İspanya'yı ben de gezdim hocam ama gözden kaçırdığınız bazı detaylar olduğunu düşünüyorum. Ben ilk baş Madrid'e indiğimde kalacağım yere nası giderim ne kullanırım diye turist ofise girdiğimde(ilk uzun yurtdışı gezim olduğu için de biraz tedirgindim) görevli şaşkın şaşkın bakıp tabii ki metroyu kullancağımı söyledi sonraki gün farkettim ki şehrin bir ucundaki havalimanı ile diğer ucundaki casa de campo arasında herhangi bir yere gitmek istediğinde bir metro durağından çıktığında en fazla(abartmıyorum) 10 dakka yürüyorsun. Sonra Granada'ya geçtim burası zaten küçük bir şehirdi tarihi de bol olduğu için yürümek gayet keyifli istediğim çoğu yere yürüyerek ulaşabiliyordum ya da yöre insanın çoğu bisiklet kullanıyordu. Sonrasında daha büyük sayılan Sevilla'ya geçtim bizim için Bursa ne kadar büyükse İspanya için de Sevilla o kadardır muhtemelen, şehirde tramvay ve otobüsler olmasına rağmen bisikletle istediğiniz yere ulaşabiliyordunuz kaldı ki çoğu zaman ben yürümeyi tercih ettim(şehrin dokusu olabildiğine korunmuş gitmeyen arkadaşlara şiddetle tavsiye ederim, yürüme rekorum da burdadır bir günde 40000 adım

). Sonrasında da Valencia'ya geçtim orası da İspanya için bizim İzmir klasmanında diyebiliriz(büyüklük açısından) Gece geç saate kaldığım bir kere harici metro her yere gitmem için yeterliydi. En son durağım da Barcelona idi orasını da bizim için İstanbul olarak alabiliriz, burdaki metro sistemi Madrid'ten de daha iyiydi, şehri örümcek ağı gibi sarmışlar, metro dışında, çok özel bir durumunuz yoksa, başka hiçbir ulaşım aracına ihtiyacınız yok. Bunların dışında da şehirler arasında tabii ki hızlı tren seferleri her zaman mevcut(gerçek hızlı tren bu arada, bizdeki gibi 200'ü gören trenlere yüksek hızlı deyip algı hırsızlığı yapmıyorlar) Bunun dışında turist olarak gittiğim için metroların ve şehrin durumunu günün her saati için gözlemleme şansını elde ettim ve çok rahatlıkla söyleyebilirim ki Barcelona'da metronun en dolu olduğu an iş çıkışı metrobüsün 5'te biri ya eder ya etmez.
Bunların ışığında bizdeki örneklere bakarsak istanbul'da sadece metro kullanarak bi yere gitmeniz çok olası değil kaldı ki Gayrettepe'den Hisarüstü'ne gitmeye kalktığınızda iki kere akbil basmanız gerekiyor, ben bu saçmalığı üniversite zamanı exchange arkadadaşlarıma anlatamadım, mantığını açıklayabilecek olan beri gelsin. Metrobüs çilesi zaten hepimizin malumu, diğer büyük şehirlere bakarsak Ankara zaten başındaki adam yüzünden 20 senede bi metro hattını zor bitirdi, Bursa'da güzergah ve toplu taşıma saatlerinin saçmalığı yüzünden benim bütün arkadaşlarım işe gitmek için araba almak zorunda kaldı, İzmir'de de belediye ne kadar uğraşsa da malum zihniyete teslim olmadığı için bütçeyle uğraşmaktan bi yere gidemiyor.
Sonuç olarak İspanya'da yaşıyor olsaydım ben de araba almazdım çünkü gerek yok ve özel bir ihtiyaç olmadığı sürece tamamen fuzuli bir masraf ve bu çoğu avrupa şehri için geçerli. Vatandaşa iki gram hizmet götürüp sonra da vatandaş kendi başının çaresine bakmaya çalışınca dönüp vatandaşı suçlamak bana çok mantıklı gelmiyor.