Marka Fanatikliği ve VAG sorunsalı

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

bt

Takipçi
Destekçi
18,501
Marka
Honda
Arkadaşlar her zaman her ortamda yaşanan, haliyle forumda da sıkça rastladığımız, VAG grubu (başta Volkswagen) araçlar hakkında görüş ayrılıkları var. Gayet normal bir durum. Pek çok konunun altında da konu dönüp dolaşıp yine VAG ile ilgili tartışmalara geliyor. Bu da kabul edilebilir. =) Ama son zamanlarda bu tartışmalarda sıcaklık yükselmeye başladı ve maalesef bazen saygısızlık düzeyine çıkacak kadar üsluplar bozuluyor. 1-2 kez ben de bu tarz saygısızlığa maruz kaldım, hatta birinde aile fertlerimden biriyle dalga geçecek kadar seviyesizce hareket eden oldu. Bu tarz konuşmaları dışarda kimse kimsenin yüzüne karşı yapamazken, burada insanlar basit bir araba markasını, modelini savunurken, başka markaya saldırırken klavye başında yapıyor. Şu paragraf 2 kez okunduğu zaman bile insana çok saçma geliyor.
Artık bir yerde DSG, TSI, MQB, torsiyon hakkında en ufak bir eleştirim olursa, karşı görüşler zaten gelecek çünkü VAG grubu satış rakamları malum, pek çok kişi tercih ediyor. Ama bu karşılıklı görüş alışverişleri dönerken aradan çıkıp birilerinin de mutlaka saldıracağını biliyorum. Bu da benim canımı ciddi şekilde sıkmaya başladı.

@hikmetkara , @gtepro , @DuzboruDownpipe bu sitedeki koyu vag'cılardan bazılarıdır. Bu arkadaşlar da anında karşı görüşlerini ortaya koyarlar. Çünkü tercih ettikleri araba hakkında savunacakları görüşleri var. Sağolsunlar olması gerektiği gibi geyiği de döner, yeri gelir yararlı bilgi paylaşımları da olur. Bu arkadaşlar gibi başka insanlar da var tabii ki. Ama bir tarafta da tutup marka fanatikliği yapanlar var. Bu fanatikliğin şuursuzluğu ile insanlara saygısızlık etmeyi bırakalım lütfen. Sırf bu yüzden VAG otomobillerini seven insanlara bilenmiş, benim burada rahatsızlığımı belirttiğim şekilde karşı saldırılar yapmaya hazır insan kitlesi de oluşmaya başladı.

Farklı markalardan örnekler verecek olursam, çok sevdiğim kendi aracım Opel olmasına rağmen Opel'e, yeni modellerine, satış sonrasına bu forumda en çok sallayan kişiyimdir muhtemelen. Yıllarca 5-6 farklı Opel araç kullanıp hiç sorun yaşamamış arkadaşla da, Opel fanboy'u arkadaşlarla da karşı karşıya geldim yorumlarda. Karşılıklı fikir ayrılıklarımız ve gözlemlerimizi aktarmışızdır ve herhangi bir tatsızlık hiç olmadı. Olsaydı kesinlikle aynı şekilde o da üzerdi. FCA grubuna da sempatim vardır ve Egea benim beğendiğim bir araçtır. Piyasaya çıktığından beri, hele de NCAP sonuçlarından sonra Fiat hateboy'u arkadaşlar inanılmaz saldırdılar. İşin içine güvenlik filan da girince tabii ki ateşli tartışmalar doğal olarak yaşandı. "Fiat çöptür", "yürüyen tabut" yorumları havada uçuştu. Bunlar forumun tadı tuzu der geçerim. Fiat ile ilgili bu forumun %70'i ile görüşlerim taban tabana zıttır. Ama tüm bu fikir ayrılıklarına rağmen şahsıma yönelik saygısızca bir tutumla karşılaşmadım.

Forumda bunlar gibi bir sürü sohbet muhabbet dönerken söz konusu VAG grubu araçlar ve barındırdıkları özellikler olunca bazı insanların gözü neden bu kadar dönüyor anlamıyorum. Doğuş Oto, tüm müşterilerine para verse bu kadarını yaptıramaz.

Pek çok forum varken benim bu forumda yaklaşık 2 yıldır bu kadar zaman geçirme sebebim, yaşa başa bakmadan iyi iletişimlerin olduğu bir platform olması. Yorumlarıma farklı tartışma ve kutuplaşmalara sebep olabilecek siyaset, spor vb. şeyler bulaştırmamaya özen gösteririm. Çünkü burada otomobil konuşuluyor ve çoğu zaman güzel de konuşuluyor. Bu konuyu açıp bu kadar yazma sebebim, kasıntı olmadan seviyeli ve faydalı olabilen bu ortamın bozulmasını hiç istememem. Lütfen bu konuda biraz daha duyarlı, birbirimize saygılı olalım. Sabredip sonuna kadar okuduysanız teşekkür ederim.
 
Son düzenleme:
Bu konuda fikirleri olan arkadaşlar da burada paylaşsın, rahatsızlık duyduğum şeylere sebep olacak kadar olayları tırmandıracak ne sebepler var belki ortaya çıkar. Hatta gerekirse vag grubu tartışmaları direk bu başlık altında dönsün, bari diğer konular kurtulsun.
 
Öncelikle bu konu başlığının ve içeriğindeki sorunların ilk olmadığı gibi son da olmayacağını üzülerek söylemeliyim. Çünkü mevzu ne olursa olsun bir çok insan tartışmayı bilmiyor, üslup nasıl olmalı bilmiyor, karşısındakine sert davranarak yahut dik konuşarak düşüncesini, savunduğu şeyi ezebileceğini, bertaraf edebileceğini düşünüyor. Biz hiç bir zaman tartışma kültürü olan bir toplum olmadık. Bu sebeple konu ne olursa olsun her daim her mevzunun içinde bu tarz yakışıksız tartışmalar ve üsluplar kullanılmaya devam edecektir.

İkinci olarak otomobiller mevzusuna gelirsek; insanların otomobilden beklentileri hep farklıdır. Bu beklentilere göre beğenileri ve öncelikleri oluşur ona göre seçimlerini yaparlar. Vag grubunu seven bir insanın genellikle otomobili incelerken kriterleri bellidir, inceleyeceği yerler bellidir. Beklentilerini de bilerek ona göre seçimini yapar. Misal bir vw seven insan aracın içine oturur ve malzeme kalitesine, işçiliğine bakar. Yola çıkar yalıtımına, konforuna bakar veya bu markayla ilgili sevdiği ne varsa onu inceler yani bu kişi için detaylar bunlardır. Her daim anlarım ve saygı duyarım. Ben ise bir galeriye girip araç inceleyeceğim zaman kapısını dahi açmadan önce gider altına eğilir bakarım. Süspansiyon sistemini incelerim. Net göremiyorsam servise iner lifte kaldırılmış araçlardan bakarım. Seçeceğim aracın şasi, direksiyon ve süspansiyon sistemi üzerine internette araştırmasını yaparım, yorumları okurum. Test sürüşünde dikkat edeceğim unsurlarda öncelik bu üçlüye aittir her daim. Evet, torsiyonlu araç sevmem ve tercih de etmem. Çünkü benim gibi süspansiyon kalitesine takık birisi, kullandığı aracın verdiği tepkilerden onun hangi çeşit süspansiyona sahip olduğunu anlar. Direksiyonunda netlik, keskinlik ve direktlik olmadığını hissettiğim aracı elerim. İlk zorladığım virajda şasisinin fazla esnediğini, burulduğunu hissettiğim aracı elerim. Bu bahsettiğim kriterlerim tüm markalar için geçerlidir. Bu kriterlerimi karşılayan her markayı alırım da severim de.. Bu üç kriterim haricinde geriye kalan tüm konularda araç ortalamayı tuttursa bana yeter.

Üçüncü olarak tüm bu saydığım beğenilerim ve kriterlerimle beraber imzamda ve profil fotoğrafımda sırf sahip olduğum ve beğendiğim marka var diye fanboy damgası da yediğim oldu. Oysa ben araçları her daim birbirinden daha üstün ve eksik olduğu noktalara göre yorumlarım. Çünkü hiç bir marka tüm kriterleri tam anlamıyla sunamaz. Vw denge gözetir, ford sürüş zevki, toyota-honda uzun ömürlülük ve sağlamlık... diye uzar gider markaların öncelikleri ve üretim şekilleri. İhtiyaçlarına golf'ün veya octavia'nın uyduğunu düşündüğüm birine focus şöyledir böyledir git onu al dediğimi daha bir kişi okuyamamıştır. Hatta sırf bu markaya sevgim var diye özellikle önermemeye çalışırım. Sorusu olanı cevaplarım hepsi bu. Yorumumun bu kadar uzun olmasının sebebiyse beni fanboy olarak görenlere, tarafsız yorum yapmadığımı düşünenlere yahut beğenilerimden ötürü beni de eleştirenlere karşı kendimi açıklamak ve bu başlık vesilesiyle ilk-son kez kendimi anlatma ihtiyacı hissetmemdir. Yorumumun uzunluğundan ötürü de şimdiden özür dilerim.
 
Çoğu zaman vag önermiyorum zaten Golf babamın arabası.Benim de Golf'ü pek sevdiğim söylenmez.Dsg'nin tepkileri hissiz direksiyon vs. bunlar eksi tarafları.Mesela Passat hayatta almam.D segmenti konfor ve izolasyon segmentidir.Kendim C segmenti araç alacak olsam 308 ve ya Focus alırım.Golf paket olarak iyi tamam da bazı eksiklikleri gözüme batıyor mesela.Doğuşun yaşattığı rezilliklerden bahsetmiyorum.Bizim başımıza gelmedi ama tanıdığımızın başına çok kötü olaylar geldi.Koyu vagcılar da var her yerde vag önerirler.Başka markaya bakmazlar vs...Yeterki alman olsun mantığı.Ben de bundan hoşlanmıyorum ama yapacak bir şey yok.
 
Son düzenleme:
Başta da belirtildiği gibi VAG sevmek önermek tartışmak olabilecek şeyler hatta bir yere kadar olması gereken şeyler fakat bu olay hakaretlere kadar uzanıyorsa buradaki olay VAG falan değil zihniyettir ve bu zihniyete sahip insanlar azımsanmayacak kadar çok sadece VAG'a mahsus değil her yerde var fakat satış rakamları vs. göz önüne alındığında doğrudur VW kullanıcıları çok göze batıyor. Ben de VAG seviyorum yer yer savunurum da ama şu bahsettiğimiz zihniyete sahip kitle yüzünden bundan bahsederken sürekli çekiniyorum..
 
Fanboylar yüzünden kendi arabamın markasını söylerken düşünür oldum, nolur bu kadar ciddiye almayın şu marka işini. Piyasada pay koparmak için her marka farklı şeye yoğunlaşıyor, siz de markayı değil de aslında pazara giriş şeklini savunuyorsunuz yoksa günümüz büyük markaları arasında devasa kalite veya teknoloji farkı yok hepsi aşağı yukarı aynı kalitede araç üretebiliyor.
 
Ben markaya hiç bakmam aracın ne diye sorduklarında 1.7dti diyorum :) opel corsa değil , sadece 1.7dti :)

Konuya gelirsek , bizim insanlarımızın yetişme ve yaşadığı çevreye bağlı olarak tartışmak diye bişey yoktur bizde , herkes haklıdır ve diğerini haksız çıkarmak için uğraşır oyüzden bu tartışmaların sonu gelmez ben şahsem arabama biri kötü bişey diyince haklısın diyorum şanzıman bile kırdım haftada 2 kez turbo değişiyorum maafetti beni diyorum sonra karşıdaki bi mutlu oluyo sonra e5te 30 boy geçilince (genelde vag markaları) kendi arabalarında bişey aramaya başlıyolar :)
 
Birkaç istisna dışında ben vag fanboy diye birşey olduğunu düşünmüyorum. Hatta manasız bir "hater" akımı var. Bu durum rakiplerini geride bırakan her marka için vardır, iphone gibi...

Internetteki forum ortamlarında öyle saçmasapan bir saldırı var ki cevap yazdığınız an vag fanboy olursunuz.
Açın sözlükte golf başlığına bakın, 10.000 entry varsa 3000 aşağılayıcı "tok kapı sesi" geyiği vardır.

Dünyada hatchback arabayı yaygınlaştırıp, gti efsanesini yaratan, 40 yıldır üretilen golf'ün geldiği nokta ortadayken, gelip abuk subuk yorumlar yapıp(tok kapı sesi) üstüne hyundai i30 golften daha iyi diye diretirseniz ona göre de cevap alırsınız. Anasayfadaki "golf makyajlandı" haberinin altındaki yorumlara bakın. Adamlar motorundan,farlarına,multimediasından,göstergelerine,tamponlarına kadar yenilemişler, altına yazan kişiler hala çamur atma derdinde.

Arabayı yorumlarken bir bütün olarak bakmak lazım. Rakiplerinin Cam tavanı ve park asistanı olabilir ama rezalet bir şanzıman ve motor ile golf'ün veya herhangibir vag üyesinin karşısında şansı yok.

Malzeme kalitesi,mühendislik,performans,tüketim,tasarım,yenilik,yatırım,marka imajı açılarından toplayıp böldüğünüzde vag grubu,kendi segmentindeki yeni-eski tüm markaları geride bırakıyor. Bu da zaten satış rakamlarıyla ortada.

Özetle, bazıları "hater" olmayı bırakıp, kendi araçlarına konsantre olduğunda bu "fanboy" muhabbeti de azalır.
 
bir metal parçası der geçerim ,tabi insan kullandığı eşya ile duygusal bağ kurabilir ama bunu koyu savunucu olma noktasına getirirse bu hastalık olur,bana göre otomobiller sevile bilir ama her markanın yeni aracı değil kültleşmiş ve dünya otomotiv tarihine belli yere gelmiş araçlar bunu hak eder misal golf mark1 gti ,opel manta 400,ford siera cosworth,lancia delta integrale ,toyota celica,audi quattro sport s1 vs gibi bu araçlar saygıyı ve fanatikliği hak eder ama günlük kullanımdaki araçlar sadece sevgiyi hak eder saygı ise zamanla bazı konularda kültleşince hak edilir.(tabii ki bunlar kişisel görüşümdür tartışılabilir)
 
Her insanın araçtan bekledikleri degişiklik gösterir.ve markalarda buna göre satış politikası izler.örneğin "vw" iç kalite konfor ve araç içi oyuncaklarla süsler aracını,Honda karakteristik motor sesi ve ilginç sesi üzerine çalışır,Ford harika yol tutuş ve süper tepkimeler veren direksiyon şasi ikilisi için uğraş gösterir.bu diğer markalar içinde 3 asağı 5 yukarı aynı şekildedir.
Babam'ı forddan başka bir seye bindirmem çok zordur neden ford diye sorduğumda başka markalar bir gün şasini ford gibi yapmaya başlarsa onlarıda almayı düşünürüm bana konforlu değil ne yaptığını geri bildiren araba lazım der.
Annem aşırı vw'ci ne zaman dayımın passat'ina binse çok güzel sanki yerde degil havada gidiyor ses yapmiyor cok kaliteli fordu satıp bunu alalım diyor.
Ben düzgün araç sürmeyi bilmeden önce vw'ci ögrendikten sonra ford destekçisi.
Yani herkezin arabadan beklentisi farklı bu yüzden görüşlere saygılı olalım kalp kırmaya değmez
 
  • Beğeni
Tepkiler: inzfatih
allah aşkına bir oturun renault konuşun ford konuşun peugeot konuşun hiç olmadı siyaset falan konuşun. ya da vag konuşacaksanız oturun bir lamborghini,bugatti falan da konuşun o halde maden bu kadar vag konuşulası bir durum var. aşağı yukarı golf passat dsg yıldım yahu vallahi yıldım. ya arkadaşlar dünyanın en çok satan arabası corolla'yı üreten toyota'yı falan niye konuşmuyorsunuz ne oluyor anlamıyorum. vw bu kadar mı önem teşkil ediyor? dünyaca ünlü 10 15 otomobil firmasından biri sadece. hepsi bu. abartmamak lazım
 
Son düzenleme:
Ford fanatikleri lütfen bir yerden bulup fiesta-polo-ibiza-i20-clio yol tutuş karşılaştırması bulabilir mi?
Geyik testi,kuka testi gibi manevra/hız karşılaştıtması yapılan bir test var mı? Ford ile sürüş dinamiği ve yol tutuş hk o kadar abartı yazılar yazıyorsunuz ki bu testlerde ford modellerinin rakiplerine en az 10km fark atması gerektiğini düşünüyorum. Veya hepsinin dağıldığı virajda fiestanın tren gibi gitmesini bekliyorum.
 
Ford fanatikleri lütfen bir yerden bulup fiesta-polo-ibiza-i20-clio yol tutuş karşılaştırması bulabilir mi?
Geyik testi,kuka testi gibi manevra/hız karşılaştıtması yapılan bir test var mı? Ford ile sürüş dinamiği ve yol tutuş hk o kadar abartı yazılar yazıyorsunuz ki bu testlerde ford modellerinin rakiplerine en az 10km fark atması gerektiğini düşünüyorum. Veya hepsinin dağıldığı virajda fiestanın tren gibi gitmesini bekliyorum.
Bu konu Ford hakkında bazı kesimin markayı yanlış yorumlamasından kaynaklanıyor. Ford araçları için hiç bir zaman bir virajı rakibinden daha yüksek hızlarda dönebilme rekorunu elinde tutma gibi bir amaç olmadı. Ford'un sürüş konusunda eğildiği iki nokta vardır; biri sürüş zevki, biri de yüksek hızda ve hemen hemen olabilecek çoğu yol koşulunda kaliteli ve akıcı sürüş.Tabii ki bu akıcı sürüşün içinde limitleri yüksek viraj alma kabiliyeti de var ama amaç hiç bir zaman rakip markadan daha hızlı ya da daha yüksek limitte viraj alabilmek olmadı.
 
Bu konu Ford hakkında bazı kesimin markayı yanlış yorumlamasından kaynaklanıyor. Ford araçları için hiç bir zaman bir virajı rakibinden daha yüksek hızlarda dönebilme rekorunu elinde tutma gibi bir amaç olmadı. Ford'un sürüş konusunda eğildiği iki nokta vardır; biri sürüş zevki, biri de yüksek hızda ve hemen hemen olabilecek çoğu yol koşulunda kaliteli ve akıcı sürüş.Tabii ki bu akıcı sürüşün içinde limitleri yüksek viraj alma kabiliyeti de var ama amaç hiç bir zaman rakip markadan daha hızlı ya da daha yüksek limitte viraj alabilmek olmadı.

İzlenebilir bir veri yoksa o zaman bu şekilde aktarmamak lazım. Çünkü ilk bakılacak konu bu tip bir karşılaştırma verisidir. Yol tutuş konusunda rakiplerinden daha iyi (viraj hızı/parkur süresi) yapıyorsa dikkate alınabilir. Yoksa bu tespit de marka fanatikliği konusuna dahil olur.
 
  • Beğeni
Tepkiler: hikmetkara
İzlenebilir bir veri yoksa o zaman bu şekilde aktarmamak lazım. Çünkü ilk bakılacak konu bu tip bir karşılaştırma verisidir. Yol tutuş konusunda rakiplerinden daha iyi (viraj hızı/parkur süresi) yapıyorsa dikkate alınabilir. Yoksa bu tespit de marka fanatikliği konusuna dahil olur.
Sıradan modellere yani binek araçlara yönelik bir parkur süresi yahut viraj hızı görseli, videosu bulmak tabii ki zor. Performans modellerine dair testler, parkur süreleri ve geyik testleri mevcut. Bunlarda zaten çoğunluk ilk 3 içine girebiliyor. Ama binek araçlara dair bunu nereden bulacağız ? Fiesta, polo, rio ve ibiza'ya ait youtube'da 1 tane geyik testi videosu var karşılaştırmalı şekilde. Şimdi durum böyle olduğunda bakmamız gereken şey tester'ların ve kullanıcıların kendi yorum, deneyimleri oluyor.
 
@IbizaFR150 Cenk abinin söylediği gibi Fordun hiçbir zaman en hızlı viraj dönebilen araçlar ürettiği ile ilgili bir şey yok,
eski Fordların özelliği aracın kontrolünü sürücüye net bir şekilde teslim edip korkutmadan hunharca virajlara girmesidir.
Bunu da yapmasının sebebi de arka süspansiyon, şase dengesi, ön takım ve direksiyon sistemidir.
Modern Fordların da en iyi tarafı elektronikleşen otomotiv sektöründe araçlarının halen eski hisleri ve sürüş keyfini sunmasıdır.
Ben size sayfalarca yazarım ama emin olun kullanınca daha iyi anlarsınız :)
 
Konunun tanımı "yorum" ve "his" ile yapıldığı anda işin rengi değişir.
Ülkemizde performans modelleri az olduğu için binek versiyonlarına bakmak lazım.

Fiesta ile polonun direksiyon,arka süspansiyon,şasi,ön takım açısından farklılıkları neler mesela? Ve neden fiestanın öne çıktığını düşünüyorsunuz diye sorayım o zaman?
 
Konunun tanımı "yorum" ve "his" ile yapıldığı anda işin rengi değişir.
Ülkemizde performans modelleri az olduğu için binek versiyonlarına bakmak lazım.

Fiesta ile polonun direksiyon,arka süspansiyon,şasi,ön takım açısından farklılıkları neler mesela? Ve neden fiestanın öne çıktığını düşünüyorsunuz diye sorayım o zaman?

Normal bir sürücü olarak bakarsanız hiç bir fark göremezsiniz,
Fiesta geçmişte ralliye katılmış bir marka ve ralli tecrübesi var, bir markanın da ralliye katılma amacı aracını tanıtmaktır.
O kadar hassas ürünler ki milimetrenin %1 hassasiyetinde üretiliyor bu araçlar altına geçip baktığınızda aynı ön travers aynı torsiyon görebilirsiniz fakat, ağırlık dengesi ve süspansiyon geometrisi bambaşkadır.
Hangi Fordun direksiyonuna oturursanız oturun gokart hissini alırsınız :)
ortaya böyle eğlenceli sürüş çıkar
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...