Warm Hatch | Alfa Romeo MiTo

Vize vakti geldi. 2 sene once yasadigim sorunlardan sonra bu kez sifir risk politikasi izledim. Vizede rahatca gecmek icin, oncesinde arabanin mumkun oldugunca dikkat cekmemesi adina oem'e donus adina yaptigim degisiklikler:
  • Acik hava filtresini komple sokup, oem filtre ve kazanini taktim.
  • Coilleri mumkun olan en yuksek seviyeye getirdim.
  • Meth kitin pompa, depo ve nozzle'ini soktum.
  • Arka viraj demirini soktum
  • Arka kule gergisini soktum
  • Surucu koltugundaki, sadece pist gunlerinde kullandigim 4 nokta kemeri soktum
  • Mbc ve onu kontrol eden selonoid valfi soktum.
  • Oct ve tum baglantilarini sokup, yerine oem karter havalandirmayi taktim.

Muayene oncesi oem kaput alti ve leylek spek suspansiyon:




Muayene sabahi aku de numara yapti, neyse ki araba zor da olsa calisti. 2 yil 3 ayda bozulan Bosch akü yerine bu sefer yigit akuyu tercih ettim, daha dogrusu ustam onu tavsiye etti, taktim gectim.

Muayeneyi de 1 kerede sorunsuz sekilde gectim. Sonrasinda arabayi eski haline getirme ve istanbul park oncesi genel bakimlari yapmak adina 2 gun boyunca Tanir Oto'da kamp kurdum. Liqui Moly 10-60 racetech ve ceratec seklinde yagimizi tazeledik.

Fren hidroligimi de her zaman yaptigim gibi iki pist gunu sonrasi Motul dot 5.1 ile degistirdim. Ancak değişimden sonra pedalda tuhaflik olustu. Sadece 1 km lik ev - Tanir Oto arasindaki yolda bile fren pedali devamli ustte tutarken, arada pedal yariya kadar dusuyordu. Hava kalmis olabilir diye 3 kez hava aldik ama nafile. Son karar fren merkezi bozulduğu seklinde oldu. Onu da orijinalindeki gibi Bosch marka olarak yeniledik, fren hidroligini de ustune Motul dot 5.1 olarak tekrar yeniledik.

Asil zurnanin zirt dedigi yer ise, daha once de defalarca yazistigimiz yag sogutucu ve termostati. Hafta icinde Delare yag termostati, rakolar, adaptorler ve 150C'ye kadar dayanikli hortumlar gelmisti.

Delare termostatimiz ve An10 adaptorlarini takarken:


2 gun boyunca su sekil arabanin altindan cikamadim:


İsin sonunda yag sogutucu setup'imiz su sekilde guncellenmis oldu. Yag sogutucu hava yonlendirmesini daha basit ve verimli olan eski haline getirdim. Yani daha once radyator onune pleksiden yapip taktigim kazani sokup attim. Termostat ile yagin filtre sonrasi cikis borulari oldukca kisa. Sonrasinda da yag sogutucuya giden hortumlar 20-30cm kadar. Yani yag basincinin olumsuz etkilenmemesi icin hala oldukca kisa boru mesafesi kullanmayi sagladik.


2 gunun sonunda kaput alti eski haline donup, her sey olmasi gerektigi hale geri geldi.


Bunca is sonrasinda sanayinin pisliğini atmak icin ilk is bir yikamaciya gittim tabi:


Aksamina kisa bir test surusune ciktim, her hangi bir kacak yoktu. Dun de baya bir km yaptim sehir icinde, cok sukur sıkıntı olmadi. Yag sicakligi cok daha kolay yukseliyor artik. Ancak sakin kullanimda, sehirler arasi sabit 90-100 km ile seyahat ederken yag sicakligi hala 67C civarinda kaliyor. Azicik gazlayinca termostatim tam acma sicakligi olan 80'e gelip, orada cakili kaliyor. Simdilik sonuctan memnunum yani, cok soguklar gelmeden bu isi de bitirmis olduk.
 
Abi emeklerine sağlık. Senin konuyu okumak bir keyif.

Yiğit Akü'yü Serçe'de kullanıyorum. Forum ahalisine feedback olsun diye belirteyim. 2 yılı yeni geçti hala çok memnunum. Bide benim araçta şartel var. Geçen gün ölçüm yaptık hala sıfır akü gibi güzel değerler verebiliyor. Tabi aracın pek fazla elektronik donanımının olmaması da fark ediyor olabilir :D
 
  • Beğeni
Tepkiler: bt ve stan
Abi emeklerine sağlık. Senin konuyu okumak bir keyif.

Yiğit Akü'yü Serçe'de kullanıyorum. Forum ahalisine feedback olsun diye belirteyim. 2 yılı yeni geçti hala çok memnunum. Bide benim araçta şartel var. Geçen gün ölçüm yaptık hala sıfır akü gibi güzel değerler verebiliyor. Tabi aracın pek fazla elektronik donanımının olmaması da fark ediyor olabilir :D
Çok teşekkürler Oğuzhan.

Yiğit Akü'nün şu ana kadar en çok sevdiğim kısmı, rengi oldu :D Malum benim kaput altında daha çok kırmızı tonlar mevcut. Bosch'un masmavi gövdesi gereksiz göz tırmalıyordu. Onun dışında şimdilik teknik bir yorumum yok :)

Hatta şöyle bir anımı paylaşayım. Geçenlerde bir Alman firmasında çalışan Alman ve İtalyan müşterilerimizi konuk ettik. Akşam yemeği esnasında hoş beş yaparken, arabanın fotolarını gösterip, bak ben de Alfa kullanıyorum falan dedim. ama eleman kaput altı fotosunda Bosch aküyü görünce "What is this" falan deyip, b*kladı. Ben de cevap olrak, sen de Alman firmasında çalışıyorsun sayın İtalyan dedim :p
 
Son düzenleme:
Bol kırmızı bayraklı bir pist gününde tanıdık simalarla karşılaştık :D

Şansınıza yağış, zemin, zortlayanlar derken verimsiz 2 seans oldu sanırım abi :D Ama Maşallah'ı var MiTo piste yakışıyor🧿

IMG_20221126_172608_604.jpg
 

Ekli dosyalar

  • IMG_20221126_204219_616.jpg
    IMG_20221126_204219_616.jpg
    280.3 KB · Görüntüleme: 0
  • IMG_20221126_204158_235.jpg
    IMG_20221126_204158_235.jpg
    239.8 KB · Görüntüleme: 0
  • IMG_20221126_204142_290.jpg
    IMG_20221126_204142_290.jpg
    579.4 KB · Görüntüleme: 0
  • IMG_20221126_204121_672.jpg
    IMG_20221126_204121_672.jpg
    319.8 KB · Görüntüleme: 0
Bol kırmızı bayraklı bir pist gününde tanıdık simalarla karşılaştık :D

Şansınıza yağış, zemin, zortlayanlar derken verimsiz 2 seans oldu sanırım abi :D Ama Maşallah'ı var MiTo piste yakışıyor🧿

Ekli dosyayı görüntüle 40935
Foto icin cok teşekkürler bro. Keske gun icinde selam verseydin, sohbet etseydik.

Muthis bir gundu. C ve D seanslarina ciktim.

C nin hemen oncesinde yagmur vardi ve ben de pasimi atmak icin temkinliydim. D'de sure yaparim derken bolca kirmizi ve akabinde bolca trafik ile ugrastim. O sebeple hic hizli tur gelmedi ama cok cok keyifliydi.

Videolari da bir kac gune paylasirim.
 
  • Beğeni
Tepkiler: RYAN7R ve Bedirhan
5 yil sonra ilk kez İstanbul Park' a halk gunu icin gittim. Cumartesi gunu C & D seansina ciktim. Hava yagisli ve İzmir'den cikip geldigim icin gunluk kullandigim Goodyear asym 5 lastikler ile, arac full takili, bagaj dolu ve iki kisi seklinde piste ciktim, surucu bahanelerim bu kadar :)

İlk seansta kirmizi bayrak cikmadigindan asiri trafige kalmadim. İlk hizli turum Murat Abi ve Serdar'in i20n'lerinin hemen arkasinda basladim, cizgi takibi icin bu bir sans idi. Tur icinde Seat Leon Cupra ve BMW i8'e yol verdigimden tur sonralarina dogru onlarin takibini kaybettim. Kaldi ki tur sonunda leon ya motor ya da turbo yedi ve inanilmaz bir duman icinde kaldik. Leon kendini pote hizlica atabildiginden kirmizi bayrak cikmadi. İlgili tur:

İlk seansta lastik basinclari, arabanin genel kondisyonu, benim elimin alismasi falan derken, baska hizli tur atamadim, ara ara virajlari tek tek kastim. Buna orneklerden birisi 8. viraj. 7 oncesindeki duzlukte onume gecip, turumu yiyen bir Golf 8 R ile 8. viraj icindeki guzel yakinlasmamiz:

İkinci seansimda artik elim alisti, lastik basinclarini da dogru ayarladim, pist biraz daha kurudu deyip, en az bir hizli tur atarim umidi ile piste ciktim. Ancak seans icinde 2 kez kirmizi sallandi. Bu sebeple her bir startta tekrar tekrar trafikte kaldim, trafikten her kirtuldugumda ya kirmizi cikti ya da seansin sonuna geldik. Bu seansta da yine 8. virajda bir RX8 ile yakinlastim ama bu sefer son anda cizgimi kacirip, apex ustunde arabayi toplamaya calismamak adina arabayi direkt kacis alanina attim:

Hic hizli tur atamasam da, muthis keyifli bir gundu. Sonucta bu bir halk gunu, seans icinde 40 kisi var, o sebeple oncelik kendimi ve arabami kollamak idi, hizli tur ikinci planda idi.

Denk getirirsem, baharda bir open pit yapmak isterim, cunku bu pist, bunu hak ediyor.
 
Senenin son pist gününü dün Ülkü Park'ta yağmur altında gerçekleştirdik.

2 haftadır hava tahminlerini yakından takip ediyorduk, bari aralıklı yağmur olsun ümidindeydik, o sebeple Nankang AR-1 lastiklerimi takıp da piste gitmiştim. Ancak bol ıslak ve kaygan bir zeminde turlar atabildik. En iyi turum ancan 1:34:2xx olarak geldi. Eğer günlük kullandığım Goodyear Asym 5 lastiklerle gitseydim en az 5 saniye daha iyi bir süre gelirdi diye tahmin ediyorum ama böyle de çok keyifliydi. Ve bu haliyle bile 150-250hp grubundan gün üçüncüsü oldum, genel klasmanda da 4. Egem ve Bambi virajlarında kafadan kaymayı kontrol etmek için hep el frenine davrandım. Benim adıma günün en hızlı turu:

[video=youtube_share;FtZJyt7DKlQ]
 
Arabanın kozmetik ihtiyaçlarına biraz odaklandım yıl başı itibari ile. Hatırlayan vardır, geçen yıl başı farları söküp, içini açıp, kloroform ile temizlemiştim. Hatta far içini füme rengine de boyamıştım. Doğrusu ilk anda tatmin etmişti ama, sonradan özellikle farın iç tarafındaki işçilik hatalarım çok gözüme batmaya başlamıştı. Bir de artık farın çoğu yerinde kılcal çatlaklar vardı. Sonuçta 2010'dan beri bu farlar aracın üstünde, geliyordu gelmekte olan.

Ben tabi yine iyimserliğimi üstümden atmayıp, söker temizlerim kafası ile polisaj makinesi bile aldım Aralık ayı içinde. Yıl başı günü tamponu söküp, farları ısı tabancası ile açma işine başladım. Ancak her iki farda da, geçen seneki açma işleminden kalan küçük çatlaklar iyicene yürüdü ve farlar kullanılamaz hale geldi. Durum böyle olunca, pazartesi günü soluğu 3. sanayide alıp, bildiğim Alfa Parçacılarını dolaştım. Depo marka farları tanesi 1900TL'den buldum ve siparişi geçtim, ertesi gün farlar teslim edildi. Malesef piyasada içi kendinden füme far bulamadık, yeni farı almışken de açıp hiç etmeyelim diye, o topa girmedim.

eski ve yeni far yan yana koyunca, eskinin "sal beni artık" çığlıklarını net duyuyorsunuz.


Sadece far değil, vernikleri atan yoncalar, artık boyası akan jant göbeklerini de orijinali şeklinde sıfır olarak tedarik ettim.


Dün mahallede, kapı önü modifiyeciliği şeklinde tamponu tekrar indirip, farları montajladım. İlk anda farlar çalışıyor mu diye kontrol ederken:


Bilen bilir, MiTo'nun ön tamponu tam olarak yerine oturtmak biraz dertlidir. Saatlerce uğraşıp, eskisinden daha güzel şekilde tamponu oturttum, kenarlarda yine orijinal bıraket yerine biraz Dyson kullandım. Sonrasında da sanayide far ayarı yaptırdım.


Bu sabah işe gelirken biraz geç kaldım, o sebeple hava biraz aydınlıktı, gece performansını net deneyimleyemedim yani. Ama dün akşam mahallede olduğu yerde farları yakınca yeri göğü aydınlatıyordu.

Bu sabah iş yerinde araba yıkandıktan sonra bir fotosunu çektim. Telefonum sağolsun, muhteşem bir foto olmadı ama yeni temiz farlar arabayı gerçekten gençleştirdi. Füme renk olmamasına rağmen içime baya sindi.


Kozmetik olarak sırada, tampon, ayna kapağı ve marşpiyerdeki siyah detayların temizlik boyası ve ek olarak kaputun boyanması ve pasta cila işlemi var sırada. Özellikle kaputta çok çılgın vernik atığı var, beyaz olduğundan direkt göze çarpmasa da, rahatsız ediyor beni.

Ek olarak sanayiye gitmişken bir set buji (seti 940TL olmuş), Valeo marka ön disk aldım, kenarıya koydum. Daha önce Limit Parts'a sipariş verip de 4 ayda gelmeyen EBC Bluestuff balataları da kendilerine tekrar sordum, stoğunuzda ise alayım dedim. Stokta dediler, dün ödemesini yaptım, bugün teslim alacağım. İzmir pistimiz kapandı ama baharda illa bir İstanbu Park yaparız. O sebeple şimdiden tedariğimi yapayım istedim.
 
Son zamanlarda polislerin modifiye konusundaki hassasiyetinden ötürü artık kaput altında minimum dikkat çekecek malzemeler kullanmaya çalışıyorum. Bunlardan birisi, kaputu açtığınızda göze net şekilde çarpan açık hava filtresi. Hatırlayanlar vardır, zaten güzel bir cold air intake'i yıllar önce yapmıştım ve sorunsuz kullanıyorum. Bu air intake'in üst kısmı kaput ile öpüşüyordu. ancak tabi kaput açılınca her şey ben buradayım diye bağırıyordu. O sebeple sök takı kolay olan bir üst kapak el yordamı ile tasarlayıp, 1,5mm'lik sacı giyotinde kesip, işkencede ufak tefek formlar verdim. Dikkat çekmemesi için de mat bir renge boyadım.

Mevcutta kullandığım hava filtre kazanı ve yeni yaptığım üst kapak, zımparalanmış ve boyaya hazır şekildeler:


Boya yaparken:


Sonrasında montaj resimleri:




Kaput atında dikkat çeken diğer hususlar oct'nin parlak metal kılıflı hortumları. Onlar için mat siyah hortumlar ve fitting'leri sipariş ettim. Bu hafta son kalemler de teslim olur, hafta sonu montajlarım diye düşünüyorum.

Bunun yanı sıra, fotosunu çekmedim ama turbonun yağ geri dönüşüm hattı çok hoş durumda değildi. Contası da ufak ufak terlemeye başlamıştı. Onu da yeniledim, metal conta da taktım. Ek olarak o hortum manifolda yakın geçtiğinden biraz fazla ısıya maruz kalıyor. Aliex'ten ona güzel bir ısı koruma kılıfı sipariş ettim, onu da üzerine geçirdim. Bu sefer gerçekten evladiyelik oldu diyabilirim yani.

Son bombamız ise akslardaki titreme. Yaklaşık 6 ay önce iki aksı da tamir ettirmiştim, sıfır aks bulamadığımızdan. Bu sefer daha detaylı araştırma yaptım, yine yok malesef. Ama İtalya'dan getirtecek iki farklı kaynak buldum. Alfa yedek'e siparişi verdim, 25 gün tearik süresi dendi, bu hafta 20. gün dolacak. Biraz tuzlu oldu ama inş değecek. O esnada beni idare etmesi için mevcut aksları yine tamir ettirdim ve geri taktım. Tamir öncesi halinden çok daha iyi durumda ama hala titreme ufaktan var. Yani sıfır aksları sipariş etmekten kaçmak mümkün değildi.
 
Sevgili arkadaslar,

Fark etmissinizdir, yag sicakligi konusuna takigim. Ozellikle İzmir pistinin kapatilmasi dan sonra, tek cagre olarak İstanbul park kalmisken, arabalar icin ciddi zorlayici olan F1 pisti icin max seviyede hazir olmak istiyorum. Serin havalarda bir sorun yasayacagimi sanmiyorum ama sicak havada isler yine degisebilir. Bu sebeple, i20N'lerin büyük yağ karterinden feyz alarak çözüm arayışlarına geçtim.

Pistimiz acilmasa da kendime verdigim sozu tuttum ve gectigimiz hafta is seyahati icin İtalya'ya gitmisken Prometeo'nun buyuk yag karterinden siparis ettim, yanina bir de Ferodo ds3000 balata ekledim. Seyahatteyken otelde paketi ilk acis fotom:


Evde hem EBC bluestuff hem de Ferodo ds3000 balatadan bir set var. Yine sifir oem disk ve Motul RBF700 hidrolikler de kenarda hazir bekliyor. Bir pist gunu haberi gelirse, bunlari hemen takip, kosa kosa gidecegim.

Gelelim bugune, daha dun aksamdan ceyizi kapi agzina hazir ettim.


İlk is olarak oem karteri soktuk. 3.3 lt yag alan oem karter ile 4.8lt yag alan prometeo karter yan yana:
Not: Soktugumuz karterin ici de tertemiz cikti cok sukur, nazar degmesin spek.


Her seyi toplayip, egzoza da kartere yakin bolgelerde cam yunu sardiktan sonraki etek alti fotomuz:
 
Fren sogutma hortumu konusunda gecmiste bir calisma yapmistim. İntercooler'in iki yanindan baslayan borular, davlumbaz icine tekerlege diklemesine girip orada kaliyorlardi. Yani frene dogru bir yonlendirme yoktu, o sebeple super efektif degillerdi.

İntercooler yanindan baslayan giris su sekildeydi, bugun yine ayni sekilde kaldi bu detay:


İceride mevcut boruyu kisaltip, ona turuncu renkli 45mm capli esnek ve metal spiral ile guclendirilmis kumas fren sogutma hortumunu ekledim. Borular motor kisminin icinde kenardan rotalanip, salincak uzerinden frenlere dogru uzandi. Ve tabi vazgecilmezimiz olan sonsuz sayida cirt kelepce ile hortumlarin sabitlemesini yaptim.

Yakin cekim Sag taraf:


Yakin cekim Sol taraf:


Biraz daha genis aci ile hortumlarin goruntusu:




Alt korumayi takinca cok daha temiz bir goruntu oldu tabi:




Son olarak onden gorunum eskisi gibi yine:

Yukaridaki postu hatirlayanlar olacaktir. Yaklasik 2 yil once bu sekilde fren sogutma hortumlari cekmistim. Ancak hortum ucunu direkt diske kadar getirmedigimden, sogurma verimliliginden supheliydim.

Bir de youtube'da Misha Charoudin'in bir videosunda Apex'in ring'te kiraladigi araclarda soguk havayi direkt diske verince disk omrunun iki katina ciktigi i duyunca, yine aksiyona gectim.

İlk is olarak oem disk koruma saclarindan bir set aldim. Bunlarda 48mm capinda bilezikler kaynattim ki, hava hirtumu u ustune baglayabileyim.

Oem disk koruma saclari ustune bilezikler kaynatilmis, taze foto:


Kaliper ve diski sokunce, sicakliga dayanikli mat sprey boya ile boyadigim yuzuklu disk koruma saclarini montajladim.


Son olarak da hortumlari cektim ve kelepce ile disk koruma sacina bagladim.
Diskin arkadan one bakacak sekilde fotosu:


Diskin onden arkaya bakacak sekilde foto:


Yag karterinin contasinin tamamen kurumasi icin arabayi dukkanda biraktim. Yarin sabah gidip yagini doldurup deneme surusune cikacagim. Ama su hali ile on tekerler havada iken bolca direksiyonu sag sol yaptim. Havalandirma hortumlari gerekli sekilde cok guzel esnediler. Ama gercek hayatta dayanimi ne olur, yasayip gorecegiz.
 
Cumartesi günü sabah 9'dan aksam 6'ya kadar arabanin altindan cikamadigim icin deli gibi yorulmusum. Uzun zamandir calismayan bilimim kasim deli gibi agridigindan, aksam duzgun uyuyamadim. O sebeple Pazar sabah erkenden uyanip, saat 7'de dukkanda solugu aldim. Liquimoly yagimdan yaklasik 4.6lt koyup, marsa bastim. Arabayi iyicene isittim. Sagina soluna ustune altina iyicene baktim, cok sukur akan, damlayan bir sey yoktu.

Cumartesi yine kisliklari cikarip, yazliklari takmistim, onlarin da basinclarini kontrol edip ayarladim.

Sabahin korunde Tanir Oto pozu:



Sonrasinda yola cikip, az biraz gazladim, yine her sey stabil ve temizdi.
 
Abi mükemmelsin! Yağ karteri upgrade i hiç duymamıştım. DS3000, bayılacaksın, baya iyiler, bi daha ebc aldırmayacak sana ama ds3000 ile gündelik gezemezsin, sesten kafayı yedirtir. RBF700 için yorumlarını merak ediyorum. Fren soğutma işi gerçekten çok önemli, mükemmel iş çıkmış, eline sağlık.
 
  • Beğeni
Tepkiler: OguzhanC ve stan
Abi mükemmelsin! Yağ karteri upgrade i hiç duymamıştım. DS3000, bayılacaksın, baya iyiler, bi daha ebc aldırmayacak sana ama ds3000 ile gündelik gezemezsin, sesten kafayı yedirtir. RBF700 için yorumlarını merak ediyorum. Fren soğutma işi gerçekten çok önemli, mükemmel iş çıkmış, eline sağlık.
Çok sağol brocum güzel dileklerin için.

Tjet'in yağ haznesi küçücük olduğundan, en azından İtalya'da ciddi şekilde yüklenen fiat grubu araçlarda oldukça yaygın bir geliştirme aslında.

DS3000 ve ses konusunu söyleyen çok oldu. Zaten ekonomik kullanım için pist gününde lastiklerle beraber balatayı da değiştiriyorum.

RBF700'ü ben de merak ediyorum. Daha önce 2 pist gününde bir yenilemek şartı ile Motul dot 5.1 kullanıyordum. Çok sık hidrolik değiştirmekten fren master silindirini bozduğumdan, daha uzun ömürlü dayanacak (uzundan kastım, 6 ayda bir değiştirmeye razıyım) bir şey almak istedim. Deneyip göreceğiz.
 
Eveeeeettt, bitmeyen sanayi cumartesilerinden birisini daha paylasiyorum:

Yaklasik 1 ay once aklarin sorunlu oldugunu, italya'dan orijinal akslar icin siparis verdigimi yazmistim. Yine ayni gun, mevcut akslari tamir ettirip, bu 1 aylik surede hafif titremeli olsa da idare etmesini umit etmistim.

Tabii ki, umit ettigim sey olmadi. Titresim dedigim olay, carsamba sabah vitesi 5'ten 4'e cektigim anda hafif gaza yuklenmem ile gelen anlik bir "tak" sesi ve inanilmaz bir calkantiya dondu. Hemen parcalari getiren alfa yedek ile gorusup, siparis verdigim ve İtalya'dan gelen aks setinin durumunu tekrar gorustum. İc kafalar stokta idi, dis akslar ise hala yolda idi. Ayni gun tofastan dis akslarin en az 2 hafta daha vakit alacagina dair teyit alinca, yan sanayi dis kafalar ve stoklarina gelen ic kafalari gondermelerini istedim. Alfa yedek ekibi, uymayabilecegine dair uyardi, zaten fis akslarin olasi uymama durumunda iade icin de sozlestik. Bu arada yoldaki oarcalarin da siparisini iptal etmedim, zaten iptal kabul etmiyorlar. Her turlu gelsin, kenarda dursun modundayim.

Buna paralel olarak, tjet mito sahibi bir arkadasim 1.6 multijet linea aksini kendi arabasina taktigini, omrunun biraz kisa olmasi disinda bir aorun olmadigini bahsetti. Benzer yorumu, farkli sanzimana sahip olmasina ragmen qv sahibi arkadasimdan da duydugum icin, bu ihtimali de bir kenara koydum.

Bu sabah oncelikle arabayi yine sehpaya alip, akslari soktuk.
Sonrasinda sokulenler ile gelenlere bakinca, istavrozlarin pakete dahil olmadigini gorunce, bir yutkundum. Cunku o carsamba sabahi tak eden sey, tam olarak sag aksin ic kismindaki istavrozmus, kendisi soyle idi:


Telefonda alfa yedekten direkt Sercan ile konustum, bende eksik olarak yorumladigim istavrozlarin dis kafalarla beraber gelecegini teyitleyince, yapacak bir sey yok deyip, 2 hafta sonra hepsini bekliyorum deyip telefonu kapattik.

Artik olasi tek cozum line aksi idi. MGA 70818 kodu ile hemen karsimdaki parcacida sag aks komple olarak bulduk. Ayni aks orijinal hali 8000₺ kusur iken, bu arkadas sadece 1400₺ idi. Arabayi yatirmak istemedigimden, aldim MGA aksi. Arac ustunde detayli bakinca, sadece ic tarafta kalan uzun kolda yaklasik 3mm lik bir boy farki oldugunu gorduk. Aksin zaten ice disa oynama payi yaklasik 20mm oldugundan, kusursuz taktik.

Gunu kurtaran MGA marka Linea aksi:


Omru uzun olmayacak, biliyorum. O sebeple orijinal akslar yolda olmasi guven veriyor. Hatta yoldaki takim sag ve sol seklinde. Ama bugun test surusu e cikinca anladim ki, sol aksta hic bir sorun yokmus aslinda. Rot ayarindan sonra pamuk gibi oldu araba.

Ek olarak sol aks kecesinde hafif kacak vardi. Onu da degistirdim. Sanziman opel sanzimani oldugundan, keceyi de astra kecesi diye arayip bulduk. Yani arabamiz cok kozmopolit, her markadanin bir tuzu var cok sukur. Tabi sanziman yagini da bosalttigimiz icin 75-90 seklinde komsuda Castrol olarak buldum, onu da yeniledik.



Bir de oct borularimda terlemeler vardi, tum AN fittingler ve borulari yenilemek icin siparis etmistim, 4 haftadir kenarda duruyorlardi. Tum bu isler yapilirken arada onlari da taktim, bu is de tertemiz oldu. Yeni oct baglantilarim icin buyurunuz:


Bunlar da cope giden eski karter havalandirma hortumlarim:


Haftaya bir istanbul yapacagim, ins sorunsuz kullanmak nasip olur, en azindan bir sure.
 
Eveeeeettt, bitmeyen sanayi cumartesilerinden birisini daha paylasiyorum:

Yaklasik 1 ay once aklarin sorunlu oldugunu, italya'dan orijinal akslar icin siparis verdigimi yazmistim. Yine ayni gun, mevcut akslari tamir ettirip, bu 1 aylik surede hafif titremeli olsa da idare etmesini umit etmistim.

Tabii ki, umit ettigim sey olmadi. Titresim dedigim olay, carsamba sabah vitesi 5'ten 4'e cektigim anda hafif gaza yuklenmem ile gelen anlik bir "tak" sesi ve inanilmaz bir calkantiya dondu. Hemen parcalari getiren alfa yedek ile gorusup, siparis verdigim ve İtalya'dan gelen aks setinin durumunu tekrar gorustum. İc kafalar stokta idi, dis akslar ise hala yolda idi. Ayni gun tofastan dis akslarin en az 2 hafta daha vakit alacagina dair teyit alinca, yan sanayi dis kafalar ve stoklarina gelen ic kafalari gondermelerini istedim. Alfa yedek ekibi, uymayabilecegine dair uyardi, zaten fis akslarin olasi uymama durumunda iade icin de sozlestik. Bu arada yoldaki oarcalarin da siparisini iptal etmedim, zaten iptal kabul etmiyorlar. Her turlu gelsin, kenarda dursun modundayim.

Buna paralel olarak, tjet mito sahibi bir arkadasim 1.6 multijet linea aksini kendi arabasina taktigini, omrunun biraz kisa olmasi disinda bir aorun olmadigini bahsetti. Benzer yorumu, farkli sanzimana sahip olmasina ragmen qv sahibi arkadasimdan da duydugum icin, bu ihtimali de bir kenara koydum.

Bu sabah oncelikle arabayi yine sehpaya alip, akslari soktuk.
Sonrasinda sokulenler ile gelenlere bakinca, istavrozlarin pakete dahil olmadigini gorunce, bir yutkundum. Cunku o carsamba sabahi tak eden sey, tam olarak sag aksin ic kismindaki istavrozmus, kendisi soyle idi:


Telefonda alfa yedekten direkt Sercan ile konustum, bende eksik olarak yorumladigim istavrozlarin dis kafalarla beraber gelecegini teyitleyince, yapacak bir sey yok deyip, 2 hafta sonra hepsini bekliyorum deyip telefonu kapattik.

Artik olasi tek cozum line aksi idi. MGA 70818 kodu ile hemen karsimdaki parcacida sag aks komple olarak bulduk. Ayni aks orijinal hali 8000₺ kusur iken, bu arkadas sadece 1400₺ idi. Arabayi yatirmak istemedigimden, aldim MGA aksi. Arac ustunde detayli bakinca, sadece ic tarafta kalan uzun kolda yaklasik 3mm lik bir boy farki oldugunu gorduk. Aksin zaten ice disa oynama payi yaklasik 20mm oldugundan, kusursuz taktik.

Gunu kurtaran MGA marka Linea aksi:


Omru uzun olmayacak, biliyorum. O sebeple orijinal akslar yolda olmasi guven veriyor. Hatta yoldaki takim sag ve sol seklinde. Ama bugun test surusu e cikinca anladim ki, sol aksta hic bir sorun yokmus aslinda. Rot ayarindan sonra pamuk gibi oldu araba.

Ek olarak sol aks kecesinde hafif kacak vardi. Onu da degistirdim. Sanziman opel sanzimani oldugundan, keceyi de astra kecesi diye arayip bulduk. Yani arabamiz cok kozmopolit, her markadanin bir tuzu var cok sukur. Tabi sanziman yagini da bosalttigimiz icin 75-90 seklinde komsuda Castrol olarak buldum, onu da yeniledik.



Bir de oct borularimda terlemeler vardi, tum AN fittingler ve borulari yenilemek icin siparis etmistim, 4 haftadir kenarda duruyorlardi. Tum bu isler yapilirken arada onlari da taktim, bu is de tertemiz oldu. Yeni oct baglantilarim icin buyurunuz:


Bunlar da cope giden eski karter havalandirma hortumlarim:


Haftaya bir istanbul yapacagim, ins sorunsuz kullanmak nasip olur, en azindan bir sure.
Fiat-GM ortaklığının ekmeğini Opel de çok yiyor ya :d
Benim direksiyon kutusunun da linea ile uyumlu olma ihtimali yüksek. Zira 9.8 m olması gereken dönüş çapım şu anda 13-14 m filan :D . Ama sonuçta senin de yaşadığın üzere hayat kurtarıyor :D
Güle güle kullan.
Bu arada, Linea aksının çok kısa ömürlü olacağını düşünmüyorum. Sonuçta orada da 280Nm civarı tork çekiyor.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Bedirhan ve stan