KAPALI DSG Sorunu

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

alptamer

Profesör
995
Marka
BMW
Bu konuyu aradım, bulamadım. Forum ahalisinin görüşünü gerçekten merak ediyorum. Yer yer başka konularda bu meseleyi tartışıyoruz, eleştiriyoruz, övüyoruz. Bu sefer gerçekten seviyeli bir şekilde konuşalım şu meseleyi.

Benim düşüncelerim şöyle:

Audi Q5'imiz vardı, 2009 model. 2.0 TFSI ve S-Tronic şanzıman kombinasyonlu bir şekilde kullandık. S-Tronic, genelde insanlar tarafından yakınıldığı gibi kaçırmaya başladı. Ne demek bu? Sanki vitesi kavrıyor, sonra bırakıp bir daha kavrıyor gibi davranıyordu.
4.000 Euro'luk hasar çıkardı. Doğuş Oto garanti kapsamında değiştirdi. Yaklaşık 5 bin km sonra bir kez daha aynı problemi yaşadık. Yine değişti, yine para ödemedik.
En son arabayı satmaya yakın yine aynı problemi çıkarıyordu, sattık kurtulduk.

Şimdi durum çok acı aslında, kronik problem olduğu çok net. Fakat uzun zamandır, normal otomobil kullanan yakın çevremden DSG ile ilgili şikayet duymadım. He eğer motoru yazılımlayıp, şanzımanın kalibrasyonunu bozacak hareketler yaparsanız bozulabilir. Fakat o zaman da her tarafta ağlamanın anlamı yok, VAG grubu sonuçta fabrikadan öyle çıkarmamış.

Biri gelip DSG araç almak istiyorum dediğinde ona önerir misiniz? Neden önermezsiniz? Merak ediyorum, cevapları bekliyorum...
 
  • Beğeni
Tepkiler: EmreKRC
Yahu garantim var, DSG değişir nasıl bir kafadır? Uzun yolun ortasında da yolda bırakabiliyor, bakkala giderkende yolda bırakabiliyor. Vallahi şaşırıyorum ben artık bu savunma durumlarına.

Hiç mi araştırmadınız? Hiç mi duymadınız? Garanti kapsamı içinde aynı sorun tekrarlandığında 2. değişimde yıllarca insanlardan işçilik adı altında tutturabildiklerine 4000 - 9000₺ arası paralar aldılar. Garanti bittiyse zaten iyi niyet miyi niyet dinlemeden geçirdi Doğuş.

Hala bunca şey sonra nasıl güvenip, savunabiliyorsunuz anlamıyorum? DQ200 sorunlu, yıllardır bir düzeltme yok. Sadece 2013'te mekatroniği değiştirdiler, 2015'te de yazılımda bir güncelleme yaptılar. Yıl oldu 2017 hala aynı sorunları millet çatır çatır yaşıyor. DSG 6 DQ250'lerde aynı sorunları çıkartabiliyor ama DQ200'ün yanında çok çok az kalıyor.

Körü körüne güvenmeyin derim ben. 2017 VW, Seat, Skoda'larda da mekatronik sorunları var forumlarda. Araştırın, ulaşırsınız.
Aslına bakarsan bu tercihler biraz da mecburiyetten hocam..
Premium modelleri saymazsak kompakt ligde vw kadar işlevsel, tüketim ve performans açısından verimli motor-şanzıman üreten, aile kullanımına da hızlı sürüşü de hitap eden pek bir marka yok açıkçası. Bir de buna en baz versiyonun bile neredeyse highline donanım kadar zengin hale getirilebilmesi ( ki çoğu üretici baz versiyona opsiyon koyulmasına bile izin vermiyor ), yakıt fiyatlarının oldukça pahalı olduğu ülkemizde 1.2-1.0 tsi motorun dizel kadar düşük tüketimler sunabilmesi, daha güçlü olan 125 ve 150'lik versiyonların da oldukça iyi yakıt ekonomisi sunabilmesi gibi gibi etmenler eklendiğinde tüketicilerin pek fazla seçeneği kalmıyor. Şimdi şimdi diğer üreticiler vw'nin izlediği bu yollara ulaşmaya başladı. Ama tabii bu sırada algı ve tercih edilme noktasında atı alan vw çoktan Üsküdar'ı geçmiş oldu. Bunlara ek olarak tüm bu saydığım özellikleri nispeten daha ulaşılabilir fiyatlardan sunan ( önceki dönemlerde ) skoda ve seat gibi markaların da vw eliyle pazara girmesiyle birlikte sonuç bu şekilde oldu. Ben çok insan tanıyorum yukarıda saydığım özellikleri bünyesinde bulundurmasından dolayı parası kısıtlı olup da vw, seat, skoda almayayım da ne alayım diyen.. Haliyle bir kısım insan da tüm olumsuzluklara rağmen tercihini bu yönde kullanıyor.
 
  • Beğeni
Tepkiler: alptamer
Valla sonunda kendileri uğraşıyor Cenk.

Aynı mantıkla hareket eden bir o kadar insanda Doğuş Oto servislerinde gırtlak gırtlağa kavga edecek duruma geliyor, bende onları çok gördüm. Bir aracın 6 7 sene kullanım süresi içerisinde 4 kere 5 kere şanzıman kavraması, mekatroniği değişiyorsa ve hala bu şanzıman tercih ediliyorsa bu hiçbir şekilde mantık işi değil. Daha hala sorunsuz şanzımanmış gibi üretiyor VW bunu ve benim aklım almıyor. Bu şanzımanı sıkıyorsa ABD'de de satsınlar. Neden ABD'deki hiçbir VAG grubu araçta DQ200 yok? Neden Avrupa'da ilk tercih edilen şanzıman seçeneği DQ200 değil? Neden VAG bu şanzımanı yıllardır bizim gibi ülkelere iteliyor? önce bunu düşünmek gerek.

Kendi yaptığı üçkağıdı açıkça itiraf etmiş bir firma var karşımızda. Adam gibi üretemediği, ürettiğini arge ile adam gibi geliştiremediği, geliştirdiğini iddia ettiği sistemlerinde dön dolaş aynı sorunları verdiği bu markaya zerre itimadım yok. 2008 yılından beri üretiyorlar DQ200'ü, 10 sene olacak. Hala sorunu çözemediysen, müşterilerini mağdur ediyorsan dünyanın bir numaralı otomobil üreticisi olsan ne olur, olmasan ne olur?

Konunun başında videosunu ekledim işte, adam kendisi tek tek anlatıyor hangi modellerde Doğuş'tan ne kazıklar yediğini ailecek. Doğuş zaten bu işi fırsata çevirdi. Hiç, garantim var, 20 kerede bozulsa para vermem diye düşünmesin kimse. Garanti kapsamında diye para vermek istemeyen müşterisinin aracını teslim etmeyen, bu konu aramızda kalacak ve yazılı & görsel & sosyal medya ile basında bu konudan bahsedilmeyecek diye kağıt imzalattıran bir distribütor, milyonlarca şikayet sonrası kılını kıpırdatmayan bir VAG Grubu var karşımızda. Bilmem kaç milisaniyede vites değiştirmesi, yakıta karşı olan avantajı sistem dört dörtlük çalışırsa konuşulur. X bin km'ye kadar, vitesim 2 milisaniyede attı, rakiplere göre X TL tasarruf ettim derken kavrama 2. kez değişince verilen binlerce TL ile o farkları da sömüren bir şanzıman.

Şanzıman başarısız demiyorum elbette, şimdi hemen damlarlar "ben 1.000.000 km yaptım bozulmadı!" diyen tipler. Ama esas adam gibi çalışan DSG, 7 ileride DQ380 ve sonrasıdır. Onun dışında kimse bana oturup savunmasın bu şanzımanı. 1.0 - 1.2 - 1.4 - 1.5 - 1.6'da piyango misali ama 5000 km'de patlıyor ama 90.000 km de patlıyor. Özetle patlıyor. Ben daha fabrikada takılan haliyle sorunsuz, sıkıntısız, titremesiz, silkelemesiz 100.000 km'ye gelen DQ200 görmedim. Kendi çevremde en güncel örnek 1.0 Ibiza alan arkadaşım işte. Araba daha 9.700 km'de yeni sattık, 800 küsür km'lerde benim boş günüme geldiği için boya koruması için ben götürmüştüm DBY Detailing'e, döndüğümde arabayı park ederken silkeleme yapmaya başladı ki hala ara sıra silkeleme yapıyordu diyor adam. Üstüne birde gitti yeni Ibiza siparişi verdi. Adamın babası F30 320d sahibi, binlerce km ZF tecrubesi var. Bizim anca idrak ettiğimiz sürede 1.0'dan 1.6'ya uzanan motor skalasında daha erken vites atsa ne olur? Olmasa ne olur? Ha dersinki Golf R aldım DQ381 var, haliyle çift kavramanın önemi büyük amenna.

Onun dışında DQ200'ü sorgusuz sualsiz savunan adamın aklından şüphe ederim ben.
 
Son düzenleme:
Valla sonunda kendileri uğraşıyor Cenk.

Aynı mantıkla hareket eden bir o kadar insanda Doğuş Oto servislerinde gırtlak gırtlağa kavga edecek duruma geliyor, bende onları çok gördüm. Bir aracın 6 7 sene kullanım süresi içerisinde 4 kere 5 kere şanzıman kavraması, mekatroniği değişiyorsa ve hala bu şanzıman tercih ediliyorsa bu hiçbir şekilde mantık işi değil. Daha hala sorunsuz şanzımanmış gibi üretiyor VW bunu ve benim aklım almıyor. Bu şanzımanı sıkıyorsa ABD'de de satsınlar. Neden ABD'deki hiçbir VAG grubu araçta DQ200 yok? Neden Avrupa'da ilk tercih edilen şanzıman seçeneği DQ200 değil? Neden VAG bu şanzımanı yıllardır bizim gibi ülkelere iteliyor? önce bunu düşünmek gerek.

Kendi yaptığı üçkağıdı açıkça itiraf etmiş bir firma var karşımızda. Adam gibi üretemediği, ürettiğini arge ile adam gibi geliştiremediği, geliştirdiğini iddia ettiği sistemlerinde dön dolaş aynı sorunları verdiği bu markaya zerre itimadım yok. 2008 yılından beri üretiyorlar DQ200'ü, 10 sene olacak. Hala sorunu çözemediysen, müşterilerini mağdur ediyorsan dünyanın bir numaralı otomobil üreticisi olsan ne olur, olmasan ne olur?

Konunun başında videosunu ekledim işte, adam kendisi tek tek anlatıyor hangi modellerde Doğuş'tan ne kazıklar yediğini ailecek. Doğuş zaten bu işi fırsata çevirdi. Hiç, garantim var, 20 kerede bozulsa para vermem diye düşünmesin kimse. Garanti kapsamında diye para vermek istemeyen müşterisinin aracını teslim etmeyen, bu konu aramızda kalacak ve yazılı & görsel & sosyal medya ile basında bu konudan bahsedilmeyecek diye kağıt imzalattıran bir distribütor, milyonlarca şikayet sonrası kılını kıpırdatmayan bir VAG Grubu var karşımızda. Bilmem kaç milisaniyede vites değiştirmesi, yakıta karşı olan avantajı sistem dört dörtlük çalışırsa konuşulur. X bin km'ye kadar, vitesim 2 milisaniyede attı, rakiplere göre X TL tasarruf ettim derken kavrama 2. kez değişince verilen binlerce TL ile o farkları da sömüren bir şanzıman.

Şanzıman başarısız demiyorum elbette, şimdi hemen damlarlar "ben 1.000.000 km yaptım bozulmadı!" diyen tipler. Ama esas adam gibi çalışan DSG, 7 ileride DQ380 ve sonrasıdır. Onun dışında kimse bana oturup savunmasın bu şanzımanı. 1.0 - 1.2 - 1.4 - 1.5 - 1.6'da piyango misali ama 5000 km'de patlıyor ama 90.000 km de patlıyor. Özetle patlıyor. Ben daha fabrikada takılan haliyle sorunsuz, sıkıntısız, titremesiz, silkelemesiz 100.000 km'ye gelen DQ200 görmedim. Kendi çevremde en güncel örnek 1.0 Ibiza alan arkadaşım işte. Araba daha 9.700 km'de yeni sattık, 800 küsür km'lerde benim boş günüme geldiği için boya koruması için ben götürmüştüm DBY Detailing'e, döndüğümde arabayı park ederken silkeleme yapmaya başladı ki hala ara sıra silkeleme yapıyordu diyor adam. Üstüne birde gitti yeni Ibiza siparişi verdi. Adamın babası F30 320d sahibi, binlerce km ZF tecrubesi var. Bizim anca idrak ettiğimiz sürede 1.0'dan 1.6'ya uzanan motor skalasında daha erken vites atsa ne olur? Olmasa ne olur? Ha dersinki Golf R aldım DQ381 var, haliyle çift kavramanın önemi büyük amenna.

Onun dışında DQ200'ü sorgusuz sualsiz savunan adamın aklından şüphe ederim ben.
Aslen yazdıklarının bir çoğuna katılıyorum hocam. Daha önceki mesajlarımda da söyledim; trafikte kullanılacak, aile kullanımına sunulacak, nispeten performanslı olmayan ya da performans modeli olarak üretilmemiş, özellikle de dizel motorlu versiyonlarında iyi kalibre edilmiş sağlam bir tork konvertör şanzıman olması gerektiğini. Dsg, üretim aşamasına girmeden evvel zf şanzıman önden çeker otomobillere uygulanabilir olsaydı eğer bugün vw cephesinde dsg değil zf kullanılıyor olacaktı. Zaten üreticilerin de çift kavrama teknolojisini, pahası ve üretim maliyeti düşük modellerde tam olarak tutturamadığı, maliyetleri karşılamadığı bilinen bir gerçek. Distribütör firmaların tavrı ise zaten evlere şenlik. Burada ben sadece Doğuş'u eleştirmiyorum çünkü diğer firmalar da müşterilerini oldukça mağdur ediyor.

Neticede benim bir önceki mesajımda anlatmak istediğim; insanların karşısına sunulabilecek alternatif bir marka ve model çıkmadığı, bu sebeple kimisinin de seçeneklerin azlığından dolayı vag grubu araçlarını seçtiğidir. Emin ol, senin anlattıklarını bilip buna rağmen mecburiyetten, araba ihtiyacını karşılama zorunluluğundan dolayı alternatifsiz halde bu araçları tercih edenler de var. Misal c segmentinde geniş, otomatik aile aracı isteyenlere Octavia, Jetta hariç kaç tane seçenek sunabiliyorduk ki şu zamana kadar. Uzak Doğu ülkelerinin araçları yeni yeni bu gelişen üretim kalitesi anlayışına ve teknolojisine ayak uyduruyor. Psa grubu desen illet bir Fransız algısına hakim, mcp şanzımanları ömür törpülüyordu. Ford desen evlere şenlik hem dar hem de hangi modele otomatik koyuyorlar hangisine koymuyorlar belli değil, Opel desen yıllarca ağır kasaya, iyi kalibre edilmemiş otomatik şanzımana ve bunlardan kaynaklı 1.4 turbo motoruyla 10 litreleri gören tüketime sahip.. Yani burada örnekleri de çoğaltabiliriz. Anlatmak istediğim de tam olarak budur; yıllarca vag grubuna alternatif otomobil çıkmadı, çıkamadı bu piyasada. Şu aşamada bir çok marka kendini geliştirdi ama bu seferde fahiş fiyatlar devreye girdi ve insanlar zaten huyunu suyunu bildiği, öyle ya da böyle sevdiği vag grubu araçlarından vazgeçip bu markalara atlayıp bu yüksek fiyatlara macera aramaya cesaret edemiyor.
 
Son düzenleme:
Aslen yazdıklarının bir çoğuna katılıyorum hocam. Daha önceki mesajlarımda da söyledim; trafikte kullanılacak, aile kullanımına sunulacak, nispeten performanslı olmayan ya da performans modeli olarak üretilmemiş, özellikle de dizel motorlu versiyonlarında iyi kalibre edilmiş sağlam bir tork konvertör şanzıman olması gerektiğini. Dsg, üretim aşamasına girmeden evvel zf şanzıman önden çeker otomobillere uygulanabilir olsaydı eğer bugün vw cephesinde dsg değil zf kullanılıyor olacaktı. Zaten üreticilerin de çift kavrama teknolojisini, pahası ve üretim maliyeti düşük modellerde tam olarak tutturamadığı, maliyetleri karşılamadığı bilinen bir gerçek. Distribütör firmaların tavrı ise zaten evlere şenlik. Burada ben sadece Doğuş'u eleştirmiyorum çünkü diğer firmalar da müşterilerini oldukça mağdur ediyor.

Neticede benim bir önceki mesajımda anlatmak istediğim; insanların karşısına sunulabilecek alternatif bir marka ve model çıkmadığı, bu sebeple kimisinin de seçeneklerin azlığından dolayı vag grubu araçlarını seçtiğidir. Emin ol, senin anlattıklarını bilip buna rağmen mecburiyetten, araba ihtiyacını karşılama zorunluluğundan dolayı alternatifsiz halde bu araçları tercih edenler de var. Misal c segmentinde geniş, otomatik aile aracı isteyenlere Octavia, Jetta hariç kaç tane seçenek sunabiliyorduk ki şu zamana kadar. Uzak Doğu ülkelerinin araçları yeni yeni bu gelişen üretim kalitesi anlayışına ve teknolojisine ayak uyduruyor. Psa grubu desen illet bir Fransız algısına hakim, mcp şanzımanları ömür törpülüyordu. Ford desen evlere şenlik hem dar hem de hangi modele otomatik koyuyorlar hangisine koymuyorlar belli değil, Opel desen yıllarca ağır kasaya, iyi kalibre edilmemiş otomatik şanzımana ve bunlardan kaynaklı 1.4 turbo motoruyla 10 litreleri gören tüketime sahip.. Yani burada örnekleri de çoğaltabiliriz. Anlatmak istediğim de tam olarak budur; yıllarca vag grubuna alternatif otomobil çıkmadı, çıkamadı bu piyasada. Şu aşamada bir çok marka kendini geliştirdi ama bu seferde fahiş fiyatlar devreye girdi ve insanlar zaten huyunu suyunu bildiği, öyle ya da böyle sevdiği vag grubu araçlarından vazgeçip bu markalara atlayıp bu yüksek fiyatlara macera aramaya cesaret edemiyor.
Dediğini anladım. Benim eleştirimde esas VAG Grubu'na. Yeni Ibiza mesela benimde çok hoşuma gitti. "1'i satıp alsam mı?" diye düşündürüyor açıkçası ancak hem Doğuş hem DSG yüzünden hiç yanaşmak istemiyorum.

Tamam kullanımı zevkli falan ama ben ufak bir problemde dahi arabayı hemen servise götüren biriyim. Doğuş Oto'da maalesef randevu almadan adım atamıyorsun. Borusan'da servis için (basit işlerde ya da bilgi alma amaçlı) araya kaynayabiliyorsun. Bunlar da o yok. Yani artık neredeyse telefon edip randevu almak için bile randevu alın diyecekler. Satış, servis, satış sonrası hizmetlerin tümünde "randevu" tribi var. Arkadaşımın arabayı satmadan önce orjinal kol dayama aldık Doğuş Oto Çankaya'dan, takılma süresi taş çatlasa yarım saat, tarih desen bayram öncesi bir Allah'ın kulu yok etrafta, abi randevu almanız lazım diyorlar. Tam delirmelik! Oradan çıktık Doğuş Oto Etimesgut'a gittik. Girdik servise, periyodik bakımdan çıkmayı bekleyen 2 araç var, onun dışında bütün servis alanı bomboş, servis danışmanları sinekleri avlamışlar artık tasma takıp K9 eğitimine sokacaklar, "iyi günler kol dayama aldık onu taktıracağız" diye efendi efendi giriş yapıyoruz, "raağndevunuğz var mıığ?" diyen Whatsapp kızı karşılıyor seni. Ulan bomboşsunuz ne randevusu, başlatmayın randevunuza artık diyince bir anda her işimiz oluyor.

Hangi şubesi olursa olsun sürekli bir adam sirkülasyonu, satışta iyi iş yapan adamlar hariç geri kalan ekip sürekli değişiyor. Ben 2006'da Q7 sahibiykende böyleydi, 2012'de eski hatuna 2005 VW Polo alındığında servise ben götürürken de böyleydi, hala böyle. Servise gittiğinde bir gördüğün adamı bir sonraki gidişinde görmüyorsun. Zamanında bende çok çektim VW, Audi servisinden o yüzden bunların ciğerlerini biliyorum. Kendi içlerinde inanılmaz bir iletişim eksikliği var! Otomobiller nasılsa kendi kendilerini satıyorlar ukalalığı ayrı bir dert, serviste "e çıt sesine de geliyorsunuz servise" imalarından gırtlak gırtlağa geldiğimi biliyorum bu heriflerle.

Kaldı ki Doğuş bu haldeyken VAG'ın da bunlara çanak tutması beni esas delirten şey. Can hıraş kavga etmeden hiçbir işin düzgünce ya da zamanında yapılmıyor. Bu sorunları Ankara Bölge Müdürü Şeref Bey'e bin kere söylüyorsun adam he he deyip geçiştiriyor. Porsche, Audi müşterisini yalayan, diğer marka müşterilerini bir tarafına takmayan, bu herifi de bu kafayla hala orada tutan embesillere kadar alayını biliyorum Ankara'da.

Doğuş Oto Şekerpınar'da da aynı mantık. Atıyorum ağzına kadar dolu Golf R Line almaya kalk, yoldan geçerken uğra 8 ay beklersiniz elimizde yok derler, araya Doğuş Holding yönetiminden 1 kişi sokup Şekerpınar'a telefon et, istediğin arabayı 2 saatte yaratırlar.

Öf anlatırken daraldım.

Öyle pisliklerini gördüm ki bunların, sıtkım sıyrılmış artık...
 
Son düzenleme:
Sanırım son çıkan kuru kavramalarda sorunlar büyük ölçüde azaldı .. istanbul trafiğindeyim her gün .. trafik olmadığında da otobanda pek pinekleyerek giden biri değilim... ben aracımı 30k km de aldım, şu anda 55k km de ve önemli bir sorun yaşamadım (1-2 kere durduğum yerde vites geçmediği olmuştur en fazla.. onun dışında bir sapıtma, titreme veya kavrama sorunu yaşamadım) ... ısınma sorunum da olmadı.

VW bilindiği üzere çok satıyor... ve DSG de VW içinde oldukça talep görüp araçların ok büyük bir kısmı DSG li satılıyor...
Arıza konusuna istatistiksel bakmak lazım ki bu da bizim için biraz zor, öyle bir bilgiyi edinmeyiz heralde ancak şu bir gerçek... DSG, VW nin uzun yıllardan beri geliştirdiği ileri teknoloji bir şanzıman, arıza yapma ihtimali her mekanik sistem gibi mümkün.. ileri teknoloji olduğu için değişim ve onarım maliyetleri de yüksek ....

Etraftan 1-2 DSG arızası duyunca, şanzımanı karalamak çok doru değil diye düşünüyorum lakin bu şanzıman çok satıyor ve gerçekten o aracın neler yaşamış olabileceğine dair de çok bir yorumumuz olmayabiliyor.

Bence araç servis bakımlı (iyi niyet garantisi devam etsin amacıyla) ve temiz kullanılmış ise alınabilir... zaten bir aracın ne kadar temiz ve iyi kullanıldığını az çok anlayabiliyoruz... ama her halikarda şans faktörüde yok değil, sadece DSG değil çok başka sorunları da çıkabiliyor araçların , ... 0 km olursa düşünülmeden alınabilir... böyle 1-2 sene de satmaya da luzum yok, yapmayın artık :)
 
Dediğini anladım. Benim eleştirimde esas VAG Grubu'na. Yeni Ibiza mesela benimde çok hoşuma gitti. "1'i satıp alsam mı?" diye düşündürüyor açıkçası ancak hem Doğuş hem DSG yüzünden hiç yanaşmak istemiyorum.

Tamam kullanımı zevkli falan ama ben ufak bir problemde dahi arabayı hemen servise götüren biriyim. Doğuş Oto'da maalesef randevu almadan adım atamıyorsun. Borusan'da servis için (basit işlerde ya da bilgi alma amaçlı) araya kaynayabiliyorsun. Bunlar da o yok. Yani artık neredeyse telefon edip randevu almak için bile randevu alın diyecekler. Satış, servis, satış sonrası hizmetlerin tümünde "randevu" tribi var. Arkadaşımın arabayı satmadan önce orjinal kol dayama aldık Doğuş Oto Çankaya'dan, takılma süresi taş çatlasa yarım saat, tarih desen bayram öncesi bir Allah'ın kulu yok etrafta, abi randevu almanız lazım diyorlar. Tam delirmelik! Oradan çıktık Doğuş Oto Etimesgut'a gittik. Girdik servise, periyodik bakımdan çıkmayı bekleyen 2 araç var, onun dışında bütün servis alanı bomboş, servis danışmanları sinekleri avlamışlar artık tasma takıp K9 eğitimine sokacaklar, "iyi günler kol dayama aldık onu taktıracağız" diye efendi efendi giriş yapıyoruz, "raağndevunuğz var mıığ?" diyen Whatsapp kızı karşılıyor seni. Ulan bomboşsunuz ne randevusu, başlatmayın randevunuza artık diyince bir anda her işimiz oluyor.

Hangi şubesi olursa olsun sürekli bir adam sirkülasyonu, satışta iyi iş yapan adamlar hariç geri kalan ekip sürekli değişiyor. Ben 2006'da Q7 sahibiykende böyleydi, 2012'de eski hatuna 2005 VW Polo alındığında servise ben götürürken de böyleydi, hala böyle. Servise gittiğinde bir gördüğün adamı bir sonraki gidişinde görmüyorsun. Zamanında bende çok çektim VW, Audi servisinden o yüzden bunların ciğerlerini biliyorum. Kendi içlerinde inanılmaz bir iletişim eksikliği var! Otomobiller nasılsa kendi kendilerini satıyorlar ukalalığı ayrı bir dert, serviste "e çıt sesine de geliyorsunuz servise" imalarından gırtlak gırtlağa geldiğimi biliyorum bu heriflerle.

Kaldı ki Doğuş bu haldeyken VAG'ın da bunlara çanak tutması beni esas delirten şey. Can hıraş kavga etmeden hiçbir işin düzgünce ya da zamanında yapılmıyor. Bu sorunları Ankara Bölge Müdürü Şeref Bey'e bin kere söylüyorsun adam he he deyip geçiştiriyor. Porsche, Audi müşterisini yalayan, diğer marka müşterilerini bir tarafına takmayan, bu herifi de bu kafayla hala orada tutan embesillere kadar alayını biliyorum Ankara'da.

Doğuş Oto Şekerpınar'da da aynı mantık. Atıyorum ağzına kadar dolu Golf R Line almaya kalk, yoldan geçerken uğra 8 ay beklersiniz elimizde yok derler, araya Doğuş Holding yönetiminden 1 kişi sokup Şekerpınar'a telefon et, istediğin arabayı 2 saatte yaratırlar.

Öf anlatırken daraldım.

Öyle pisliklerini gördüm ki bunların, sıtkım sıyrılmış artık...
Vallahi hocam sen bayağı çekmişsin gerçi bu konuda insanları mağdur ettikleri zaten çok açık. Tavırlarının sebeplerini anlıyorum ama düzeltmek zor iş gibi duruyor. Daha önce de anlattığım gibi 2012 dizel otomatik orta üst donanım c4 aracıma, 2015 yılında sol ön kapısına vurulmuş bunun diyerek 38 bin lira teklif etmişlerdi. Halbuki kapıda hiç bir işlem yoktu. Aynı araca Ford, 48 bin lira verdi ki ben zaten ilana 50'ye koymuştum. Ford'dakiler işi bilmiyor mu da 38 edecek araca 48 verdiler. Vw'deki o müşteri temsilcisi beni yalancı ve sahtekar konumuna sokmaya çalıştı ya acayip sinirlendim. Seni o yüzden iyi anlıyorum. Ama daha önce dediğim gibi isteklerine alternatif bulamayan insanları da anlıyorum :)
 
Daha önce defalarca konuşulduğu için laf yetiştirmeye motivasyonum oldukça az ama kullananlar memnunum, yine alırım vs dedikçe hiç kullanmayan veya 1-2 kere kullanmış olanların karalamak için kompozisyon yazmasını mizah öğesi olarak izliyorum. Seviyeli şekilde tartışalım temennisi de büz şöyle bi güzel yerin dibine sokalım kullanıcıları tek kelime etmesin temennisi gibi görünüyor.

Yakıt ekonomisi, performans, motorla uyum gibi avantajların vergisi de dikkatli kullanım oluyor. Dur kalk sıkışık trafikte manuel moda almak veya yokuşta park ederken dikkat etmek senelerce manuel kullanmış kişiler için üşenilecek bir iş değil. Beğenmeyen kullanmasın...

Ve lütfen zf zf diye birşeyler yazmayın. Zf'li 1 serisi ve dsg'li bir ibizanın arasındaki fiyat uçurumunu da düşünün biraz yorum yaparken.Bunun karşılaştırılacağı araçlar fiesta, clio,i20 vs giblerin edc vb sistemleridir.

Yetkili servis,garanti konularını sormuş Cenk, ben henüz bu kapsamda bir işlem yaptırmadım ama evet, garanti bitse dahi yetkili servise gidenlere uygulanması mantıklı. 70-80bin tl'lik arabası için yılda 150 tl az verecek diye merdiven altında bakım yaptıran adam da zaten gelip ücretsiz şanzıman değişimi talep etmesin bir zahmet.

Son olarak da servislerin tutumları hk 1-2 bişey söyliyim. O servisleri o kadar saçmasapan nedenlerle meşgul ediyorlar ki adamların tepkili veya umursamaz olmasını artık anlıyorum. Silecekler ötüyor, koltuk cızırdıyor diye serviste terör estirmemin manası yok, alırsın 1 tornavida, wd40, sünger vs bu tarz yüzeysel sorunları kendin halledersin veya sanayide 5-10 tl verirsin yaparlar. 10 kuruş para vermemek,2 vida sıkmamak için gidip cts günü servisi meşgul edenler yüzünden gerçek problemleri olanlar sıkıntı yaşıyorlar.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Renard ve Porsche
@atoprak Etraftan gelen 1 - 2 şanzıman arızasından değil, 10 yıllık süreçten bahsediyorum dikkat edersen.

@Cenk maalesef aynı şey benim başıma da geldi. Doğuş zaten fiyat öldürmekte ülkede birinci sırada şu anda.
Bu basliga cok guzel aciklamissiniz durumu aklimin hep bir kosesinde acaba vw mi diye beliren her bir fikri yerle bir ettiniz guzelde oldu. Forumda sadece kullandigi arabayi bilen ki bu arabaya x dersek ornegin , nadir foruma girip ben yaris mi alayim diye soranlara x araci al diyen , su marka nasildir diye sorulan basliklara x aracin markasi iyidir yetmedi kullanici adini bile x ile ilgili yapan marka fanatiklerine ders veren ogretici bir yazi olmus tebrikler.
 
Son düzenleme:
Son olarak da servislerin tutumları hk 1-2 bişey söyliyim. O servisleri o kadar saçmasapan nedenlerle meşgul ediyorlar ki adamların tepkili veya umursamaz olmasını artık anlıyorum. Silecekler ötüyor, koltuk cızırdıyor diye serviste terör estirmemin manası yok, alırsın 1 tornavida, wd40, sünger vs bu tarz yüzeysel sorunları kendin halledersin veya sanayide 5-10 tl verirsin yaparlar. 10 kuruş para vermemek,2 vida sıkmamak için gidip cts günü servisi meşgul edenler yüzünden gerçek problemleri olanlar sıkıntı yaşıyorlar.
Katılıyorum bir araba alırken servisinin müşteri memnuniyetine dikkat eden markalardan almakta yarar var. Örn: seat alıyorsam eğer bunu bilmem lazım mesela.Servise randevuyla gidicem ekşi surat çekicem ''yav bu da sorun mu'' triplerine katlanıcam.Mesela benim kapı kolum cızırdıyordu birkaç arkadaş kanırtmıştı.Ben de birgün servise yolum düşünce yanaştım.Böyle böyle dedim arabanın kapı koluna wd40 sıktırdım döndüm.Frenimde bir saçmalık tespit ettim gittim.Serviste duran mühendisle konuştum arabamı lifte kaldırttım.Her gittiğimden sonra müşteri hizmetleri arayıp memnuniyetimi sorar.10 üzerinden 9 versem servis arayıp problemi sorar.Bunlar varken hem araba alırken beklicem hem de serviste rezil olucam üstüne hassas otomatik ama otomatik kullanırsam ömrü kısalıcak bir şanzımanlı arab alıcam.Gülerim

70-80bin tl'lik arabası için yılda 150 tl az verecek diye merdiven altında bakım yaptıran adam da zaten gelip ücretsiz şanzıman değişimi talep etmesin bir zahmet.
Belki sadece avrupa da uygulanıyor ama şu var.DSG ler garanti kapsamında.Bozulursa ücretsiz değiştirmek zorunda avrupa da Vag. Doğuş gibi aba altından sopa gösterip servise rutin gelenlere iyi niyet adı altında dsg değişimi yapıp; rutini aksatanlara bunu vermemesi düpedüz mafyacılıktır.

Yakıt ekonomisi, performans, motorla uyum gibi avantajların vergisi de dikkatli kullanım oluyor. Dur kalk sıkışık trafikte manuel moda almak veya yokuşta park ederken dikkat etmek senelerce manuel kullanmış kişiler için üşenilecek bir iş değil. Beğenmeyen kullanmasın...
Beğenmeyen kullanmasın bence de.Mesela ben..Otomatik vitese 10 bin vericem ve manuele alışmış adama zor gelmez diyip boşa al parka almadan cart yap curt yap manuele çek rampa da şöyle koru şanzımanı falan filan.. Yıllarca geliştirilen şanzımanı buysa eğer almayayım ya
.
 
Son düzenleme:
Daha önce defalarca konuşulduğu için laf yetiştirmeye motivasyonum oldukça az ama kullananlar memnunum, yine alırım vs dedikçe hiç kullanmayan veya 1-2 kere kullanmış olanların karalamak için kompozisyon yazmasını mizah öğesi olarak izliyorum. Seviyeli şekilde tartışalım temennisi de büz şöyle bi güzel yerin dibine sokalım kullanıcıları tek kelime etmesin temennisi gibi görünüyor.

Yakıt ekonomisi, performans, motorla uyum gibi avantajların vergisi de dikkatli kullanım oluyor. Dur kalk sıkışık trafikte manuel moda almak veya yokuşta park ederken dikkat etmek senelerce manuel kullanmış kişiler için üşenilecek bir iş değil. Beğenmeyen kullanmasın...

Ve lütfen zf zf diye birşeyler yazmayın. Zf'li 1 serisi ve dsg'li bir ibizanın arasındaki fiyat uçurumunu da düşünün biraz yorum yaparken.Bunun karşılaştırılacağı araçlar fiesta, clio,i20 vs giblerin edc vb sistemleridir.

Yetkili servis,garanti konularını sormuş Cenk, ben henüz bu kapsamda bir işlem yaptırmadım ama evet, garanti bitse dahi yetkili servise gidenlere uygulanması mantıklı. 70-80bin tl'lik arabası için yılda 150 tl az verecek diye merdiven altında bakım yaptıran adam da zaten gelip ücretsiz şanzıman değişimi talep etmesin bir zahmet.

Son olarak da servislerin tutumları hk 1-2 bişey söyliyim. O servisleri o kadar saçmasapan nedenlerle meşgul ediyorlar ki adamların tepkili veya umursamaz olmasını artık anlıyorum. Silecekler ötüyor, koltuk cızırdıyor diye serviste terör estirmemin manası yok, alırsın 1 tornavida, wd40, sünger vs bu tarz yüzeysel sorunları kendin halledersin veya sanayide 5-10 tl verirsin yaparlar. 10 kuruş para vermemek,2 vida sıkmamak için gidip cts günü servisi meşgul edenler yüzünden gerçek problemleri olanlar sıkıntı yaşıyorlar.
Kompozisyon mu? Bu karalama değil, gerçeklerdir. 1 - 2 defa kullanmış değil 2002'de Golf 4 ile başlayarak 2006'da Q7'ye uzanan süreçte, daha sonrasında şirkete alınan araçlarında (yönetim ekibine verilmek üzere 3 adet 2016 1.6 TDI Passat DSG) haşır neşir olarak eminim senden daha fazla muhatap olmuşumdur Doğuş ile.

Herkes eline tornavida, WD40 almak zorunda değil. Sen alırsın, ben alırım ama bizim gibi olmayan on binlerce müşteri var. Kaldı ki konu oradan zırıltı geliyor buradan ses geliyor diye servis meşgul etmek değil DSG'nin çıkarttığı problem. Ben şanzımanı söküp takabiliyorum diyorsan orasını bilemem.

Ayrıca 1 serisi ile Ibiza'yı karşılatırdığımı, ZF diyerek rakip gösterdiğimi, karşılaştırdığımı nasıl ve hangi cümlemden çıkarttın? Anlamak çok güç! Biri B biri C segment olan iki otomobili karşılaştırmak zaten mantıksızlıktır. Kaldı ki "ZF daha iyi" demedim, DSG ile karşılaştırmadım, arkadaşımın durumunu anlattım, bence dön yukarıya tekrar oku. Zira laf çarpacağım diye boş yere yorulmanı istemem. Karalama yapacak olsam konunun başında "DQ250 ve sonrası sorunsuz" diye yazmam, biraz mantık lütfen!

Para vermişiniz almışınız diye markayı babanızın şirketi gibi köküne kadar savunmakta sizin adetiniz zaten. Oysa bu sorunları eleştireceğiniz yerde ilginç bir şekilde sorun çıkarttığı aşikar olan bir ürünü savunmak hangi yargı değerine sığıyor çok merak ediyorum. Otomatik şanzımanlı otomobil alacağım, trafikte manuele alacağım, öyle ya da böyle her durduğumda frene dibine kadar basacağım, kadrandan sürekli devir takip edip "kavramayı yiyor muyum?" diye kontrol edeceğim... Zaten manuel almışız derim bende. O zaman DSG'nin diğer modellerinde bu sorunlar niye yok diye sorarlar adama. Al bakayım Golf R'ı ve sabaha kadar yarım frenle kavramayı yedirmeye çalış acaba tık der mi? Demez. Neden? Yağın içinde dönüyor! DQ200'ü Wet tipine 10 senedir geçiremiyorsan, sorun gideremiyorsan şöyle büyük markayım böyle büyük markayım diye geçinmeyeceksin. Ayrıca tüm bunlara dikkat etmeme rağmen hala araç silkeleme, titreme yapacak, günü gelince kavramayı bitirecek, serviste aracım günlerce yatacak ve kendime motivasyon yaratıp forumlarda sorunlu ürünü başkalarına savunacağım, kişiyi 1 - 2 defa kullanmış olarak adledeceğim, mizah konularına ek yaratıcılık sağlayacağım.

Esas yıllardır komik durumda olan VAG Grubu, bundan da haberiniz yok demek ki.

Eleştirmekten çekinmeyin arkadaşlar. Hepiniz durumun farkındasınız, boşuna yormayın kendinizi. Şuana kadar sorun çıkartmaması 1 km sonra yolda bırakmayacağı anlamına gelmiyor. Önce bunun farkında olmak lazım.
 
Son düzenleme:
Belki sadece avrupa da uygulanıyor ama şu var.DSG ler garanti kapsamında.Bozulursa ücretsiz değiştirmek zorunda avrupa da Vag. Doğuş gibi aba altından sopa gösterip servise rutin gelenlere iyi niyet adı altında dsg değişimi yapıp; rutini aksatanlara bunu vermemesi düpedüz mafyacılıktır.
Ya onları geç, dizellerde çıkan sorunu yazılımsal olarak düzelteceğiz diye açıklama yapıyor VAG, Doğuş kalkmış "BİZ GÖNÜLLÜ OLARAK ÜCRETSİZ YAPACAĞIZ BU İŞİ" diye açıklama yapıyor.

Lan sen distribütör müsün, sanayi esnafı mısın? VAG sana şunları düzelt diyecek, "tamam ama gönüllü yaparım" demek "tamam bu işlemden para almayacağım" demektir. Mafyacılığı da geçti bunlar!

Geçen sene Ekim ayında arkadaşımla Doğuş'a gittik Ibiza'ya kapora vermek ve almak için. Paramız hazır, araçta istediğimiz şeylerin hepsini belirlemişiz, sadece sipariş geçilecek, imzalar atılacak, aracın tüm fiyatını hafta başı kapora diye vereceğiz. 1.0 EcoTSI yeni gelmiş, bir deneyelim dedik. 5 saat arabayı çıkartmadılar. Neymiş? randevu lazımmış. Sonra da Allah belanızı versin diyerek çıktık. Ulan Cumartesi günü ben oranın yönetiminde olacağım, bayi ağzına kadar dolu olacak, test araçlarına kontak kapattırmam be. Pazartesi günü gittik test etmeye sabah 9'da, hala randevunuz var mı diyorlar!!! Bayide müşteri yok! Alt tarafı gideceğimiz 6 7 km yol, başlatmayın randevunuza arabayı alacağız, dalga mı geçiyorsunuz deyince hemen ilgili tipler belirmeye başlıyor.

Sonra kızıp aynı gün basıp gittik İstanbul'a, giderken ben yine Şekerpınar'ı aradım, durum bu dedim, aman özür dileriz bilmem ne, Doğuş Maslak'ta Deniz diye bir satış danışmanına yönlendirdiler, gittik 20 dakikada işlemler halledildi konu kapandı. 20 dakikalık iş artı ödeme yapmak için "işimizi gücümüzü bırakıp" git gel 1000 km yol yaptıran bir sistemden bahsediyoruz. Şimdi yine yeni Ibiza için siparişi ve ödemeyi İstanbul'dan aynı kişiden yaptık.

Şimdi bunlar mantıklı, savunulacak işlerse buyursunlar Doğuş'un bu sistematiğini savunmaya devam etsinler.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Sailor
@atoprak Etraftan gelen 1 - 2 şanzıman arızasından değil, 10 yıllık süreçten bahsediyorum dikkat edersen.

Bende aslında en son nesil kuru kavramalar ekseninde yazmıştım ...
İlk çıkan serilere göre arıza veya önemli bir sorun çıkarma oranı sizce aynı seviye de mi?

Not : Tabiki bu sorunu yaşamış ve bundan gerçekten gerek VW gerekse Doğuş yüzünden ACI çekmiş insanların yaralarını dindirmez. Bende özellikle Golf 6 aldığım süreçte bunları okumuş ve aracımı manuel olarak (0km almama rağmen) tercih etmiştim. Fakat eğer bu istatistik yakın geçmişten itibaren düzeldiyse, şu anki hali içinde olumsuz yorum yapmak çok doğru olmayabilir.
 
Bende aslında en son nesil kuru kavramalar ekseninde yazmıştım ...
İlk çıkan serilere göre arıza veya önemli bir sorun çıkarma oranı sizce aynı seviye de mi?

Not : Tabiki bu sorunu yaşamış ve bundan gerçekten gerek VW gerekse Doğuş yüzünden ACI çekmiş insanların yaralarını dindirmez. Bende özellikle Golf 6 aldığım süreçte bunları okumuş ve aracımı manuel olarak (0km almama rağmen) tercih etmiştim. Fakat eğer bu istatistik yakın geçmişten itibaren düzeldiyse, şu anki hali içinde olumsuz yorum yapmak çok doğru olmayabilir.
Düzelen bir şey yok hocam. Kavrama aynı kavrama, 2013'te mekatronik değiştirildi, 2015'te buna birde yazılım güncellemesi yapıldı. Yani DQ200'ün çalışma prensibi ve içinde kullanılanlar aynı. Yazılım güncellemeside Berkay'ın DSG'yi anlattığı şekliyle kullarak korumaya yönelik kullanımına destek vermek amacıyla yapılan bir yazılım. Ancak sorunlar aynen devam ettiği için günümüzde şöyle yapın böyle yapın diyorlar.

Şanzıman 15 km hıza kadar D modunda 2. viteste gösterirken (D2), manuele alınca 1 yazıyor. Kalktıktan hemen sonra 2. vitese alıp yarım kavrama yaptığı bugün satılan modellerde de mevcut. Ha buna dikkat ederek kullanmak sorunun çıkmasını öteleyebilir. Eskiden 5.000 km'de 15.000 km'de kavrama bitiyorsa şimdi daha yüksek kmlerde bitiyor. Ama sonuçta bitiyor.

Bunun karalamayla, istatistikle, olumsuz yorum yapmak ile bir alakası yok. Tamamen kuralına uygun kullanıldığı halde bile arkadaşımın arabası daha 800 küsür km'de titremelere silkemelere başladı diyorum, ya inanmıyorsunuz ya da dalga geçiyorum sanıyorsunuz. Yeni Ibiza aldığında da yaparsa, koyarım kamerayı anlarsınız durumu.

Evet eskisine göre (2013 öncesi) daha geç bu sorunu çıkartıyor. Ama sonuçta çıkartıyor. Bence "artık sorun yok" demek çok daha büyük bir sorundur.
 
Düzelen bir şey yok hocam. Kavrama aynı kavrama, 2013'te mekatronik değiştirildi, 2015'te buna birde yazılım güncellemesi yapıldı. Yani DQ200'ün çalışma prensibi ve içinde kullanılanlar aynı. Yazılım güncellemeside Berkay'ın DSG'yi anlattığı şekliyle kullarak korumaya yönelik kullanımına destek vermek amacıyla yapılan bir yazılım. Ancak sorunlar aynen devam ettiği için günümüzde şöyle yapın böyle yapın diyorlar.

Şanzıman 15 km hıza kadar D modunda 2. viteste gösterirken (D2), manuele alınca 1 yazıyor. Kalktıktan hemen sonra 2. vitese alıp yarım kavrama yaptığı bugün satılan modellerde de mevcut. Ha buna dikkat ederek kullanmak sorunun çıkmasını öteleyebilir. Eskiden 5.000 km'de 15.000 km'de kavrama bitiyorsa şimdi daha yüksek kmlerde bitiyor. Ama sonuçta bitiyor.

Bunun karalamayla, istatistikle, olumsuz yorum yapmak ile bir alakası yok. Tamamen kuralına uygun kullanıldığı halde bile arkadaşımın arabası daha 800 küsür km'de titremelere silkemelere başladı diyorum, ya inanmıyorsunuz ya da dalga geçiyorum sanıyorsunuz. Yeni Ibiza aldığında da yaparsa, koyarım kamerayı anlarsınız durumu.

Evet eskisine göre (2013 öncesi) daha geç bu sorunu çıkartıyor. Ama sonuçta çıkartıyor. Bence "artık sorun yok" demek çok daha büyük bir sorundur.
Yarı kavrama dsg hala yapıyor 2015 model arabamızda.Kavrama konusu ise erken km lerde bitmediği sürece yok.Sonuçta manuel arabaların da baskı balatası bitiyor.Dsg gibi çift kavramalı şanzımanların da kavramasının bitmesi normal.Tabi 15-20 binde bitmesi normal değil.
 
Yarı kavrama dsg hala yapıyor 2015 model arabamızda.Kavrama konusu ise erken km lerde bitmediği sürece yok.Sonuçta manuel arabaların da baskı balatası bitiyor.Dsg gibi çift kavramalı şanzımanların da kavramasının bitmesi normal.Tabi 15-20 binde bitmesi normal değil.
İşte sorunda burada başlıyor zaten. Ben belki yıllık 10.000 km kullanıyorum aracımı. Garanti bitene kadar oldu 20.000 - 25.000 km. Kullanmaya devam ediyorum diyelim, 5 sene sonra oldu 50.000 - 60.000 km ve DSG gitti. Kimse garanti bitiminden 3 sene sonra iyi niyet garantisi aranmasın. Doğuş ve diğer tüm yetkili satıcılar kavrama fiyatını da alır, işçiliği de alır.

Manuellerde de kavrama bitiyor doğru. Ama garanti sonrası manuellerin baskı balata fiyatları ne kadar? DSG'nin kavramasının değişimi ne kadar? Arada illaki fark vardır.

Buyrun 3 ay öncesine ait güncel bir konu: http://www.passatturkiye.com/sanzim...17-7-ileri-dsg-kavrama-degisimiiyi-niyet.html

Hele içlerinden birinin "bu zamana kadar 5 kere kavrama değiştiren birisi olarak" demesi daha da şaşırtıcı.
 
  • Beğeni
Tepkiler: DuzboruDownpipe
İşte sorunda burada başlıyor zaten. Ben belki yıllık 10.000 km kullanıyorum aracımı. Garanti bitene kadar oldu 20.000 - 25.000 km. Kullanmaya devam ediyorum diyelim, 5 sene sonra oldu 50.000 - 60.000 km ve DSG gitti. Kimse garanti bitiminden 3 sene sonra iyi niyet garantisi aranmasın. Doğuş ve diğer tüm yetkili satıcılar kavrama fiyatını da alır, işçiliği de alır.

Manuellerde de kavrama bitiyor doğru. Ama garanti sonrası manuellerin baskı balata fiyatları ne kadar? DSG'nin kavramasının değişimi ne kadar? Arada illaki fark vardır.

Buyrun 3 ay öncesine ait güncel bir konu: http://www.passatturkiye.com/sanzim...17-7-ileri-dsg-kavrama-degisimiiyi-niyet.html

Hele içlerinden birinin "bu zamana kadar 5 kere kavrama değiştiren birisi olarak" demesi daha da şaşırtıcı.
Golf 6 mız 2010 ağustos çıkışlı 2011 modeldi 2015 yılında iyi niyet garantisine girdi.4.5 yaşında ve 57 bindeydi.Mağdur olan çok var doğru ama mağdur olmayanlar da var.Dsg kavrama değişimi serivisin abidik gubidik fiyatları sağolsun manuel şanzımanın baskı balata masrafının yaklaşık 4 katı.
 
Golf 6 mız 2010 ağustos çıkışlı 2011 modeldi 2015 yılında iyi niyet garantisine girdi.4.5 yaşında ve 57 bindeydi.Mağdur olan çok var doğru ama mağdur olmayanlar da var.Dsg kavrama değişimi serivisin abidik gubidik fiyatları sağolsun manuel şanzımanın baskı balata masrafının yaklaşık 4 katı.
O zaman VAG bir zahmet "Türkiye'de DSG'ye 10 yıl garanti veriyorum" desin, madem değişim yapılıyor. İnsanlara aracı sıfır alırken 2 + 2 yıl diye garanti uzatma olayını hatırlatıp ekstradan 3000 TL kilitlemeyi biliyorlar. Para tuzağı işte başka bir şey değil.
 
  • Beğeni
Tepkiler: DuzboruDownpipe
O zaman VAG bir zahmet "Türkiye'de DSG'ye 10 yıl garanti veriyorum" desin, madem değişim yapılıyor. İnsanlara aracı sıfır alırken 2 + 2 yıl diye garanti uzatma olayını hatırlatıp ekstradan 3000 TL kilitlemeyi biliyorlar. Para tuzağı işte başka bir şey değil.
İyi niyet garantisin işe yaradığını bildiğimiz için şu anki arabamızın garantisini uzatmadık.Vag zaten yurtdışında şanzımana 10 yıl garanti veriyor.Bunu türkiyede uygulamayan doğuştur.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...