yıllardan 2009, aralık ayı falan sanırım. karakum denilen bi yer vardı o zamanlar. Sonraları yıkıldı şimdi inşaat halinde falan denize sıfır balıkçı barınaklarının olduğu mekan. Canım neye olduğunu şu an anımsayamadığım bi şeylere sıkkın. Aldım üç beş tane bişiler indim sahile karakuma. eylül sonrası zaten Karadeniz pek sakin olmaz. En hırçın günlerinden birini yaşıyor, üstelik yağmur da vardı o gece. hepten fırtına yağmur ve dalga deniz mod yani.
Neyse indim sahile fırtınalı denizi seyrederek bi kaç içtim getirdiklerimden. Balıkçı barınaklarının birinden bi abi çıktı, bana baktı, sonra denize baktı. elinde rakı kadehiyle birlikte bana dönüp bu deniz adamı yutar dedi. Dedim abi şu an denize girilmez zaten sıkıntılı. Sonra devam etti oğlum bak ben denedim olmadı sen yapma dedi. Ben ne demek istediğini önce anlamadım, sonra bi kaç bişi anlattı. harita mühendisiymiş eşi çocuklarını almış terk etmiş falan bi defa fırtınalı denize dalıp intiharı denemiş olmamış kurtarmışlar falan onu anlattı Tekrar döndü bak oğlum yapma etme gençsin falan dedi bana. Ben de öyle içiyorum sadece hiç anlamadım ne diyo falan. Sonra bana söz ver geri dönene kadar bi yere gitmek yok dedi. Dedim tamam yani bi yere gidesim yok. Elimdekiler bitmek üzere ama daha bitmedi, gitmeyeceğim. Adam barınağa girdi. Geri çıktığında yarım ekmeğin arasında balık vardı. Yanında 3 tane bira getirdi. Dedi olm al bunu ye, bunları da iç ama evine git nolur bişi yapma dedi.
Ne diyeceğimi bilemdim. Zaten bişi yapacağım da yoktu. Ama Yediğim en güzel balık ekmekti. Sonra da biraları içtim eve gidip yattım. Hayatımın en ilginç gecesiydi