@tesla Hocam fikirlerini, üzüntünü, öfkeni ve hayalkırıklıklarını anlayabiliyorum. Ama karşıt fikirli insanlarla diyalog haline girildiğinde onlara sert çıkışlar ve biraz daha üst perdeden konuşmalar hiç bir şeyi değiştirmeyeceği gibi, senin savunduğun fikirlerin tam aksine bir yön izlemelerini de pekiştirecektir. Hislerini anlıyorum ama biraz daha ılımlı olabilirsen ortada bir sorun kalmayacaktır. İnşaallah yanlış anlaşılmamışımdır.
Uluslararası anlaşmalarda Hollanda ve Türkiye arasında yaşanan bu tarz bir krizde yapılabilecek maksimum yaptırım iki ülkenin tüm ekonomik ve siyasi ortaklıklarının bitirilmesi, konsoloslukların kapatılması veya vatandaşların karşı ülkeye ihracı şeklinde sıralanabilir fakat bunların olması Hollanda'ya zaten bir zarar vermeyecektir. Yaptıkları davranışların bedeli herhangi bir savaş çıkmasını gerektirecek nitelikte değildir.
2010 yılında %52 küsür evet oyu ile geçen referandumda halk anayasanın değişikliğini kabul etti. Bu değişikliklerin içinde özellikle askeri ve yargı alanında büyük değişiklikler yapıldı. Bu iki alana özellikle dikkat çekmek istiyorum çünkü kumpas davalarıyla içeri tıkılan askerler, temizlenen ordu yerine fetöcü yapılanmanın elemanları getirdi. Bu anayasayı da önümüze getiren gülen cemaati emriyle akp idi. Zaten o davalarda içeri atılan vatansever askerlerin de suçsuzluğu kanıtlandı. Yerlerine getirilen askerler zaten 15 temmuzu yaptı.
Özellikle;
Askeri yargının görev alanı daraltılıyor. Askerler ağır cezalık suçlarda sivil mahkemelerde yargılanacak.
Askeri yargı organlarının kuruluş ve işleyişinin "askerlik hizmetlerinin gereklerine göre düzenlenececeği" ibaresi anayasadan çıkarılıyor.
Bu iki maddeyle ve anayasadaki yargı kolunda yapılan değişiklikler, kumpas davasıyla suçlanan vatansever askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açtı. Özellikle kumpas olduğu ortaya çıkan Balyoz ve Ergenekon davaları da bu değiştirelen maddeler sayesinde görülebildi.
2010 referandumunda değiştirilen anayasaya hiç bir Avrupa devleti tek laf etmezken, bugünki anayasaya değişikliğinde evet oyuna karşı çıkmaya çalışmalarının en büyük sebebi, milliyetçilik duygularımıza oynayarak halkın evet vermesini sağlamaktır. Çok basit bir mantıktır bu, evet oyu ile gelecek başkanlık rejimini, karşı çıkan hangi Avrupa devleti kullanıyor ? Madem Türkiye için böylesine yararlı olacak bir yönetim şekli bu, neden kendi ülkelerinde bu rejimi uygulamıyorlar ?
Saydık, geri kalmış ülkeler haricinde hiç bir devlet tek adam rejimini kullanmıyor. Ülkelerin de isimlerini tek tek saydık. 2010'da evet dediniz, dedik ki ülke kötüye gidecek, gitti ve o değişen anayasayla ordu ihraç edildi ve darbe yapmaya kalktılar. Biz şimdi tekrar diyoruz, evet çıkması halinde bu ülke bölünmeye gidecek. İlk dediğimiz çıktı, bu seferkinin diliyoruz ki çıkmasın. Ama çıkarsa bu sefer öyle darbeyle falan kurtaramayız, komple ülke elden gider lütfen aklınızda olsun.