst üste 2-3 yıl birinci olmaları sayılabilirdi. :) Merak edenler Touring Car şampiyonalarındaki başarı hikayeleri araştırırlarsa tatmin olacaklardır.:)

Neden aldım?

Aracı asıl alma sebebim yaklaşık 2.5-3 yıldır arkadan itişli-RWD bir araç alma isteğim vardı, beni içten içe yakan bu his artık üstümde taşıyamayacağım bir ateşten gömlek haline gelmişti, öyle ki gece rüyalarıma giriyor, gündüzleri ise ''daydreaming''lerime konu oluyordu, vesselam üstümde ciddi bir yük vardı.


h.jpg



Bu sebepten dolayı da son 6 aydır sürekli E30-E36 gibi araçları kovaladım daha evvelinde de kovaladığım bu araçlar hakkında artık plaka tutar oldum, bazen bir aracın iki kere el değiştirip fiyatını katladığına defalarca şahit oldum, dürüst olmayan satıcıların açıklarını artık şöyle belirtiyordum:

''Sayın ... aracınıza komple boyalı değişen yok demişsiniz ama aracınızı 3 ay önce aldığınız satıcı şu anki km sinden çok çok yukarıda 2 parça değişenli diye sizin istediğiniz fiyatın x bin tl sattı haberiniz var mıdır? Satıcı döner ve '' Eee hebele hübele bana takasla geldi, oğlan ilanı yanlış girmiş, hocam benim aracım size yaramaz...''

Keşke alsaydım dediğim, noterden dönen, her şey tamamen okey olan fakat ''change'' çıkan ya da satıcıların dalkavukluğu yüzünden yüreğimin parçalandığı çok araç oldu.Bu kötü hatta ''berbat'' piyasada çöl de su ararcasına bahsedilen araçları uygun fiyatlara almak için debelendim durdum iş artık öyle bir raddeye gelmişti ki artık kendi prensiplerimi çiğneyip Tofaş'lara dahi bakmaya başlamıştım(Tofaşçı arkadaşlar alınmasınlar, onları çok iyi anlıyorum bu piyasada).


Nasip yurt dışı hesaplarda sıklıkla low-cost drifting adı altında önerilen araç olan Ford Sierra'ya gelmişti.Öncelikle hiç takip etmediğim bir araç değildi ara ara bakıyordum ama parça durumundan-usta durumundan ya da son sahibi ''oluruzcu'' durumlarından dolayı cesaret edemiyordum, nasip bu zamanaymış.

hu.jpg


Daha önceleri sıklıkla almak istediğim E30 kesinlikle güzel bir araç sahibi olmak isteyeceğim bir araç fakat ister inanın ister inanmayın Sierra'yı aldıktan sonra ilanlarına bakmayı, bunu satıp bir tane E30 alayım demeyi bir kere olsun düşünmedim.


Sadece 316i-318i (4 Silindir SOCH seçenekler) Sedan E30'un vereceği hazzın çok daha fazlasını MK2 Sierra 2.0 GLSi'de de göreceğine emin olabilirsin, ha ama söylüyorum, park yerine çekeyim, ışıklarda herkes baksın, klasik bir aracım olsun(ya da ben öyle düşüneyim) BMW'nin amblemi yeter gibi ''saf sürüş hazzından''
başka amaçların varsa E30 daha sıcak bir seçenek olur diyebilirim benim gibi düşünen arkadaşlar için.

F80-C736-C-2830-4-F6-C-998-E-0-D7-DB4-C8-D46-F.jpg


Tabii ki mantıklı bir kıstas olmayabilir ama verisi 10.9 sn olan 100bg 316i E30'a ışıklarda 70-80 km/h ye kadar 6 boy fark verebildim ki bu bayağı ciddi bir fark, daha fazlasında ise arkadaş senin araç uzayınca kovalayamam dediğim zaman bıraktım dedi.



IMG-1370-Kopya.jpg


Kim daha ''leylek'' tartışmayalım isterseniz.

İki aracın süspansiyonları da stocktur. Temel olarak aynı yıllarda çıkmış birbirine rakip olan araçlar; E30 daha konfor odaklı Sierra daha sportif amaçlı ayarlanmış derken şaka etmiyordum.



Her “petrolhead” ömrü hayatında birazcık da olsa atik bir araçta RWD-Manuel kombinasyonunu denemelisiniz.Özellikle kış şartlarında her yolculuk sürüş yetilerinizi sınayan bir sınav gibi bir yanlış tüm doğruları götürüyor.



Böyle araçların ruh ile duygusal olarak alındığına bir kere daha şahit oluyorum, araca bindiğim de Jeremy Clarkson’ınun müthiş gülüşü ile dolaşırken buluyorum hep kendimi.
images


Bu arada çok uğraşlarla aldığım araç gibi araç arayan arkadaşlarım sizleri çok iyi anlıyorum sizler için de Barış Manço'dan ''Darısı Başınıza'' diyelim
DSC-0349.jpg


Not:İlerleyen sayfalarda görünen ucuz plastik gösterge trimini tamir ettik.Şu an daha iyi durumda.:)

Instagram

Arkadaşlar merak edenler için araca ait iki üç bi’şeyler karaladığım instagram sayfasının linkini paylaşıyorum.Dünyadaki diğer Fordfanlarına ulaşmak adına İngilizce yazmaya özen gösteriyorum.(Ufak tefek gramer ve vocabulary) hatalarını çok görmeyiniz

Elimde Sinan abinin ki gibi becerikli olmasa da ''Ford having fun'' videoları var ama ceza falan gelir diye paylaşamıyorum, hepsi de trafiğe kapalı olan oysaki.


@sinan

Araç istenirse Otopark.com için teste seve seve verebiliriz.


088FB3AB-6F88-434D-A668-34D2F6C8511C40551a804b7e5828.jpg


RxmEBG.jpg


RxmRMS.jpg


Artılar

+Arkadan itiş/çekiş
+Yol tutuş
+Geniş arka yaşam alanı
+Fiyat
+Direksiyon hissiyatı
+Performans
Whats-App-Image-2020-05-14-at-16-39-46.jpg



Eksiler

-Frenler
-Dönemine göre geride kalmış iç mekan kalitesi(Makyajlı Mark II Sapphire için geçerli, Mark I'ler ise dönemine göre devrimsel bir başarıya sahip)
-Ülkemiz piyasasındaki değer bilinmezliği


Aracı kimler alır?

Bu araç aslında bir çok kesimden müşteriye hizmet ediyor, bulunduğu fiyat dilimi itibariyle yerli ve daha kalitesiz bir otomobile aynı parayı vermektense daha kaliteli sürüşü olan ve daha keyifli bir D Segmenti alıcıları için makul bir seçenek yani aileler için de oldukça mantıklı.Ayrıca yine benim tercih ettiğim sebeple hurdası ve posası çıkmış BMW almaktansa arkadan itiş sevdalıları için BMW'ye uygun fiyatta bir alternatif sunuyor.Bir başka müşteri kitlesi de araca değişik motorlar atmak isteyip pist ya da drift için proje yapmak isteyenler için uygun olabilir.

05-A70-F17-7-D9-A-4763-8-AC2-9685-ED0-D999-B.jpg




NOT: İlk sayfa 01.07.2020 tarihinde güncellenmiştir, ilerleyen sayfaları takip etmeyi unutmayın.
Allah kaza bela vermesin.
Bu araçlara m50 swaplanması hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum ?
 

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Allah kaza bela vermesin.
Bu araçlara m50 swaplanması hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum ?
M50 komple beyin+tesisat bazen şanzıman 7.500₺ montajı ile birlikte 15’i buluyor diyorlar.

Açıkçası orijinal motorun 125 beygir gücü var benim için yeterli geliyor.Aracın şu an ki yürürü yaklaşık M50B20 E36 320i ve E34 520i kadar var.

Dolayısıyla 15 bin₺ fazla verip yine aynı benzer güçleri kullanmak çok hoş değil, ha ama şu var M50’nin içini atmosferik olarak yüklemek çok daha kolay dolayısıyla yüklenilecekse yapabiliyorlar.Hatta Ankara’da drift festivallerine katılan M50B30 Sierra mevcut(1.sf da fotoğrafları mevcut).O aracı da canlı canlı gördüm, motor havuzuna motoru sığdırmak için ön paneli falan da kesmişler.

Fakat dediğim gibi benim için gücü yeterli, illaki ileride swaplamayı düşünürsem de uyumlu Ford motorları mevcut ya onları atmosferik olarak swaplar ya da şu anki orijinal motorunu turbolardım.Yurtdışında aracın üstündeki motoru turbolayan kişiler stok internal ile bayağı bir güç alabiliyorlarmış.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Kagan ve yakkocan

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Bir kişinin daha sierraya ilgi duyduğunu görmek güzel. Günlük binmek adına değilde aldıktan sonra iyileştirmeler yaparak aracı daha hızlı ve kabiliyetli yapmak istemeniz de güzel.

Sierranın bana göre size en uygun versiyonu biraz daha güçsüz de olsa pinto motor versiyondur. pinto motoru biraz açmam gerekirse taunuslarda da görebileceğimiz 2.0 üstten tek egzantrik 8 valf 205 bloktur. Ancak buna bir parantez açmam gerekirse sierrada çıkan pinto motor taunuslarda 2.0lardan malzeme kalitesi ve döküm olarak daha iyidir. Sierra pintosu bu nedenle tercih sebebidir taunuscular arasında bile swap yapılırken.

Size pinto önerme sebebime gelecek olursak bunu fazlaca açarak anlatmaya çalışacağım ; sierra başa gelen her musibetin cezası olan bir otomobil. Örnek veriyorum ön amortisörlerden biri patladığında parçacıdan öylece gidip alamıyoruz. Ön cam çatladığında herhangi bir camcıdan arayıp bulamıyoruz. Arka stop kırıldığında sıfırını bulmak mümkün değilken bulursakta aracın yılına hiç yakışmayan meblağlarla karşılaşıyoruz. Arka aksta boşluk oluşursa sıfırı kesinlikle yok, çıkmacı arkadaşların insafına kalmışız. Ön takım parçalarıda aynı şekilde orjinalden mahrum kalarak artık yan sanayiye mecbur durumda. Kısa km ler sonra tekrer tekrar boşluk yapma sorunu mevcut. Bu ön takımdaki boşluk oluşma durumu nedeniyle direksiyon kutularıda çoğu araçların 1 yada 2 kez tamir görmüş durumdadır. Yani aracın kozmatik parçalarını geçtim iç trim vs gibi yürümesine etken parçalarda bile ciddi sıkıntılar var.

Dohc motor önermeme sebebim de bunlardan biri. Dohc motor çift egzantrik olmasına rağmen 8 valf bir motor ve zincir ile egzantrikleri hareket ettiriyor. Aracın yağ pompasıda aynı şekilde zincirle tahrik alıyor kranktan. Ford bu motorda üst külbütör kapağını ve ön egzantrik ve zincir kapaklarını plastik kullanmayı tercih etmiş. Bu araçlarında 30 yaşına yaklaştığını ve yüzbinlerce kmler kullanıldığını düşününce. O kapaklar artık yeterince iyi yalıtım yapamıyorlar. Çoğunluğu da vida deliklerinden çatlak ve yağ sızdırıyor. Maalesef sıfırı tabiki yine yok. Dohc motordaki bir başka sorun artık orjinal iç parçalar üretilmediği ve bulunmadığı için yan sanayiye mahkumuz. Daha önce belirttiğim gibi bu motor zincirli ve aynı zamanda subaplar yağlı iticilerle çalışıyor. Bu zincir ve iticiler mümkün mertebe kısa sürede ses yapmaya başlıyor. Sierrada motorunda itici sesi olmayan dohc imkansızı aramak gibi,2 elin parmaklarıyla sayılır o araçlar. Biraz önce bahsettiğim sebeplerden ötürüde bu parçaların sürekli olarak kısa periyotlarda değişimi mümkün değil çünki üst külbütör kapağı vs plastikler her aç kapada daha fazla kırılıyor. Dohc motor pintonun aksine üst silindir kapağı döküm değil aliminyumdur. Biraz narindir demekte yanlış olmaz. alacağınız aracın üst kapağının daha önce çatlak nedeniyle tamirli olduğunu görmeniz sürpriz olmaz. Temiz kapak bulmak yine tabiki zordur.

Çok uzattım ama pintoyu önerme sebeplerim ise motorun çok yaygın oluşu. parçalarının yaygın oluşu, şanzımanının yaygın oluşu, baskı balatasının dohc a göre yarı yarıya daha ucuz oluşu, üst kapağın döküm olması nedeniyle daha sağlam oluşu. Turbo vb uygulamalarda dohc a göre daha yaygın bilgi oluşu internette ve motorun kendinin sıkıştırması düşük olması sebebiyle dohca göre motor içine girmeden biraz daha fazla basıncı kaldırabilmesi. Atmosferik yapılacaksada beyin feh ve portpolishle güzel cevaplar alabilmekte motor.

Motorları geçip yürüyen iyileştirmelerine girecek olursak eğer; oem sıfırını bulamadığımız amortisörün tabikide kit olarak herhangi bi yerde performansa yönelik versiyonlarını bulmamız imkansız.(yurtdışı kaynak olmadıkça). Ön takımdaki zayıflığın sebebinden bahsetmiştim bu tabikide poliüretan ile çözülemeyecek bir durum değil ancak bu da yine yurtdışına yönelmemiz gereken bir durum, türkiye içerisinde yok maalesef. ön arka kule gergileri al tak şekilde yok özel üretim olmak zorunda. Aslında sierraya takacağınız tampon, amortisör, gergiler, frenler, spoiler bunların tamamı özel üretim olmak zorunda. yani fiyatlar ve kalite arasında farklılık fazla. Frenler standartta önde 239mm arkada kampana şeklinde ve asla yeterli değil. 2 3 fren üst üste yapıldığında süngerleşme mevcut. Mevcut amortisörler d sınıf getirisi olmasıyla beraber virajlarda yatmaya neden oluyor.

Bunun yanında aracın şasisi oldukca dengeli, direksiyon hem geri dönüş olarak çok güzel hemde sürücünün direktiflerini güzel yola aktarıyor. Aracın genel hali ruhiyeti yolu tutmak yönünde her avrupalı fordda olduğu gibi. Araç her durumda yolda kalmaya çabalıyor. Bilerek dengesi bozulduğunda ise normalde de öyle kullanılıyormuş gibi aynı durumu siz tekrar isteyene kadar devam ettiriyor. özellikle uzun yanlamalarda ve arkanın koptuğu virajlarda araç bunu size güzel aktarıyor ve bu durum asla kırbaç gibi olmuyor. Direksiyon kontrasıyla ister açıyı devam ettirebiliyosunuz isterse daha fazla kontra vererek arkanın tekrar çizgisine gelmesini sağlayabiliyosunuz ve asla panikleyecek bir durum oluşturmuyor. İlk defa yanladığınızda bile araç bunu size çok basitmiş gibi hissettiriyor.

Genel toparlayacak olursam. Sierra gönül verildiğinde güzel keyifli bir sürücü arabasıdır. Konforunun yanısıra şaşırtıcı performansa sahiptir. Ancak şuanki türkiyede malum siteye bakıldığında alınabilecek ve mutlu olunacak sierra maalesef yok. Usta ve parça sıkıntıları nedeniyle araçların büyük bir çoğunluğu idareten yapılan tamirler, bakımsız olarak binilmeye devam edilmesi, bozulan parçanın yerine yenisi bulunamadığından değiştirilmeden kullanılmaya devam eden.(iç trim parçalarda çok görürsünüz bunu) Daha kötüsü geçtiğimiz 1 yıl öncesine kadar fiyatı nedeniyle ucuz yanlama aracı ama tofaştan iyi diye düşünerek pek çok kişi tarafından alınıp hırpalandıkları için temiz ve üzerine birşeyler koyularak keyifle binilecek araç bulma şansı sıfıra yakın durumda. Şuanki piyasada ise istenen rakamlar ile araçların durumları arasındaki oluşan dağlar nedeniyle sierrayı eşden dosttan yada yakın çevreden uyguna ve geçmişi bilinerek alınmadıkça kimseye önermiyorum. Sierra almadan önce ford ustası değil direkt sierra ustası bulup onunla irtibata geçerek muhtemel alınmak istenen aracı kendisine göstererek onayını almanız ve sonrasında satın almanız daha iyi olacaktır. Çünki sierra sizin sanayideki pek çok ustadan hizmet alamadan geri çevrilmenize neden olacak bir araç. Çoğu kimse ilgilenmek dahi istemiyor. ilgilenenler ise aracın 93 model olduğunu unutan rakamlar istiyor.

Umarım temiz bir sierra bulur ve sahip olursunuz. Buraya yazdıklarımın yanlış anlaşılmamasını umuyorum.
Merhaba @ynsrts görüşlerin için teşekkürler, yanlış anlaşılacak bir şey yok.Pinto motorun yaygınlığından ve kolay parça bulunabilirliğinden hali hazırda geçmiş sayfalarda bahsettim.Pinto’nun da DOCH a oranla avantajları dezavantajları var muhakkak sizin de dediğiniz gibi. Yalnız karbüratörlü bir araçta yaşacağınız düzensiz hava yakıt karışımı sürekli ayar yapmanızı gerektirecektir.Bunlardan ayrı olarak 25 bg lik ve 30 küsür nm’li performans eksiğini atmosferik olarak kapatmanız onlarca TL nize mal olurken, turbolarsanız da hem maliyetli olacak hem de aracınız günlük kullanım temposunda sürekli hassas ayarlar isteyecektir.Stock olarak performans isteniyorsa ve başım ağrımasın karbüratörle uğraşmayım diyorsanız EFİ DOCH daha büyük nimet.

Şu an ki piyasanın Ford Sierra’lar için yüksek olduğu konusunda size katılmıyorum, siz kendi aracınızı 10-11 ay önce daha düşük fiyattan vermiş olabilirsiniz tabii ki fakat aracın arkadan itiş düzenini düşündüğümüzde şu an piyasada 125 bg 174 nm torku olan 2.0 arkadan itiş otomobili bu paralara alamazsınız.10 ay önceden de alamazdınız şimdileri de alamazsınız.En yakın rakipleri 190E, BMW E30 belki E36 35-40 bin ₺ lerden başlıyor.Ha bana derseniz ki ucuz olsun herkes alsın, olsun derim tabii ki ama şu an öyle bir piyasaya yok.

Bu arada araç arama arefenizde umarım uzun süredir aradığınız orijinal Klimalı EFi DOCH Ford Sierra’yı bulabilirsiniz.Sizi tekrardan Sierracı olarak görmek beni mutlu eder.

Saygılar dilerim.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Kursad ve fujiwara

Kagan

Driver
Panpa
8 Eyl 2016
1,263
2,245
2,570
Ankara
Bir kişinin daha sierraya ilgi duyduğunu görmek güzel. Günlük binmek adına değilde aldıktan sonra iyileştirmeler yaparak aracı daha hızlı ve kabiliyetli yapmak istemeniz de güzel.

Sierranın bana göre size en uygun versiyonu biraz daha güçsüz de olsa pinto motor versiyondur. pinto motoru biraz açmam gerekirse taunuslarda da görebileceğimiz 2.0 üstten tek egzantrik 8 valf 205 bloktur. Ancak buna bir parantez açmam gerekirse sierrada çıkan pinto motor taunuslarda 2.0lardan malzeme kalitesi ve döküm olarak daha iyidir. Sierra pintosu bu nedenle tercih sebebidir taunuscular arasında bile swap yapılırken.

Size pinto önerme sebebime gelecek olursak bunu fazlaca açarak anlatmaya çalışacağım ; sierra başa gelen her musibetin cezası olan bir otomobil. Örnek veriyorum ön amortisörlerden biri patladığında parçacıdan öylece gidip alamıyoruz. Ön cam çatladığında herhangi bir camcıdan arayıp bulamıyoruz. Arka stop kırıldığında sıfırını bulmak mümkün değilken bulursakta aracın yılına hiç yakışmayan meblağlarla karşılaşıyoruz. Arka aksta boşluk oluşursa sıfırı kesinlikle yok, çıkmacı arkadaşların insafına kalmışız. Ön takım parçalarıda aynı şekilde orjinalden mahrum kalarak artık yan sanayiye mecbur durumda. Kısa km ler sonra tekrer tekrar boşluk yapma sorunu mevcut. Bu ön takımdaki boşluk oluşma durumu nedeniyle direksiyon kutularıda çoğu araçların 1 yada 2 kez tamir görmüş durumdadır. Yani aracın kozmatik parçalarını geçtim iç trim vs gibi yürümesine etken parçalarda bile ciddi sıkıntılar var.

Dohc motor önermeme sebebim de bunlardan biri. Dohc motor çift egzantrik olmasına rağmen 8 valf bir motor ve zincir ile egzantrikleri hareket ettiriyor. Aracın yağ pompasıda aynı şekilde zincirle tahrik alıyor kranktan. Ford bu motorda üst külbütör kapağını ve ön egzantrik ve zincir kapaklarını plastik kullanmayı tercih etmiş. Bu araçlarında 30 yaşına yaklaştığını ve yüzbinlerce kmler kullanıldığını düşününce. O kapaklar artık yeterince iyi yalıtım yapamıyorlar. Çoğunluğu da vida deliklerinden çatlak ve yağ sızdırıyor. Maalesef sıfırı tabiki yine yok. Dohc motordaki bir başka sorun artık orjinal iç parçalar üretilmediği ve bulunmadığı için yan sanayiye mahkumuz. Daha önce belirttiğim gibi bu motor zincirli ve aynı zamanda subaplar yağlı iticilerle çalışıyor. Bu zincir ve iticiler mümkün mertebe kısa sürede ses yapmaya başlıyor. Sierrada motorunda itici sesi olmayan dohc imkansızı aramak gibi,2 elin parmaklarıyla sayılır o araçlar. Biraz önce bahsettiğim sebeplerden ötürüde bu parçaların sürekli olarak kısa periyotlarda değişimi mümkün değil çünki üst külbütör kapağı vs plastikler her aç kapada daha fazla kırılıyor. Dohc motor pintonun aksine üst silindir kapağı döküm değil aliminyumdur. Biraz narindir demekte yanlış olmaz. alacağınız aracın üst kapağının daha önce çatlak nedeniyle tamirli olduğunu görmeniz sürpriz olmaz. Temiz kapak bulmak yine tabiki zordur.

Çok uzattım ama pintoyu önerme sebeplerim ise motorun çok yaygın oluşu. parçalarının yaygın oluşu, şanzımanının yaygın oluşu, baskı balatasının dohc a göre yarı yarıya daha ucuz oluşu, üst kapağın döküm olması nedeniyle daha sağlam oluşu. Turbo vb uygulamalarda dohc a göre daha yaygın bilgi oluşu internette ve motorun kendinin sıkıştırması düşük olması sebebiyle dohca göre motor içine girmeden biraz daha fazla basıncı kaldırabilmesi. Atmosferik yapılacaksada beyin feh ve portpolishle güzel cevaplar alabilmekte motor.

Motorları geçip yürüyen iyileştirmelerine girecek olursak eğer; oem sıfırını bulamadığımız amortisörün tabikide kit olarak herhangi bi yerde performansa yönelik versiyonlarını bulmamız imkansız.(yurtdışı kaynak olmadıkça). Ön takımdaki zayıflığın sebebinden bahsetmiştim bu tabikide poliüretan ile çözülemeyecek bir durum değil ancak bu da yine yurtdışına yönelmemiz gereken bir durum, türkiye içerisinde yok maalesef. ön arka kule gergileri al tak şekilde yok özel üretim olmak zorunda. Aslında sierraya takacağınız tampon, amortisör, gergiler, frenler, spoiler bunların tamamı özel üretim olmak zorunda. yani fiyatlar ve kalite arasında farklılık fazla. Frenler standartta önde 239mm arkada kampana şeklinde ve asla yeterli değil. 2 3 fren üst üste yapıldığında süngerleşme mevcut. Mevcut amortisörler d sınıf getirisi olmasıyla beraber virajlarda yatmaya neden oluyor.

Bunun yanında aracın şasisi oldukca dengeli, direksiyon hem geri dönüş olarak çok güzel hemde sürücünün direktiflerini güzel yola aktarıyor. Aracın genel hali ruhiyeti yolu tutmak yönünde her avrupalı fordda olduğu gibi. Araç her durumda yolda kalmaya çabalıyor. Bilerek dengesi bozulduğunda ise normalde de öyle kullanılıyormuş gibi aynı durumu siz tekrar isteyene kadar devam ettiriyor. özellikle uzun yanlamalarda ve arkanın koptuğu virajlarda araç bunu size güzel aktarıyor ve bu durum asla kırbaç gibi olmuyor. Direksiyon kontrasıyla ister açıyı devam ettirebiliyosunuz isterse daha fazla kontra vererek arkanın tekrar çizgisine gelmesini sağlayabiliyosunuz ve asla panikleyecek bir durum oluşturmuyor. İlk defa yanladığınızda bile araç bunu size çok basitmiş gibi hissettiriyor.

Genel toparlayacak olursam. Sierra gönül verildiğinde güzel keyifli bir sürücü arabasıdır. Konforunun yanısıra şaşırtıcı performansa sahiptir. Ancak şuanki türkiyede malum siteye bakıldığında alınabilecek ve mutlu olunacak sierra maalesef yok. Usta ve parça sıkıntıları nedeniyle araçların büyük bir çoğunluğu idareten yapılan tamirler, bakımsız olarak binilmeye devam edilmesi, bozulan parçanın yerine yenisi bulunamadığından değiştirilmeden kullanılmaya devam eden.(iç trim parçalarda çok görürsünüz bunu) Daha kötüsü geçtiğimiz 1 yıl öncesine kadar fiyatı nedeniyle ucuz yanlama aracı ama tofaştan iyi diye düşünerek pek çok kişi tarafından alınıp hırpalandıkları için temiz ve üzerine birşeyler koyularak keyifle binilecek araç bulma şansı sıfıra yakın durumda. Şuanki piyasada ise istenen rakamlar ile araçların durumları arasındaki oluşan dağlar nedeniyle sierrayı eşden dosttan yada yakın çevreden uyguna ve geçmişi bilinerek alınmadıkça kimseye önermiyorum. Sierra almadan önce ford ustası değil direkt sierra ustası bulup onunla irtibata geçerek muhtemel alınmak istenen aracı kendisine göstererek onayını almanız ve sonrasında satın almanız daha iyi olacaktır. Çünki sierra sizin sanayideki pek çok ustadan hizmet alamadan geri çevrilmenize neden olacak bir araç. Çoğu kimse ilgilenmek dahi istemiyor. ilgilenenler ise aracın 93 model olduğunu unutan rakamlar istiyor.

Umarım temiz bir sierra bulur ve sahip olursunuz. Buraya yazdıklarımın yanlış anlaşılmamasını umuyorum.
malum siteye bakıldığında alınabilecek ve mutlu olunacak sierra maalesef yok.
Buna çok katılıyorum, dediklerinizi de birebir düşünüyordum zaten.
Temiz olmayan birini alırsam parça sorunu arızalar vs çok canımı yakar diye çekiniyorum, düzgünü de ilanlarda yok gibi duruyor açıkçası.
 
  • Beğeni
Tepkiler: fujiwara

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Merhaba arkadaşlar, şu an için sıkıntısız olarak ilerliyoruz, Allah'a şükür bir yaramazlık yok.

Bu mesajı atmaktaki amacım ise dün süspansiyon düzenleri hakkında biraz araştırma yaparken, Ford Sierra'nın süspansiyon sisteminin dönemindeki araçlara göre oldukça gelişmiş olduğunu fark ettim.Zaten tam bağımsız semi-trailing arm düzenini kullandığını biliyordum fakat rakiplerinin de düzenlerine baktığımda arabanın hangi kısmına daha çok yatırım yaptıklarını fark etmemek çok güç.

Şu an altta vereceğim 1972 Ford Granada/Consul düzeni döneminde tam bağımsız dizayn olarak çıkan ilk Ford'lardandı. Günümüzde çoğu Granada/Consul fanlarının bildiği bu durum o dönem sükse oluşturmuş.Fakat E segmentinde gelen bu yenilik Ford'un o dönemki D segmenti Taunus'ta henüz yoktu.İlk fotoğrafta Granada'nın ikinci fotoğrafta ise Ford Taunusun arka düzenini göreceksiniz.

IAns8DBARwqV0LPrYkrYV7CUu6-OyGIsdthyo1_eqn2jN3fmydi2wLwrIBPQA_SIDowrkVtE0wCTFKgutwNzJbVugcWNIgjEo621SCYkCnzHtHTvYIJigmJ3w7Sl6lffnUDoqYT8Gl8



img3.jpg


Ford, Sierra ile artık tıpkı Granada/Consul'daki gibi D segmentinde de Avrupai olmak istiyordu, fakat Avrupalı tüketiciler için aracın altında yaprak yay ve ölü aksı kullanmaması gerektiğini de biliyordu.Avrupalı rakipleri ile mücadele etmek için Sierra'da Granada/Consul' un alt yapısına benzer fakat daha da gelişmiş olarak dönemine göre çok fütüristik bir düzen oluşturdular.(1982)Aşağıdaki fotoğrafta bunu görebilirsiniz.

Ford Sierra(1982)
QnpHsipxpELV5etQQpvDZ7ibHW8ehRiLuDV3jgEgiOgxsvpmJC5Eoeo_pbRjdl8IEGUMpxMBK-PdvApNHmWgfmVxM4G9jRq9bg



Eee peki dediğinizi duyar gibiyim, Sierra'nın bu geliştirmesine karşın rakiplerinden Mercedes 190 ve BMW E30'da aynı şekilde semi trailing arms kullanacaktı, aynı yıllarda çıkan bu araçlarda BMW E30'un arka düzeni E36/5(Compact)'da da kullanılmıştı ve çoğunlukla arkasını çok çabuk getirdiği için eleştirilmişti.E30'daki düzen ise BMW 6 serisi E24'den kalma geometriyi temel alıyordu. Mercedes 190 ise dönemindeki D segmenti otomobiller içerisinde en gelişmiş dizaynı kullanıyordu.

BMW E24 6 Series (1976)
-YY-bnQU9LwETEtC4oGreVD7GBBDlsoxUDNmuTx6IxgU8_wUIepytni0AvgNYKZbEsohzHo0qVHRJ_p0EaU

BMW E30(1982)
e30_rear_susp_diagram3.jpg

Mercedes W201 190(1982)
be93d4b565b1c31f57ffb8b065243c31.jpg



Azıcık dikkatli bakılırsa W201 kodlu düzenin diğerlerine oranla ne kadar ince düşünülmüş olduğu fark edilebilir.


Fakat işin daha da ilginci artık önce Consul/Granada ile E segmenti(executive) sonra da D segmentinde Avrupai bir otomobil yapabildiğini Ford EU kesinlikle kanıtlamıştı.Avrupalı markaların Amerikanları yıllarca yerden yere vurduğu tarih öncesi yaprak yaylar ve eski tip bağımlı arka düzen muhabbeti artık Ford EU için tarihe karışmıştı.Sonraki yıllarda Ford EU bu anlamda Focus gibi araçlarla taa C segmentine kadar bu savaşı indirgemiş ve çoğu markalara tokat gibi cevap vermişti, yani boynuz kulağı geçerken bu köşe taşlarından birisinin de Sierra olduğunu es geçmemek gerekir.

Halbuki Ford Avrupa pazarında henüz yeni girdiğinde Ford Escort Mark I ve II'de kullanılan yaprak yay ölü aksla başlayan başlangıcın 1998'de C segmentinde bir bağımsız süspansiyon rekabetini yaratacağını ve bayrak taşıyıcısı olacağını kim bilebilirdi?



Peki semi-trailing arms 80'lerde fütüristik olduğunu söyledik, o zaman o dönemde diğer premium olmayan markalarda durum nasıldı?Ben söyleyim ilkeldi, yukarıdakiler harici D segmentinde bağımsız düzen olmadığı gibi 1970'li ilkel geometrileri değiştirerek kullanmışlardı.Ya da Torsiyonu(twist beam axle)'ı bağımsız gibi pazarlamaya çalışmışlardı.

İlk olarak arkadan itişli olduğu için Alfa 75'i sonra da diğer rakiplerinin düzenlerini paylaşacağım.Buraya kadar okuyup dayandığınız için teşekkürler.

Alfa Romeo 75(1985)
6tw6atg-jpg.160668


Opel Vectra A(1988)

M3B.png


Citröen BX
bx-rear-subasm-600.png


Peugeot 405(1987)

ce55131s-960.jpg


Gibi gibi daha aynı dönem rakiplerini uzatabiliriz.Önden çekerli seçenekler arkada genellikle torsiyon kullanmaktaydılar.Dönemine göre torsiyon yenilikçi olsa da tam bağımsız değil yarı-bağımsız bir düzendi.

Hatta Ford Sierra'da 1982 yılında oluşturulan bu arka düzen ufak tefek müdahalelerle Ford Scorpio II'ye(1998)'e kadar devam etmiştir.


Okuduğunuz için teşekkürler, umarım beğenmişsinizdir.Karışık geldiyse affola.
 
Son düzenleme:

VectraGt28

Halil İbrahim MIDIK
Profesör
25 Ocak 2020
136
303
1,585
Trabzon
Marka
Opel
Yazı harika çok teşekkürler, demekki bizim vectra'nın arka süspansiyon biraz ilkelmiş ben bir eksiğini görmedim ama muhtemelen çok zorlamadığım içindir :)
 
  • Beğeni
Tepkiler: Mt.Akina

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Yazı harika çok teşekkürler, demekki bizim vectra'nın arka süspansiyon biraz ilkelmiş ben bir eksiğini görmedim ama muhtemelen çok zorlamadığım içindir :)
Rica ederim, estağfurullah, aslında ilkel demek tam olarak doğru sayılmaz o dönemler torsiyon(twist-beam axle) yeni yeni pazarlanıyordu.Sabit akslara(Ford Taunus-fotoğrafında var) oranla twist beam axle yarı bağımsız olarak çalışıyordu.Çoğu firmalar bu sebepten dolayı bağımsız diye pazarladılar.Dönemine göre onun dizaynı da yenilikçiydi denilebilir.Yani ilkel demek yanlış olur, sadece diğer premium ve Sierra gibi rakiplerine göre tam bağımsız değil diyelim.:)

Vectra A'yı da hem kullandım hem de uzun süreler içinde seyahat ettim, zorlama fırsatım olmadı ama Sierra'ya göre daha konforlu geldi bana.Darbe sönümlemesi daha başarılı ve eşiği daha geniş.Nispeten yerden yüksek konumu sayesinde sürücüye kolaylık sağlıyor.Ayrıca yalıtım seviyesi de bir tık daha iyi geldi diyebilirim.Ama asıl fark kabin içinde Vectra'nın kabini dönemine daha modern, Sierra ise bu konuda zamanının gerisinde.GT'nin motorunu söylemeye bile gerek yok, keza bindiğim GT değildi, ama GT'lerin çekişini merak ediyorum.

İlginize teşekkürler.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: VectraGt28

VectraGt28

Halil İbrahim MIDIK
Profesör
25 Ocak 2020
136
303
1,585
Trabzon
Marka
Opel
GT'nin motorunu söylemeye bile gerek yok, keza bindiğim GT değildi, ama GT'lerin çekişini merak ediyorum.
Benim en sevdiğim kısmı da motoru :) tabi orada şöyle bir durum var 94 model ve öncesi c20xe (redtop engine) motora sahip 94 sonrası ise x20xev aslında kağıt üstünde arada 14 hp fark var fakat iki motorun karakteri çok farklı umarım bir gün c20xe motorlu bir vectra gt veya astra gsi kullanırsınız.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Mt.Akina

VectraGt28

Halil İbrahim MIDIK
Profesör
25 Ocak 2020
136
303
1,585
Trabzon
Marka
Opel
Bu arada aklıma gelmişken söyleyeyim, hangi motor yağını kullanıyorsunuz sonuçta özel bir araca sahipsiniz kaliteli bir yağı hak ediyor bence.
 

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Bu arada aklıma gelmişken söyleyeyim, hangi motor yağını kullanıyorsunuz sonuçta özel bir araca sahipsiniz kaliteli bir yağı hak ediyor bence.
10w-40 Liqui Moly Superleichtlauf(Süper Sentetik-tam değilmiş öğrenmiş olduk, @Munferit sağolsun).Şimdilik memnunum yağdan değişeli 200-300 km olmuştur, özellikle rölanti devrini 0.2-0.3 daha düşürdü, motor ışıklarda daha sessiz çalışıyor.Hatta bazen çalışıyor mu yahu diye soruyorum kendime alışkanlık olmuş.

İyi dileklerinize teşekkür ediyorum, özel mi değil mi bilmem ama çok memnunum araçtan.
 
Son düzenleme:

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Bayağıdır buraya fotoğraf atmıyordum, telefonla amatör olarak birkaç tane çektim.Merak edenler için.



Stock haliyle neredeyse et tırnak olduk(uzun yol ve pist tecrübesi hariç) gazlama ise gazlama başka şeyse başka şey kafamda çok proje var da şu an stok halinden sıkılmadığım ve bana yeterli geldiği için el atma isteğim yok :)

Ha bu arada bir far ampülümüz patlamış onu değiştirdik. :)



Seviyorum hem de çook! Darısı diğer sevenlerin başına. 🧿





Kordonları takip et... şaka şaka demiyorum :) :D


Segmentleri ve hedef pazarları düşünüldüğünde kıyaslama gibi bir şey yaptığım anlaşılmasın.Sadece dönemin bir başka 2.0 arkadan itiş manuel aracı olduğu için bunları yazıyorum.
Arkadaşımın manuel 136 bg lik W124 200E’sinin kullandım, yayları orijinal olmadığı için konfor konusunda bir şey demem doğru olmaz.

Motor çekiş gücü ile alakalı şunu diyebilirim, gerek şehir içi gerek şehir dışı Sierra ile uzaktan yakından alakası yok, kalkalım demesini çok isterdim ama o Sierra’nın gidişini gördüğü için pek güvenmiyor :)Yoksa benden evvel o derdi :)

Onun haricinde W124 şehir içinde uzun şanzımanı ve kasa ağırlığı ile(1300-1400kg) arasında yanılmıyorsam biraz yavaş kalıyor ama hızını aldığında yüksek süratlere çıktığında biraz daha hızlanmaya hevesli oluyor.Uzun yolu çok keyifli hem yolcu hem de sürücü olarak özel hissettiriyor.

Yalıtım o yıllardan beklediğiniz seviyenin üstündeydi, E serisi sonuçta :) .Ayrıca debriyaj ve fren de(özellikle frenler zamanının ötesinde güven veriyordu) daha konforlu ve yumuşak hissettiriyordu, kısacası beni uslu uslu kullan diyen bir otomobil olduğunu anladım W124’ün.Ama agresif kullanımlarda kesinlikle Mercedes 190’ı daha çok merak eder oldum.Bir denk gelirse ondan da bahsetmek istiyorum.
 
Son düzenleme:

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Paylaşacağım her iki videoda trafiğe kapalı bir alanda gerekli izinler alınarak çekilmiştir.Herhangi bir cezai yaptırıma tabii değildir.(Gece videosunda kukadan kapalı bir alan olduğunu, diğer videoda otoparkta çekildiğinden kapalı olduğunu anlamak güç değil)

Güvenli sürüşleriniz olsun.



Açık dif. lastik dahil her şey stok. 125 bg.
 
Son düzenleme:

S.Asil

Quadrifoglio Verde
Destekçi
Beta Programı
Stage 2
16 Eyl 2016
5,695
2
9,628
5,020
Adana
Marka
Alfa Romeo
Paylaşacağım her iki videoda trafiğe kapalı bir alanda gerekli izinler alınarak çekilmiştir.Herhangi bir cezai yaptırıma tabii değildir.(Gece videosunda kukadan kapalı bir alan olduğunu, diğer videoda otoparkta çekildiğinden kapalı olduğunu anlamak güç değil)

Güvenli sürüşleriniz olsun.



Açık dif. lastik dahil her şey stok. 125 bg.

Otoparkta çekilmiş videoyu çok beğendimmm :) süper eğlenceli olsa gerekk
 
  • Beğeni
  • Haha
Tepkiler: ihsan ve Mt.Akina
AdBlock Tespit Edildi!

OTOPARK.COM Forum'u Adblock ile kullanmanız bizi üzdü

Değerli ziyaretçimiz/üyemiz, OTOPARK.COM Forum ücretsiz bir oluşum olup, maliyetlerin karşılanması için reklamların yayınlanması gerekmektedir. Lütfen Adblock'u OTOPARK.COM'dan hariç tutunuz.

Tamam, AdBlock'u devre dışı bıraktım