Gününe seçim sıkıştırdıkları üniversite sınavına çalışıyorum. Son 65 gün var ve son 30 gün kritik noktası sınav sürecinin, bu hainler o zaman aralığına koskoca bir karmaşa, gürültü ve kaos ortamı olan seçimi ve propaganda sürecini sıkıştırıyorlar.
Ekonomiyi bitirdiler; oylarının bölünmeye başladığını, karşılarındaki adayların güçlendiklerini fark ettiler ve böyle adice bir kurtarma planını devreye soktular. Korkuyorlar, KORKAKLAR.
Bunun intikamını ant olsun ki o gün sandıkta, ondan sonraki süreçte de her alanda alınacak. Umudunu yitiren adam körleme oy veren adamdan daha da kötüdür benim gözümde. İnsanların seçim hakları demokrasi ve hukukun olduğu alanlarda eleştirilmemeli fakat şuan bunların hiçbiri bizim muz cumhuriyetinde yok. O yüzden malum kişiye oy veren kişi benim tüm haklarımın gasp edilmesine destek olmuş biridir ve ben hakkımı helal etmiyorum hiçbirine.
Zamanında bunu söyleyenler şimdi neler yapıyor. Yönetemiyoruz, erken seçime gidelim diyorlar bildiğimiz.
Burada da ekonominin gidişatı ile erken seçimin alakası basitçe açıklanmış. Gösterdiğiniz büyüme oranları (!) hayatın içine yansımazsa oylar düşmeye başlar denmiş özetle:
''Yazılarımı okuyanlar büyüme oranıyla iktidar partisinin oy oranları arasında doğru yönlü bir ilişki kurduğumu hatırlayacaklardır. Son 8 seçimdeki büyüme ve oy oranları arasındaki korelasyon katsayısı 0,82 olarak çıkıyor. Büyüme oranını temel gösterge olarak almaktaki hareket noktam şuydu: Bir ekonomide büyüme genel olarak o ekonominin bütününün bir özeti gibidir. Ekonomi yüksek bir büyüme oranı yakalamışsa öteki göstergelerin çoğu da olumlu seyreder. Mesela işsizlik oranı düşer, kamu gelirleri artar, bütçe açığı geriler, kişisel gelirler yükselir. Eldeki son büyüme verisi yüzde 7,4 gibi yüksek bir büyümeyi gösteriyor. 2018 yılının ilk çeyreğine ilişkin veriler 2018 yılının ilk çeyrek büyümesinin de yüksek olacağı izlenimini veriyor. Ne var ki bu kez durum büyümenin öteki göstergeleri örtebileceği bir görünüm sergilemiyor. Çünkü bu kez bu yüksek büyüme oranına karşın işsizlik oranı da de enflasyon oranı da gerilemiyor. TL, dış değer kaybı yaşadıkça bu olumsuzluk içeride de fiyatların artmasını tetikliyor. Bunların yanı sıra cari açık yükselmeye devam ediyor, faizler yüksek kalıyor, eski dönemlerde olduğu gibi konut kredisi faizleri düşmüyor, tam tersine artıyor. Dolayısıyla ekonomi, yüksek çıkan büyüme oranına karşın iyiye gitmiyor, hatta giderek sıkıntılı bir geleceğe doğru ilerliyor. Bu durumda iktidar erken seçim kararı alacak diye öngörüyordum, öngörüm doğru çıktı. ''
( Yazının tamamı:
https://www.mahfiegilmez.com/2018/04/erken-secime-giderken-turkiye.html )