-
Foruma kayıt olmak için tıklayın !
BMW E46 Compact 3.16ti
- Konuyu başlatan mete25
- Başlangıç tarihi
Teşekkürler hocam,
Yetersiz ışık koşullarında manevra yaparken dediğiniz gibi çok dikkatli olmak gerekiyor. Ben daha çok AVM otoparklarında park ederken bu dezavantajı yaşıyorum ancak getirilerinin yanında çok can sıkmadığını söyleyebilirim.
Sağolun hocam. Alfredonun derileri hele ki siyah renkse oturmak cesaret ister
Ayırabilecek bütçe varsa yaz koşullarında konfor getirisi bayağı oluyor. Yaptırmayı düşünürseniz uygulamayı güzel yapan bir yerde yaptırmanı öneririm.
Kışlık lastik takımlarına geçtikten sonra disk tornası ile çözemediğimiz direksiyondaki titremeye de el atmak istedim. Bir takım Hella Pagid marka ön diskleri alarak frencime teslim ettim. Değişim sonrasında pedalın da bir seviye yukarı geldiğini hissettim. Şuan gayet memnunum. Dozajlama-tutuş harika, herhangi bir vibrasyon da kalmadı.
PROBLEM!: Bugün yağ çubuğunu kontrol ettiğimde ise seviyenin MIN noktasına çok yaklaştığını fark ettim. Yağ değişimi yaklaşık 4000 km önce yapılmıştı ve seviyesi üst çizgideydi. Araçta herhangi bir yağ akıtma yok. Şimdiye kadar mavi duman hiç görmedim. MAX-MIN arasının yaklaşık 1 litre olduğunu farz edersek korkunç derecede eksilme olduğunu düşünüyorum. Yabancı forumlarda N40 N42 N45 N46 serisinde olası yağ eksiltme sebeplerini biraz araştırdım. Yarın gelecek yağ bakımı için almam gereken 5 Litrelik motor yağından alıp kullanmayacağım kısımdan üzerine ekleyerek eksilmenin derecesini tam olarak gözlemlemeye çalışacağım. (Aracım 4.25 litre yağ alıyor) Sonrasında ise yağ değişimi ile birlikte bu problemin üzerine eğilmeye çalışacağım. Bu noktada tek temennim ise gereksiz masraf yapmadan nokta atışı sorun tespiti ve çözümünü yapabilmek olacak.
Selamlar, buraya da bir güncelleme yapmak istedim.
1) Önceki mesajımda bahsettiğim yağ eksiltme problemi sebebiyle her zaman yağ alışverişimi yaptığım Motul Ankara yetkili satıcısı Aksu madeni yağa giderek tam sentetik 5-40 8100 x-cess yağımdan satın aldım. Daha sonra yaptığım gözlemler sonucu sandığım gibi ciddi bir yağ eksiltme durumunun olmadığını fark ettim. Önceki yağımdan kalan son 100 ml gibi ufak bir miktarı ekleme yaparak bugüne dek kullandım ve herhangi bir eksilme gözlemleyemedim. Sanırım araç birkaç gün yattıktan sonra yaptığım ölçüm sebebiyle böyle bir yanılgıya düştüm. Dolayısıyla şuanda bu konuda herhangi bir işlem yapmaya gerek duymuyorum. Yeni aldığım yağı ise henüz açmadım. Bir sonraki bakım için saklamaktayım.
2) 31 Ekim tarihinde, 2024 yılında gelecek zamlar öncesi son tüvtürk muayenemizi yaptırdık. İstasyondaki görevli muayeneden geçtiğimi ve raporun dijital olarak gönderileceğini söyledi. Bu uygulamayla ilk kez karşılaştım ancak işlemler daha kısa sürmüş olduğundan şikayet edeceğim bir durum söz konusu olmadı. Çok şükür ki araçta herkese yazılan sıradan hafif kusurların dışında bir şey çıkmadı. Yalnızca fren bakımı için son gittiğimde arkadaşın şikayetim olmamasına rağmen el frenime ''ayar'' yapması sonucu ortaya çıkan ve eğimli yolda el frenini çektiğimde hissettiğim %58 lik bir sapma oranıyla muhattap oldum. Acelesi olmadığından arka disklerimi değiştirmek için frencime bir sonraki gidişimde tekrar baktırmak üzere bunu erteleyeceğim.
3) Bir süredir jant-lastik kombinasyonu konusunda forumda da bahsettiğim üzere kafamda bazı planlar vardı. Başta 1 yıl içinde 1 yazlık, 1 kışlık lastik takımı satın alarak ayrı ayrı jantlar ile kullanmayı planlamıştım. Daha sonra 4 mevsim lastikler üzerine biraz araştırma yapınca Continental'in AllSeasonContact modeli dikkatimi çekti ve kış aylarında tekrar jant kapaklı ve polo ebatlı kombinasyona dönmemek istememin de etkisi ile bu masrafın altına girmenin yersiz olduğunu düşünerek, yerine AllSeasonContact almak üzere kışlık lastiklerimi ve çelik jantlarımı satılığa çıkardım.
Aracı mevcutta kullandığım 195/55/16 ebatlı kışlıkları taktıktan sonra canımı sıkan bir sağa çekme durumu ortaya çıkmıştı. Önce rot-balans ayarı için ustama götürdüm. Ustam aracın rot ayarının düzgün olduğunu ve şu haliyle aracın sağa çekmesinin mümkün olmadığını bana anlattı. Zaten rot ayarımızı yaptırmamızın üzerinden henüz 1 yıl dahi geçmemişti. Sonra jantlarımın ikisinin ''11'' ikisinin ise ''5'' damgalı olduğunu ve bunların aynı aks üzerine takılı olmadığı aklıma geldi. Aslında bunu fark ettiğimde jantları tartıp ağırlık farkı olup olmadığını ölçmüştüm. Sıradan ev baskülü üzerinde herhangi bir ağırlık farkı yoktu ama jantların çıkardıkları ses ile alaşımlarının farklı olduğu hissediliyordu. Ancak ağırlıkları ve ölçüleri aynı olan jantların çekme meydana getirebileceğini düşünmemiştim. Aşağıda hangi sembolden bahsettiğimin anlaşılabilmesi için internetten aldığım fotoğrafı ekliyorum.
Yeni lastiklerim ile jantları aynı akslar üzerine dizdikten sonra sağa çekme problemi de ortadan kaybolmuş oldu.
İlk izlenimlerim 195/55/16 ebadındaki kışlık lastiklerden sonra daha sessiz ve konforlu lastikler ile tekrar D segmenti seviyesinde bir sürüşe kavuştuğum yönünde oldu. Çekme belasından da kurtulmakla beraber şuanlık lastiklerden gayet memnun kaldığımı söylebilirim.
1) Önceki mesajımda bahsettiğim yağ eksiltme problemi sebebiyle her zaman yağ alışverişimi yaptığım Motul Ankara yetkili satıcısı Aksu madeni yağa giderek tam sentetik 5-40 8100 x-cess yağımdan satın aldım. Daha sonra yaptığım gözlemler sonucu sandığım gibi ciddi bir yağ eksiltme durumunun olmadığını fark ettim. Önceki yağımdan kalan son 100 ml gibi ufak bir miktarı ekleme yaparak bugüne dek kullandım ve herhangi bir eksilme gözlemleyemedim. Sanırım araç birkaç gün yattıktan sonra yaptığım ölçüm sebebiyle böyle bir yanılgıya düştüm. Dolayısıyla şuanda bu konuda herhangi bir işlem yapmaya gerek duymuyorum. Yeni aldığım yağı ise henüz açmadım. Bir sonraki bakım için saklamaktayım.
2) 31 Ekim tarihinde, 2024 yılında gelecek zamlar öncesi son tüvtürk muayenemizi yaptırdık. İstasyondaki görevli muayeneden geçtiğimi ve raporun dijital olarak gönderileceğini söyledi. Bu uygulamayla ilk kez karşılaştım ancak işlemler daha kısa sürmüş olduğundan şikayet edeceğim bir durum söz konusu olmadı. Çok şükür ki araçta herkese yazılan sıradan hafif kusurların dışında bir şey çıkmadı. Yalnızca fren bakımı için son gittiğimde arkadaşın şikayetim olmamasına rağmen el frenime ''ayar'' yapması sonucu ortaya çıkan ve eğimli yolda el frenini çektiğimde hissettiğim %58 lik bir sapma oranıyla muhattap oldum. Acelesi olmadığından arka disklerimi değiştirmek için frencime bir sonraki gidişimde tekrar baktırmak üzere bunu erteleyeceğim.
3) Bir süredir jant-lastik kombinasyonu konusunda forumda da bahsettiğim üzere kafamda bazı planlar vardı. Başta 1 yıl içinde 1 yazlık, 1 kışlık lastik takımı satın alarak ayrı ayrı jantlar ile kullanmayı planlamıştım. Daha sonra 4 mevsim lastikler üzerine biraz araştırma yapınca Continental'in AllSeasonContact modeli dikkatimi çekti ve kış aylarında tekrar jant kapaklı ve polo ebatlı kombinasyona dönmemek istememin de etkisi ile bu masrafın altına girmenin yersiz olduğunu düşünerek, yerine AllSeasonContact almak üzere kışlık lastiklerimi ve çelik jantlarımı satılığa çıkardım.
Aracı mevcutta kullandığım 195/55/16 ebatlı kışlıkları taktıktan sonra canımı sıkan bir sağa çekme durumu ortaya çıkmıştı. Önce rot-balans ayarı için ustama götürdüm. Ustam aracın rot ayarının düzgün olduğunu ve şu haliyle aracın sağa çekmesinin mümkün olmadığını bana anlattı. Zaten rot ayarımızı yaptırmamızın üzerinden henüz 1 yıl dahi geçmemişti. Sonra jantlarımın ikisinin ''11'' ikisinin ise ''5'' damgalı olduğunu ve bunların aynı aks üzerine takılı olmadığı aklıma geldi. Aslında bunu fark ettiğimde jantları tartıp ağırlık farkı olup olmadığını ölçmüştüm. Sıradan ev baskülü üzerinde herhangi bir ağırlık farkı yoktu ama jantların çıkardıkları ses ile alaşımlarının farklı olduğu hissediliyordu. Ancak ağırlıkları ve ölçüleri aynı olan jantların çekme meydana getirebileceğini düşünmemiştim. Aşağıda hangi sembolden bahsettiğimin anlaşılabilmesi için internetten aldığım fotoğrafı ekliyorum.
Yeni lastiklerim ile jantları aynı akslar üzerine dizdikten sonra sağa çekme problemi de ortadan kaybolmuş oldu.
İlk izlenimlerim 195/55/16 ebadındaki kışlık lastiklerden sonra daha sessiz ve konforlu lastikler ile tekrar D segmenti seviyesinde bir sürüşe kavuştuğum yönünde oldu. Çekme belasından da kurtulmakla beraber şuanlık lastiklerden gayet memnun kaldığımı söylebilirim.
Son birkaç gündür Ankara'da etkili olan soğuklarla birlikte ıslak zeminde lastiklerin tutunma limitini öğrenebilmek ve buna göre güvenli sürüş yapabilmek için zaman zaman direksiyona ani komutlar veriyorum. Şuana kadar lastiklerin tutunma performansından gayet memnun kaldığımı söyleyebilirim.
Son 1 ayda yapılanlardan bahsedeyim;
Ön z rotlarımın üst körükleri açılmıştı. Herhangi bir tıkırtı sesi vermemesine rağmen bir takım Delphi marka z rot siparişi verip bir kenara koymuştum. Kış öncesi 140.000 kilometre itibariyle Motul X-cess 8100 5-w40, Mann yağ filtresi ile birlikte ön z rotlarımızı da değiştirmiş olduk.
Arka disklerden zaman zaman gelen kesik kesik ötme sesi vardı. Garajımda aracı ittiğimde de araç rahat bir şekilde ilerlemiyordu. Dolayısıyla arka diskleri de Ferodo marka diskler ile yenilemek istedim. Bu esnada %58 lik el freni sapmasını da aradan çıkarmayı hedefliyordum.
Yeni disklerimizi araca taktıktan sonra ses ve garajda rahat ilerlememe durumu halen devam ediyordu. Bunun sebebinin el freni ayarının doğru şekilde yapılmamasından kaynaklandığını fark ettim. Sağ arka disk diğerine göre daha fazla ısınmıştı. Sağ arka tekeri sökerek el freni ayarını tekrar yaptım. Şuanda araç ötme yapmadan ve kendini frenlemeden rahatça akıyor. Hiçbir tecrübem olmamasına rağmen sapma konusunda da tek seferde %30 un altına indiğimi düşünüyorum
Son bakımlarla birlikte kısa vadede araç için planladığım başkaca bir bakım kalmadığından kafam rahat bir şekilde gezebiliyorum.
Bir de son zamanlarda aracımın gençler arasında bayağı bir ilgi odağı olduğunu fark ettim. Birkaç seferdir aracın etrafında fırıl fırıl dönen ve hangi BMW ye baktıklarını çözmeye çalışan liselilerle karşılaşıyorum. Eli yüzü nispeten düzgün bir Compact'ın, benim diyen araçlardan daha çok ilgi odağı olması ister istemez benim de hoşuma gidiyor
Son 1 ayda yapılanlardan bahsedeyim;
Ön z rotlarımın üst körükleri açılmıştı. Herhangi bir tıkırtı sesi vermemesine rağmen bir takım Delphi marka z rot siparişi verip bir kenara koymuştum. Kış öncesi 140.000 kilometre itibariyle Motul X-cess 8100 5-w40, Mann yağ filtresi ile birlikte ön z rotlarımızı da değiştirmiş olduk.
Arka disklerden zaman zaman gelen kesik kesik ötme sesi vardı. Garajımda aracı ittiğimde de araç rahat bir şekilde ilerlemiyordu. Dolayısıyla arka diskleri de Ferodo marka diskler ile yenilemek istedim. Bu esnada %58 lik el freni sapmasını da aradan çıkarmayı hedefliyordum.
Yeni disklerimizi araca taktıktan sonra ses ve garajda rahat ilerlememe durumu halen devam ediyordu. Bunun sebebinin el freni ayarının doğru şekilde yapılmamasından kaynaklandığını fark ettim. Sağ arka disk diğerine göre daha fazla ısınmıştı. Sağ arka tekeri sökerek el freni ayarını tekrar yaptım. Şuanda araç ötme yapmadan ve kendini frenlemeden rahatça akıyor. Hiçbir tecrübem olmamasına rağmen sapma konusunda da tek seferde %30 un altına indiğimi düşünüyorum
Son bakımlarla birlikte kısa vadede araç için planladığım başkaca bir bakım kalmadığından kafam rahat bir şekilde gezebiliyorum.
Bir de son zamanlarda aracımın gençler arasında bayağı bir ilgi odağı olduğunu fark ettim. Birkaç seferdir aracın etrafında fırıl fırıl dönen ve hangi BMW ye baktıklarını çözmeye çalışan liselilerle karşılaşıyorum. Eli yüzü nispeten düzgün bir Compact'ın, benim diyen araçlardan daha çok ilgi odağı olması ister istemez benim de hoşuma gidiyor
Eğimsiz olduğunu düşündüğüm bir yolda aracın 3. viteste yürüyüşünü kayda aldım. Konu başlığını takip eden arkadaşlara motorun performansı hakkında fikir vermesi açısından paylaşmak istedim.
Tam bir ağırbaşlı premium paketmiş. Araba gazlanmak istemiyor, ısrarla beni sakin kullan diyor :d Bu tavırları sürekli aksi için inatlaştığım kendi aracımdan biliyorum.
Ama kesinlikle çok dikkat çekici. Benim hoşuma giden nadir BMW'lerden.
selamlar,
uzun zamandır derli toplu gördüğüm ilk compact oldu,halen içimdedir şu makineler geçen yıl 320ci coupe almıştım ama ağırlık dengesi yanlış hatırlamıyosam compactların 50-50 konuyu takipteyim maşallah
uzun zamandır derli toplu gördüğüm ilk compact oldu,halen içimdedir şu makineler geçen yıl 320ci coupe almıştım ama ağırlık dengesi yanlış hatırlamıyosam compactların 50-50 konuyu takipteyim maşallah
Araç boştayken dahi devirlenmeyi pek sevmiyor.Tam bir ağırbaşlı premium paketmiş. Araba gazlanmak istemiyor, ısrarla beni sakin kullan diyor :d Bu tavırları sürekli aksi için inatlaştığım kendi aracımdan biliyorum.
Ama kesinlikle çok dikkat çekici. Benim hoşuma giden nadir BMW'lerden.
Ancak bir 1.6 atmosferik standartlarında bir makine olduğunu söyleyebilirim. Dahası değil. Bununla birlikte kısa vites oranları sayesinde bir tık daha performanslı hissettirebiliyor. Ben zaten genelde sakin kullanım yaptığımdan genelde beni tatmin edebiliyor. Mümkün mü bilmiyorum ama zahmetsizce uyuyorsa ilerki yıllarda rektefiye vakti geldiğinde belki rektefiye yerine n42b20 318ti motoru düşünülebilir.Selamlar, Compact'ların pist üzerinde Sedanlara göre daha dengeli olduğunu ben de birkaç kişiden duymuştum. Coupe için de aynı durum geçerli olabilir. Yalnız Coupe versiyonun estetiğini de çok beğeniyorum. Bunun yanında Coupelerin temiz örneklerinin piyasası da bir hayli yüksek.
Geçenlerde e46 compact facebook grubundan bir arkadaşın aracını almadan önce araştırma esnasında bu konu başlığını okuduğunu tesadüfen öğrendim. Bu araç hakkında internet üzerinde de Türkçe pek inceleme bulunmadığından bu aracı araştıranlara rehberlik etmek adına burayı olabildiğince devam ettirmeye çalışıyor olacağım.
Son düzenleme:
coupemi çok sevmiştim style 72 jantlı,orient blue renkliydi,eli ayağını toplamıştım otomatik şanzıman arızasını revizyondan sonra yine yaşayınca soğuyup lifte satmıştım,manuelede kesip biçme olacağını için içime sinmemişti,tam 1.5 yıl oldu vereli ama o kadar kaliteli,o kadar dikkat çeken bir daha araç alacağımı bu piyasada sanmıyorum,ders oldu bi daha alırsam manuel bulur alırım kesinlikle döneminin zf şanzımanı illaki sorunlar çıkartıyor,sonrasında alfa 147 aldım 46daki tadı onda alamadım madem italyana döndük en azından ses duyalım dedim 5 silindir hgt aldım 3.ye
E46 gruplarında ben de sıklıkla otomatik şanzıman problemleriyle alakalı konulara rastlıyorum. Almayı düşünenlere de manuel öneriyorlar genel olarak. Anladığım kadarıyla o dönemin otomatik şanzımanlarında genel bir problem var ya da dilinden anlayacak usta bulmakta sıkıntı çekiliyor.coupemi çok sevmiştim style 72 jantlı,orient blue renkliydi,eli ayağını toplamıştım otomatik şanzıman arızasını revizyondan sonra yine yaşayınca soğuyup lifte satmıştım,manuelede kesip biçme olacağını için içime sinmemişti,tam 1.5 yıl oldu vereli ama o kadar kaliteli,o kadar dikkat çeken bir daha araç alacağımı bu piyasada sanmıyorum,ders oldu bi daha alırsam manuel bulur alırım kesinlikle döneminin zf şanzımanı illaki sorunlar çıkartıyor,sonrasında alfa 147 aldım 46daki tadı onda alamadım madem italyana döndük en azından ses duyalım dedim 5 silindir hgt aldım 3.ye
Hgt'yi daha önce birkan demir çalışkan'ın kanalında izlemiştim. Onun yaşattığı hissiyatlar da ayrı bir dünyadır muhtemelen
147'den daha keyifli hgt,otomatik için usta bulması dert onuda geçtim aşırı maliyet çıkıyor revizyon işi şu dönemdeE46 gruplarında ben de sıklıkla otomatik şanzıman problemleriyle alakalı konulara rastlıyorum. Almayı düşünenlere de manuel öneriyorlar genel olarak. Anladığım kadarıyla o dönemin otomatik şanzımanlarında genel bir problem var ya da dilinden anlayacak usta bulmakta sıkıntı çekiliyor.
Hgt'yi daha önce birkan demir çalışkan'ın kanalında izlemiştim. Onun yaşattığı hissiyatlar da ayrı bir dünyadır muhtemelen
Geçenlerde vites körüğünün hakkından gelmiştim. Aracın eski sahibinin çektiği before fotoğrafını da bulduğuma göre foruma aktarma vakti geldiğini düşündüm.
Aracı ilk aldığımda üzerinde fabrikasyon vites körüğü bulunuyordu. Ancak körük üzerinde özellikle yolcu tarafından bakıldığında dikkat çeken yırtılmalar mevcuttu. Zamanında bu derimsi malzemeye koruyucu bir uygulama yapılmadığından körük kurumuş, sertleşmiş ve yırtılmıştı.
Bir süre bu şekilde kullandıktan sonra gittiğim bir parçacının vitrininde bulunan körük dikkatimi çekti ve bulmuşken kendim uygulamak üzere satın aldım. Yeni aldığım malzeme her ne kadar hoşuma gitse de yerine oturması gereken çerçeve kısmının kalıbı istediğim gibi oturmuyor, bir miktar boşluk kalıyordu. Biraz daha zorladığımda ise çerçeve ne yazık ki elimde kaldı. Eski körüğün sağlam olan çerçevesini temizleyerek yeni körüğe geçirdim ve yerine oturttum. Çerçeve orijinal olduğundan öncekine göre yerine çok daha güzel oturdu. Normalde körüğü vites topuzundan geçirmek için ise topuzun sökülmesi gerekiyordu. Ancak sonradan takılan vites topuzunu yerinden oynatmayı başaramadım. Çok zorlamak da istemedim. Bunun yerine körüğün dikiş yerlerini topuzdan geçirmeye yetecek kadar 2 noktadan gevşettim. Körüğü yerine geçirip istediğim gibi ayarladıktan sonra arkadaşım buraları eskisi gibi tekrar dikti. Ortaya çıkan sonuç orijinale yakın olduğundan benim içime sindi. Bunun yanı sıra işin içine kendi el emeğimizin de girmesi ayrıca değer kattı. Aşağıda eski ve yeni halinin fotoğrafları mevcut.
Başka bir vitrinde orijinal görünüme sahip vites topuzuna denk gelirsem araçla alakası olmayan şu M zırvalı topuzdan da kurtulmak istiyorum. Piyasada genelde bendeki üründen mevcut. İnternetten sipariş vermeyi çok istemiyorum. Zaten çok da rahatsız olmuyorum. O yüzden denk gelmesi lazım almam için.
Ek olarak uzun zaman sonra bugün ilk kez vakit bulabildiğim yıkama terapisinden bir fotoğraf ekliyorum. Lastik parlatıcının eksikliği kendini belli ediyor. Lastiğe zararı olmayan güzel bir ürün araştırıp alacağım.
Aracı ilk aldığımda üzerinde fabrikasyon vites körüğü bulunuyordu. Ancak körük üzerinde özellikle yolcu tarafından bakıldığında dikkat çeken yırtılmalar mevcuttu. Zamanında bu derimsi malzemeye koruyucu bir uygulama yapılmadığından körük kurumuş, sertleşmiş ve yırtılmıştı.
Bir süre bu şekilde kullandıktan sonra gittiğim bir parçacının vitrininde bulunan körük dikkatimi çekti ve bulmuşken kendim uygulamak üzere satın aldım. Yeni aldığım malzeme her ne kadar hoşuma gitse de yerine oturması gereken çerçeve kısmının kalıbı istediğim gibi oturmuyor, bir miktar boşluk kalıyordu. Biraz daha zorladığımda ise çerçeve ne yazık ki elimde kaldı. Eski körüğün sağlam olan çerçevesini temizleyerek yeni körüğe geçirdim ve yerine oturttum. Çerçeve orijinal olduğundan öncekine göre yerine çok daha güzel oturdu. Normalde körüğü vites topuzundan geçirmek için ise topuzun sökülmesi gerekiyordu. Ancak sonradan takılan vites topuzunu yerinden oynatmayı başaramadım. Çok zorlamak da istemedim. Bunun yerine körüğün dikiş yerlerini topuzdan geçirmeye yetecek kadar 2 noktadan gevşettim. Körüğü yerine geçirip istediğim gibi ayarladıktan sonra arkadaşım buraları eskisi gibi tekrar dikti. Ortaya çıkan sonuç orijinale yakın olduğundan benim içime sindi. Bunun yanı sıra işin içine kendi el emeğimizin de girmesi ayrıca değer kattı. Aşağıda eski ve yeni halinin fotoğrafları mevcut.
Başka bir vitrinde orijinal görünüme sahip vites topuzuna denk gelirsem araçla alakası olmayan şu M zırvalı topuzdan da kurtulmak istiyorum. Piyasada genelde bendeki üründen mevcut. İnternetten sipariş vermeyi çok istemiyorum. Zaten çok da rahatsız olmuyorum. O yüzden denk gelmesi lazım almam için.
Ek olarak uzun zaman sonra bugün ilk kez vakit bulabildiğim yıkama terapisinden bir fotoğraf ekliyorum. Lastik parlatıcının eksikliği kendini belli ediyor. Lastiğe zararı olmayan güzel bir ürün araştırıp alacağım.
Daha çok paket olarak birbirini tamamlamasını hedefliyorum. Direksiyonum standartken diğer parçalarında da bütünüyle standart olması beni daha mutlu edecektir. Aksi halde tümüyle girişmem gerekli.
Teşekkür ederim hocam. Elimizden geldiğince düzgün yapmaya çalıştık. Sonuç bizi de tatmin etti.
Araçta oluşması muhtemel çürükleri önlemek amacıyla arka çamurluk içlerinde biriken pislikleri eldiven+fırça yardımıyla olabildiğince temizledim. Ön çamurluk içlerinde çamurun girebileceği bir yer görünmediğinden önlere müdahale etmedim.
Özellikle aracı 10-15 yaşının üstünde olan herkesin bu noktaları kontrol ederek kaportanın sağlığını koruyabileceğini hatırlatmak istedim. Islak sürüşler sonrası bu alanların uzunca zaman ıslak kalmasının paslanmaya sebebiyet verebildiğinden temiz tutulmasının faydalı olabileceğini düşünüyorum.