Warm Hatch | Alfa Romeo MiTo

Hayırlı olsun abi, gerçekten gümrük delirtiyor adamı, octiye aldık biz de yay spor amortisör, baya uğraştık, lastikleri yine Ar1 almışsın :) cup 2 deneyimleseydin bide
Cup2'ye elim gitmez, gidemez :D

AR1'i ilk etapta çok beğenmemiştim. Ama çalıştığı basınç aralığını çözünce ve dayanımını görünce oldukça beğendim. Senden aldıklarım 60 turdan fazla atmışımdır pistte, hala en az yarı ömrü var onların da. O sebeple aynı ebattan bulmuşken 4 adet daha aldım.
 
2022'ye hızlı girdik.

1 Ocak sabahı itibari ile yazlığa geçip, kapı önü modifik işlerimize başladık. Öncelik olarak farları söküp, açıp, temizlemek ve boyamak hedefimdi.

Farları sökmek için tüm italyan mühendisleremize selam olsun diyerek, tampona kadar arabayı sökmek gerekiyor. Kapı önünde 2 gün byunca MiTo şu şekilde durdu. Sokaktan gelen geçenler "napıyor bu deli" bakışı atıyor. Bana artık alışmış olan yakın konu komşu ise, yaklaşıp, "kolay gelsim oğlum" modunda sohbete giriyordu:


Farı açma prosedürü ile ilgili foto çekmemişim. Ama ilk başta karton kutu içine farı koyup, saç kurutma makinesi ile ısıtmayı denedim ama pek etkili olmadı. Durum böyle olunca, hanıma saç kurutma makinesini verdi. Kendisi lokal şekilde farın silikonlarını ısıtıp, ben de eş zamanlı şekilde düz tornavida ile ufak ufak farı kanırtarak açtım. yaklaşık 2-3 saat sonunda iki far da sökülmüş oldu.

Farları 600-1200-2000 zımpara ile içten ve dıştan zımparalayıp, en son Kraftech ile farları parlattım.




Zımpara işini elimle yaptığımdan bir kaç kez tekrarlamam gerekti. Eğer farlarınıza geçmişte fazla vernik bastıysanız, zımpara için daha kalın ve makine kullanımını da tercih edebilirsiniz.

Bir de far içindeki açık renk plastik kısmı da antrasit griye boyadım.


Farı en son dyson ile topladığımda görüntü buydu. Farlar tam anlamıyla sıfır gibi olmadı doğrusu ama eski haline göre gündüz ile gece kadar fark var. Kraftech'i beğendim yani.


Tampon ve farları takınca görüntü:


Bir de sağ kaliperin boyası çok kötü durumdaydı. Zamanında ilk boyadığım kaliper buydu, o sebeple acemi hataları çok yapmıştım. Bunu tekrar boyamak için önce boya sökücü ile eski boyayım aldım, akabinde de zımpara ile yüzeyi iyicene temizledim.


Sonrasında maskelemeyi yapıp motip kaliper boyası ile 3 kat boyadım.


Alfa sticker'ı ile de final yaptık:


Gün sonunda araç yere indiğinde görüntü. Evet hala coiller en yüksekte ve tampona ince ayar çekmeden topladım, çünkü devamında daha büyük şeyler olacak.


Gece de far parlaklığı şu şekilde oldu.
 
1-2 Ocak far işiyle geçti. 3 Ocak Pazartesi sabahı ise Tanır Oto'ya arabayı soktuk ve uzun zamandır aklımda olan rektifiye işi için süreci başlattık.

Aralık 2016'da 68.XXX km'de aldığım MiTo, bugün 219.XXX km'ye geldi. GT1446 turbo setup'ını da 140.XXX km'de yapmıştım. Bu süre boyunca da pistlerde yüzlerce tur attım, LPG ile günlük kullandım vesaire vesaire. Sonuç olarak aslında aracın performansında hissedilir bir düşüş yoktu ama 1000km'de yaklaşık 300 ml kadar yag yakar / eksiltir hale gelmişti. Pek çoklarının 5-10 bin km'de bilinçsizce yazılım yapıp, bilinçsizce gazlamaktan piston erittirdiği T-jet motorumuzu, 219.XXX km'de keyfe keder yenileyeyim istedim :cool:

Parçaları Ekim ayında toplamaya başlamıştım. Piston ve segman setini Nüral piston ve Goetze segman şeklinde orijinalin bir üst ölçüsünde aldım. Bu noktada dolar fırlamasının öncesi olmasının da faydası var ama Fiat grubunun bir parçası olmasının maddi olarak çok büyük avantajını gördüm. Dolar 8,5TL iken piston segman setini sadece 1300TL'ye aldım. Başka bir marka grubu olsa bu fiyata conta alamazsınız, teşekkürler AlFiat :D
Nüral pistonumuz:


Motor setup'ında yaptığım tek ve bence çok önemli değişiklik ise kalın conta kullanımı oldu. 500 Abarth'larda oem olarak kullanılan kalın contayı yurt dışından tedarik ettim. Bu conta ile, motor rektifiye olup piston çapı artmasına rağmen sıkıştırma yaklaşık olarak 9.5'e düşüyor. Kalın contamız:




Bir gün önce taktığım tampon tekrar sökülüyor, yetmiyor, motoru almak için ön kısım komple sökülüyor:




Baba motor yok:


Motor dışarıda ve dağıtılmaya başlanıyor. Özellikle egzoz manifold saplamarının oradan çok yağ terlemesi olmuş, her yer leş gibi.


Üst kapak açıldığında pistonların görüntüsü kötü değil. Ama parmağınızı silindir duvarına sürünce, silindir yuvasının üzst kenarında konikleşmenin başladığını hissediyorsunuz.


Motor söküldükten sonra 2 gün boyunca MiTo dükkanda bu şekilde yattı.


Üst kapak belki hatırlayan vardır, yaklaşık 40 bin km önce değiştirmiştik. Bugün de kapak oldukça temiz çıktı, bunu kapkçı da ölçü ile doğruladı. Sadece garanti olsun diye subab lastikleri değişti.

Alt tarafta ise, piston, segman yataklar, termostat, tüm contalar değişti. Yine bir kaç termostat hortumu ve tüm kalorifer hortumlarını yeniledik.

Motor rektifiyeden geldiğinde toplamaya başladık.


Kalın contanın motor üstünde görüntüsü.


Motor araç üstüne atıldı.


Motorun etrafındaki diğer parçalar da toplanıyor.


Ön kısım da yerine takılıyor.


Buraya kadar olan kısım cumartesi günü aslında tamamlanmış ve araç çıkmaya hazırdı. Ama arabayı olduğu yerde çalıştırıp, genel olarak her hangi bir kaçak var mı diye baktığımızda krank keçesinden yağ kaçırdığını gördük. Aynı gün 3 farklı conta denedik, hepsi de kaçırınca, arabayı çıkarmadık ve günü noktaladık.

Bu pazartesi itibari ile ise bir beyaz yakalı olan ben artık ofisime geri dönüp, kulağım babamdan gelecek telefondaydı. Babam kaçak olan kısmı iyicene zımparalayıp, oraya koyduğı keçeyi de biraz modifik edip takınca, kaçağı engellemiş. Dün akşam itibari ile de arabayı teslim aldım.

Tabi tam olarak 1 hafta sanayinin soğuğunda duran mito leşş gibi olmuştu. Bir de babam OCT ve cold air intake bağlantılarını çok uğraşmak istemeyip bana paslamıştı. Durum böyle olunca akşam 8'de, hava yaklaşık 9-10C iken, self yıkaması olan yakınlardaki bir Shell'e gidip, önce iki kez köpükleyip yıkadım. Sonra da OCT ve cold air intake bağlantılarını yine benzinliğin bir kenarında yaptım.





Sonunda ise bu güzel poz ile günü noktalayıp, kısa bir deneme sürüşüne çıktım.


An itibari ile motor yapıldıktan sonra sadece 56 km oldu. Rodajımı 1500 km'ye kadar devam edeceğim. Bu esnada arabayısakin sakin kullanacağım tabi. Akabinde bir coil ayarı ile pistte güzel denemeler olacak inş.
 
Kaç parça arttı 😃 kaputta milim yer yoktu, kesin bir sürü parça artmıştır 😬
.
İtalyan dediğin yağ eksiltir aslında. Rektifiye etmesen şanı yürürdü =)) yine de ellerinize sağlık :)
 
Yeni motor sonrasi yaklasik 1500km'lik rodajimizi, ilk 500 kmsi cok sakin, ikinci 500km si 3500 devir gibi, son kismi da ara ara 4000 devir gibi cevirerek tamamladim. Cok sukur 1500 km icerisinde sifir yag eksiltme olup, oct'de sadece karamel renkli su birikti. Motoru yapmadan once bu kadar mesafede en az 0,5lt yag eksiltmesi olurdu.

Geçtiğimiz cumartesi gunu Tanir Oto'ya gecip, yagimizi Liqui Moly 5-50 + ceratec seklinde yeniledim.
Bir de asagidaki fotoda gozuken turbo hortumunun tepe kismindaki turboya oturan tarafinda ufaktan yirtilma baslamisti. Hortum 3 parcadan olusuyor ama sagolsun Fiat bunu tek kod ile yedek parca olarak tanimlamis ve kol.gibi de fiyatı var. Durum boyle olunca sadece yirtik olan hortumun hemen hemen aynisini aliex'ten orgulu silikon olarak siparis ettim, 2 haftada sadece 150₺'ye geldi. İlgili parcanin orijinal linkini birakiyorum. Fotoda dikkatli bakarsaniz yeni ve eski parcalar yan yana gozukuyor. Montaj sonrasi foto cekmemisim ama, kusura bakmayin.
ALFA ROMEO MITO 1.4 TJET TURBO 120KM 155KM Turbo Intercooler Hose Pipe 51877271 | eBay


Ve neredeyse 1 aydir leylek gibi dolaştığım Bilstein B14'lerin de yuksekligini ayarladim sonunda. Arkayi da onu da yaklasik yari ayarina getirdim. Onler icin sadece arabayi sehpaya almam yetti. Bolca wd40 surup, kendi anahtari ile koluma kuvvet diyip yuksekligi ayarladim.


Arkalarda yay ile amortisor ayri oldugundan ayar bilezigine ulasmak icin tekerlekleri sokmek gerekti. Yine calismak icin alan dar oldugu icin biraz yordu arkalari ayarlamak. Yine tam orta noktaya ayarlayip biraktim.


Son durumda on bekledigimden fazla dustu, arka da yeterli seviye diyelim:


Rodajdan oturu cok performansli sekilde Viraj neredeyse hic yapamadim. O sebeple coillerin viraj performansini hala cok yorumlayamiyorum ama hizli virajlarda az yatiyor gibi hissettiriyor. Subat ayinda piste cikinca gorecegiz ins.

Pazar günü yag degisiminden sonra menemen bornova yaptim. Motor sonrasi ilk kez 6000 devire kadar cikardim. Tabi bunu yaparken logu acip, tatli tatli kademeli olarak yaptim. En guzel ve bence onemli detay aracin avans kismiyor olusu. Kalin conta ise yaramis gibi. Gidisi de sanki biraz daha iyilesmis gibi geldi arabanin. Gerci havanin soguk olmasinin da gidis hissiyati da faydasi buyuk. Bir iki hafta daha boyle ara ara tatli gazlama yapip, pist surusune tam anlamiyla hazir hale getiririm diye umit ediyorum.

Pazartesi günü de MOSB'daki elektrik kesintisinden ötürü evdeydim. Cumartesi günü yetiştiremediğim bujileri de değiştirdim. Daha once hep 350 kusura gelen NGK iridyum ikr9j8 kodlu bujiler, bugun toptan fiyati 600₺ ye geldi, merhaba yeni Turkiye.

Sonrasında arabayi guzelce yikatip, temiz bir fotosunu cektim, buyurunuz.
 
20 Şubat için pist günü yapmayı hesap ederken, bir anda İzmir Ülkü Park Pisti'nin bu hafta kapatılacağı bilgisi geldi. Buna istinaden, belki de son fırsat diye apar topar yakın çevremiz dahilinde 6 Şubat'ta bir pist günü düzenledik.

Pistin kapanmaması için hala ufak bir umudumuz var ama her şey bu hafta sonuna kadar belli olacak gibi duruyor, biz konumuza dönelim.

Cumartesi günü hızlı bir şekilde Nankang AR-1 semislick'lerimin takılı olduğu çok kollu jantlarımı MiTo'ya taktım. bu esnada önler için yedek diye tuttuğum sıfır EBC yellowstuff balatalarımı da taktım. Coil yüksekliğini de arka da en düşük seviyeye, önde ise en düşüğün sadece 1 cm üstüne ayarladım.

İlk iş otobana çıkıp yüksek hızda bir kaç üstü üste frenden sonra bolca sabit hızda soğutma sürüşü ile balataların rodajını yaptım. Akabinde kendimi vurdum Çukurköy dağ yollarına.

Bilen bilir, CVfilms'in pek çok videsunu çektiği tam bir California canyon özelliğindedir Çukurköy yolu. Pistteki kadar yarınlar yokmuş gibi olmasa da güzel bir test sürüşünü yaptım orada. Sürüş sonrasında bir kaç güzel foto:







Sürüşün sonunda ısınmış, tertemiz AR-1'lerin görüntüsü:


Tabi asıl aksiyon pazar günü pistte idi. Toplam 4 seans MiTo ile çıkma planım vardı. Daha ilk seansımın ikinci hızlı turunda, geçmişteki en hızlı tur zamanımı 0.01 geliştirdim, ki yavaş olduğumu hissediyordum. İlgili 1:16:650 döndüğüm turun videosu:
[video=youtube_share;bE3nVzVk5Iw]
Bir sonraki turda tam 1:15:XXX'ler gelir derken, son virajda lastikler fazla ısınıp, fren noktasında bolca kayıyorum ve sağ tekerler yol dışında. Akabinde aracı 2 tur boyunca soğutup, sakince pite geldim. En ufak sorun yoktu çok şükür. Sadece sağ ön tekerin diğer tekerleklere göre çok daha fazla ısındığını fark edip, basınçları tekrar ayarladım. Pist dışına çıktığım o muhteşem an:
[video=youtube_share;dlyBsnUpEHg]

İkinci seansta hava yaklaşık 7C kadar ısındı, sanırım bu yüzden genel olarak tur süreleri düştü, ben de tüm turlarımda 1:17 döndüm. Bu seanstan pist üstündeki iki MiTo'nun birbirlerine centilmence yol vermelerini paylaşayım.
[video=youtube_share;ARqhCv_W7pA]

Videonun bitiş anına denk gelen saniyelerde fotoğrafçı arkadaş şu müthiş pozu yakalamış:


3. seansımda ise işler malesef ters gitti. Güzel güzel gazlarken, dikiz aynamda olası en kötü felaket senaryolarından olan beyaz dumanı gördüm. Tabi o an ilk akla gelen motoru yedik oluyor. Ama arabanın sesinde, gidişinde hiç sorun yoktu. Arabayı yarım tur kadar soğutup hemen pite aldım. Duman da kesildi. Pitin ilerisindeki geniş alanda bolca çember çizerek arabayı iyicene soğuttum. Sonra korku dolu şekilde kaputu açtığımda ise rahatladım. Çünkü turbo yağ geri dönüş borusunun çatlayıp, oradan manifolda yağ damladığını ve o bolca beyaz dumana bunun sebep olduğunu anladım. Bu durum günün MiTo için günün bittiğinin habercisi idi ama çok basit bir çözümü olduğundan korku senaryosu ortadan kalktı.
Bu seans esnasında da arkadaşımın dışarıdan çektiği videoyu paylaşayım. videonun sonlarında, çok uzakta olduğumdan belli belirsiz beyaz duman gözüküyor gibi.
[video=youtube_share;Dl4w9TUpyPY]

Gün sonunda hava sıcaklığı tekrar düştüğü için MiTo ile çıksaydım, 1:15:XXX hedefimi yakalayacağıma inanıyordum ama nasip olmadı. Böyle olunca da gün sonunda Ülkü Park'ın TPŞ'de yarıştırdığı Corsa OPC ile ilk kez bir seans da olsa çıktım. Onunla da 1:15:051 yaptım. Malesef kameramın pili bittiğinden bu seansın videosu yok. Zaten MiTo ile ortak şasiye sahip olan Corsa'ya alışmam kolay oldu. Ama corsa'nın LSD'si çok daha agresif çalışıyormuş, tadı damağımda kaldı desem yeridir.

Böylelikle günü 250hp altı binek araç ve Corsa OPC yarış aracı kategorilerinin ikisinde de ikincilik ile tamamladım.


MiTo pazartesi günü gerekli tamirattan geçip, tekrar sahalara geri dönü bu arada.

Hala pistin kapanma ihtimaline inanmak istemiyorum ama durum gerçekten ciddi.
 
20 Şubat için pist günü yapmayı hesap ederken, bir anda İzmir Ülkü Park Pisti'nin bu hafta kapatılacağı bilgisi geldi. Buna istinaden, belki de son fırsat diye apar topar yakın çevremiz dahilinde 6 Şubat'ta bir pist günü düzenledik.

Pistin kapanmaması için hala ufak bir umudumuz var ama her şey bu hafta sonuna kadar belli olacak gibi duruyor, biz konumuza dönelim.

Cumartesi günü hızlı bir şekilde Nankang AR-1 semislick'lerimin takılı olduğu çok kollu jantlarımı MiTo'ya taktım. bu esnada önler için yedek diye tuttuğum sıfır EBC yellowstuff balatalarımı da taktım. Coil yüksekliğini de arka da en düşük seviyeye, önde ise en düşüğün sadece 1 cm üstüne ayarladım.

İlk iş otobana çıkıp yüksek hızda bir kaç üstü üste frenden sonra bolca sabit hızda soğutma sürüşü ile balataların rodajını yaptım. Akabinde kendimi vurdum Çukurköy dağ yollarına.

Bilen bilir, CVfilms'in pek çok videsunu çektiği tam bir California canyon özelliğindedir Çukurköy yolu. Pistteki kadar yarınlar yokmuş gibi olmasa da güzel bir test sürüşünü yaptım orada. Sürüş sonrasında bir kaç güzel foto:







Sürüşün sonunda ısınmış, tertemiz AR-1'lerin görüntüsü:


Tabi asıl aksiyon pazar günü pistte idi. Toplam 4 seans MiTo ile çıkma planım vardı. Daha ilk seansımın ikinci hızlı turunda, geçmişteki en hızlı tur zamanımı 0.01 geliştirdim, ki yavaş olduğumu hissediyordum. İlgili 1:16:650 döndüğüm turun videosu:
[video=youtube_share;bE3nVzVk5Iw]
Bir sonraki turda tam 1:15:XXX'ler gelir derken, son virajda lastikler fazla ısınıp, fren noktasında bolca kayıyorum ve sağ tekerler yol dışında. Akabinde aracı 2 tur boyunca soğutup, sakince pite geldim. En ufak sorun yoktu çok şükür. Sadece sağ ön tekerin diğer tekerleklere göre çok daha fazla ısındığını fark edip, basınçları tekrar ayarladım. Pist dışına çıktığım o muhteşem an:
[video=youtube_share;dlyBsnUpEHg]

İkinci seansta hava yaklaşık 7C kadar ısındı, sanırım bu yüzden genel olarak tur süreleri düştü, ben de tüm turlarımda 1:17 döndüm. Bu seanstan pist üstündeki iki MiTo'nun birbirlerine centilmence yol vermelerini paylaşayım.
[video=youtube_share;ARqhCv_W7pA]

Videonun bitiş anına denk gelen saniyelerde fotoğrafçı arkadaş şu müthiş pozu yakalamış:


3. seansımda ise işler malesef ters gitti. Güzel güzel gazlarken, dikiz aynamda olası en kötü felaket senaryolarından olan beyaz dumanı gördüm. Tabi o an ilk akla gelen motoru yedik oluyor. Ama arabanın sesinde, gidişinde hiç sorun yoktu. Arabayı yarım tur kadar soğutup hemen pite aldım. Duman da kesildi. Pitin ilerisindeki geniş alanda bolca çember çizerek arabayı iyicene soğuttum. Sonra korku dolu şekilde kaputu açtığımda ise rahatladım. Çünkü turbo yağ geri dönüş borusunun çatlayıp, oradan manifolda yağ damladığını ve o bolca beyaz dumana bunun sebep olduğunu anladım. Bu durum günün MiTo için günün bittiğinin habercisi idi ama çok basit bir çözümü olduğundan korku senaryosu ortadan kalktı.
Bu seans esnasında da arkadaşımın dışarıdan çektiği videoyu paylaşayım. videonun sonlarında, çok uzakta olduğumdan belli belirsiz beyaz duman gözüküyor gibi.
[video=youtube_share;Dl4w9TUpyPY]

Gün sonunda hava sıcaklığı tekrar düştüğü için MiTo ile çıksaydım, 1:15:XXX hedefimi yakalayacağıma inanıyordum ama nasip olmadı. Böyle olunca da gün sonunda Ülkü Park'ın TPŞ'de yarıştırdığı Corsa OPC ile ilk kez bir seans da olsa çıktım. Onunla da 1:15:051 yaptım. Malesef kameramın pili bittiğinden bu seansın videosu yok. Zaten MiTo ile ortak şasiye sahip olan Corsa'ya alışmam kolay oldu. Ama corsa'nın LSD'si çok daha agresif çalışıyormuş, tadı damağımda kaldı desem yeridir.

Böylelikle günü 250hp altı binek araç ve Corsa OPC yarış aracı kategorilerinin ikisinde de ikincilik ile tamamladım.


MiTo pazartesi günü gerekli tamirattan geçip, tekrar sahalara geri dönü bu arada.

Hala pistin kapanma ihtimaline inanmak istemiyorum ama durum gerçekten ciddi.

Geçen pazar bende Instagramda arkadaşların storylerde piste gittiklerini görünce bir anlam verememiştim, çünkü pist günü duyurusu falan hiç görmemiştim geçen hafta, meğersem sebebi buymuş üzüldüm baya.
 
  • Beğeni
Tepkiler: stan
İzmir pistinin 1 senelik kurtuluşu resmiyete kavuştuktan sonra ilk pist günümüzü 5 Mart Cumartesi günü yaptık. Hava aralıklı yağmurluydu. Özellikle sabah ve akşam üstü seanslarında pist asfaltı çamurlu gibi ıslaktı. Tabiri caiz ise, jilet gibi kaygan bir yüzeyde gazladık. Tam ıslak yüzeyde en iyi süreyi S3 ve yol lastiği ile @utkunoa 1:28 ile yaptı. Sanırım aynı koşullarda en hızlı ikinci süre bana ait ve o da 1:32:xx ve Nankang AR-1 semi slick lastikler ile.

Islak seanstaki bol yanlamalı anlarımdan bir kaç derleme videosu:

Rainy Track Day with AR-1 Semi Slicks - YouTube

Hava kurumaya yakınken bir seans daha çıktım öülen gibi ama hem tutuş muhteşem değildi, hem de ben fren noktalarında biraz temkinli davrandım. O sebeple en iyi sürem 1:19:2xx oldu.

Bunlar da o günden bir kaç güzel foto:

dgkl2oj.jpg


qlokml0.jpg


gjc464m.jpg


1mlklgw.jpg
 
10 Nisan Pazar günü yine pistteydik. Öncelikle o güne ait best time'ım olan 1:17:4xx'lik turun videosunu bırakayım.
Alfa MiTo @Ülkü Park 10.04.2022 - YouTube

Tur süresi beni tatmin etmedi. Her ne kadar aracın yol tutuşu ve düzlük performansını oldukça beğensem de, frenlemede bir türlü gerekli özgüveni yakalayamadım. Özellikle videoda ilk virajda çok erken fren yaptığım belli oluyor. Bu noktada şuçu kendimde arıyorum ama artık yaşlanmaya başlamış yelow stuff balataların da tazeyken verdiği frenleme kuvvetini veremediği de düşünmüyor değilim. Balataların sanki biraz yanmış olmasından şüpheleniyorum.

Ön düzen ayarı olarak kamber -2.2 ve 0.10 toe out ile çıktım. Direksiyon hissiyatı ve viraj içinde eforsuzca yönlenme hissiyatı çok tatmin ediciydi.

Süspansiyon karşılaştırması için iki foto kolajı koyacağım. İlk kolaj benzer virajlarda aynı gün fotoğraflanmış referans bir MiTo vs benim Mito
  • Üstteki MiTo stock amörtisör, novitec spor yay, ön ve arka kule gergisi, alt travers gergisine sahip
  • Alttaki ise allah ne verdiyse spek gergi ve viraj demiri sahip ve Bilstein B14 coilover'lı benim MiTo




İkinci foto kolajı ise benim MiTo'nun start finish düzlüğündeki fren anında öne yığılmasını gösteren öncesi ve sonrası şeklinde:
  • Üstteki fotoda koni amörtisör ve vogtland yay var.
  • Alttaki foto ise bu pazar çekilmiş olan Bilstein B14'lü haline ait.


Bilstein'lar ile bile hala bir gözle görülür esneme var ama geçmişe göre ilerleme kaydettiğini sürüşte de hissettiriyordu, fotoğraflar da bunu destekliyor diye düşünüyorum.

Bu Cumartes Track Türk ekibi ile tekrar piste çıkacağız ve yüksek ihtimalle bu sezon için benim adıma noktayı koyacağız. Hem ekonomik koşullar biraz zorluyor artık, hem de havaların ısınması ile araba hem ekstra ısınıyor hem de best time'lardan ufaktan uzaklaşacağız gibi. Bir aksilik veya bende bir kan kaynaması olmazsa, Sonbaharda kaldığımız yerden devam ederiz inş.
 
Abi selam, epeydir takibimden çıkmış, çok tatlı updateler gelmiş, eline koluna emeğine sağlık, efsane !!! Bana sorarsan pistte 2 önemli değişime ihtiyacın var:

1. yellow stufflar bitince net ds2500 ya da ds3000 e geçmek ( yellow stuff ve ds3000 i astra da deneyimledim, arada uçurum var)

2. AR1 yerine Cup2 ye geçiş yapmak

Günümüz Türkiye’sinde araba işlerinden emekli olmuş biri olarak ağır bir maddiyatı var bu değişimlerin ama sana istediğin süreleri verecek ikili böyle duruyor gibime geldi.
 
  • Beğeni
Tepkiler: fujiwara ve stan
Abi selam, epeydir takibimden çıkmış, çok tatlı updateler gelmiş, eline koluna emeğine sağlık, efsane !!! Bana sorarsan pistte 2 önemli değişime ihtiyacın var:

1. yellow stufflar bitince net ds2500 ya da ds3000 e geçmek ( yellow stuff ve ds3000 i astra da deneyimledim, arada uçurum var)

2. AR1 yerine Cup2 ye geçiş yapmak

Günümüz Türkiye’sinde araba işlerinden emekli olmuş biri olarak ağır bir maddiyatı var bu değişimlerin ama sana istediğin süreleri verecek ikili böyle duruyor gibime geldi.
Eyvalah brocum öncelikle.

Dediğin gibi iki husus da önümüzdeki dönem için aklımda.

Daha hafta başında balata fiyatı sorguladım. Yellow stuff ücreti € bazında %65 zamlanmış. €'nun kendisi zaten %100 zamlandı. Ki performans balataları arasında nispeten ucuz kalıyor yellow stuff. AR-1'lerin elimdeki ikinci seti de eskidi baya. Senin de vurguladığın gibi AR-1'ler bu seviyede artık yetmiyor noktasındalar. Cup 2 225 45 17 alalım desek 4 tanesi 13.000₺'den fazla.

Bir de "daha agresif oranlı torsen tipi bir lsd'ye geçsem" düşüncesi de hep aklımda, o da 1.000£ civarı.

Ama bu paraları harcamak hiç akıl işi değil tabi.

Çözüm olarak, hava sıcaklığının artmasından ötürü zaten arabalar da fazla zorlanmaya başladı, bir süreliğine pist günlerine ara vermeye karar verdim. Arada belki çok kanım kaynarsa fasulyeden bir iki seans piste girerim ciddi bir zorlama yapmam.

Gelelim bu hafta sonunun özetine. Cuma günü, pist öncesinde fren hidroliğini yenileyip, yedekte duran yarı ömürdeki EBC yellow stuff'ları taktım. Ayrıca aylar önce aldığım ama montaj için bir türlü fırsat bulamadığım Powerflex üst şanzıman kulağı destekleyen poliüretanı da montajladım. Böylelikle aracın tüm bushing kitini tamamlamış oldum.
IMG-20220415-WA0032.jpg


IMG_20220415_114337.jpg

Cuma gecesi, EBC'nin sitesinde yer alan aşağıdaki açıklamalara göre balatarın diske alıştırmasını yapmak için Menemen - Yeni Foça arasındaki otobana çıktım. Yataklamanın faydası çok oldu, pistte fren performansı tatmin ediciydi.
https://ebcbrakes.com/race-motorsport-articles/bedding-in/

Bir de tabi hazır gecenin bir yarısı bomboş otobana çıkmışken, depomuzda %15'lik eto konulmuş, meth kitimiz hazırken bir top speed denemesi yaptım. Bilstein coilover öncesinde kesinlikle böyle bir şey yapmazdım doğrusu ama şu an 200 sonrası bile aracın stabilitesi çok çok iyi. Top speed denemesi yaptığım noktada ilk anda hafif bir eğim var ama üst hızlara ulaşmadan önce eğim kalmıyor artık. KM saatinde %5'lik bir sapma var, devir neredeyse bittiği için KM saatinde 250 km/h'de bırakıyorum.

Cumartesi sabahı ise tracktürk'ün etkinliği için piste geçtik.

Arabanın kendi termostatı, araç park halindeyken 31C, pistte dolaşırken de 29C gösteriyordu. yüksek olan IAT sebebiyle düzlük hızında hissedilir fark vardı. ama tutuş iyiydi.

ilk olarak, henüz ilk hot lap'ımda elimin soğuk olmasından ötürü egem virajından hemen sonraki S'in ortasında erken sola kapanmamdan ötürü S çıkışında mıcır havuzuna uçtum. son ana kadar kurtarmaya çalıştım ama dışarı çıktığım anda direksiyonu düzleyip, fren ve gazı bıraktım. Sonrasında piste biraz mıcır dökmekten başka bir sorun yaşamadım çok şükür. Dışarı fırladığım o an:

Kendi adıma günün en hızlı turu 1:17:298 olarak geldi. Bu lastik ve bu hava sıcaklığından bu kadar oluyor.
NOT: Kaska takılı olan kamerada sıkıntı olmuş, kayıt almamış. Araç içi kamerasının kaydını paylaşıyorum.
 
Tutuş zayıf kalmış, yerler tozlu, hava sıcak, bence de çıkmamak en iyisi koşullar uygun değilse :)
 
  • Beğeni
Tepkiler: stan
Belki daha önce satır arasında bahsetmişimdir, Eylül 2021 gibi pist günlerinin birinin öncesinde fazla ağırlıktan kurtulmak için LPG tankını sökmüştüm.

Sonrasında LPG fiyatları benzine oranla çok yüksek kaldı diye ger takmamıştım. Sonrasında da yıl başında motor yapmış ve rodaj süresince yine LPG tankını geri takmamıştım. Mart ayı gibi tankı geri takıp, lpg ayarını kontrol ettiğimde, tank ile regülatör arasındaki bakır borunun farklı noktalarda kıvrılmış olmasından ötürü akış çok bozulmuş, stabil bir regülatör basıncı alamıyordum. O noktada artık yetti bu LPG'nin ayar derdi deyip, LPG tankını tekrar söküp, içi dolu şekilde LPG ustama hediye etmiştim. Dileyen bir müşterine takarsın diye de not düşmüştüm.

Geri kalan tüm tesisatı da dün yazlığın önünde, bolca amele yanığıyla beraber söktüm. Yani motor yapıldıktan sonra hiç LPG kullanımı yapmadan tam anlamıyla LPG'ye elveda dedim.


Tabi akıllardaki soru, bu kadar yüksek benzin fiyatlarıyla, sen yürek mi yedin evlat, LPG söküyorsun şeklinde. Aslında bu sorunun yanıtı da, yıl başında eşimin araba kullanmaya ısınması amacıyla satın aldığımız Citroen C3 1.4 HDI otomatik vitesli şu minnak:


Artık KM'yi iki araç arasında bölüyorum. Citro zaten ne yaparsanız yapın 5lt'den fazla yakmıyor. Ama bir o kadar da keyifsiz ve ruhsuz. MiTo ise ekonomi kastığımda 6lt civarı uzun yol tüketimi görebiliyorum. Sakin kullanım karışım 7-7.5lt, arada şımarırsam da 8-8.5lt gibi. Ama eskiden devamlı şımarık takılırdım, LPG tüketimim 13lt civarı olurdu. Memleket gerçeği bizim de keyfimizden bir miktar da olsa kısmaıza neden oluyor yani.

Bardağın dolu tarafına bakınca da LPG'nin yarattığı ekstra ağızlıktan kurtuldum diye düşünüyorum. Hatta Aküyü de bagaja alabilirim ilerleyen günlerde.
 
Belki daha önce satır arasında bahsetmişimdir, Eylül 2021 gibi pist günlerinin birinin öncesinde fazla ağırlıktan kurtulmak için LPG tankını sökmüştüm.

Sonrasında LPG fiyatları benzine oranla çok yüksek kaldı diye ger takmamıştım. Sonrasında da yıl başında motor yapmış ve rodaj süresince yine LPG tankını geri takmamıştım. Mart ayı gibi tankı geri takıp, lpg ayarını kontrol ettiğimde, tank ile regülatör arasındaki bakır borunun farklı noktalarda kıvrılmış olmasından ötürü akış çok bozulmuş, stabil bir regülatör basıncı alamıyordum. O noktada artık yetti bu LPG'nin ayar derdi deyip, LPG tankını tekrar söküp, içi dolu şekilde LPG ustama hediye etmiştim. Dileyen bir müşterine takarsın diye de not düşmüştüm.

Geri kalan tüm tesisatı da dün yazlığın önünde, bolca amele yanığıyla beraber söktüm. Yani motor yapıldıktan sonra hiç LPG kullanımı yapmadan tam anlamıyla LPG'ye elveda dedim.


Tabi akıllardaki soru, bu kadar yüksek benzin fiyatlarıyla, sen yürek mi yedin evlat, LPG söküyorsun şeklinde. Aslında bu sorunun yanıtı da, yıl başında eşimin araba kullanmaya ısınması amacıyla satın aldığımız Citroen C3 1.4 HDI otomatik vitesli şu minnak:


Artık KM'yi iki araç arasında bölüyorum. Citro zaten ne yaparsanız yapın 5lt'den fazla yakmıyor. Ama bir o kadar da keyifsiz ve ruhsuz. MiTo ise ekonomi kastığımda 6lt civarı uzun yol tüketimi görebiliyorum. Sakin kullanım karışım 7-7.5lt, arada şımarırsam da 8-8.5lt gibi. Ama eskiden devamlı şımarık takılırdım, LPG tüketimim 13lt civarı olurdu. Memleket gerçeği bizim de keyfimizden bir miktar da olsa kısmaıza neden oluyor yani.

Bardağın dolu tarafına bakınca da LPG'nin yarattığı ekstra ağızlıktan kurtuldum diye düşünüyorum. Hatta Aküyü de bagaja alabilirim ilerleyen günlerde.
Güzel bir gelişme olmuş, ikinci araç sonunda LPG derdine derman olmuş. Zaten sürekli trackday koşturan, her yeri gergilerle dolu gergin, yüklü bir MiTO’da LPG tankını görmek garip oluyordur :D yine de bu zamana kadar hem LPG hem de tek kapı araçla aile kullanımı ve pist günlerini ortak paydada buluşturabilmeniz takdire şayan, hayranlıkla bakıyordum bu yönünüze. Artık bundan sonra yakıt ve pratiklik gibi ayağınızı dolayan gerçekler biraz daha az olacağı için daha ciddi şeyler gelecek sanırım :) .
 
  • Beğeni
Tepkiler: stan
Güzel bir gelişme olmuş, ikinci araç sonunda LPG derdine derman olmuş. Zaten sürekli trackday koşturan, her yeri gergilerle dolu gergin, yüklü bir MiTO’da LPG tankını görmek garip oluyordur :D yine de bu zamana kadar hem LPG hem de tek kapı araçla aile kullanımı ve pist günlerini ortak paydada buluşturabilmeniz takdire şayan, hayranlıkla bakıyordum bu yönünüze. Artık bundan sonra yakıt ve pratiklik gibi ayağınızı dolayan gerçekler biraz daha az olacağı için daha ciddi şeyler gelecek sanırım :) .
Çok teşekkürler.

1 tane çok önemli upgrade geçtiğimiz cuma akşamı itibari ile gümrükten çıktı, bu hafta elime ulaşacak. Geldiğinde detaylı aktaracağım, özellikle 1 Mayıs sonrasında değişen gümrük kanunu ile ne kadar büyük öpüldüğümü detaylı yazacağım.
 
Çok teşekkürler.

1 tane çok önemli upgrade geçtiğimiz cuma akşamı itibari ile gümrükten çıktı, bu hafta elime ulaşacak. Geldiğinde detaylı aktaracağım, özellikle 1 Mayıs sonrasında değişen gümrük kanunu ile ne kadar büyük öpüldüğümü detaylı yazacağım.

Abi ürün 150€ limitinin üstünde miydi ? AB'den mi geliyordu :D
Ben de yurtdışından bir ürün sipariş vermiştim Mayıs başına yetişir diyerekten ama işler öyle olmadı, şimdi uykularım kaçıyor iptal etsem mi diye 🥲 Hala kargoya verilmedi. Ciddi bir indirime denk getirince almıştım 100€ civarı bir ürün ama 300'e gelecekse yanarız :D iptal etme şansımızda yok sanırım. Tamamen gümrük memurunun o an ki halet-i ruhiyesine kaldık gibi görünüyor.
Özellikle Ekin Kollama'nın başına gelenleri görünce kulaklarım ısınıyor :D
1653907074599.png
 
Abi ürün 150€ limitinin üstünde miydi ? AB'den mi geliyordu :D
Ben de yurtdışından bir ürün sipariş vermiştim Mayıs başına yetişir diyerekten ama işler öyle olmadı, şimdi uykularım kaçıyor iptal etsem mi diye 🥲 Hala kargoya verilmedi. Ciddi bir indirime denk getirince almıştım 100€ civarı bir ürün ama 300'e gelecekse yanarız :D iptal etme şansımızda yok sanırım. Tamamen gümrük memurunun o an ki halet-i ruhiyesine kaldık gibi görünüyor.
Özellikle Ekin Kollama'nın başına gelenleri görünce kulaklarım ısınıyor :D
Ekli dosyayı görüntüle 39635
Abi detayli maliyet konusunu anlatayim. Benim de gumruk konusunda cok ciddi canim yandi, sizin yanmasin ya da en azindan ne kadar yanacaginizi bilin diye paylasmis olayim.

Aldigim urun 498£, kargo ucreti de 80£. Gonderi ulkesi ingiltere. Ben tabi eski duzen %20 vergi verir alirim diye siparişi sanirim 5 mayis'ta verdim.

Urun dhl ile turkiye'ye geldi ve beni gumruk islemleri icin dhl ilgilisi aradi. 1 mayis itibari ile guncel basit gumruk islem limitinin 1500€'dan 150€ ya cekildigini bildirdi. Secenek olarak ya urunu gumruge birakacaktim ya da sahsi gumruk islemlerini baslatacaktim. Tabi o kadar para verdik, almadan olmaz deyip gumruk islemlerini baslattim. İlk etapta islemleri baslatmak icin 20€ odeme yaptim. Bir kac gun sonra da toplam vergi ve gumruk masrafinin 7603₺ oldugunu telefon ile bildirdiler, bir an icin nefesim kesildi. Vergi oraninin %50 hesaplandigini belirttiler ve ilerleyen gunlerde sadece gumruk giderlwrinin detayini gosteren asagidaki fatura gorselini paylastilar. Toparlarsak, yaklasik 18.000₺ ustu maliyet oldu.


Urunumuz de blackline marka torsen lsd. İlerleyen gunlerde montaji yapacagiz ins.
 
Abi detayli maliyet konusunu anlatayim. Benim de gumruk konusunda cok ciddi canim yandi, sizin yanmasin ya da en azindan ne kadar yanacaginizi bilin diye paylasmis olayim.

Aldigim urun 498£, kargo ucreti de 80£. Gonderi ulkesi ingiltere. Ben tabi eski duzen %20 vergi verir alirim diye siparişi sanirim 5 mayis'ta verdim.

Urun dhl ile turkiye'ye geldi ve beni gumruk islemleri icin dhl ilgilisi aradi. 1 mayis itibari ile guncel basit gumruk islem limitinin 1500€'dan 150€ ya cekildigini bildirdi. Secenek olarak ya urunu gumruge birakacaktim ya da sahsi gumruk islemlerini baslatacaktim. Tabi o kadar para verdik, almadan olmaz deyip gumruk islemlerini baslattim. İlk etapta islemleri baslatmak icin 20€ odeme yaptim. Bir kac gun sonra da toplam vergi ve gumruk masrafinin 7603₺ oldugunu telefon ile bildirdiler, bir an icin nefesim kesildi. Vergi oraninin %50 hesaplandigini belirttiler ve ilerleyen gunlerde sadece gumruk giderlwrinin detayini gosteren asagidaki fatura gorselini paylastilar. Toparlarsak, yaklasik 18.000₺ ustu maliyet oldu.


Urunumuz de blackline marka torsen lsd. İlerleyen gunlerde montaji yapacagiz ins.

Abi hayırlı olsun diyelim ama gerçekten tadı kaçmış bu ürün getirtme işlerinin. Anladığım kadarıyla yaklaşık 11 liralık ürüne 7 lira masraf yani neredeyse ürün*2 fiyatıyla geliyor. Suyun başını güzel tutmuşlar, bu şekilde kimse ürün getirmez ve yarın çıkıp cari açığı azalttık diye gururlanabilirler :D Ecnebilerin marketten kaşar peynir alır gibi aldığı ürünler için şunu çekmek gerçekten üzüyor alması başka dert getirtme stresi başka dövizi başka.

Senin faturayı da görünce benim ruh hali tamamen aşağıdaki araçla aynı duruma döndü. (İlk başta vergi dahil 3 sandım okumadan, iyi dedim içimden sonra bi kulak ısınması.)
Patlar mıyım, risk almalı mıyım bilmiyorum. Satıcı daha önce bir problem yaşamadık diyor ama ne bilsin elin Europe'lisi . İptal etsem TR'de 3* pahalı etmesen gümrükçü abi o gününde mi bilmiyoruz :D Artık ya nasip.


1653934097892.png
 
Abi detayli maliyet konusunu anlatayim. Benim de gumruk konusunda cok ciddi canim yandi, sizin yanmasin ya da en azindan ne kadar yanacaginizi bilin diye paylasmis olayim.

Aldigim urun 498£, kargo ucreti de 80£. Gonderi ulkesi ingiltere. Ben tabi eski duzen %20 vergi verir alirim diye siparişi sanirim 5 mayis'ta verdim.

Urun dhl ile turkiye'ye geldi ve beni gumruk islemleri icin dhl ilgilisi aradi. 1 mayis itibari ile guncel basit gumruk islem limitinin 1500€'dan 150€ ya cekildigini bildirdi. Secenek olarak ya urunu gumruge birakacaktim ya da sahsi gumruk islemlerini baslatacaktim. Tabi o kadar para verdik, almadan olmaz deyip gumruk islemlerini baslattim. İlk etapta islemleri baslatmak icin 20€ odeme yaptim. Bir kac gun sonra da toplam vergi ve gumruk masrafinin 7603₺ oldugunu telefon ile bildirdiler, bir an icin nefesim kesildi. Vergi oraninin %50 hesaplandigini belirttiler ve ilerleyen gunlerde sadece gumruk giderlwrinin detayini gosteren asagidaki fatura gorselini paylastilar. Toparlarsak, yaklasik 18.000₺ ustu maliyet oldu.


Urunumuz de blackline marka torsen lsd. İlerleyen gunlerde montaji yapacagiz ins.
İngiltere'ye gidip bavula atıp geri dönsek daha iyiymiş. 7600 tl gümrük masrafı nedir ya bi şeyler yazardım da neyse..